Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
19
Cevap
629
Tıklama
0
Öne Çıkarma
Cevap: Giderim Yolumdan Hey (2. sayfa)
K
geçen ay
Er
Konu Sahibi

Nefs zorlanmazsa, insanda pek az hayır ortaya çıkar.
Nefsin zorlanması, insanın içindeki cevherlerin açığa çıkmasına vesile olur.



K
geçen ay
Er
Konu Sahibi

Çalışmak zorundaydık. Belki bizim de hikayemiz burada gizliydi.
Angelanın Külleri kitabını hatırlıyorum, bazen fakirlikten de bir hikaye çıkıyor.
Kızım Olmadan Asla, çok zorlu bir evlilik sürecinin romanı...
Kiminin zorlukları aslında güzel tat bırakan bir maceraya dönüşüyor.
Kurgulara bakalım;
Oliver Twist
En sevdiğim filmin de kahramanı.
Bir çocuğun yaşadığı zorluklar, hırsızlığa kadar varan hikayesi.
Oliver Twist'i kim sevmez ki ?
Evet, nefs zorlanmalı,
Hikaye biraz da böyle başlıyor.
Adem Aleyhisselam'ın cennetten dünyaya gönderilmesi gibi...



K
geçen ay
Er
Konu Sahibi

"Tevhid davası âdeta okyanuslarda yol alan cankurtaran gemisi gibidir. Ona yönelen, ona ulaşan kurtuluşa ermiştir. Suyun yüzeyindeki kabuklar ve çer çöp bu gemiyi durduramaz. Öyleyse hepimiz şunu düşünmeli ve şu soruya dürüstçe cevap vermeliyiz:

'Ben neredeyim? Suyun yüzeyindeki köpük ve kabuk muyum yoksa geminin içerisinde bulunan, kurtuluşa ermiş has yolculardan mıyım?'

Nerede bulunduğumuza dikkat edelim. Güverte veya kamerada olmamız çok da önemli değil. Yeter ki geminin içinde olalım, asıl mesele budur."



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

K
2 hafta
Er
Konu Sahibi

Sonra tüm dünya benimmiş ama hiç önemi yokmuş gibi yine O'nu (cc) ararım...



K
2 hafta
Er
Konu Sahibi

Evvelden Kur'an okurken her ayetinde hayatıma uygulayacağım bilinciyle okurdum. Şimdi satırlarında hayal dünyasına dalıp sonra tekrar 'gerçek hayat'a dönmek zorunda kalıyorum. Doğu ile batı bende hâlâ birleşmedi...



K
2 hafta
Er
Konu Sahibi

Duygu durumunu inanç belirler diyordu,
Evet inanç her şeydir. Sabırlı olmanı sağlayan da dosdoğru yürümene yardımcı olacak düşünceler de doğru inancın içinde gizlidir...İnancında/itikadında yaşadığın problemler bitmedikçe savrulmaktan kurtulamazsın/kurtulamayız...
Savrulduğum bilmemkaçıncı gün...



K
2 hafta
Er
Konu Sahibi

Borderline' imişim...
Ço..k geç teşhis,
Bunu öğrendiğim zamanki en güzel destek geldi Rabbimden. Hastalıkta sağlıkta der gibi, ne bileyim.

Hayatım gitti, yıllarım gitti gibi düşünüyorum bazen ama bu hastalıktaki hayırlar beni devamlı değiştirdi, o kadar çok değiştim ki önceki benleri tanımıyorum, vedalaştık.

Şimdiyse yeni bir yola başlamak istiyorum. Bu hastalığın altında yatan sebepler manevi mi yoksa gerçekten beyinde oluşan -belki kimyasal değişimden dolayı- olabilecek bir hastalık mı ? Bu hastalıkla nasıl baş ederim ?

Neden savrulduğumu da anladım böylece, bir uçtan diğer uca...





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kader Sırrı -- 10 Eylül 2025; 13:47:54 >

K
2 hafta
Er
Konu Sahibi

Bu herkeste var mıydı bilmem,
Sanki yaşadığımdan başka bir dünya vardı onu arıyordum senelerdir. Dindar olmadan evvel burayı astral seyahat gibi fantastik-uç işlerle doldurmaya çalışırdım. Bir dünya vardı gidemediğim. Yaşadığım dünyadan gitmem gerekiyordu, burası olmaması gerekiyordu ama buradan da çıkamıyordum işte.

Dindar olduktan sonra da o boşluk dolmadı. O dünyayı arıyordum, o boşluğun adı artık Rabbime ulaşamamaya dönmüştü. Rabbim bir yerdeydi sanki ve ona gitmem gerekliydi. Sufi olup senelerce o tarikat benim şu tarikat senin gezindim. Onlar boşluktaki ruhumun aradığı fantastik/hayali dünya arayışıma büyük ölçüde karşılık veriyordu ama batıldı...ALLAH vardı biliyordum elbette Elhamdülillah ama hadis okuduğumda hadisler ne kadar da normaldi, ayaklarım yere basıyordu. Oysa 'ben' uçmayı seviyordum. Kişiliğimle/aradığımla örtüşmüyordu. Dini bile uç noktalara yerleştirmiştim. Selefi oldum, radikal oldum. Yine bir uç nokta daha...Aradığımı burada da bulamadım. Burası o hayali dünyaya hiç karşılık vermiyordu ama artık daha da zahire odaklanmıştım. Biraz düzeldim...Sonra yeniden başladı ataklar, bir dünya vardı ve ben yanlış bir yerdeydim. Kişiliğim de bunca git-gel arasında ızdırap çekip duruyordu. Bir o oluyordum, bir bu...Yarın ne olacağımı ve duygularımı bilmiyordum. Bu yüzden artık kimseye düşüncelerimi manipüle etmemeye çalışıyordum.

Bazen en güzel anlarımda bile uzaklara dalar sanki olmamam gereken yerdeymiş gibi hissederdim. Düşüncelerim kararırdı, mutluluğum sahte gelirdi. O boşluk duygusu beni hiç bırakmadı. Hiçbir şeyden tatmin olamama hâli, ne yaparsam yapayım başka bir şeyi aramaya devam ediyordum. Rabbime bağım da böyle hastalıklı olmuştu. Ben aslında daha özeldim ama yanlış yerdeydim, dünyaya düşmüş gibi. Arayıp O'nu bulmam gerekiyordu ama bulamıyordum işte. Dünyada bir yerde insanların içerisinde yaşıyordum. Hep gitme düşüncem vardı. Bu kadar dindar olmama rağmen inşaAllah intihar etmeden ölürüm diyordum. Sanki ecelimle ölsem bile başarı olacaktı. Ansızın gelirdi intihar duygusu, önünü ardını düşünmek zor olurdu. Duygu yoğunluğu o kadar ele geçirirdi ki, bir anda gidebilirim, düşünemiyordum. ALLAH'a şükür ki dindardım, yoksa çoktan gitmiştim Allahualem. Cehennemiyle korkuturdu Sevdam (cc) o bile bir annenin şefkatinden yanlış olan bir şeyi yasaklaması gibiydi işte. ALLAH vardı ve beni defalarca kurtarmıştı...

Evlenme düşüncelerini de uzaklaştırmıştım zihnimden. Bugün sevdiğimi yarın hatta birkaç saat sonra sevmeyebilirdim. Duygularıma güvenmemeyi öğrenmiştim. Hem bir çocuk istemiyordum, ben de alışamamıştım ki buraya, birisine kıymaya niyetim yoktu. Benim gibi olup da neden ? derse bir gün bana ne diyebilirdim. Kendi hayatımı düzeltememişken ona ne anlatabilirdim. Ruhen mutmain olmamışken ben de, o bu kaos için neden ? derse... İsyanım yok Rabbime, dünyaya geldiğim ve O'nu tanıdığım için şükürler olsun, bin kere yaratılsam ve bin kere daha bu hayata doğsam O'nu tanıma imkanım olduğu için şükürler olsun. Tanıdığım için değil haşa, vallahi tanıyamadım da, bu kadar uzak hissederken bile şükürler olsun...

