![]() |
buradan bunu mu anladın senin bu beyinle yaşamsal faaliyetlerini yerine getirebiliyor olman şaşırtıcı |
"Sokağın solunda Rusyacı Go Home çığırtkanları, sağında Ayasofyacı 31 Mart 1909 hortlakları." son derece açık bir cümle solcu vatansever antiempeyallere, muhafazakarlara giydirmiş....ülkesini işgale darbeye yönetmeye gelen gelen abd ye selam çakmış...daha ne aranır bu lafta... ![]() her zaman derim batıcının dibisiniz sol la yakından uzaktan alakanız yok... ![]() |
Kemalizm her türlü emperyalizme karşıdır. "Rusyacı" deniyor orada. Bu ülkenin iki kanseri siyasal İslamcılar ve sol makyajlı Türkiye düşmanlarıdır. Atatürk ülkeyi rus ve amerikan emperyalizminden uzak tutmuş dengeli ve pragmatik politikalarıyla tam bağımsız Türkiye yolunda adımlar atmıştır. Bu ülkenin temeli sağlam atıldı ne kadar uğraşsanız da Türkiye 6. filoya namaza duranlara da moskofculara da yâr olmaz. edit: her zaman derim siyasetin dibisiniz ne sağ ne sol yeşil için her pozisyonu alırsınız ;) |
https://www.youtube.com/watch?v=-z3hjE1t9wc&t=7s hangi anti emperyal lider böyle konuşuyor? hemen şimdi Atatürke hakarete getirme öyle birşey yok sadece adam gibi soruyorum hangi lider sorum açık... Atatürkün bana bir tane anti emperyal siyasi konuşmasını gösterirmisin? tarihte ben bulamadım yokta..hatta ismet paşa bile olur ona bile razıyım... go home diyenlerin hepsi rusçusuydu kesin ![]() sizin zuruhtan bu konuda tek rastladığım isim var oda gerçek solcu ecevit....oda sadece 1970 lerde....onunda harcanması uzun sürmedi zaten.. |
sadece diplomasinin ne olduğu bilmeyen bir cahil o videoyu atıp üste çıktığını sanabilir. "go home diyenlerin hepsi rusçusuydu kesin" ad hominem'e başvurman düştüğün durumu açıklıyor. "açık darbeleri hürriyet diye savunuyorsunuz yahu komik olmayın..." bu cümle de sıvama olmuş 60 darbesi hariç her darbe siyasal İslam projesini yerleştirmek için ABD tarafından gerçekleştirilmiştir. "abd olmasa iktidar bile olamazsınız" ![]() iyi bari kılıştar falan dememiş ![]() edit: yine editlemiş mesajı. ecevit falan demiş bunun da konumuzla alakası yok yaptığına da appeal to emotion denir. bugünlük bu kadar eğitim yeterli olmuştur umarım. |
diplomosi ayağınada olur hangi lider örnek ver dünyadan ? "Muhterem Amerikalılar, Türk milletiyle ve karşılıklı olduğuna emin olduğum muhabbet ve samimiyetin tabii menşei hakkında birkaç söz söylemek isterim. Türk milleti tab'en demokrattır. Eğer bu hakikat şimdiye kadar medeni beşeriyet tarafından tamamiyle anlaşılmamış bulunuyorsa, bunun sebeplerini muhterem sefiriniz Osmanlı İmparatorluğunun son devirlerini işaret ederek çok güzel ifade ettiler. Diğer taraftan, Amerika milletinin benliğini hissettiği dakikada istinat ettiği,i’la ettiği demokrasi, Amerikalılar bu mevhibe ile mümtaz bir millet olarak beşeriyet dünyasında arz-ı mevcudiyet eyledi. Büyük bir millet birliği kurdu. İşte bu noktadandır ki Türk Milleti Amerika milleti hakkında derin ve kuvvetli bir muhabbet hisseder. Ümit ederim ki bu müşahede iki millet arasında mevcut olan muhabbeti kökleştirecektir. Yalnız bu kadarla da kalmayacak, belki tüm beşeriyeti birbirini sevmeye ve bu müşterek sevgiye mani olan mazi hurafelerini silmeye dünyayı sulh ve huzur sahasına sokmaya medar olacaktır. Temsil etmekle mübahi olduğum Türk milletinin yeni Türkiye Cumhuriyeti’nin insani gayesi işte bundan ibarettir." bu lafların benzeri sarfeden anti emperyal lider bul 3 ay kendimi banlarım forumdan ![]() ![]() |
Senden bu mükemmel hitabeti anlayacak kapasite beklemiyorum. Ama geri zekalı olmayan bir insan bağımsız bir cumhuriyet kuran, kurtuluş savaşı veren, yurtta sulh dünyada sulh gibi onlarca söz söyleyen bir adamın kareketerini az çok çıkarır. Ha çıkaramıyorsa da gidip son 100 yılın anti emperyalist diye gösterilen diğer liderlerinin Atatürk hakkındaki görüşlerini demeçlerini okur. Ek olarak Atatürk'ün en güçlü olduğu noktalardan birine saldırmaya çalışman trollukten öte cahilliğini gösteriyor. Atatürk'ün etrafı milli mücadele döneminde Amerikan mandacılarıyla doluydu bunlardan en sivrileni Halide Edip'tir. Atatürk'ü Amerikan mandacılığına ikna etmek için elinden geleni yapmıştır. Sivas kongresine Atatürk ikna olur diye Amerikan temsilci getiriyorlar kongrede büyük tartışmalar sonucu Atatürk manda ve himaye kabul edilemez kararını aldırıyor. Yaz yaz bitmez bunlar hele de okuyan arsız olunca. |
Kızıl tehlike büyüdüğü vakit Mustafa Kemal de otoritesini kurduğu için; komünistlik, onu tutan bütün kuvvetlerle birlikte "tenkil" (uzaklaştırma, ceza) edilmiştir. Birinci Meclis'in milletvekilliği dokunulmazlığını kaldırmak âdeti değilken, komünist grubu İstiklal Mahkemesi'ne vermiş ve Nazım on beş yıl hapse mahkum olmuştur. Mustafa Kemal Meclis konuşmalarında "Aramızda casusların olduğunu unutmayınız." derken komünistleri hatıra getirirdi. Falih Rıfkı Atay, Atatürk Ne İdi?, 1968. |
1919-1920 yıllarında manzara şudur: Bir sürü leş kargası, bir cesedin üzerine üşüşmüşler, her biri kendisi için mümkün olduğu kadar büyük bir parça koparmaya çalışıyor. Atatürk, bu cesedi leş kargalarının elinden kurtaracak ve ondan yepyeni bir devlet yaratacaktır. Fahir Armaoğlu, Türk Siyasi Tarihi, Kronik Kitap 1. baskı - Eylül 2017. |
Çok güzel bir konu, umarım bırakmaz devam edersin. |
günlerden birgün italyan büyükelçisi ata ile görüşmek ister ve huzura kabul edilir. o zamanın muhtelif ekonomik-siyasi konuları hakkında konuşulduktan sonra, büyükelçi "ekselans, dün roma ile yapmış oldugum bir görüşmede hükümetimizin hatay'ı almak istediği kararını size iletmem söylendi" der. odada buz gibi bir hava eser. ata, büyükelçiye birşeyler daha ikram eder ve iki akikalığına odadan ayrılır. döndüğünde ayağında çizmeleri, üzerinde mareşal üniforması, belinde tabancası vardır. doğruca masasına gider, manyetolu telefondan mareşal fevzi çakmak'ın bağlanmasını ister ve çakmak'a: " paşa, italyan dostlarımız hatay'a gelmek istiyorlarmış. hazır mıyız" der. fevzi çakmak durmu anlar ve "biz hazırız paşam" diye yanıtlar. ata büyükelçiye döner ve: "biz hazırmışız. hükümetinize söyleyin, isterlerse gelip hatay'ı alabilirler" der... |
kurtuluş sonrası ingiliz donanması'nın izmir limanı'nda kalmaya devam etmesi gazi mustafa kemal paşa'yı çok tedirgin etmektedir. ingiliz donanma komutanı ziyaretine gelir. gazi misafirperverlik gösterir. amiral, kendi vatandaşları ile azınlıkların durumlarını sorar. gazi; suç işlemeyenlerin izmir'de kendisi kadar güvende olacaklarını, suç işleyenlerin adaletin huzuruna çıkacaklarını söyleyince sohbet gergin bir havaya girer. donanma komutanı der ki: + fakat paşa hazretleri, fevkalade günler geçirdik. yunan ordusu'ndan cesaret alan bazı rum ve ermeniler şımarıklık yapmış olabilir. bunlar, fevkalade günlerin olaylarıdır. hoş görülmesi gerekir. eğer bu kimseler, halkın husumetine bırakılacak olursa, bütün dünya aleyhinize kıyameti koparır! son cümleye kadar gülümsemekte olan mustafa kemal paşa, amiral tehdide kalkışınca sözünü bıçak gibi kesmiş: - şu "efendi devlet" rolünü bir kenara koyunuz