1. sayfa
| Nick konu uyumu |
|
Sen sus mal |
| Başkasının canını yakanın acı çekmesinden yanayım ben. Kendine inanmayanların cezalandırılmasını ben de anlamsız buluyorum o konuda katılıyorum |
| allah yok zaten arap uydurması şeylere inanma |
| sen konu açma suyunu çıkarıyon |
|
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM(RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAHIN ADIYLA) 1.Amacım tanrının olmadığını kanıtlamak değil demişsin zaten bu imkansız Allah şüphe duyulmayacak kadar kesin vardır ve yokluğunu ispatlamak imkansızdır. 2.Allah niçin bize tapmamızı emrediyor buna ihtiyacı yok demişsin zaten her şey ihtiyacın olduğu için yapılmaz! 3.Demişsin ki Allah bizi neden yarattı?İşte cevabı: Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmadığını kainata ve içindeki faaliyetlere bakan bir insan görebilir. Biz bir düşünelim dünyaya gelmeden önce kainatın neyi eksikti de biz geldikten sonra tamamladık. Veya ibadetimizle ne yapıyoruz ki Allah’ın herhangi bir ihtiyacı görülüyor. Öyleyse sizin düşündüğünüz şeyin kesinlikle yeri olmadığını akli ve vicdani olarak anlıyoruz. Allah her şeyi kemaliyle bilendir. Ama bu bilmesi bizi yönlendirmesi anlamına gelmemektedir. Çünkü O’nun ilmi ezelidir. Yani geçmiş, gelecek ve şimdiki zamanı aynı anda müşahede eder. Ve herkes vicdanen bilir ki, istediğim şeyi yaparım, konuşurum istemediğim şeyi yapmam. Bu kaideye göre Allah bizim ne yaptığımızı bilir. Ama biz de yaptığımız şeyin irademizle olduğunu vicdanen ve alken biliriz. Allah bizi kendisini tanımak ve kendisine layık olacak şekilde ibadet etmek için yarattı. Bu vazifeyi yerine getirecek alet ve cihazları da yaratmıştır. Yani bizden istenen şeyler ile bunları karşılayacak sermaye muvazenelidir. Burada herhangi bir adaletsizlik olmadığını bütün insaf ve vicdan ehli bilir. Fakat Allah’ın bizi yaratırken bize sorup sormaması ise, tamamen Allah’ın iradesini kısıtlamak anlamına gelir. Oysa “alimlerimizin ittifakı ile Allah - la yüs”el – dir. Yani yaptığı işlerden sorguya çekilmez. Ama kainatta yaptığı ve yarattığı herhangi bir hadisenin hikmetsiz veya adaletsiz olduğuna dair hiç kimse ağzını açamamaktadır. Çünkü, kainatta hikmetsiz ve abes olabilecek bir durum yoktur. Bütün kainatı didik didik araştıran bilim adamları bu ilahi hikmet karşısında hayrete düşmektedir. Allah’ın insanı yaratmasının çok hikmetlerinden birisi ibadettir. Çünkü: 1- Allah insanı imtihan için yarattı. Bu hikmet insanın yaratılmadan olamayacağı kesindir. 2- Allah kainatta tecelli ettiği cemal ve kemalini hem kendisi – kendine mahsus bir şekilde – görmek hem de başkalarının gözüyle görmek istiyor. Başkasının görmesi derken bunların başında insan gelmektedir. Bu hikmet de yine insanın yaratılmasını gerekli kılıyor. 3- İbadet için yarattı. Bu hikmetin yerine gelmesi için var olan birisi gerektir. Yaratılmadan ibadetin yerine gelmesi mümkün değildir. Burada yaptığımız ibadetin miktarına göre cennette ki yerimiz hazırlanıyor. 4- Allah’ın herşeyden daha büyük olduğunu ilan etmek, ve Allah’ın emirlerini yaymak. Bu hikmetin yerine gelebilmesi için, hem tebliğ edenin hem de tebliğ edilenin yaratılması icap eder. 5- Bir çekirdeğin ağaç olması için toprağa girmesi gerektiği gibi, insanın da yetişip olgunlaşmsı ve terakkisi için dünya tarlasına gönderilmiştir. 6- Eğer başka alemde yaratılsaydık o zaman da neden bu alemde yaratıldık diye sormamız gerekecekti. İnsan için en mükemmel imtihan salonu bu olduğu için buraya gönderildik denilebilir. İşte tüm kainatta rastlanılamayan hikmetsiz iş ve fiillere elbette şeriattada rastlanmaz. Yani bizim taşıyamayacağımız işleri Allah bize yüklemez. Bütün hayvanlara, bitkilere ve cansızlara vazifeler yükleyen Allah, elbette bize de bazı vazifeler yükleyecektir. Yoksa tüm kainatta mevcut olan hikmet, insanlar yönünden abes olacaktı. Hiçbir işinde abesiyet ve çirkinlik olmayan ve bu gibi şeylerden münezzeh olan Allah, elbette insanlara da taşıyabilecekleri bir yükü yüklemesi gerekmektedir. Kâinatın ömrü milyarlarca yıl ile ifade ediliyor; insanlık âleminin ömrü ise on binlerce seneyle. Henüz insan nevi yaratılmadan, bu hadis-i kudsîde verilen haber, öncelikle melekler âlemine bakıyordu. Allah’ı bilen, eserlerini temaşa ve tefekkür eden, O’na isyandan uzak bu mübarek varlıklar, hadis-i kudsîde verilen haberi ibadetleriyle, tesbihleriyle, itaatleriyle, marifet ve muhabbetleriyle tahakkuk ettirmiş oluyorlardı. Hayvanlar âlemi de yaratılış gayelerine tam uygun bir hayat sürmekle, ruhları yönüyle, melekleri andırıyorlardı. Bitkiler âlemi ve cansız varlıklar da mükemmel bir itaat ile vazife görüyorlardı. “Hiç bir şey yoktur ki Allah’ı tesbih ve O’na hamd etmesin,” mealindeki âyet-i kerimede geçen “şey” tabiri, canlı-cansız her varlığı içine alır. Her şey O’nu tesbih eder ve O’na medih ve senada bulunur. Cenab-ı Hak, bütün bu tespih ve ibadetlerin çok daha ileri derecesini icra etmeye kabiliyetli bir başka mahiyet daha yaratmayı irade buyurdu: İşte bu ulvi mahiyet, arzın halifesi olacak olan insandı. Cenab-ı Hak, topraktan bir insan yaratacağını meleklere haber verdiğinde, yukarıdakine benzer bir soru, meleklerden de gelmiş ve onlara cevaben, “siz benim bildiklerimi bilemezsiniz,” buyrulmuştu. İmtihana tabi tutulan ve kazanmaları halinde melekleri geçecek olan bu yeni misafirler, âyet-i kerimede de haber verildiği gibi, ancak Allah’a ibadet için yaratılmışlardı. “Ben, cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım” Zariyat, 56 Âyette geçen “ibadet” kelimesine bir çok tefsir âliminin “marifet” mânâsı verdiği dikkate alındığında, bu insanın, Allah’ı tanımak, varlığını, birliğini bilmek, sıfatlarının sonsuzluğuna inanmak, mahlûkat âlemini de hikmet ve ibret nazarıyla temaşa ve tefekkür etmekle vazifeli olduğu anlaşılıyordu. Bu mümtaz mahlûk, sadece cemal tecellilerine muhatap olmayacak, Cenab-ı Hakk’ın hem cemal, hem de celal tecellileri ile ayrı ayrı imtihanlara tabi tutulacaktı. Nitekim öyle oldu ve öylece devam ediyor. Nimetler, ihsanlar, ikramlar, güzellikler, sıhhat, afiyet, ferah, gibi haller hep cemal tecellileridir. Ve insanoğlu bunlara karşı şükredip etmeme şıklarından birini tercihle karşı karşıya. Maalesef, nefis ve şeytanın galebesiyle çoğu insan, cemal tecellileriyle sarhoş olup bu imtihanı kazanamıyorlar. İmtihanın diğer yönü, hastalık, musibet, bela, afet, ölüm gibi celal tecellileri... Ve neticede sabır, tevekkül, teslim, rıza, imtihanına tabi tutulma. Akıl aksini düşünse de gerçek şu ki, bu imtihanı kazananlar, birincilere nispetle çok daha fazla. Bundaki hikmet şu olsa gerek: Musibet ve hastalıklar, insana kul olduğunu, aciz bir varlık olduğunu çok iyi hatırlatıyor, ders veriyorlar. Konumuza ışık tutacak bir Nur cümlesi: “Fâtır-ı Hakîm, insanın mahiyet-i maneviyesinde nihayetsiz azîm bir acz ve hadsiz cesîm bir fakr dercetmiştir. Tâ ki, kudreti nihayetsiz bir Kadîr-i Rahîm ve gınası nihayetsiz bir Ganiyy-i Kerim bir zâtın hadsiz tecelliyatına câmi’ geniş bir âyine olsun.” Sözler İbadet ve marifet için yaratılan insan, bu vadide mertebe kat edebilmek için aczini ve fakrını hissedecek, sürekli olarak Rabbine sığınacak ve Ondan medet dileyecektir. Duadan geri durmayacak, huzuru yakalamaya çalışacaktır. Bunlar ise başta nefis ve şeytan olmak üzere, dünya hayatında insanı, medet dilemeye ve sığınmaya götüren her türlü musibet, hastalık, çaresizlik ve sıkıntılarla mümkün. Çaresizlik içinde kalıp Rabbine sığınan ruhlar, bu dünya imtihanını kazanma noktasında müsbet bir puan almış oluyorlar. Ama, refah, sıhhat ve saadet gibi tecellilerde insanoğlu, aczini anlamak yerine, bunlara meftun olup, kul olduğunu unutup, gaflete dalabiliyor. Konunun çok önemli bir yanı da şu: Marifetullah, yani Allah’ı tanıma denilince, bütün isim ve sıfatları dikkate almak gerekiyor; sadece cemalî isimleri değil. Allah, Rahman olduğu gibi Kahhar’dır da. İzzeti tattıran da Odur zilleti çektiren de. Bu dünyada sadece cemalî isimler tecelli etse ve insan sadece bunlara muhatap olsa idi marifeti noksan kalırdı. Bu imtihan meydanında, insanoğlu Allah’ı hem celal, hem de cemal sıfatlarıyla tanımak durumunda. Ahirette ise, yollar ayrılacak. İnsanların bir kısmı ibadet, ihlas, salih amel ve güzel ahlâklarına mükâfat olarak, cennete girecek ve lütuf, kerem, ihsan gibi nice cemal tecellilerine, azamî ölçüde ve ebediyen muhatap olacaklar. Küfür ve şirk yolunu tutarak dalalet ve sefahate düşenler ise celal, izzet ve kahır tecellileriyle karşılaşacaklar. Böylece, ahiret yurdunda, Allah’ın hem cemalî hem de celalî isimleri en ileri mânâda tecelli etmiş olacak. Nur Külliyatında bir dua cümlesi var: “Bize gösterdiğin nümûnelerin ve gölgelerin asıllarını, menba’larını göster.” Sözler Bu dünyadaki varlıklar, ahirete nispetle, gölge kadar zayıf bir tecelliye muhatap oluyorlar. Ve bu gölge hayatın gereğini yapan ve hakkını vermeye çalışan insanlar asıla kavuşuyorlar. Şunu da unutmamak gerekiyor: Lütuf gibi kahrın da aslı ahirette. 4.Allah'a acımasız demişsin ama Allah sonsuz rahmet sahibidir ve naziktir.Şimdi bir düşünelim 12 yaşında bir kız çocuğu var ve 33 yaşında bir adam.Adam kıza tecavüz etmişse ve adam yaptığından pişman olmadan imtihan yeri olan dünyadan ayrılmışsa Allah bu kişiyi affederse nerde bu ADALET. Allah bu adamı cayır cayır yakmalı ki dünyası kararan küçük kıza yaptığı kötülük cezasız kalmasın. 5.Demişsin insan yakan insanımsı varlıklar(onlara insan dersem 124.000 peygambere evliyalara Allah dostlarına saygısızlık etmiş olurum.)doğru dürüst eğitim almadı. Bende sana soruyorum insan sadece eğitimle mi iyiyi kötüyü ayırabilir?Bence bir insanı bir eve 5 yaşında kilitleseler ve hiç eğitim vermeden yalnızca yemek ve su vererek yaşatsalar eğer VİCDANI varsa AKLI varsa İNSANİ ÖZELLİKLERİ varsa KENDİSİ ÇABALARSA o çocuk Allah'ı da bulur,insan yakmanın kötü bişey olduğunu da kavrar,hatta Allah'ı bulduğu zaman ona ibadet etmesi gerektiğini bile kavrayabilir. 6.Bir de ben tanrı olsaydım demişsin bu cümle bana senin bu konularda ne kadar eksik olduğunu gösterdi.Kendini Allah'ın yerine koymuşsun bu çok saçma. 7.Allah acı çektirmekten zevk mi alıyor demişsin.Hayır Allah kullarını çok sever ve onların iyi olmalarını ister.Hiç kimseyi yakmak istemez.Ama hak edene de cezasını verir. 8.Bi de tecavüzcü bi müslümanin tövbe ile affolma ihtimali varken ateistin sonu direk cehennem demişsin bunu da dünya hayatını ygs-lys ye benzeterek açıklıyayım. ygs=hangi dine mensup olduğun lys=iyi insan olmaktır.SEN YGS'DE BARAJI GEÇEMESEM NEDEN BOŞTA KALIRIM DİYORSUN.(YANİ ATEİST OLSAM NEDEN YAKILIRIM DİYORSUN.)TECAVÜZCÜ MÜSLÜMAN EN AZINDAN BARAJI GEÇMİŞ LYSDE BATIRMIŞ AMA EN AZINDAN YGSDEN TERCİH YAPABİLİR :D Sorulara kendimce cevap vermeye çalıştım şimdi sorma sırası bende! 1.Allah'ın olmadığını düşünelim o zaman varlık nasıl var oldu?Hep vardıysa neden varlık var yani evren neden var? 2.İlk hücre nasıl oluştu? 3.Genlerin aklı mı var da sürekli canlıları geliştirip duruyorlar? |
| “‘Tesadüf’ kavramı, ateizm görüntüsü altında, kendisine tapınılan bir ilah hâline gelmiştir”NOKTA!!!!!!!!!!!!!!!!!!! |
| ARKADAŞLAR YAZIMDA HATA BULURSANIZ SÖYLEYİN |
1. sayfa
Allah bizi dünyaya niçin ona tapmamız için yolladı? bundan bi kazancı yok,Ciddi ciddi soruyorum canı falan sıkılmış da mı yaratmış insanı, melekleri, cinleri. Vakit geçireyim diye mi ?.hiçbirine ihtiyacı yok,kendi yarattıklarına mı hayranlık duyuyor peygamber vb. ondan mı yarattıkca yaratıyor :D
2. olarak Allah insanları neden acımasızca yakar,kazık vb aletlerle işkence eder.
Ben bi tanrı olsaydım sırf bana inanmıyorlar diye ACİZ olduğunu belirrttiğim yanılmaya msait kullarımı yakmazdım.Ben bile!! Oysaki Allahın çok merhametli olduğu geçmiyor mu kitapta
Bi örnek ele alalım, yakınlarda myanmarda müslümanları öldürüp, yaktılar sanırım hristiyan bir topluluktu.Şimdi onları yakan adamlar senle benle aynı eğitimi mi aldı,aynı hayat şartlarında mı hayır.Bu insanları diğer dünyada acımasızca yakmak neden(tabi kesin belli değil ama kitaptan hadislerden bu sonuca ulaşamaz mıyız?) tabiki bu tür insanlara makul bi ceza olabilir ama bence allah çok acımasız.Acı çektirmekten zevk mi alıyor?
Bi de tecavüzcü bi müslümanin tövbe ile affolma ihtimali varken ateistin sonu direk cehennem
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi maldan adam -- 12 Nisan 2015; 19:04:32 >