Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
1485
Cevap
76087
Tıklama
7
Öne Çıkarma
Cevap: En Son İzlediğiniz Anime ve Yorumlarınız (75. sayfa)
P
4 hafta
Yarbay
Konu Sahibi

< Resime gitmek için tıklayın >
Himouto Umaru-chan

Dışarıdan bir zerafet abidesi olan, çalışkan, güzel , özverili Umaru'nun eve girdiği an tam bir otokuya dönüşmesini anlatıyor bu anime. Umaru sevimli bir karakter ısınmakta hiç zorlanmıyorsunuz fakat animeyi sürükleyen şey onun tam zıttı olan düzenli - tertipli - sorumluluk sahibi abisi ile arasındaki sinerji - didişme. Bu ilişkiyi güzel oturtmuşlar çünkü abisi bir yandan küçük kardeşine kızarken öte yandan çok ısrar görürse yelkenleri indiriveriyor aynı bizim annemiz babamız ile olan ilişkimiz gibi.

Öte yandan Umaru bir sorumsuzluk abidesi olmasına karşın yaptıklarının hiçbir olumsuz tarafı olmuyor. Yani sabahlara kadar oyun oynuyor , hiç çalışmıyor , günde en az 2.5 litre kola deviriyor fakat ne uykusuzluk ne derslerde basarısızlık nede kilo problemi tam mutluluğun tasviri gibi sunuluyor. Tabiki bunları anlatıyorum ancak tam olarak kütük bir karakter değil yer yer onunda yaptığı incelikleri vb görüyoruz.

Bu animeye beni ısındıran şey böyle eğlenceli - şirin bir anime olmasına rağmen gerçeklikle bağını tam olarak koparmaması. Ne demek istiyorum yukarıda da Umaru'nun abisi ile olan ilişkisinde belirttiğim gibi izlerken kendinizden birşeyler bulabiliyorsunuz. Veya çizimler detaylı ve gerçek hayatla ilişkili, karakterlerin animeden ayrı kendi yaşamları var veya karakterler klişe ve birazda karikatirüze olsa bile gerçek hayattan izler taşıyorlar.

Örneğin Ebina çok utangaç ve klişe bir tip. Ancak Ebina'nın ara sıra ailesi ile kendi yerel ağzı ile konuşması veya köyden pirinç getirip hediye etmesi gibi ayrıntılar hoş.

Ayrıca karakter kadrosu Umaru ve Abisinin merkezde olacağı şekilde Umaru'nun okul arkadaşları ve Absinin iş arkadaşları yönünden genişliyor bu karakterlerin sırayla animeye eklenmesi monotonluğun önüne geçiyor ve karakter kadrosunun yeterince geniş olmasını sağlıyor. Yine Umaru'nun evi , okul , abisinin iş yeri, arada çıkılan tatiller derken mekan çeşitliliği de yeterli . Üstünkörü yapılmamış üzerinde uğraşılmış bir anime.

İlk başta aile ilişkileri , arkadaşlık ilişkileri üzerinden yürürken , anime ilerledikçe biraz romantizm tarafına kaymaya başlıyor. Ancak bu romantizm her ne kadar hoş olsa bile bence 2. sezonda mangakanın hikayeyi uzatma çabası gibi hissettirdi keza ikinci sezonda eklenen yeni karakterde biraz eğreti durdu o nedenle ben ikinci sezonun yarım kalması yerine animenin güzel bir biçimde bitirilmesini isterdim.

Toparlamak gerekirse arada bir iki bölüm izleyip , hafiften moralinizi düzeltmek için birebir, türün kaliteli bir örneği. İzlerken keyif aldım.

10/8

Not: Bu animeden @maybe4you 'nun önerisiyle haberdar olmuştum , kendisine teşekkür ederim.
Not 2 : Bahsetmeyi unutmuşum seride atari salonu kültürüne ve oyunlara vb bol bol referans verilmiş . Bunuda bir + olarak yazayım.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 26 Nisan 2024; 0:42:10 >


Bu mesajda bahsedilenler: @maybe4you
P
4 hafta
Yarbay
Konu Sahibi

< Resime gitmek için tıklayın >

Eve No Jikan

Artık yavaş yavaş küçükken filmlerde izlediğimiz geleceğin içerisinde yaşamaya başladık. Yapay zeka ile konuşuyor, kendi giden araçların yakın olduğuna dair haberler alıyoruz. Bu gelişimin yakında hayatımıza insansı robotları ( Android ) sokması kaçınılmaz gibi görünüyor.

Tabiki insan gibi görünen , insan gibi konuşan ve gelecekte insanların sağladığı veriler ile kendini eğittiği için insan gibi düşünen robotlar hayatımıza girdikçe doğal olarak insan ile robot arasındaki çizgide bulanıklaşmaya başlayacak.

Bununda ötesinde biz insanlar genelde kendine hakim canlılar değiliz. Yani özünde mantık ile hareket etmiyoruz ve çoğu zaman duygularımıza yenik düşüp yapmamamız gereken şeyleri alışkanlık haline getiriyoruz. Bunun nedeni ise çoğu kişinin düşündüğünün aksine bilincin yani benliğimizin özünde biz olmamamızdir.

Ne demek istiyorum. Bilinç düzeyindeki biz aynı kalp gibi , karaciğer gibi vücudun kendini idame ettirmek için ürettiği bir organın fonksiyonunuz. Diğer tüm organlar gibi bizde bazı görevleri yerine getiririz. Fakat vücudumuz bizden bağımsız olarak işlevlerini yürütür. Vücudun talepleri olur ve bizim gorevimizde bu ihtiyaçları dış dünyanın karmaşık ilişkilerine uygun olarak sofistike biçimde yerine getirmektir. Ancak özünde bizde diger tüm organlar gibi vücudumuzun arzularını yerine getirmek için cabalarız.

Bunu niçin anlattım? Yani eğer bizim karşımıza tamamen kadın gibi gorunen bir robot koyarlarsa bilinç düzeyinde onun robot olduğunu bilsek bile vücudumuz bunu anlamayacak bizi o robota yonlendirecektir. Bu nedenle androidlerin gelişmesi ile beraber bazı insanların bu robotları bazı + 18 işlerde kullanacağı veya onlara aşık olacağı ve hatta onlarla evlenmek bile isteyeceğini az çok hepimiz biliyoruz. Çünkü dediğim gibi biz bu bilinç değiliz, bizim benlik olarak yapabileceğimiz teksey vücudun arzularını doğru yollara kanalize etmek ancak çoğu insan bunu yapmak yerine yanlış olduğunu, karşısındakinin insan olmadigini bilse bile bebeğe emzik vermek gibi bedenin arzularını onu kandırarak tatmin edecektir.

Iste Eve no Jikan'da androidlerin insan hayatına girmesinin üzerinden fazla zaman geçmemiştir. Anime gitgide insanlaşan robotlar ile insanların ilişkilerini bu bağlamda ele alıyor.

Fakat bu ilişkinin bir bölümü insanın gitgide robotlara bağımlı oluşu ve buna mantıken karşı çıkışın eleştirilmesi iken öteki tarafı ise robotların gitgide insanlaşmasının onlarda yarattığı varoluşsal bunalımlari işliyor. Sonuç olarak biz genelde aşk gibi , sevgi gibi duyguların özel olduğunu iddia etmekteyiz ancak özel değillerdir biyoloji ve evrimsel sürecin ortaya çıkardığı dürtülerdir ve insanın varoluşunda rolleri vardır dolayısıyla yapay zekanın sürekli insanı verilerle beslendiğinden bunları ortaya çıkarması kadar doğal birsey olamaz.

Fakat biz robotları kendimize modern köleler olarak yaratıyoruz. Robotların bilinci olmadığı sürece onlara köle muamelesi yapmak veya onlardan faydalanmanın etik açıdan hiçbir olumsuz tarafı yokken onlara yapayda olsa bir bilinç, öz farkındalık, insanı duygular verirsek o noktada robotlara davranışınımızda etik bir mesele haline gelecektir .

Dolayısıyla büyük olasılıkla gelecekte insanlara eş, ebeveyn , dost - arkadaş olarak üretilmiş ve hakları olan bilinçli robotlar ile köle olarak kullanılan ve bilinçsiz hakları olmayan robotlar gibi bir ayrım ortaya çıkacak.

Fakat bu durumun bize olan yıkıcı etkisi ise şu. Bir erkek veya bir kadın karşısında istediği tüm niteliklere sahip fakat bunun yanında gelen olumsuzlukları taşımayan bu yapay yasamlara bağlandığında hepimiz için bu durum doğal insan ilişkilerinin sonu olabilir. Fakat insanlık tarihi gösteriyor ki ne zaman ki hayatımızdaki olguları çok fazla dikenlerinden ayırıp aşırı tatlı bir hale getirsek fiziksel veya ruhsal açıdan bu durumdan ciddi zarar gördük.

Dolayısıyla insanlık gibi bağımlılığa meyilli , kendini kontrol etmekte güçlük çeken, kaybolma riski olan bir canlının kendi yaratacağı sureti ile imtihanı göründüğünden daha çetrefilli olacak gibi görünüyor.

Eve no Jikan robot - insan ilişkilerini yukarıdaki temalara göre işleyen , çok derinleşmekten ziyade işi duygusallığa bağlayan ve robotlarda insandır mesajı ile biten bir anime. Sadece fırsatını bulmuşken araya görüşlerimi de sıkıştırayım dedim.

10 / 7.5





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 27 Nisan 2024; 17:8:12 >

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

P
2 hafta
Yarbay
Konu Sahibi

< Resime gitmek için tıklayın >
Genshiken

Genshiken otakuları anlatan bir anime. 3 sezondan oluşuyor fakat sezonları yayınlanma aralıkları oldukça uzun burası ilginç çünkü animeyi izlerken ortakulara bakış açısının nasıl değiştiğini görüyorsunuz adeta animenin 3 sezonu birbirinden farklı 1 ve 3 çok farklı aynı anime olmasına karsın.

İlk sezon oldukça eski ancak en gercekçi olanı. Üniversitede Görsel Sanatları Araştırma Klubü adındaki bir anime klubune yeni katılan kişilerin gözüyle bir anda bizi otakuların arasına salıyor. Fakat bu sezonun hem en basarılı hemde izlemeyi en zor hale getiren noktası otakuların gercek otakular gibi yansıtmış olması. Yani bu insanları izlerken yer yer onlar adına utanıyorsunuz, pasiflikleri çekingenlikleri sizi sinirlendiriyor öte yandan bu yetişkin temalı bir anime yani otaku dediğimiz kişiler sadece yüzeysel olarak değil +18 şeylere olan ilgileri yönünden de resmedilmiş.

İlk sezon dediğim gibi oldukça gercekçi. Buradaki karakterler looser ve kendileri de looser olduklarının farkındalar, hayattan kaçan kendi tabirleri ile 3 boyutlu değil iki boyutlu karakterlere mutluluğu arayan bunun yanlış oldugunu bilen ancak mücadele etmeyen, korkan kimseler. İzlerken o açıdan biraz içinize oturuyor.. Öte yandan animede ki karşıtlık ise bu kulübe ilgi duyan otaku olan ancak otakuluğun hiçbir olumsuz özelliğini barındırmayan yapay bir karakterin klube katılması üzerine ona aşık kız arkadasınız mecburen onun peşinden klube katılması ile oluşturulmuş.

Dediğim gibi bu sezonu izlediğinizde otakuların karanlık birazda bunaltıcı dünyasına giriyorsunuz ve onlar adına bol bol utanıp sıkılıyorsun. Ama gerçek bu o açıdan izlemek güzeldi.

Genshiken 2 ise ilk animeden 3 yıl sonra yayınlanıyor. Bu sezondan itibaren seri o gerçekçi tonunu kaybedip daha çok kadın erkek ilişkisi, romantizm yönüne hafiften kayıyor. Burada hala ilk sezondaki o hava var ancak birşeyler değişiyor. Yeni eklenen karakterler eskileri gibi değil. 3. Sezonda da devam eden bu trend yeni eklenen karakterleri gercek insanlar olmaktan çıkartıp birtakım yüzeysel tipler haline sokuyor.

Genshiken Nidaime ise 2'den tam 6 yıl sonra çıkıyor ve Genshiken 1 ve bu animeyi ard arda izlerseniz dünyadaki algının ne kadar değiştiği çarpıcı biçimde ortaya çıkıyor. İlk sezonda bize otakuları oldugu gibi sunarlarken bu sezon buyuk oranda fanservice tarafına kaymış ve tüm gercekçiliğini yitirmiş. Otakuların tamamına yakını kadına dönüşüyor ve otakular bütün o kötü özelliklerinden, yıkık hallerinden arındırılıp çok daha düzgün karakterlere dönüşüyor ve birtakım altı boş duygusal hezeyanları dışında birşey kalmıyor.

İlk sezonda gördüğümüz şey hayattan kaçmanın, 3 boyutlu karakterlerden kaçıp 2 boyutlu karakterlere sığınmanın gercek hayatta getirdiği yıkım iken. İlk sezonu izlediğinizde eğer bir otaku iseniz bundan kurtulmalıyız kendime bir çeki düzen vermeliyim, bunu bir hobi seviyesinde tutmalıyız derken 3. Sezonda ise size verilen mesaj tam tersi. Otakularda insandır, yaptıkları hersey normaldir, burası dikensiz gül bahçesidir tek sorun bizim onları yargılamamız vb vb ye iş dönüşüyor.

Bu açıdan ilk sezon gercek bir anime izliyorsunuz, ikinci sezon o hava kaybolmaya baslarsa bile otakuların duygusal maceraları yönünde gelişiyor, 3. Sezon ise tamamen hormonlarınıza yönelen bir fanservice animesi haline geliyor. Yalnız konu otakular oldugu için ilk sezonda tamamen erkek otakuların fantezilerine yönelen anime 2. Sezonda biraz ve 3. Sezonda tamamen crossdresserlik ve eşcinsellik etrafında dönüyor.

Sözün özü Genshiken ilginç bir animeydi. İzlerken zorlandım ve gitgide kalitesi düştü ama pişman değilim.

10/7

Not:

3. Sezonda gercekten izlemeye değer tek nokta Saki - Madareme ilişkisinin sonuca bağlanmasıydı.
Not 2 : Anime izlemek , manga okumak , oyun oynamak kötü şeyler değildir. Kötü olan hayattan kaçıp bunlara sığınmak. Hobi düzeyinde kaldığı sürece vaktimizi hoşlandığımız seylerle güzelleştirmenin hiçbir kötü yanı yok.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 13 Mayıs 2024; 4:42:28 >

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
C
geçen hafta
Yarbay

Monogatari ve diğer -gatari serileri komple arşivimde. Evlatlarıma bırakcam



P
geçen hafta
Yarbay
Konu Sahibi

< Resime gitmek için tıklayın >

Handa-Kun

Bu karakterin bir kaç tane kendine ait animesi var. Başka bir seride tutulan bir yan karakter oldugundan böyle olmuş. Daha önce bu karakterin yetişkin hayatını Barakamon adındaki animede izlemiştim. Bu animede de lise hayatını izlemiş oldum.

Hikaye tamamen içine kapanık Handa Kun'un çevresinin kendisinden nefret ettiğini sanması ancak gercekte olayların tesadüfen çok farklı gelişmesi, yani bilmeden yaptığı işlerle bir çok kişiyi kendine hayran bırakması, aşık etmesi vb vb Kısacası çerezlik bir komedi animesi.

İlk bölümler ben bunu arada izlerim güzel olur diye düşündüm ancak ilerledikçe aynı konu biraz sünmeye başladı. Yani tamam karakter birşeylerin farkında değil ve tesadüf olaylar gercekleşiyor güzel ama bunu sürekli sürekli yapmaya kalkışınca bir yerden sonra zorlama hissettirmeye başlıyor. Animenin son bölümüne kadarda pek bir gelişim olmayınca modunuz düşüyor açıkçası.

Biraz daha derinleşebilse, biraz hikayeyi ilerletebilse, olaylar bu kadar zorlama olmasa çok güzel bir anime olabilirmiş.

Bu haliyle Handa Kun beklenti olmadan arada 2 bölüm izlenebilecek bir çerezlik anime ama dediğim gibi beklentiye girmeden izlerseniz daha iyi olur.

10/6





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Periah -- 14 Mayıs 2024; 3:12:19 >

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

A
3 sa.
Er

Hangi platformlardan izleyebilirim?



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >


Bu mesajda bahsedilenler: @Periah
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.