Büyük uygulamalar ve sitelerde yaşanan veri sızıntıları, son dönemlerde oldukça büyük tartışmalara yol açıyor ve web sitelerin kullandığı API’ler üzerinden verileri çalmak için bir yazılım kullanan kişiler, sitenin görünmeyen verilerini kendilerine aktarabiliyorlar. Bu da olayda verilerin ne kadarının sızdırıldığı konusunda bir bilinmezlik oluşturuyor.

Geçen ay, LinkedIn’in açıklamalarına göre büyük bir veri sızıntısı yaşanmıştı. Sitenin %92'sine eş değer 700 milyon kullanıcının verileri, konumları ve telefon numaraları sızdırılmıştı. Bu sızıntıyı gerçekleştiren Tom Liner adını taşıyan bilgisayar korsanı en sonunda yakalandı ve Liner, verileri sattığını açıklarken bu işi eğlence için yaptığını söyledi.

Facebook sızıntısının da arkasında

Tom Liner’a göre LinkedIn veri sızıntısını birkaç ayda yapabilmiş ve nisan ayında gerçekleşen 533 milyon Facebook profilinin sızdırılmasının da arkasında olduğunu söylüyor. Güvenlik uzmanları sitelerde bulunan kişi verilerinin açık bir şeklide olmasının bir güvenlik ihlali olmadığını ancak bu bilgilerin savunulması gerektiğini düşünüyorlar.

Kullanıcılar, telefon veya email hesaplarının sızdırılmış olup olmadığını bu bağlantıdan kontrol edebilirler.