Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
3
Cevap
196
Tıklama
2
Öne Çıkarma
Menbiç Embab Berat Albayrap Powertrans İşid Barzani
S
7 yıl
Yarbay
Konu Sahibi

Soner Yalçın, 17 Mart 2015’te kendi köşesinde, bir şirketten bahsetti. Şirket, malum. Yalçın köşesinden tarihçe veriyordu. Serüven 8 Ağustos 2008’de, Singapur’da; gerçek sahipleri bilinmeyen “Lucky Ventures Pte. Ltd.” ile Grand Fortune Ventures Pte. Ltd.” adlı iki şirketin kurulmasıyla başlıyor.

Panama belgeleri ile de ortaya çıkan tabloda, 7 Kasım 2009’da bu iki şirket offshore cenneti Karayipler’deki British Virgin Island (BVI)’a taşındı. 26 Şubat 2010’a gelindiğinde Grand Fortune Ventures ile Lucky Ventures Türkiye’de yüzde 50’şer ortaklıkla “Petrodrill” şirketi kurdu. 25 Mart 2011’de ise Türkiye’de yüzde 50 hisse Ahmet Muhassıloğlu, yüzde 50 de Grand Fortune Ventures’a ait “Powertrans Petrol ve Enerji” şirketi kuruldu. Ahmet Muhassılıoğlu bir dönem Çalık Holding’in Türkmenistan’daki CEO’su idi. Tarih, 21 Nisan 2011’i gösterdiğinde tablo iyice şekillenmeye başlamıştı, Ahmet Muhassıloğlu Powertrans’taki yüzde 50 hissesini Lucky Ventures’a devretti. Artık Powertrans, tamamen Grand Fortune Ventures ve Lucky Ventures adlı iki şirketin olacaktı.
Barzani ile Erdoğan arasında ‘yakın aileler’ yumağı

Her şey tamam! Powertrans’ın müdürlüğüne Ahmet Şadi Güngör, mali işlerinin başına ise Şevket Acar getirildi. Güngör, Çalık Holding’e ait ÇEP Petrol koordinatörüydü. Acar ise, Çalık Holding’e bağlı Arnavutluk’taki ALB telecom CEO’su idi.

Powertrans marka sahibi ise yine Çalık Holding’ten transfer Cem Osman Sokullu idi. Ekrem Keleş, Çalık Holding’ten ayrılarak Ağustos 2012’de Powertrans Koordinatörü oldu. Şirketin ‘A’ Grubu İmza sahibi olarak ise iki isim vardı:

Ekrem Keleş ve Cem Osman Sokullu.

Soner Yalçın’ın aktarımıyla Powertrans’tan tanıdık olan yüzde 25 ile Lucky Ventures, yine yüzde 25’le Grand Fortune Ventures vardı. Peki diğer yüzde 50 kime aitti? Cumhuriyet Gazetesi aynı dönem, Powertrans ilişkilerinin KIBY kısmını tamamlayan parçayı kamuoyu ile paylaştı.

O da Ankara’daki Yazıcı Hukuk Bürosu’nun, 1998’den beri başta petrol, doğalgaz ve enerji projelerinde çalışan avukatlarından Nihal Berker.

Tabii 100 bin TL sermaye ile kurulan ve tıpkı Powertrans’ta olduğu gibi, Singapur’daki şirketlerin hisselerini avukat İsmail Kınoğlu’nun temsil ettiği Oiltrans’ta Berker’in rolü sadece göstermelikti. Çünkü asıl önemli olan kişi, kuruluş sözleşmesinde Berker’in hisselerini temsil etmek üzere şirket müdürü olarak atandığı belirtilen Irak uyruklu Muhsen M. Nazer Amen Amen’di.

Başka bir deyişle, tıpkı Reza Zarrab’ın akrabaları gibi, Bakanlar Kurulu’nun 22 Mayıs 2013’te aldığı bir kararla Türk vatandaşlığına geçip Muhsin Nezir adını alacak olan işadamı. Nitekim Oiltrans kuruldu.

On bir gün sonra, 14 Aralık 2009’da İstanbul’da Muhsen M. Nazer Amen Amen’in yüzde 50 ortaklığıyla başka bir şirket daha sessiz sedasız faaliyete geçti.

Beş bin lira sermayeyle kurulan, 717758 sicil numaralı “Yüksek Enerji Limited”in diğer ortağı da yine Irak uyruklu Adeeb Mohammednadheer Ameen Ameen’di.

Ve bu uzun isimli kişinin sicil memuruna verdiği “282/40 Ainka- wa St. Erbil, Irak” adresi ise UB Holding’in Erbil’deki ofisinin bulunduğu yerdi. Velhasıl sonunda sınırın öteki tarafındaki ortaklar da bulunmuştu. Barzani Ailesi’ne çok yakın olan ve 1990’lardan beri İstanbul’da iş yapan Nezir Ailesi.

Powertrans, Barzani’nin yakın akrabaları ile Erdoğan’ın yakın akrabası Berat ve onun ailesi etrafında güçlü bağlar kuran köprünün kendisini teşkil ediyordu. Bu köprü aynı zamanda kaynağı bilinmeyen petrol ve kaynağı bilinmeyen para demekti.

Erdoğan, ‘gizemli’ şirketin önündeki tüm engelleri kaldırıyor

Erdoğan 3. kez Başbakanlığı kazandığı 2011 seçiminden sonraki ilk kabine toplantısında Irak’tak petrolün taşınması için imtiyazlı bir karar çıkarttı. 18 Temmuz 2011 tarih ve 2011/2033 sayılı “Ham Petrol ve Jet Yakıtının Türkiye Üzerinden Karayolu veya Demiryolu ile Taşınmasına İlişkin” Bakanlar Kurulu Kararı şöyle: “…akaryakıt ürünleri ve ham petrolün Türkiye’den yabancı bir ülkeye, yabancı bir ülkeden Türkiye’ye veya Türkiye üzerinden üçüncü bir ülkeye karayolu veya demiryolu ile transitine, ithaline veya ihracına izin verilmez” deniliyor, ancak bir gedik açılıyor. “Ancak ülke menfaati açısından gerekli olan hallerde bu karar kapsamındaki ürünün karayolu veya demiryolu ile transitine izin verilebilir” ifadeleri ilgili maddeye ekleniyor. Powertrans, bu tarihten itibaren açık şekilde, Irak petrolünün Türkiye üzerinden transit taşınması Bakanlar Kurulu Kararına göre yasak olduğu halde “ülke menfaatleri” kamuflajıyla yasağı by-pass etmeye başladı.

“Ülke menfaati” için yola çıkan Powertrans tankerleri 3 yıl boyunca yüz binlerce kez sefer yaptı. Dönemin Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın verdiği bilgiye göre Kürt bölgesinden Ceyhan’a günde 100 bin ile 120 bin varil arasında petrol gönderildi.

Kaçak petrol İsrail’e satılıyor

Reuters muhabirlerinin yaptığı bir araştırmaya göre, Kuzey Irak’tan Ceyhan’a gelen petroller başta Amerika ve İsrail’e satıldı. Haberde üst düzey bir Irak petrol bakanlığı yetkilisi, “Powertrans isimli bir Türk şirketi, Kürt hükümeti için aracılık ederek, ihaleler aracılığıyla petrolü tüccarlara satıyor. Ham petrolün çoğu İtalya’da Trieste’ye giderken, kondensat petrol Fransa, Almanya, Hollanda, hatta Latin Amerika’ya gitti. Bu yılın başından beri, Kürt petrolüyle yüklü en az dört yük İsrail’e gitti. Ticaret kaynakları İsrail’in Hayfa’daki Petrol Rafineri Limited (ORL) fabrikasının bu petrolün bir kısmını işlediğini belirtti. Tüccarların ifadesine göre, Aşdod yakınlarındaki bir rafinerinin sahibi olan Paz Petrol Şirketi, son dokuz ayda en az iki petrol yükü satın aldı” açıklamalarında bulundu.

Powertrans, kaçakçılık içinde de hileler çeviriyor

Gümrük mevzuatına göre transit taşıma yapan firmalar tarafından Türkiye’ye girişte gümrüğe “Transit Beyannamesi” veriyor. Bu beyannameyi inceleyen gümrük yetkilileri taşınan yükü kontrol ediyor ve mühürlüyor. Böylece mühürlenen yükün (petrol, uçak yakıtı) gümrüklü sahadaki çıkış anına kadar yurt içine bırakılmasına karşı önlem alınıyor.

Transit ham petrolü taşıyan araçlar Habur sınır kapısından Türkiye’ye giriyor. Burada yapılan kontrol ve denetimler sonrasında gümrüğe verilen “Transit Refakat Belgesi” ile Mersin Ataş Rafinerisi’ne gidip, gümrüğün denetimi altında boşaltım yapıyor.

Habur’dan ham petrol ile giriş yapan tankerlerin Mersin’de yapılan boşaltım kontrollerinde çok sayıda tankerde yakıt yerine “su” çıktığı tespit ediliyor. Ancak Habur sınır kapısında tankerlerin girişi sırasında yapılan kontrollerde herhangi bir su tespiti yok.

Habur’dan giren petrol, mühür kırıldıktan sonra “müsait” bir yerde ve “uygun” miktarda boşaltılıyor. Boşaltılan petrol su doldurularak kamufle ediliyor. Yani merkezi Irak yönetiminin “kaçak” ilan ettiği Kürt petrolü “duble kaçak” yöntemle yurtta bırakılıyor. Bu durum gümrük memurlarınca da tutanak altına alınıyor.

siz şikayet edin işinize gelmeyeni alsana kaynak
http://gazeteyolculuk.net/aktuel/ortadoguda-bir-petrol-kacakcisi-profili-damat-berat-ve-powertrans.html



W
7 yıl
Binbaşı

Hocam artık ne desek boş ne desek anlamsız işler almış başını yürümüş ne yapacağız bilemiyoruz aklıma bir dua etmek geliyor sonrada gençliğe hitabeyi okumak geliyor

Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!



Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927



A
7 yıl
Yarbay

Boyle yazilari sabirla okuyan kisilerin yuzde 80 i zaten Akpartiye oy vermiyor ki



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

B
7 yıl
Yarbay

Çok önemli bir konu. Dile getirilmeli.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >

DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.