Darknet pazarlarında tedarik zinciri

Yapılan araştırmaya göre bu tedarik zinciri savunmasız sistemlerden yararlanan ve kredi kartı numaraları, banka hesap bilgileri ve Sosyal Güvenlik numaraları gibi hassas bilgileri çalan bilgisayar korsanları olan “üreticilerle” başlıyor. Ardından bu veriler “toptancılar ve distribütörler” tarafından ilan şeklinde listeleniyor. Son olarak ise çalınan veriler, sahte kredi kartı işlemleri, kimlik hırsızlığı ve kimlik avı saldırıları dahil olmak üzere çeşitli dolandırıcılık faaliyetlerini gerçekleştirmek için “tüketiciler” tarafından satın alınıyor.

Üreticiler, toptancılar ve tüketiciler arasındaki bu çalıntı veri alışverişi, sıradan e-ticaret sitelerine benzeyen ancak yalnızca özel tarayıcılar veya yetkilendirme kodları kullanılarak erişilebilen web siteleri olan Darknet pazarları tarafından sağlanmakta.

The Conversation’da yayınlanan araştırma yazısında belirtildiği üzere 30 Darknet pazarından on binlerce çalıntı veriyi satan binlerce satını yer alıyor. Bu satıcılar, ilgili 8 aylık araştırma döneminde toplamda 140 milyon dolar veya daha fazla miktarda gelir elde etti.

Tıpkı e-ticaret siteleri gibi

Ayrıca Bkz.Güvenlik sızıntısı: Android telefonlar tehlike altında

2011 yılında ortaya çıkan Silk Road, TOR ve Bitcoin'i birleştirerek bilinen ilk Darknet pazarı haline geldi. 2013 yılında kurucusu Ross Ulbricht, yakalanmış ve toplamda 140 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Ancak bu ağır cezalar Darknet’te sadece doldurulması gereken bir boşluğa neden oldu ve Silk Road’ın yerine birden fazla farklı pazar yerleri çıktı. Silk Road’ın yerinin doldurulması aynı zamanda birbiriyle rekabet eden, kar odaklı bir ekosistemin de temelini attı.

140 milyon dolar gelir

Amerika’da bir orta ölçekli şirketin yıllık geliri 10 milyon ile 1 milyar dolar arasında. Dolayısıyla çoğu Darknet pazarı gerçekten da orta ölçekli şirket büyüklüğünde bir gelir elde edebiliyor. Araştırma sonucuna göre çalınan veriler olduğu sürece Darknet olsun veya olmasın mutlaka bir pazar yeri olacağı belirtiliyor. Bu alandaki çözümün ise, kolluk kuvvetlerine ve finansal kurumlara çalınan verilerin dolandırıcılık amacıyla kullanılmasını önlemek için gerekli bilgilerin verilmesinin yapay zekadaki ilerlemelerde yattığına inanılıyor.