Voltpost, sokak lambalarını şarj istasyonuna dönüştürererek bu soruna pratik bir çözüm getiriyor. ABD'nin Michigan eyaletinde, 2030 yılına kadar 2 milyon elektrikli aracı destekleyecek 100.000 şarj istasyonu kurma hedefi kapsamında Voltpost, Detroit’teki Oak Park semtinde ilk ticari istasyonunu devreye aldı. 6 metrelik şarj kablosu, aydınlatmalı tasarımı ve otomatik kablo toplama sistemiyle donatılan bu sokak lambası tabanlı sistem, firmanın kısa vadede Detroit genelinde daha fazla noktaya kurulum yapma planının ilk adımı.

Yol kenarlarında zaten mevcut olan sokak lambaları, şarj altyapısı için mükemmel bir başlangıç noktası. Voltpost'un geliştirdiği sistem, sokak lambalarına özel olarak "giydirilerek" takılıyor ve Level 2 (orta seviye) şarj sağlıyor. Maksimum 7,6 kW güce sahip bu sistemle, saatte yaklaşık 45 kilometre menzil elde edilebiliyor.

Ayrıca Bkz.Vatikan, dünyanın tamamen temiz enerjiyle çalışan 8'inci ülkesi oldu

Voltpost sistemi, bir direğe tekli, ikili hatta dörtlü şarj soketi yerleştirmeye olanak tanıyor. Her sistem kendi şarj kablosuyla birlikte geliyor, bu sayede bagajdan özel kablo çıkarmaya gerek kalmıyor. Bu, özellikle pratiklik arayan veya kablo taşımaktan hoşlanmayan kullanıcılar için büyük bir kolaylık.

Bu, kazı, trafo bağlantısı, asfaltlama ve beton temel gerektiren klasik hızlı şarj istasyonlarına kıyasla büyük bir avantaj. Bazı kullanıcılar, tek bir hızlı şarj istasyonunun aylarca sürebilen kurulum süreci yerine, aynı sürede yüzlerce Voltpost ünitesinin devreye alınabileceğine dikkat çekiyor. Bu da elektrikli araçlara geçişteki altyapı engelini önemli ölçüde azaltabilir.

Bu sistem Türkiye'de uygulanabilir

Voltpost benzeri bir sistem İstanbul gibi metropollerde büyük bir potansiyele sahip. Örneğin, İSPARK’a ait yol kenarı park alanları ya da otoparklarda bu teknoloji uygulanabilir. Hatta İstanbul Büyükşehir Belediyesi, "İSŞARJ" gibi bir yan şirket kurarak, uygun ücretli şarj imkanı şehri daha az kirleten araç sahiplerine sunulabilir.

Böyle bir sistemin ek faydası olarak, araç şarj edildiği sürece otopark ücretinin alınmaması gibi teşvikler de sunulabilir. Bu sayede hem temiz ulaşım yaygınlaşır, hem de şehirdeki hava kalitesi önemli ölçüde iyileşir.