|
La La Land filminin eleştirisinin yapıldığı ve film ile ilgili bütün bilgilerin yer aldığı güzel bir site.. http://filmokuyucu.net/la-la-land-asiklar-sehri-film-yorumu/ |
| 6 oscar alması abartı olsa da filmi beğendim, gayet iyi iş çıkartmış yönetmen ve oyuncular 8/10 |
|
Film güzel fakat uzunca süren müzikaller var o sahneler biraz sıkıcı ( sıkıcı değil ama uzun diyelim ) daha kısa tutulabilirmiş. Filmin teması çekim mekanları oldukça güzel. En beğendiğim sahne sokak lambası altındaki dans ettikleri oldu . Müzikal sevenlere hitap eden eğlenceli güzel bir film . |
| Abartıldığı kadar iyi olmasa da sıradan diyebilirim ama bence Oscar adayı olacak bir film değil di |
|
Son yıllarda tekdüze haline gelmiş hollywood sineması için çölde bir vaha gibiydi. 10/8 |
| Öncelikle belirteyim 2 başrol oyuncusunu çok seviyorum. Oynadıkları her filmi seyrettim. Klişe bir hikayeye sahip ama kendini seyrettirdi. Müzikal sahneleride çok sevdim. Ryan Gosling ve Emma Stone un filmde olması dediğim gibi beni filme bağlayan temel faktör oldu. Romantik müzikal film sevenler için gayet güzel olmuş. |
|
Son zamanlarda umutsuzluğa sürüklenen dünyada, böylesine rengarenk ve umut saçan bir müzikalle karşılamak beyazperdeye enerjiyi getirdi adeta. Hollywood bu tarz farklı işleri her alanda ödüllendiriyor. Çünkü sektör kendini git gide tekrarlayan çöplük haline getirdi. Aynı şekilde sessiz sinema örneği The Artist (2011) çokça beğenilmiş, yılların klişelerini ezip geçtiği için farklı bir pencereden el sallıyordu izleyenlere. Whiplash filmiyle dikkatleri üzerine çeken Damien Chazelle'in teknik anlamdaki başarısı takdire şayan. Açılış sahnesi plan sekansla; üstelik adeta karnaval havasında gelince, gidişatın da bu boyutta seyredeceğinin sinyalini verdi diyebiliriz. Prodüksiyon başarısı anlamında bu kadar geniş alanlara yayılan bir müzikal örneği gerçekten başarıyı da hak ettiğinin göstergesi niteliğinde. Özellikle sinematografinin getirdiği başarı, filmin romantizm kokan senaryosuyla pekiştirilince ortaya kartpostal niteliğinde görüntüler çıkartıyor. Hayatında cazdan başka bir şey düşünemeyen gelenecekçi erkeğin karşısına oyuncu olma umuduyla yanıp tutuşarak ajansları dolaşan kadın karakteri de oturtunca Hollywood'un düşler sokağı tam gaz ilerliyor. Filmin, adından da anımsanacağı üzere Los Angeles merkezinde dolaşan senaryosu belki de kendi içinde seyircinin yüzünde gülücükler açan bir klasikçiliğe itiyordu. Yozlaşmış ve cıvık hale gelmiş kadın erkek ilişkilerini unutturup yapışkan tesadüflerle birbirlerinden kopamayan, hayallerine doğru birbirlerine destek çıkan çiftin hikayesi de işlenince filmden alınan zevkin yanında insanı duygulandırmayı da başarıyor. Bu iki karakterin tek handikapı ise zaman. Müzikallere sıkça başvurmak yerine sadece iki karakterin çevresinde bu ritmi vermeye çalışması da filmi ayrı yere koyuyor. Tabii ki yansıttıkları bakımından asla bir Singin' in the Rain olamıyor. Fakat kurgusu içinde dört mevsime de ayrılan film, gerçekten de o mevsimler kadar farklı duyguları insanın bedeninde hissettirmeyi başarıyor. Sonlarına doğru gerçek bir hikayeyi gösterirlerken Seb's'in mekanında anlık olarak durup tam anlamıyla aslında hiç yaşanmamış olan Hollywood düşlerini tamamlıyor kendi içerisinde. Asıl hikayede ise birbirlerine kavuşamasalar bile aşklarını sımsıcak tutacak, yollarını çoktan ayırmış olan iki hayalperesti barındırıyor. |
| Uzun zamandır böyle balon bir film izlememiştim, ibretimi aldım. Ödüllerin böyle boş filmler içerisinde dönmesi üzücü oldu benim için. |
| Arkadaşlar bu filmin bluray ini nerden satın alabilirim |
| Film 2 de Grammy aldı bu sabah. |
Sevindim buradan da odul almasina. Bende ciddi etkiler birakan filmlerden.Bir ara tekrar izlemeyi dusunuyorum. |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >