Üniversiteler ve enstitüler yapay zeka ile hazırlanmış makaleleleri bilim literatüründen uzak tutmak için elinden geleni yapıyor olsa da bu hafta yayımlanan bir araştırma, ChatGPT gibi büyük dil modelleri (LLM) ile hazırlanan pek çok makalenin aradan sızdığını gösteriyor. Amerika ve Almanya’dan bir grup araştırmacı tarafından yürütülen kapsamlı bir çalışma, 2024 yılında yayımlanan biyomedikal makalelerin en az %13,5’inin yazımında yapay zeka kullanıldığını tespit etti.
Araştırmacılar, PubMed veritabanında yer alan 15 milyondan fazla biyomedikal özeti inceleyerek, yapay zekâ temelli yazım tarzlarının bu yayınlara ne ölçüde sızdığını tespit etmeye çalıştı. Science Advances dergisinde yayımlanan bulgular, akademik dünyada gizlice büyüyen bir dönüşüme işaret ediyor:
Yazı Dilinde Yaşanan Değişim, Makalelerdeki Yapay Zeka Kullanımını Açık Etti
Araştırmada, ChatGPT’nin halka açık olarak yayımlandığı dönem öncesi ve sonrası arasındaki kelime kullanımı farkları analiz edildi. COVID-19 döneminde salgının ölüm rakamları üzerindeki gerçek etkisini tespit etmek için uygulanan “standart üstü ölüm” metodolojisinden esinlenen ekip, akademik makalelerdeki yapay zeka kullanımını da “standart üstü kelime kullanımı” üzerinden modelledi. Bu sayede, zaman içinde metinlerdeki yapısal değişimler daha belirgen şekilde ölçülebildi.
Araştırma, 2024 öncesinde akademik yayınlarda standardın üstüne kullanılan kelimlerin çoğunluğunun (%79) isimlerden oluştuğunu, ancak 2024 sonrası bu durumun değiştiğini gösteriyor. 2024'ten sonra standardın üstünde kullanılan kelimler bir anda fiillere (%66) ve sıfatlara (%14) dönüştü. Ayrıca makalelerde kullanılan süslü ifadelerin sayısında da kayda değer bir artış gözlemlendi. Yazı dilinde bir yaşanan bu değişim, yazım sürecine 2024 öncesinde olmayan bir "yazarın" dâhil olduğunu gösteriyor. Bu yazar da giderek yaygınlaşan büyük dil modelleri.
Araştırma aynı zamanda yapay zekâ kullanımının sadece yaygınlığı değil, dağılımı konusunda da önemli farklar ortaya koydu. Bazı ülkeler, disiplinler ve yayınlar diğerlerine göre LLM destekli yazı kullanımına daha fazla başvurmuş durumda. ABD, Çin ve Hindistan bu konuda en kötü karneye sahip ülkeler. Diğer yandan Türkiye'de tespit edilen LLM kullanım oranı ise %4. Tabii bu sadece biyomedikal makaleler için geçerli.
Bu bulgular, yapay zekânın sadece içerik üretimi değil, bilimsel düşüncenin sunumu üzerindeki etkisinin de hızla derinleştiğini gösteriyor. Ancak bu değişim, bilimsel içeriğin güvenilirliği ve şeffaflığına dair yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor. Çünkü ChatGPT gibi yapay zekalar, en basit sorgularda bile yalan yanlış bilgiler verebiliyor. Hâl böyleyken bilimsel araştırmalara katkı sunuyor olmaları, bu çalışmaların doğruluğuna ve geçerliliğine gölge düşürüyor.
simdi egri oturup dogru konusursak bilimsel makalelerin zaten %80i ai'dan hallice. ai dan hallice derken baska makaleleriden alinan bilgilerin yorumlanip derlenmis halleri. ai in yaptigida bu zate...
simdi egri oturup dogru konusursak bilimsel makalelerin zaten %80i ai'dan hallice. ai dan hallice derken baska makaleleriden alinan bilgilerin yorumlanip derlenmis halleri. ai in yaptigida bu zaten. orjinal fikir, gercek arastirma calisma olan makale cok az. bu birazda sistemin publish or perish (yayinla yada yokol) haline gelmesini sonucu. akademisyenlerin cogu konumlarini mevkilerini korumak icin duzenli olarak dergilerin kabul edecegi yayinlar yapmasi gerekiyor. surekli yayin yapma ihtiyaci uzerine yapilan yayinlarin dergiden kabul gorme gerekliligi benzeri vasat yayinlarin cikma nedenleri. yapilan yayinlarin buyuk kismini dergi hakemleri disinda kimsenin okumuyor olmasida ayri bir olay. gecenlerde bir arastirmada einstein'in calismalarini bugunki kriterlerle degerlendirmislerdi. bugunki kriterlere gore cogu dergiden red alacagi cikmisti.
olay yeni fikir farkli bakis acisi olmadiginda, is sayiya ve cogunlugun kabulune dayandiginda sonuc bu oluyor, ve bunu ai'in insandan cok daha iyi ve hizli yaptigida bir gercek.
simdi egri oturup dogru konusursak bilimsel makalelerin zaten %80i ai'dan hallice. ai dan hallice derken baska makaleleriden alinan bilgilerin yorumlanip derlenmis halleri. ai in yaptigida bu zaten. orjinal fikir, gercek arastirma calisma olan makale cok az. bu birazda sistemin publish or perish (yayinla yada yokol) haline gelmesini sonucu. akademisyenlerin cogu konumlarini mevkilerini korumak icin duzenli olarak dergilerin kabul edecegi yayinlar yapmasi gerekiyor. surekli yayin yapma ihtiyaci uzerine yapilan yayinlarin dergiden kabul gorme gerekliligi benzeri vasat yayinlarin cikma nedenleri. yapilan yayinlarin buyuk kismini dergi hakemleri disinda kimsenin okumuyor olmasida ayri bir olay. gecenlerde bir arastirmada einstein'in calismalarini bugunki kriterlerle degerlendirmislerdi. bugunki kriterlere gore cogu dergiden red alacagi cikmisti.
olay yeni fikir farkli bakis acisi olmadiginda, is sayiya ve cogunlugun kabulune dayandiginda sonuc bu oluyor, ve bunu ai'in insandan cok daha iyi ve hizli yaptigida bir gercek.
Araştırmacılar, PubMed veritabanında yer alan 15 milyondan fazla biyomedikal özeti inceleyerek, yapay zekâ temelli yazım tarzlarının bu yayınlara ne ölçüde sızdığını tespit etmeye çalıştı. Science Advances dergisinde yayımlanan bulgular, akademik dünyada gizlice büyüyen bir dönüşüme işaret ediyor:
Yazı Dilinde Yaşanan Değişim, Makalelerdeki Yapay Zeka Kullanımını Açık Etti
Araştırmada, ChatGPT’nin halka açık olarak yayımlandığı dönem öncesi ve sonrası arasındaki kelime kullanımı farkları analiz edildi. COVID-19 döneminde salgının ölüm rakamları üzerindeki gerçek etkisini tespit etmek için uygulanan “standart üstü ölüm” metodolojisinden esinlenen ekip, akademik makalelerdeki yapay zeka kullanımını da “standart üstü kelime kullanımı” üzerinden modelledi. Bu sayede, zaman içinde metinlerdeki yapısal değişimler daha belirgen şekilde ölçülebildi.
Araştırma, 2024 öncesinde akademik yayınlarda standardın üstüne kullanılan kelimlerin çoğunluğunun (%79) isimlerden oluştuğunu, ancak 2024 sonrası bu durumun değiştiğini gösteriyor. 2024'ten sonra standardın üstünde kullanılan kelimler bir anda fiillere (%66) ve sıfatlara (%14) dönüştü. Ayrıca makalelerde kullanılan süslü ifadelerin sayısında da kayda değer bir artış gözlemlendi. Yazı dilinde bir yaşanan bu değişim, yazım sürecine 2024 öncesinde olmayan bir "yazarın" dâhil olduğunu gösteriyor. Bu yazar da giderek yaygınlaşan büyük dil modelleri.
Ayrıca Bkz.Google DeepMind, yapay zeka ile geliştirdiği ilaçlar için insanlı deneylere hazırlanıyor
Araştırma aynı zamanda yapay zekâ kullanımının sadece yaygınlığı değil, dağılımı konusunda da önemli farklar ortaya koydu. Bazı ülkeler, disiplinler ve yayınlar diğerlerine göre LLM destekli yazı kullanımına daha fazla başvurmuş durumda. ABD, Çin ve Hindistan bu konuda en kötü karneye sahip ülkeler. Diğer yandan Türkiye'de tespit edilen LLM kullanım oranı ise %4. Tabii bu sadece biyomedikal makaleler için geçerli.
Bu bulgular, yapay zekânın sadece içerik üretimi değil, bilimsel düşüncenin sunumu üzerindeki etkisinin de hızla derinleştiğini gösteriyor. Ancak bu değişim, bilimsel içeriğin güvenilirliği ve şeffaflığına dair yeni tartışmaları da beraberinde getiriyor. Çünkü ChatGPT gibi yapay zekalar, en basit sorgularda bile yalan yanlış bilgiler verebiliyor. Hâl böyleyken bilimsel araştırmalara katkı sunuyor olmaları, bu çalışmaların doğruluğuna ve geçerliliğine gölge düşürüyor.
Kaynak:https://phys.org/news/2025-07-massive-ai-fingerprints-millions-scientific.html
Haberi Portalda Gör
_____________________________