< Resime gitmek için tıklayın > 1. Dönemin Ruhunu Anlamak: 1961 yılında Türkiye, siyasi olarak oldukça çalkantılı bir dönemden geçiyordu. 1960 darbesinden yeni çıkılmış, ekonomik kalkınma için planlı ekonomiye geçilmişti. İşte bu ortamda, Türk mühendisliğinin gurur verici bir projesi olan Devrim otomobili ortaya çıktı. Ancak bu çaba, yalnızca teknik değil, bürokratik ve ideolojik engellere de takıldı.
2. DPT’nin Rapordaki Tutumu: Devlet Planlama Teşkilatı, henüz birkaç aylık bir oluşumdu ve “planlı kalkınma” mantığıyla hareket ediyordu. Ancak bu planlama anlayışı ne yazık ki yerli sanayiyi ve teknolojik atılımı teşvik etmekten çok, mevcut ekonomik kısıtlar üzerinden hareket ederek bazı projeleri ‘yük’ olarak değerlendiriyordu.
DPT’nin Devrim otomobiline dair raporu şu temel noktalara dayanıyordu: • “Otomobil üretimi lüks ve israftır” anlayışıyla, yerli otomobil girişimi ekonomik olarak gereksiz ve zararlı olarak görülüyordu. • “Halkın tasarrufları üretken olmayan alanlara yöneltilmemelidir” ifadesiyle, Devrim gibi milli teknoloji projeleri yatırıma değer görülmüyordu. • Projenin teknik olarak yetersiz olduğuna dair abartılı ve bürokratik bir dille eleştiriler yapılmış, oysa bu araç sadece 129 günde üretilmişti, ki bu bir mühendislik başarısıydı.
3. Rapordaki İdeolojik Arka Plan: Rapor sadece teknik ya da mali bir değerlendirme değildi. Dönemin zihniyeti, Türkiye’nin otomobil gibi karmaşık ürünleri kendi başına üretemeyeceği ön kabulüyle hareket ediyordu. “Yapamayız, başaramayız, dışarıdan almak daha kolaydır” düşüncesi hakimdi.
Bu anlayış, Batı’ya bağımlılığı içselleştirmiş, kendi insanına ve mühendisliğine güvenmeyen bir zihniyetin ürünüdür. Bu rapor, Devrim projesini doğrudan durdurmamış olsa da, gerekli siyasi ve ekonomik desteği ortadan kaldırarak projenin fiilen sonunu hazırlamıştır.
4. Sonuçları Ne Oldu? • Devrim otomobili seri üretime geçemedi. Bu DPT’nin tek başına yaptığı bir şey değilse de, onun hazırladığı rapor ve oluşturduğu bürokratik hava en önemli engellerden biri oldu. • Türkiye, 1960’larda yerli otomobil üretimini başarabilecek teknik kadroya sahipken, bu fırsatı kullanamamış ve otomotiv sanayiine yıllarca montajcı zihniyetle yaklaşmak zorunda kalmıştır. • Bu bürokratik tutum, Türkiye’nin yıllarca yüksek teknolojili ürünlerde dışa bağımlılığını sürdürmesine zemin hazırlamıştır. • Türkiye’nin kendi markasını yaratamaması, dış markalara lisanslı üretim yapan bir pazar konumuna hapsolmasına neden olmuş, bu da uzun vadede katma değeri düşük bir sanayi yapılanmasına yol açmıştır. • Yerli teknoloji üretilmeyince, Türkiye otomotiv ve makine sektörlerinde dışa bağımlı hale gelmiş, motor ve aktarma organı gibi kritik parçaları hep dışarıdan almak zorunda kalmıştır. • Yüksek teknolojinin gelişmemesi, savunma, havacılık ve elektronik gibi stratejik alanlarda da benzer bir dışa bağımlılığı beslemiş ve bu durum ülkenin bağımsız karar alma kapasitesini zayıflatmıştır. • Teknolojik gelişme olmadan sanayileşme eksik kalınca, istihdam kalitesi düşük olmuş, vasıfsız işgücüne dayalı büyüme modeli halkın refahını artıramamıştır. • Kurumsal vizyonsuzluk ve bürokratik engellemeler, sadece otomotiv değil, Türkiye’de birçok potansiyel teknoloji girişiminin de erken aşamada bastırılmasına neden olmuştur. • Yüksek teknoloji üretilemeyince, Türkiye sürekli cari açık veren bir ülke haline gelmiş, döviz ihtiyacı nedeniyle parasını sürekli devalüe etmek zorunda kalmış ve halk yıllar içinde sürekli yoksullaşmıştır.
⸻
Sonuç olarak:
DPT’nin 1961 tarihli raporu, teknikten çok ideolojik ve bürokratik bir refleksi temsil eder. Yerliliğe, bağımsızlığa ve mühendisliğe güvenmeyen bu bakış açısı, Devrim otomobili gibi milli projelere güvenmek yerine onları boğmayı seçmiştir. Rapor, teknik bir değerlendirme değil; Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durmasına karşı çıkan yönetici elitlerin içselleştirdiği bir küçümsemenin belgesidir.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
dipnot: 60 darbesini yapanlar, 1950lerin başında Menderes denilen Robert Koleji çocuğunun, Türk Silahlı Kuvvetlerine yaptığı darbe ile ihraç ettiği Kemalist ordu dirayetinin yerine getirdiği amerikancı natocu islamcı askerlerdi.
Kapat konuyu,şimdi AK Troll diye linçleneceksin. Her doğru her yerde söylenmez.Ekrem başkanın Cumhurbaşkanlığı engellendi,halkın %99,9`u Ekrem başkanın arkasında yaz geç.
otomobil üretebilirsiniz ancak oto piyasasında her daim aktif oyuncu olmak çok zor. her daim güncel model üretmek, yeni teknoloji geliştirmek, daha verimli araçlar üretmek için çok iyi mühendis kadrolara ihtiyaç vardır. eğer türkiye bu zor işi başarabilecek durumda olsaydı otomotiv sektörü haricinde bir sektörde küresel bir markaya sahip olurdu. bu halkın yapısı fasonculuğa daha uygun. çünkü sadece para kazanmayı düşünüyor.
O adam yüzünden süt tozuyla kaç nesil zehirlenmiş oldu ah ah... Hadi ekonomik zarar telafisi kolaydır hastalıklı nesiller tamamen gen aktarımı bu nasıl telafi edilecek?
Ortada bir rapor bile yok kendi fikirlerini veya chat gpt'ye sorduğu şeylerin cevabını yazmış. 1961 yılında türkiyenin çok sermayesi vardı ya arabası eksik kalmıştı. Yerli araba yapan ülkeleri de gördük. Sovyet bloğu ülkeleri ki içlerinde bir sürü ülke var. İngiltere, abd, isveç. Herkes üretti de bugün kaçı kaldı? Japonya ve korede başarılı oldu diye burada yerli üretim başarılı mı olacaktı? Abd bile bu işte başarılı olamadı. Satamadıktan sonra üretsen kaç yazar?
Araba üretmek ne büyük olaymış ya. Tutturmuşlar araba diye. Her ülke herşeyi üretmek zorunda değil. Başka alanda uzmanlaşırsın. Hollanda yerli araba üretmiyor diye başarısız mı oldu? Yerli yerli diye tofaş hurdalarını millete bela etmişlerdi.
Bir de bunu siyasete çekmek isteyen elemanlar var. 1960 darbesini yapanlar ortada. Mhp kurucusu türkeş darbe bildirisini okuyan adam. Darbe olmasa önceki menderes hükümeti de araba üreteyim demiyordu. Ülke cari açık, bütçe açığı ve develüasyon yapıp sorunlarla boğuşurken tek derdi araba yapmak değildi.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Vanished Man -- 13 Haziran 2025; 8:34:32 >
1. Dönemin Ruhunu Anlamak:
1961 yılında Türkiye, siyasi olarak oldukça çalkantılı bir dönemden geçiyordu. 1960 darbesinden yeni çıkılmış, ekonomik kalkınma için planlı ekonomiye geçilmişti. İşte bu ortamda, Türk mühendisliğinin gurur verici bir projesi olan Devrim otomobili ortaya çıktı. Ancak bu çaba, yalnızca teknik değil, bürokratik ve ideolojik engellere de takıldı.
2. DPT’nin Rapordaki Tutumu:
Devlet Planlama Teşkilatı, henüz birkaç aylık bir oluşumdu ve “planlı kalkınma” mantığıyla hareket ediyordu. Ancak bu planlama anlayışı ne yazık ki yerli sanayiyi ve teknolojik atılımı teşvik etmekten çok, mevcut ekonomik kısıtlar üzerinden hareket ederek bazı projeleri ‘yük’ olarak değerlendiriyordu.