amiral! milletleri de tehdit etmekten vazgeçiniz! ingiltere ve müttefiklerinin kıyameti koparıp koparmayacağını düşünmem! bunlar memleketimin iç işleridir; kimsenin bu işlere karışmasına müsaade etmem! + ingiltere hükümeti'nin tebaasını her yerde koruma hakkı, devletler hukukunun teminatı altındadır. avrupa devletleriyle birlikte arkaladığımız rum ve ermenilerin güven içinde bulundurulmasını sadece rica ettik. yoksa biz bu güvenliği sağlayacak güçteyiz... - arkaladığınız yunan ordusu'nun denizde yüzen leşlerini herhalde görmüş olmalısınız! türk ordusu asayişi sağlayacak güçte olduğu gibi, limanı boşaltacak güçtedir de... donanmanızın en kısa zamanda limanı terk etmesini istiyorum! + ingiltere'ye savaş mı açıyorsunuz? - savaş açmak mı? siz yoksa sevr antlaşması'nın hala yürürlükte olduğunu mu sanıyorsunuz? biz onu çoktan yırttık... karşımda oturuşunuzu, sizi konuk saymama borçlusunuz! bizim gözümüzde "barış antlaşması yapmamış" iki devletiz. savaş hukuku yürürlüktedir. gemilerinizi derhal kara sularımızdan çekmenizi size ihtar ediyorum! görüşmeden sonra ingiliz hükümeti türk hükümeti'ne ultimatom verir. komutana söylenenlerin yazı ile teyidi istenir... istenen yapılır. olay şehirde de duyulur ve falih rıfkı atay'ın anılarına göre "başımızı yeniden savaş belasına sokacağız" tedirginliği başlar. fakat birkaç saat sonra ingiliz ve fransızlar, kendi devletlerinin uyruğunda olanları gemilere bindirip sessizce çekip giderler. salih bozok o anı şöyle anlatıyor: verilen zaman bittiğinde, büyük ingiliz donanmasının uzaklaşmasını seyrettik. "o" ise, bakmıyordu bile... |
ATATÜRK'Ü DÜŞÜNÜRKEN Ne şairane mevsimdi eskiden sonbahar Bahçeleri talan eden bir deli rüzgârdı Kırılan dal düşen yaprak şaşkın uçan kuşlar Eskiden sonbaharın bir güzelliği vardı Gel gör ki Atatürk'ün ölümünden bu yana Sonbahar dahi bir tuhaf bir başka geliyor Vatan gerçeklerini hatırlatıp insana Türk yüreklerimizi burka burka geliyor Cahit Sıtkı Tarancı, Türk Dili, Aralık 1951. |
Nutuk'un sonunda Atatürk'ün "Gençliğe Hitabe"si yer alır ve burada Atatürk Cumhuriyet'i gençliğe emanet eder. Buradaki gençlik hem yaşça hem "başça" gençlik olarak anlaşılabilir ve sanırım devrimcilik anlamındadır. Hatırlanacağı üzere, 19. yüzyıl boyunca Fransız İhtilali'nden esinlenen devrimci hareketlere "genç" sıfatı yakıştırılırdı. En ünlüsü Mazzini'nin başını çektiği "Genç İtalya" hareketidir. Sonra, tabii "Genç Türkler" vardır ki iki kuşaktır: Namık Kemal kuşağı, İT kuşağı. Sina Akşin, Kısa Türkiye Tarihi, 2007. |
Millî şuur ve gurura malik liderlerin en büyük faydası, toplumu aşağılık duygusuna düşmekten korumaktır. Bir millet büyük iş yapabilmek için, kendisinin büyük millet olduğu inancını duymalıdır. Atatürk devrinde, Türk milleti nüfus, servet, teknik ve kültür bakımından bugüne göre çok geride olmasına rağmen manevî güç bakımından kudretliydi ve onun içindir ki, kendisinde her tehlikeyi yenebilmek inanç ve kuvveti bulunuyordu. Hüseyin Nihal Atsız, Orkun - 1. sayı, Şubat 1962. |
Atatürk sonrası devri, Türklük tarihinin bir lekesi olarak kalacak.
Şu 46'ncı 23 Nisan'daki halimize bakın: Sokağın solunda Rusyacı Go Home çığırtkanları, sağında Ayasofyacı 31 Mart 1909 hortlakları... Nasıl bir daha o iki beyti hatırlamazsın: "- Öyle bir nehr-i muazzam gibi cûş etmişsin - Fakat eyvah çorak yerde akıp gitmişsin!"
Falih Rıfkı Atay, Atatürk Ne İdi?, 1968.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-E767019CA -- 1 Nisan 2019; 11:55:53 >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle