ameller niyetlere göredir, sadece bu söz din içerisinde olduğu söylenen çelişkileri bitirir. benim niyetim belli arkadaş, içimden doğru olduğunu düşündüğüm şeyi yapıyorum, Allah doğru yoldan ve imandan ayırmasın. DH adminlerine de İslam ile alakalı konu açıldığında da bu konuda gösterdikleri toleransı göstermelerini bekliyorum. sonuçta dinsizliğin misyonerliği de din misyonerliğiyle aynı ölçüde değerlendirilmelidir. |
peygamberi terk etmişsin onun sadık takipçileri olan alimleri ..normal yani dinden çıkman ![]()
kuranın arapça olması ilahi mesajın evrensel olmasına nasıl mani olur yada bu yönde nasıl bir kanaat nasıl geliştirilir şaşmamak elde değil..yeryüzünde tüm insanlığın ana dili gibi bildiği tek ve ortak bir lisan mı varda ..siz kalkıp kuran arapça evrensel olamaz diyorsunuz lütfen ya biraz ciddiyet şu çirkin sakızı çiğnemeyide bırakın neymiş efem kılıç zoru arkadaş kimse ama kimse zorla cebren tasallutla "kalbi sevgi muhabbet içerikli" din kabulü olayını tüm hayatı boyunca sürdürmez..fırsatını bulduğu an derhal zorla dahil edildiği dini terk eder hem zahiren hem batınen .. oysa mesela benimde mensubu olduğum türk milleti yaklaşık 1000 sene boyunca canla başla kanla malla muhabbetle sevgi ile hizmet etmiş.. neden ? ZORLA MÜSLÜMAN OLDUKLARI İÇİN Mİ bu millet veya başka bir topluluk senin idaa ettiğin türde bi kabulle dini sindirmiş olsa böylesine bir maziye sahip olurmuydu insanları ahmak yerine koymayı bırakın lütfen Videoyu izlemek için tıklayınız bu kısa açıklama ise diline pelesenk ettiğin içeriğinden habersiz olduğun ayet hk |
mezhepler (4 mezhep) hak ise o zaman sen söyle ilk defa dine girecek birisi hangisini seçsin ? ikincisi dinini ve mezhebini kendin mi seçtin ,seçtin ise neye göre seçtin ? misal İsrail'de doğsaydın yine Müslümanlığı seçer miydin ,yada Hindistan'da doğsaydın yine Müslümanlığı ve aynı mezhebi seçer miydin ? cevap verirken samimi olacağını düşünüyorum ,biliyorsun Allah her şeyi görüyor ve melekleri kayıt ediyor :) ha bu arada 4 mezhep haktır istediğini seçsin fark etmez deme ,aksine mezhepler arasında çok fark var misal bir mezhebe göre bir yerin kanadığında abdestin bozulur ,diğerine göre bozulmaz yani bu şartlarda bir tanesinin abdesti sakat oluyor (abdest sakat olduğunda namazda tehlikeye girmez mi) yine bir mezhebe göre insanın tüm servetinden zekat farz kabul ediliyor ,diğerinde kadının ziynetinden zekat düşmüyor yani bu durumda birisinin zekatı eksik yada diğerininki fazla oluyor (eksik veren kıyamet günü kimi suçlayacak) bunun gibi zıt olan çok konu var ,istersen örnekleri çoğaltabilirim kimisi bir konuyu farz kabul etmiş ,diğeri sünnet ,bir diğeri vacip bu kadar karışık din olur mu ,olur ise hepsi nasıl hak oluyor ? |
Videoyu izlemek için tıklayınız vereceğim link çok önemli bilgiler içermekte ..lütfen sakin kafa ile okuyun https://ebubekirsifil.com/dergi-yazilari/mezhepsizlik-nicin-dinsizligin-koprusudur/ |
Bu din atalar dinini,ataların dininden gidenleri eleştirmiyor mu.Gel gör kendisi de atalar dini olmuş,nesilden nesile aktarılan bir kültürel değer haline gelmiş.Baksana sen bile övünüyorsun,atalarım bu dine yüzyıllarca hizmet etti diyip.Atalarımızın sorgulamadan,araştırmadan bir dini topluca kabul etmeleri yeterince saçma.Torunlarının da atalarımız bu dine hizmet etti diyip,atalarının diniyle övünmesi,daha da saçma.Ben alternatif evren örneğini de bu yüzden veriyorum.Atalarımız hristiyanlığı seçse alternatif bir evrende,ya da bugün kendine müslümanım diyenler hristiyanlığın egemen olduğu bir toplumda doğmuş olsa,bu sefer de,bizim atalarımız yüzyıllar boyunca hristiyanlığa hizmet etmiş der,bunla övünürdüler.Mesela senin yahudi toplumunda doğan bir musevi olduğunu düşünüyorum.Herhalde museviliğin,tevratın yılmaz savunucusu olurdun,Hz.Muhammedi de peygamber olarak kabul etmezdin,İslamı eleştirir,İslam karşıtlığı yapardın.Kısacası hakikatı,doğruluğu,gerçekliği atalarımızın topluca kabul ettiği dinlerde,atalarımız yolunda arayacaksak işimiz var.Dediğim gibi bir dinin topluca kabul edilebilir olması bile yeterince mantıksız,topluca aydınlanma geçirip,o dinin kitabını okuyup,hiçbir tutarsızlık,çelişki olmadığına karar verdinizde mi,müslüman oldunuz diye sormadan edemiyor insan. Ayrıca binlerce Türkü,Emeviler kesip,biçti.Çocukları köle,kadınları da cariye yaptılar.Sonra da herhalde stockholm sendromuna yakalanmış olacaklar ki,kitleler halinde,topluca İslama geçip,kendilerine yapılanları unutup,bu anlayışı da kabul etmişler.Bu başka şekilde de açıklanamaz,açıklanabilir şey değil çünkü.Atalarım kendilerine yapılanları unutup,kendilerine zararı dokunan bir anlayışı topluca kabul etmiş.Atalarımı eleştirmek,atalarımın yanlışlarını söylemek,onların yolundan gitmemekte benim en doğal hakkım.Zaten bir insan atalarım yüzyıllar önce bu dini kabul etmiş,öyleyse bende bu dini kabul etmeliyim diyorsa,o insan aklını kullanmıyordur. |
atalar dini ![]() Sen bize tek Allah’a kulluk etmemiz ve atalarımızın taptıklarını [putları] bıraktırmak için mi geldin? Eğer sözünde sadık isen, tehdit ettiğin azabı getir.) [Araf 70] Hud a.s kavmi böyle demiş Siz de bizim gibi bir insansınız. Siz bizi atalarımızın taptığı şeylerden [putlardan] döndürmek istiyorsunuz.) [İbrahim 10] burada da hakeza Atalarınızın ve sizin neye taptığınızı şimdi gördünüz mü? Taptığınız putlar benim düşmanımdır. Dostum ancak âlemlerin Rabbidir.) [Şuara 75-77] ![]() Musa, kâfirlere apaçık mucizelerimizle gelince: [Kâfirler], “Bu uydurma bir sihirdir. Önceki atalarımızdan böyle [tek ilaha ibadet etmek diye] bir şey işitmedik” dediler.) [Kasas 36] ve daha onlarca ayette durum açıkca görülmekte.. eğer senin benim atam atalarımız takip ettikleri yol noktasında vardıkları nokta kuran ve sünnet menzilli ise elbette onları takip etmeliyiz ..aksi söz konusu olabilir mi.. ben hanefi mezhebini imamı azamın kara kaşı gözü için takip etmiyorum ki..delillleri ve ulaştığı sonuçları itibari ile kuran ve sünnet esaslı olduğu için dikkate alıyorum ..her kim olursa olsun ulaştığı sonuç kuran ve sünnet kaynaklı değilse itibar edilmez uyulmaz peşinden gidilmez mihenk taşları bellidir..bir kimse çıkıp ben kurandan böyle anladım diyebilir ..ama kuran bunu söylüyor diyemez !! taki hz peygamberin sünnetinden bahsettiği şeyin delilini göstermedikçe... zira kimse ama kimse hz peygamberden daha iyi anlamış ve hayata yansıtmış değildir kuranı.. başka mecralarda coğrafyda kültürde yetişseydik şöle olurdu böle olurdu söylemide büyük ölçüde gerçekten uzak tutarlı olmayan düşünce biçimidir..zira biz biliyoruz ki imanda hidayet yani ve inkarda ..bu türden etkenlerin yani coğrafi kültürel sebeblerin üstünde ve onlardan bağımsız çalışan bir mekanizmadır.. buna kanıt ise farklı coğrafya kültürlerde doğmuş yaşamış büyümüş olupda islamı seçen kimselerin varlığında saklı .. tam akside söz konusu yani islam coğrafyasında doğmuş ve büyümüş biride inkarı seçebiliyor..dolayısı ile bu türden etkenlere hak ettiğinden fazla önem atfetmek akla mantığa ve realiteye ters olduğu gibi bunu ilahi bir adaletsizlikmiş gibi sunarak çelişki olduğunu ileri sürmekte ..nasıl desem çocukca gelelim şu köleliğe ..islam da köle edinmenin şartı bellidir..cephede savaş halindeyken ele geçen kimse köle olur..bunun dışında köleleştirme yapılamaz ..gerekçelerimiz ise şunlardır Savaş sonucu esir alınan düşman hakkında şu uygulamalardan birisi veya birkaçı hayata geçirilebilir: 1. Öldürmek. 2. Karşılıksız serbest bırakmak. 3. Belli bir karşılık alarak serbest bırakmak. 4. Hapse atmak. 5. Köleleştirmek. Bu uygulamalardan her birinin, zamana, yere ve duruma göre avantajları ve dezavantajları bulunduğunu söyleyebiliriz. Makul ve meşru bir sebep yokken bunların birisini dayatmak ve zorunlu görmek mümkün ve doğru değildir. Bununla birlikte, tek başına alındığında bu uygulamaların dezavantajlarını şöyle belirleyebiliriz: Bu şıklardan ilki, yerine göre onbinlerce insanın öldürülmesi demek olacağından, bir anlamda “katliam” demektir. Ayrıca böyle yapıldığında, esirler arasında bulunabilecek ve mesleği, sanatı, kabiliyeti ve tecrübesiyle çeşitli alanlarda insanlığa faydalı olabilecek kimselerin üreteceği değerlerden insanlığın mahrum bırakılması söz konusu olacaktır. İkinci seçenek hayata geçirildiğinde düşmanın güçlenmesine katkıda bulunulmuş olacak, böylece görünüşte zaferle sonuçlanmış olsa da, yapılan savaş gerçek anlamda maksadına ulaşmış olmayacaktır. Zira hem İslâm devleti savaş sebebiyle uğradığı maddi-manevi zararları yine kendisi üstlenmek zorunda kalacak, hem de düşmana savaşarak tecrübe sahibi olmuş askerler hediye etmekle kendi geleceğini riske atmış olacaktır. Üçüncü seçeneğe gelince, belli bir vergiye bağlamak, karşılıklı esir mübadelesi (değişimi) gibi tercihe şayan durumlar olabileceği gibi, bunların söz konusu olmadığı durumlar da olabilir. Genellikle mağlup tarafın zaten elinde mübadele edecek esir olmaz veya fidye verip esirleri kurtaracak maddi gücü bulunmaz. Bu durumda bu çözüm şekli de tıkanmaktadır. Dördüncü seçenek, esirlerin ömür boyu devletin kesesinden bakılıp beslenmeleri anlamına gelir. Üstelik bunun karşılığında ne İslâm devleti, ne de esirler bakımından elde edilecek hiçbir fayda da söz konusu değildir. Bu seçeneklerin birinin veya tamamının savaştan beklenen sonucu yeterince sağlayamaması veya şartların gerektirmesi durumunda köleleştirme uygulaması devreye girer. bu savunmama itirazın var ise alayım |
Sen benim dediğimi anlayamıyorsun,ne yazık ki.Bu din Atalarının dininden giden müşrikleri,kafirleri,ne dersen de artık,onları eleştiriyor,ama kendisi de topluca sorgulanmadan,araştırılmadan topluca kabul edilmiş, atalar dini olmuş,nesilden nesile aktarılır hale gelmiş.Ama senin düşünce yapın şu tabi.Bu sonsuz güçte yaratıcının gönderdiği bir dindir,öyleyse atalar dini olmasında,nesilden nesile aktarılmasında,sorgulanmadan,araştırılmadan kabul edilmesinde bir sakınca,bir çelişki yoktur.Ama benim bakış açımdan ise bu bir tutarsızlık,çelişkidir,İslamın neden Tanrı katından olamayacağının delilidir.Sen atalar dinini,atalarının dininin yolundan gidenleri eleştir,sonra da de ki İslamı eleştiremezsiniz,neden?Çünkü o sonsuz güçte ki yaratıcı tarafından gönderilmiştir.Bu kendini kutsal ögeleri kullanarak sağlama almaktır,eleştirilerin önünü tıkamaktadır.Ben bir düşünce ortaya atıyorum,bunu sonsuz bir güce dayandırıyorum ve onu eleştirelemez yapıyorum.Böyle bir saçmalık olabilir mi? İkincisi birçok devlet yayılmacı bir politika izlemiştir,kan dökmüştür,insanları köleleştirmiştir.Ama İslamın farkı şu.Yaptıklarını sonsuz bir güce dayandırarak,kendini sağlama almaya çalışması ve eleştirilerin önünü tıkamaya çalışmasıdır.Bir de benim anlamadığım nokta,bir insanı köle yapmak,cariye yapmak bir güzellik midir.Atıyorum İslam orduları,kendileri için ilerde tehdit olabilecek bir topluluğa baskın düzenledi,savaşan,eli kılıç tutan erkeklerin hepsini öldürdü.Geriye kadınlar ve çocuklar kaldı.Sen eşini öldürdüğün adamın kızını,eşini cariye,oğlunu da köle yapıyorsun.Eşi öldürülen kadın bundan mutluluk mu duymalıdır.Sen eşini öldürmüşsün,ya da kızı,oğlu bunun bir güzellik olarak mı görmeli,babalarını öldürmüşsün.Sen bu insanları yaşarken öldürmüşsün.Kısacası köleleştirme,cariyeleştirme kim tarafından yapılırsa yapılsın,bir güzellik değildir.Ama sen şimdi diyeceksin ki yine.Sonsuz güçte bir yaratıcı göndermiş bu dini,sen kim oluyorsun,ben o dini yayarım,insanları da köleleştirir,cariye yaparım.Sen de buna karşı çıkamaz,bunu eleştiremezsin,neden?Çünkü bu sonsuz güçte ki yaratıcı tarafından gönderilmiştir. Diyelim ki Araplar Türkleri hiçbir kutsal ögeyi kullanmadan,yaptıklarını sonsuz bir güce dayandırmadan kesti,biçti,çocuklarını köle,kadınlarını cariye,kendilerine eş yaptı.Birçok insan bunu eleştirecekti. Ama Araplar bunu kutsal,sonsuz bir güce dayandırıp yapınca,bu savunulan bir durum oluyor,bunu savunanların içinde milyonlarca Türk var birde,gerisini siz düşünün.Neden peki savunuluyor,yaptıklarını sonsuz güce dayandırıp,kendini sağlama alıyor,gelecek eleştirilerinde önünü böylece tıkamış oluyor.İslamın Tanrısı resmen araplara hizmet eden bir tanrı.İslam sayesinde siyasi birliklerini sağlayan araplar,kültürlerini,dillerini yaymışlar,birçok ulusu araplaştırmışlar,araplaştıramadıklarını da araplaştırmaktan daha beter etmişler.Öyle ki,bu insanlar arapların yaptıklarını,atalarının kesilmesini savunur olmuş. Şunu da söylemek isterim.Senle ben o zaman ki Türk boyları içinde olsak.Emeviler bizi de kesip,kendi inanışlarına göre bizim ruhlarımızı cehenneme postalayacak,yakınlarımızı da köleleştirecekti,cariye yapacaktı. Ama sen şu anda bu durumu normal görüyorsun.Çünkü Ataların İslamı kabul etti,İslamı nesilden nesile aktarılan bir kültürel değer haline getirdi,sen de İslamda anlam buldun,İslam sana,huzur mutluk veren kültürel bir bağımlılık artık.Senin için önemli olanda bu zaten,İslamın yaşama anlam veren,huzur,mutluluk veren yönü.O yüzden sana ne dersem diyiyim,İslamı sürekli haklı çıkarmaya çalışacaksın,kutsal ögeleri,sonsuz güçte ki yaratıcının adını kullanarakta eleştirilerin önünü tıkamaya çalışacaksın. Kusura bakma da sabah yıldızı,bir yaratıcı varsa,onun yarattığı düzende acayip bir sıkıntı var.Yarattığı düzen,hiç hoş bir düzen değil.Çünkü sabah yıldızı,İslam ordularının içinde olup baskın da düzenleyebilir,beni kureyza yahudilerinin içinde olup,kafası da kesilebilir.Sabah yıldızı,İslam ordularının içinde olup,Türkleri de kesebilir,Türklerin içinde olup kesilebilir,cehenneme de postalanabilir.Yarattığı insanlarda ve yarattığı düzende bir sorun var.Çünkü yarattığı insanların,farklı evrenlerde,farklı ideolojilerin,farklı dinlerin hakim olduğu,farklı toplumlarda ,olaylara bakış açıları değişecek,uğrayacakları sonlar da farklı olacaktı.Mesela sabah yıldızı,hitler almanyasında,bir nazi,ya da gaz odalarına atılan bir yahudi de olabilirdi. |
gereği gibi eğitim almış olsan bu yönde bir düşünceye kapılmazdın zira islam senin dediğinin tam aksini söylüyor sorgulamadan düşünmeden düşünüp tartmadan edilen imanı islam taklidi olarak niteliyor ve çokda kıymetli değil hatta bak bu konuda ayet bile var Bedevîler “İman ettik” dediler. De ki: “İman etmediniz. (Öyle ise, “iman ettik” demeyin.) “Fakat boyun eğdik” deyin. Henüz iman kalplerinize girmedi. Eğer Allah’a ve Peygamberine itaat ederseniz, yaptıklarınızdan hiçbir şeyi eksiltmez. Allah, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” Hucurat 14. gördün mü.. iman şube şubedir icmalii ve tafisili..taklidi ve tahkiki bu süreçler içersinde düşünmeyi taşınmayı sorgulamayı araştırmayı içerir..sorgulamak güzeldir ancak dayanklarının ne olduğu hangi zemin üzere oturduğu bu noktada hayati önem taşır.. ölçüp tartmayı kime neye göre yapacağız ..sorgularken dikkate alacağımız ölçütler ne olmalı.. bak malum çevrenin meşhur bi sloganı vardır...efem çıkar iman gözlüğünü at kenara öyle bak olaya "objektif ol" tarafsız irdele !!! yani ne denir ki bunu ifade eden beyine ya idrakten yoksundur yada sinsi bir haindir.. neden mi ? ilk olarak iman -inkar noktasında tarafsız sıfır etkiye sahip nötr bir alan yoktur..!! yani tarafsız ol derken at imanı bi kenarada öyle bak derken seni dolaylı ve direkt inkar ve şüphe cephesine çeker !! bu sinsiliğin adınıda objektiflik olarak adlandırır..var olmayan sıfır etkiye sahip bir alanda sana "güya muhakeme " yaptırır.. ![]() ![]() bu misal üzerinden anlam kavram değişen değer yargıları vb bi çok noktada iman ve silamı ele alış biçimi sonuç itibari ile sakıncalı neticlere varmamıza sebeb olur.. bu örnek üzerinden sorgulama vb eylemlerini gözden geçir ayrıca sıtokholm sendromu sadece maruz kalan bireyi etkiler yüzlerce yıl ve onlarca nesili etki altında bırakmaz terket artık şu temelsiz söylemi.. |
Sen benim dediğimi anlayamayacaksın.Nedenlerini de açıkladım zaten. Stockholm sendromuna gelince,sadece maruz kalan bireyi etkilemediği,toplumları da etkileyebileceğini bugün görebiliyoruz,çevremiz bunun örnekleriyle dolu,az da değil milyonlarca. Senle benim ortak bir noktada buluşmamız da mümkün değil.Ben senin şu anda içinde bulunduğun aşamalardan geçerek,bugünlere geldim zaten. O yüzden bu tartışmanın daha fazla sürmesinin bir anlamı olduğunu düşünmüyorum.Söyleyeceklerimi söyledim zaten,sen de söylemişsindir herhalde. |
tarafsız olayım sorgulayım derken malum adreslerin güdümüne girerek onların anlam -kavram ve idaaları ekseninde güdüldüğünün farkına varmanı istiyorum sadece ..islamı kabul etmiş ve canla başla kanla malla hizmet etmiş gerek biz türkleri gerekse diğer ırkları malum sendroma bağlayıp ezik kişiliksiz hiç omurgasız akıldan idrakden mantıkdan uzak varlıklar olarak vasfeden çevreler senin algı dünyadan cirit atmış resmen asıl sıtokholm sendromu bu aslında ..arkadaş ..din bu din ..kalb ile sevgi ve muhabbetle yaşanan şey ..insan sevmediği muhabbet duymadığı şey ile gerek düşünce fikir gerekse fiil noktasında hemhal olur mu yapılan 3 savaşı bahane ederek islamı kabul etmiş tüm toplumları saçma sapan bir idaanın oluşturduğu potada eriterek "kişiliksiz omugasız korkak adi şahsiyetsiz " varlıklar yapıp çıkardın insaf yahu insaf .. sorgulama irdeleme araştırma yapacaksan birilerinin seni güttüğü mecrada gerçekleştirme bunu..ilk önce velevki inanmıyor olsan bile "nitelikli" şekilde araştırma işine giriş ki bu araştırma işi aynı zamanda bilgi ve brikimide yani eğitimide zorunlu kılar ..bunları gerçekleştirmeden ordan burdan yani malum adreslerden kin nefret garez yüklü aldatma ve sinsilik eksenli hamasi görüşlerin dümen suyuna girme hayat senin hayatın .. ![]() |
Kimin haklı olduğuna,kimin güdüldüğüne bırakalım da mantık,akıl tanrısı karar versin.Atalarının yolundan gidip,dine bağımlı hale gelenler değil. ![]() |
ben bu tip fikirleri çok dinledim ,okudum ,araştırdım ve din konusunda çok kişinin yalan söylediğini gördüm bu arada sorduğum hiçbir soruya cevap vermemişsin ben kimsenin inancına karışmam ama dayatmaları da doğru bulmuyorum sen öyle inanıyorsun veya çoğunluk öyle inanıyor diye herkesin öyle inanması mecburiyeti yok ayrıca Allah bize de akıl fikir vermiş ,doğruyla yanlışı ,yalanla doğruyu ayırt edebilecek (idrak edecek) bir kalp vermiş kendi bilgisi ve idrak edebilecek kalbi olmayanlar birilerinin peşine takılıp ,onun söylediklerini doğru kabul edebilir (bu onu bağlar) bunca sene okul okuduktan sonra çok şükür okuduğumu anlayabilecek kapasitem var videoda gösterdiğin şahıs ve şahıslar kadar aklım da ,bilgim de vardır benim size tavsiyem ise önce bir Cin Suresini okumanız ,sonra asla ve asla Kuran'a iman ettiğini söyleyen kişileri dinsiz yada dinden çıktığını iddia etmeyiniz bu dünyada Allah hiçbir kula başkasının dini inancını sorgulama hakkı vermemiştir ben bu bölüme gelip arada bir fikrimi söylüyorum ,benim amacım birilerine din dayatması yada inançlarıyla dalga geçmek değil ,sadece yanlış gördüğüm konularda fikrimi belirtiyorum ki bu her Müslümana farzdır (ayetleri yanlış anlama ve dini yanlış anlama gibi konularda) mazallah birine dinden çıktın ,dinsizsin derken belki kendiniz dinden çıkabilirsiniz din Ahmet'den Mehmet'den öğrenilemez ,öğrenmeye kalkarsan onun fikirlerine biad etmiş olursun ve o kişiler kıyamet günü seni kurtaramaz hata yapıyorsam o hata benim olmalı ,başkasının hataları yüzünden ahiretimi tehlikeye atamam ama atmak isteyene de karışmam ,sadece uyarırım özetle Kuran yetmeyen bir insana hiçbir şey yetmez (zaten yetmediği de görülüyor ,mevlid ,kutlu doğum ,türbelerden medet umma vs.vs.) |
aslında her şey önce bir soru ile başlar. "benim bu dünyada ki var oluş amacım nedir ?" sorusunu sorarsın kendine. ve cevaplar aramaya başlarsın. ailene yönelirsin, müslüman bir ailenin müslüman doğan çocuğu olarak bende bunu yapmıştım. annem, babam ve ablam dinsel inançları tam insanlardı. allah'a zorunda oldukları için değil onu gönülden sevdikleri için inanırlardı. hiç tanımadıkları yaratıcıya aşıklardı. ondan bahsedeler ve hayatımızda ki her şeyin onun eseri olduğunu anlatırlar bunun içinde ona minnettar olmamız gerektiğini söylerlerdi. bende inandım onlara uzun zaman. canım ne zaman sıkılsa oturdum allah ile konuştum. cevap gelmeyecekti biliyordum ama ona uzun uzun anlattım hayatımı ve bazı yerlerde yardım diledim. sonra dedim madem bu kadar seviyorum onu neden tam olarak tanımayayım dinleri. neredeyse tüm dinleri araştırdım ve kendimce yaratıcının var olduğuna inandım. sonra müslümanlıkta ki mezheplere baktım.. yada farklı inanış şekillerine. mesela mevlanaya hayrandım, yunus emreye, şems-i tebriziye.. gel zaman git zaman insanlık tarihini araştırmak istedim. yazılanlara ve bulgulara göre insanlık tarihi gerçekten çok eskiydi ama dinsel kaynaklar sadece 10bin-20bin yıl arası var olduğumuzu gösteriyordu. peki bu nasıl olmuştu ? dinle ilgilenen kişiler bu olayın şeytanın vesvesesi olduğunu ve allahın bizi test ettiğini ve eğer inanmazsak bu bulgulara cennete gideceğimizi falan söylüyorlardı. şeytandan nefret ederdim ya bir süre inanır gibi yaptım ama kanıtlar gerçekten de inkar edilemezdi.. sonra evrim teorisini duydum.. teistler tanrının insanı mükemmel yarattığını ve tüm canlıları değiştirmeden olduğu gibi dünyaya koyduğunu söylemişlerdi.. ama bulgular aksineydi gene.. molekülü değişen canlılar vardı, farklı oluşan türler vardı. ama din hala bunlara şeytanın eseri allahın yaptığı test diyorlardı.. nasıl mümkün olabilirdi ki bu ? bilim bu bulguların yüz binlerce yıllık olduğunu söylüyordu ama din bunu kabul etmiyordu. şeytan bizi böyle mi kandıracaktı ? ve en sonunda insanlar tarafından yaratılan mitolojiler geldi aklıma. bunlar insan elinden çıkmıştı ve modern insan bunlarla elinden geldiği kadar dalga geçebiliyordu.. demek ki bildiğimiz anlamda dininde birileri tarafından yaratılmış olma ihtimali vardı. bende bunun üzerine delirebilecek kadar düşündüm.. ve sonunda bilimsel bilgilerin ışığında tanrının varlığını reddettim. çünkü bana denilen hiçbir şey gerçek değildi.. her şey oluşturulmuştu.. kim oluşturdu bilmiyordum ama gerçekten de tanrı artık benim için yoktu.. bu değişimden sonra bir kısım aptal türlü ahlaksızlığı yaptığımı söyleyecektir biliyorum. ama ne isem o olmaya devam ettim.. kimseyi dini yüzünden itmedim, hayvanlara tecavüz etmedim, yardım paralarını çalmadım. müslümanın bana ne dediği yerde önce ben koştum ben savaştım.. yani dostlar velhasıl kelam ahlak ve iyilik olgusu dinle bağlı değildir.. ben yok olacağımı biliyorum, göğüsleri yeni tomurcuklanmış binlerce huriyle ilişkiye giremeyeceğimi de biliyorum, şaraptan ırmaklarda yıkanmayacağımı biliyorum.. kimseye kendimi beğendirmeden gerçekten insan olarak yaşamaya çalışıyorum ve çoğunuzdan daha özgürüm.. en azından korktuğum için değil istediğim için yardım ediyorum insanlara, hayvanlara.. menfaatim ve sözde cennet için değil.. bir kadın şu ayeti okuduğunda ne hisseder? ''baş kaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, onları yataklarda yalnız bırakın ve (bunlarla yola gelmezlerse) dövün. eğer size itaat ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın; çünkü allah yücedir, büyüktür"(nisa/4/34) miras'tan yarım pay almayı falan geçtik diyelim de...kadına dayak atmayı emreden ayet mi olur? |
tarih boyunca insanlar hep bir veya birden fazla yaratıcıya inanmış veya inandırılmıştır. eski zamanlarda dahi tanrılarla insanların arasında bir aracı veya önder olmuştur. önder olan veya aracı olan kişilerde hep bu konumu kullanmışlar veya kullanmak için tanrı din olgusunu oluşturmuşlardır. bakın ben kendine müslüman diyen cuma namazlarını kılan, kuran okuyan biriyim bunu belirtmek isterim. Ancak bana verilen beynin boşa verilmediğini düşünen, kendi doğrumu beynimi ve kalbimi kullanarak bulabileceğime inan biriyim. sorgulayak dinden çıkacaksam bu beyin neden bende koyıun olsaydık ozaman. son zamanlarda yoğun olarak içerisinde olduğum düşünce ise biraz basit. dünya var olduğundan beri insanlar arasında güç savaşı yaşanmakta bu gücü elde etmenin en kolay yolu da tanrı/lar ve din inancından geçmektedir. hep birileri bir din veya tanrı adına insanları etrafında toplayarak güç elde etmeye çalışmıştır. bana göre bu işte ilk devrimi yahudiler yapmıştır. firavunun eziyetinden ve köleliğinden kurtulmak adına ilk defa tanrının emirleridir diyerek bir kitap ortaya atmışlardır. bu kitapla daha çok insana ulaşabilmiş ve yahudiler kölelikten kurtulmuştur. 2. ve en son devrimi Hz. Muhammet yapmıştır. kendisinden önceki tek tanrılı dinleri ve peygamberleri kabul etmiş ve islamiyetin son din olduğunu söyleyerek peygamber ve din olayına son vermiştir. kitabı olan dinlerin amacı doğruluk ve eziyetlere son verme yönünde olmuştur. bu dinin daha çok yayılmasına imkan vermiştir.aslında dönemleri içersinde değerlendirildiğinde dünya da olması gereken hukuk bakımından çok faydaları olmuştur. tevrat da , incil de, kuran da ortak çok yön vardır. bunların 3 de aynı amaca farklı yönderden gitmektedir. yani her biri kendisinden bir öncekini geliştirerek din olgusuna yeni bir boyut getirmiştir. bunlar benim düşüncelerim daha çok yazmak isterdim ama şuan aynı zamanda çalışıyorum. hızlı yazdığım için yazım ve mantık hatası olmuşsa kusura bakmayın. son olarak şunu söylemek istiyorum tek tanrılı dinler insanlara sonsuzluğu bahşediyor ancak bunun içinde yapılması ve yapılmaması gerekenleri söylüyor. sanırım insanlara öldükten sonra bir hiç olacağı düşüncesi ağır geliyor. ancak insan gibi mükemmel bir varlığın nasıl oluştuğu konusunda kafamda tereddütler var. saygılar. |
Şöyle bir sorun var ki Tevratın refere ettiği çağlarda Mısır'da Yahudi varlığını gösteren hiç bir kanıt yoktur. Mısır'da yahudi varlığına dair Tevrat ve ondan alıntı yapan ardılı kutsal kitaplar dışında bir tarihi kaynak yoktur. Mısırlılar tarihte en düzenli kayıt tutan uygarlıklar arasında ilk sıradadır ve Mısırlıların bu titizliği sayesinde antik Mısırla ilgili mükemmel bir bilgi birikimene sahibiz. Hiç bir tarihsel uygarlıkla ilgili günümüze ulaşmış bu kadar kaydi bilgi yoktur. Enteresan bir şekilde, Mısırlıların kayıtlarında Tevratta anlatılan öykülerin hiç biri yoktur. Zaten Bronz çağında yahudi toplumu diye bir toplum yoktu çünkü Yahudiler ilk kez demir çağında Yahuda krallığı ile birlikte ortaya çıkmıştır. İsraillilerle ilgili en eski arkeolojik kayıt MÖ 1200'lere tarihlenen Merneptah dikli taşıdır. Bu taşta yazılanlara göre İsrailliler ilk kez bronz çağının bitiminde, MÖ 1208'de ortaya çıkmış ve MÖ 3 yılına kadar hüküm süren krallıklar kurmuşlardır. Ama Tevratın hikayeleri çok daha eski tarihleri kapsamaktadır. Tevratın sözünü ettiği MÖ 2000'lerde, 3000'lerde Yahudilik diye bir şey yoktu. Bu nedenle antik Mısır'da yahudi varlığı modern bilimin desteklediği bir bulgu değildir. Var olan hiç bir arkeolojik kayıtta eski Mısırda Yahudi varlığının izine rastlanmamıştır. Tabii Tevrat dostu bir kaç yorum da var. Buna göre Ürdün nehri kıyısında kurulu Habiru federasyonu daha sonra Yahudilerin ayrıldığı bronz çağının bitimindeki karanlık çağlara denk gelen bir oluşum olarak değerlendirilebilir. Ama Bu federasyon dahi Mısır'da Yahudi varlığını açıklamaya yetmez. Sonuç olarak, Tevratta, İncilde, Kuranda Mısır'da Yahudi varlığından söz ediliyor olabilir ama tüm bu iddiaların arkeoloji ve tarih bilimlerinde karşılığı yoktur. Dolayısıyla Mısırdaki yahudilerin kölelikten kurtulmak için Tevratı yazdıkları inancının bastığı zemin hiç sağlam değil!.. |
bir kadın şu ayeti okuduğunda ne hisseder? auetin kasıtlı olarak anlamından saptırıldığını söylerim.bu ayetle ilgili bi kaç tartışma izleidm ve ne hikemtse yatakalrı ayırın odaları ayıırn ve evleri ayırın olması gereken süreç bi anda hafifçe dövün e geliyor,el kaldırın ama vurmayın da oluyor kimi yerlerde.ayrıca bu ayette vurgulana kadının özelliğide çevirmene göre değişiyor.kimisi iffet den giriyor kimisi direkt erkeğe itaatten giriyor.evleri ayırın şekilde çeviren bir iki kişi var.herkeste tanır onları zira geleneğe uymazlar. http://www.kuranmeali.org/4/nisa_suresi/34.ayet/kurani_kerim_mealleri.aspx |
araştırmaların sonucu maruz kaldığın duruma ne deniyordu ..şey hah buldum "ATEİST PROPAGANDA " ![]() ancak sormadan da edemiyeceğim..araştırmaların sonucu ulaştığın bilgiler neden sürekli bu propagandanın izlerini taşıyor.. "objektif olmak" ..diline pelesenk ettiğin bu kavram neden söz konusu " din " olunca bir anda ortadan "puf" olup uçuyor.. insan düşünmeden edemiyor taşıdığın maksad konusunda..helede ulaştığın sonuçları "mutlak kesin" gerçeklermiş gibi insanlara aktarman ..bu yolla insanların imanı ile oynaman ![]() w.dever ki kendisi..konusunda uzman ve yetkin bir isimdir..arkeolojik kayıtların aslında tam tersini söylediğini belirtir..hatta kendisi bu "izah edillemiyecek tavrı" "üstü kapalı ahlaksızlık ve sağırlık" olarak niteler atalar dönemi hk prof. kenneth kitchen.. https://www.amazon.co.uk/gp/product/0802803962/ref=as_li_ss_tl?ie=UTF8&linkCode=as2&camp=1634&creative=19450&creativeASIN=0802803962 eserini tavsiye ederim kendisi ilgili eserde yusuf.as bi medyen kervanına 20 şekele satılmasının anakronizm örneği olduğunu 1000 yıl sonrasında bir tutsağın fiyatı çok daha yüksek olduğunu(antik enflasyon) dikkatlere sunarak tora'da sözü edilen fiyat.. yusufun döneminde o bölgede köle fiyatlarına tam olarak uymaktadır.. kitchena göre bu.. "tora" verilerinin gerçeği yansıttığını kabul etmenin daha makul olduğunu kanıtlayan örneklerden sadece biridir der ..dahası. bereşitte kayıtlı olan paronun sarayının ve protokollerinin ayrıntılı tariflerinin.. o dönem için son derece doğru olduğunu görürüz der yusufun mısırdaki adı giysileri ve saray kurallarının o zaman ve yerde geçerli normlara çok uygun olduğunu şimdi anlıyoruz diyerek noktalar .. sır alan garnider..ise binlerce yıl önceki ve sadece çok az kalıntının geriye kaldığı bir medeniyetten söz ettiğimizi hiçbir zaman unutmamalıyız.. "brooklyn papirüsü" (Brooklyn Müzesinde bulunduğu için) olarak bilinen belge.. kölelerin adı olarak toradan isimler vermektedir.. aşer.. yisahar ve şifra.. bu belge "hapiru" terimini de içermektedir... ve konu uzmanları bir tora terimi olan "ivrim" yani "ibraniler" ile açıkça tarihi bir ilgisinin olduğu konusunda hemfikirdir...der manfred bietak ise tora da bahsi geçen pitom ve ramses de ambar kentlerini kurdukları bilgisini ilgili kentleri tanımlayarak doğrulamış "mısırda kalış" ile aynı döneme ait olduklarını ele geçen kalıntılar ile ispat etmiştir.. devamen mısır kayıtları firavun 2. ramsesin doğu nil deltasında goşen olarak bilinen eski alan yakınlarında.. yani "toranın yisraellileri " tam olarak yerleştirdiği coğrafik alanda.. pi-ramesse (ramsesin evi) adlı yeni bir başkent kurduğunu anlatır.. dahası "Leiden Papirüsü" (o dönemin bir başka mısır belgesi).. ramsesin inşaatında görevli yetkililerden birinin büyük ramses tapınağı kapısına taş taşıyan asker ve apiruya (belirttiğim gibi apiru ibranilerle ilgilidir) tahıl dağıtılmasını" emrettiğini gösterir.. devam edecek.. ![]() ![]() |
17 yaşındayım. 12 yaşında deist oldum. Hemde Türkiye'nin en yobaz şehirlerinden birinde ve yobaz bir çevrem varken. Arada bir kendimi ödüllendirip tebrik ediyorum. ![]() |
bunların gerçekten Kuran okuyup ondan sonra böyle olduklarına gerçekten inanıyor musun :)
saçma dedikleri varsayımlarını defalarca anlatıp düzelttik ama bir insan kendini kapatmışsa ,yapacak şey kalmıyor
ha bunlara birde Kuran ayetlerini yanlış çevirenleri ve sözde alimlerin sözleri de eklendiğinde iş tamamen kopuyor
misal diyanet gitmiş ayetleri hadislere göre çevirmeye çalışması gibi durumlar bizi çok daha zorluyor ,adam gidip o ayetin mealini bulup getiriyor ,ondan sonra ayıkla pirincin taşını
en iyisi mi isteyen istediğine inansın bana ne kardeşim deyip geçmek :)
yoksa boş yere kendimizi yoruyoruz
daha demin konudışı bölümünde birinin mesajını gördüm ,vatandaş diyor ki "şeytan taşlamada kullanılan taşlar hacılara para ile satılıyor"
tamam elimizden geldiğince düzeltelim ama nereye kadar ?
birisine teferruatlı olarak anlatıyorsun , çok geçmeden bir başkası gelip aynısını getirip aynı filmi çeviriyor :)