Hayatımın bu son döneminde aşırı savrulduğumu fark ettim. Uçlarda gezindiğimi biliyordum ama tüm bu uçların savrulmalardan ibaret olduğunu, elimde bir çıktı olmadığını... Senelerdir bir sürü iş, meslek, şehir değiştirdim. Kaç defa düşünce/kişilik değiştirip doğu-batı arasında savrulduğumu hatırlamıyorum bile. Tam o aşırı savrulmaları -fark ettiğimde- birisi geldi hayatıma ve yine bu dönem borderline olduğumu ve bir şeylerin zihnimi kandırdığını (o boşluk duygusu ve arayışın da bu hastalıktan dolayı olduğunu) öğrendim. Eğer fırtınaları aşabilirsek, zihnimin manipülasyonunu engelleyebilirsem evlenmeyi düşündüğüm o yolda ilerliyorum.

Görelim Mevlam neyler, neylerse güzel eyler...



https://www.youtube.com/watch?v=1M0DNEWL7tg





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kader Sırrı -- 11 Eylül 2025; 8:12:22 >

K
6 gün
Er
Konu Sahibi

Pan'ın gemide günlerce durmasına şaşmamalı.
Herkes kendi kaderini yaşardı ve hatta kaderde gezinmenin cüzi mertebesi bile kula verilmişti.
"Şüphesiz ki, bir kavim kendi durumunu değiştirmedikçe Allah onların durumunu değiştirmez." (Rad:11)
Burada çabalar önemliydi ve imkansız diye bir şey yoktu. Doğru adımları atıp ALLAH'ın istediği şekilde doğru yolda ilerledikçe, denizler de yarılırdı, ateşler serin ve selametli olurdu.
Pan ilk önce zihnini-düşüncelerini değiştirmeyi düşünüyordu. Zihin dünyası attığı adımları belirliyordu. Oralara doğru bilgi yüklenmeden (ki buna nebevi adımlar da diyebiliriz) doğru bir çıktı almak mümkün değildi.
Pan gemide bir o tarafa bir bu tarafa savulurken, değişeceğine söz vermişti. Henüz ölmemişti, değişecekti.



K
2 gün
Er
Konu Sahibi

Evlilik işi tabiki suya düştü.
Birkaç günde kendi dünyamda onu da savurdum.
Yine benim uçlarda yaşama merakım yüzünden 1 ayda evlenmeye karar verdik (kaç defa vazgeçip tekrar yola koyulduk bilmem) ve neredeyse ailelerle tanışma durumuna geldik.
Sonra bir anda yolları ayırdık, sonra yeniden pişmanlık, sonra boşvermişlik.
Ruhumun bu kadar hasta olduğunu bir başkasıyla denk geldiğimde daha iyi anlıyorum. Nefsin şımarıklığı mı bu bilmiyorum, elimde de değil.
Artık olmadığım şeylere değil olduğum şeylere bakacağım.
Ben zaten evlenecek birisi değildim ama her nasılda 'norm'allerin peşine düşmeli gibi düşünüyor insan. Normal olmaya çalıştığım dönemden beri daha mutsuzum. Normal olmaya zorladıkça mutsuzluğum arttı, kendimi bir şeylerin içinde sıkışmış hissediyorum. Bir hayata sıkışmış, bir bedene sıkışmış...

Düzeleceğim demeyeceğim. Bu kez düzelmekten bahsetmiyorum. Bu kişilikle devam edeceğim. İster şu uçta, ister bu uçta olsun hepsinde Rabbinden korkup O'na (cc) kul olsun yeter.
Üzülmeyeceğim ve mutsuz da olmayacağım.
Üzülmeyeceğim ve mutsuz da olmayacağım.
Üzülmeyeceğim ve mutsuz da olmayacağım.
Üzülmeyeceğim ve mutsuz da olmayacağım.

Herkes gibi yaşamak zorunda değilim, herkesin yaşamına uydukça mutsuz kendime ait olmayan, çaresiz hissettiğim bir hayata hapsoldum. Ne yapacaksın derseniz de, ne bileyim. Şimdilik Winnie The Pooh izleyip ballı süt içebilirim.

https://www.youtube.com/watch?v=Dr0IknUJK2k



K
2 gün
Er
Konu Sahibi

Aslında dünyadaki en iyi insanlardan birisini kaybettim ve üzgünüm... Normal olacağım son gemiyi de kaçırmış gibi hissediyorum.😔



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

K
dün
Er
Konu Sahibi

Bu kez planlı programlı ilerleyeceğim. :)
Gece Yarısı Kütüphanesindeki Nora gibi, pişmanlıklar kitabı diye bir kitabım oldu neredeyse. Ama sonra uçup gidiyor ve yalnızca ALLAH ile olan bağımda gerçeklik hissediyorum.
Sadece gerçeği kovalayacağım.
Eş olmadı,
İşi de bırakacağım bir süre sonra. Belki 2-3 ay. Bırakmadan önce programlı ilerleyeceğim bu kez. Zaten çalışmaya çalıştığım başka alanlar da var. Onları ilerletmeye çalışmak zorundayım. Rızk ALLAH'ın elinde ve o yerlere göklere bile mücevherlerini dağıtmış. Yeri, göğü hizmetine verdiği İnsana neden vermesin eğer hayır ise. ALLAH bilir, biz bilmeyiz.

Gideceğim sonra da nasip olursa, kendimi bir yere bağlamadığım dünyalara. Gezineceğim ALLAH ile, ALLAH izin verirse; kuş kadar ömürde.

Dün, seneler sonra hastalığın hep kötü olmadığını idrak ettim hamd olsun. Bazı imtihanlar var ki ALLAH'a yakınlaştırır insanı. Senelerdir kendimi normalleştirmeye çalışıyordum, bir yerden olmadığını idrak ediyordum ama normalleşmeye çalıştıkça ne kadar yorulduğumu fark ettim. Kendim olmadığımı, kendim olamadığım için de ALLAH'tan uzaklaştığımı. İşte kullarından bir kuluyum. Yerlere göklere bakınca her şey çeşit çeşit, renk renk. Aynı cins hayvanların bile mizaçları farklı farklı. Ben de onlar gibi bir kulum işte. İnsan normal olmaya zorlayarak normal olamadığı gibi birde kendisini örttüğü için, kendisiyle ALLAH arasındaki bağı kuramıyor.

Şimdi daha huzurluyum hamd olsun. Umut edeceğiz, yüksek umutlar besleyeceğiz. Hayat ne Mekke'den ibaret ne de Medine'den. Sadece çöl değiliz biz. ALLAH sadece çöl yaratmadı. En güzel renkler O'na ait...

Selametle.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kader Sırrı -- 23 Eylül 2025; 7:40:38 >

K
dün
Er
Konu Sahibi

Yorumlar çok komik, önce güldüm ama garip bir şekilde dinledikçe kopuz sesini sevmeye başladım. Garip bir neşesi var. :))
Yine Serdar Kılıç izleyip, Serdar Kılıç gibi olacağım diye devam edip koluma askeri saat taktığım bir gün.
İşten döndükten sonra nasipse yeni yüksek doz umutlu hayallerimiz için plan program yapalım.

https://www.youtube.com/shorts/1WW6iKUDlx4



DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.