DPT’nin Devrim otomobiline dair raporu şu temel noktalara dayanıyordu:
• “Otomobil üretimi lüks ve israftır” anlayışıyla, yerli otomobil girişimi ekonomik olarak gereksiz ve zararlı olarak görülüyordu.
• “Halkın tasarrufları üretken olmayan alanlara yöneltilmemelidir” ifadesiyle, Devrim gibi milli teknoloji projeleri yatırıma değer görülmüyordu.
• Projenin teknik olarak yetersiz olduğuna dair abartılı ve bürokratik bir dille eleştiriler yapılmış, oysa bu araç sadece 129 günde üretilmişti, ki bu bir mühendislik başarısıydı.
3. Rapordaki İdeolojik Arka Plan:
Rapor sadece teknik ya da mali bir değerlendirme değildi. Dönemin zihniyeti, Türkiye’nin otomobil gibi karmaşık ürünleri kendi başına üretemeyeceği ön kabulüyle hareket ediyordu. “Yapamayız, başaramayız, dışarıdan almak daha kolaydır” düşüncesi hakimdi.
Bu anlayış, Batı’ya bağımlılığı içselleştirmiş, kendi insanına ve mühendisliğine güvenmeyen bir zihniyetin ürünüdür. Bu rapor, Devrim projesini doğrudan durdurmamış olsa da, gerekli siyasi ve ekonomik desteği ortadan kaldırarak projenin fiilen sonunu hazırlamıştır.
4. Sonuçları Ne Oldu?
• Devrim otomobili seri üretime geçemedi. Bu DPT’nin tek başına yaptığı bir şey değilse de, onun hazırladığı rapor ve oluşturduğu bürokratik hava en önemli engellerden biri oldu.
• Türkiye, 1960’larda yerli otomobil üretimini başarabilecek teknik kadroya sahipken, bu fırsatı kullanamamış ve otomotiv sanayiine yıllarca montajcı zihniyetle yaklaşmak zorunda kalmıştır.
• Bu bürokratik tutum, Türkiye’nin yıllarca yüksek teknolojili ürünlerde dışa bağımlılığını sürdürmesine zemin hazırlamıştır.
• Türkiye’nin kendi markasını yaratamaması, dış markalara lisanslı üretim yapan bir pazar konumuna hapsolmasına neden olmuş, bu da uzun vadede katma değeri düşük bir sanayi yapılanmasına yol açmıştır.
• Yerli teknoloji üretilmeyince, Türkiye otomotiv ve makine sektörlerinde dışa bağımlı hale gelmiş, motor ve aktarma organı gibi kritik parçaları hep dışarıdan almak zorunda kalmıştır.
• Yüksek teknolojinin gelişmemesi, savunma, havacılık ve elektronik gibi stratejik alanlarda da benzer bir dışa bağımlılığı beslemiş ve bu durum ülkenin bağımsız karar alma kapasitesini zayıflatmıştır.
• Teknolojik gelişme olmadan sanayileşme eksik kalınca, istihdam kalitesi düşük olmuş, vasıfsız işgücüne dayalı büyüme modeli halkın refahını artıramamıştır.
• Kurumsal vizyonsuzluk ve bürokratik engellemeler, sadece otomotiv değil, Türkiye’de birçok potansiyel teknoloji girişiminin de erken aşamada bastırılmasına neden olmuştur.
• Yüksek teknoloji üretilemeyince, Türkiye sürekli cari açık veren bir ülke haline gelmiş, döviz ihtiyacı nedeniyle parasını sürekli devalüe etmek zorunda kalmış ve halk yıllar içinde sürekli yoksullaşmıştır.
⸻
Sonuç olarak:
DPT’nin 1961 tarihli raporu, teknikten çok ideolojik ve bürokratik bir refleksi temsil eder. Yerliliğe, bağımsızlığa ve mühendisliğe güvenmeyen bu bakış açısı, Devrim otomobili gibi milli projelere güvenmek yerine onları boğmayı seçmiştir. Rapor, teknik bir değerlendirme değil; Türkiye’nin kendi ayakları üzerinde durmasına karşı çıkan yönetici elitlerin içselleştirdiği bir küçümsemenin belgesidir.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi mystiery_ -- 3 Mayıs 2025; 22:9:32 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >