imparator kim? ![]() imparatorluk ya da dünya , neticede çindeki fakir sayısı azalıyor mu azalmıyor mu? ya da 30 sene önce 10 memur maaşı ile alınabilen buzdolabının bugün 1 maaş ile alınabilmesi... bu bolluk (1 liraya oyuncak...) nereden geliyor bir düşünün. ha bir de komplo teorileri eğlenceli, ben de severim. ama fazla da kaptırmamak gerekiyor. |
http://kadin.bianet.org/2003/04/09_k/12929.htm şimdilik bunu buldum inandırıcı gelmezse yine bakarım. "Oysa son otuz yılda dünyanın zenginliği 5 kat arttı. Ama son otuz yılda dünyanın en zengin % 20'si ile en yoksul % 20'si arasındaki uçurum ikiye katlandı. En zengin ülkelerin geliri, en fakir ülkelerin gelirinin 59 katına ulaştı.Bu oran 1960'lı yıllarda 30 kattı." |
rakamlar doğru gibi, soğuk savaş döneminin sonuçlarını yansıtıyor. (1960-1990) ki bu rakamlara baktığımızda bile en fakir %20 nin gelirinin 2.5 kat arttığını görüyoruz. bir diğer nokta da ben gelir dağılımının düzelmesinden ziyade küresel sisteme katılan fakir ülkelerin zenginleştiğini söyledim. buna bir itirazınız var mı? |
http://www.kozmopolit.net/haberler/9381 http://www.bilkent.edu.tr/~yeldane/Yeldan36_31Agu05 http://www.aksiyon.com.tr/detay.php?id=16963 şahsen ben öyle olduğunu düşünmüyorum. yukarda dediğim gibi parçalar endonezyada üretildiğinde abd de 3000 dolar alan işçi yerine 50 dolara çalışıyorlar. burada yine abd deki firma zenginleşir bana zorarsanız. ama işçi ücretleri arasındaki uçurumu dibe doğru çekerek (tüm ücretleri azaltarak) azalttığını söyleyebiliriz. |
bunu sorgulamak gerekir diyorum. |
peki bu işçilere 50 dolarlık iş imkanı da olmasaydı ne olacaktı? bir de bu işler yavaş yavaş olur, endonezya zenginleştikçe işçi ücretleri de artacak, sonra da küresel sermaye başka bir ucuz işci cenneti bulacak. ama zenginleşebilmesi için önce 50 dolara çalışması lazım. sizin sihirli bir formülünüz mü var? yoksa endonezya'da da mı bor madeni var ![]() uzun vadeli bakınca bunların olumlu olduğunu görmelisiniz. bir de size şu yazıyı tavsiye edeyim :http://www.sabah.com.tr/2007/01/09/yaz09-40-104.html |
tabi sorgulayın çekinmeyin şu teze itirazınız var mı: >>küresel sisteme katılan fakir ülke zenginleşir katılana örnek : çin , endonezya, malezya katılmayana örnek : kuzey kore ben yatıyorum, iyi geceler herkese... |
amerikan şirketlerini güney amerikadan yada güney asyadan çıkartırsanız muhtemelen halk başka bi geçim kaynağı bulamayacak. aylık 50 dolar az olabilir, ama o da olmazsa halkın başka bi gelir kaynağı kalmıycak. |
@vese verdiğin yazının konuyla ilgisini çözemedim. neyse sorun şu ki çin in zenginleştiği falan yok. zenginleşen devlet aygıtı ve onu yönlendiren bi avuç elit. afrikada da aynı. burada ahaliye kırıntılar düşmekte. 50 dolar almakatan bahsediyorsunuz , zengin fakir arasındaki gelir uçurumunun artması ne demek. böyle bi durum var. bir de yoksulluğu hissetme düzeyi farklı. orta sınıf yazarlarımız olduğu için ahalinin durumunun 30 yıl öncesine oranla daha iyi olduğunu savunanlar ücretler ve alım gücünü bi 50 yıl önceyle karşılaştırsın bakalım. sonuçları da üşenmezlerse bize aktarsın. kıssadan hisse ücretler küresel anlamda düşme eğlimindedir. zaengin daha zengin olmaktadır. yoksul sınıf büyümektedir. orta sınıf ,küçük burjuvazi ,ayrıcalıklı stratejik sektör işçileri (demir,çelik ,petrol sektörü üretim araçları üretenler vs.) küçülüp eriyecektir. yani alta kayacaktır. bu da gelir uçurumunu iyice artıracaktır. benim iddiam budur. |
dünyadaki capita nın 2000 yıllık grafiği. < Resime gitmek için tıklayın > |
Küreselleşme, halkları devletlerin değil büyük şirketlerin yönetmesi gibi geliyor bana. İş adamlarının siyasetle bu kadar haşır neşir olmaya başlaması bunun yüzündendir. Sorarım; erken seçim tartışmaları son sürat devam ederken, Tusiad'ın yaptığı açıklama sonucu erken seçim isteyenler süt dökmüş kediye dönmediler mi? |
bunun sebebi çindeki komünist yönetim. |
mesela nijerya sahillerinde petrol bulununca halk açısından pek bişey farketmedi. hatta çıkan iç kavgalardan zarar gördüler. tüm petrol payını elitler aldı. bunun nedeni hükümetlerdeki corruption. sonuçta norveç de açık sulardaki petrol ile şu andaki zenginliğine kavuşmuş bir ülke ancak kişi başı gelir $40000. demokrasi ve serbest piyasa ekonomisi tam olarak oturtulmazsa hükümette corruption olmasa bile petrol veya yer altı zenginlikleri HDI indeksinde ilerlemeye yardım etmiyor. örn suudi arabistan. |
ironinin farkındamısın. komunist diyorsun ama ahali fakir. demek ki komunist değil. bildiğin vahşi kapitalist. serbest piyasa ekonomisinin olduğu yerde yoksulluk eksik olmaz. dediğin ülkelerde de aynı. daha önce de konuştuk. fransa da yüzbinlerce abd de yine yüzbinlerce evsiz var. ama abd ırak ta 400milyar dolar harcayabiliyor. bunlar hep serbest piyasa işte. şimdi yine eski tartışmalara dönmeden, türkiye çin gibi olursa zenginleşir ,yani kapitalizmi , sol ya da sağ radikal ideolojiyle bulamaç edip , "angarya kapitalizmi ya da çıplak diktatörlük " gibi yöntemlerle , ahaliyi inim inim inleterek zenginleşebilir. bunun adına da ulus devlet ya da milli devlet ya da islami devlet vs. diyebilir. yani iş öyle ya da böyle "kapitalist" yönetimlerin farklı ritüellerle süslenmesi ,düntyanın para güç ilişkileri üzerinden döndüğünü , bu anlamda küresel sermaye izin verdiği kadar ulus devlet olunacağını düşünmekteyim. |
arkadaşlar Ortadoğuda durum çok farklı. Eğer olayı bu kadar net kontrol ediyorlarsa, olay sadece petrolse burada İsraili neden destekliyorlar? Eğer İsrail olmasa yönetimlerin tümü zaten ellerinde değilmi? O zaman ne çatışma olur nede vs al glüm ver gülüm. Bakın Amerika'da Suudi Dış işleri bakanının Amerikayı eleştiren konuşması sonrası hemen bakanlıktan alınıp yerine 22 senelik Amerikadaki Suudi elçisi atanıyor. Zaten Amerika bu bölgede ne isterse o oluyor? peki neden İsraili bu kadar destekleyip elindeki bu kontrol güünden olmaktan çekinmiyor? Altında ne var acaba? sadece petrol ve petrol yollarını kontrol olsa bu kadar zorlamaya ihtiyacı yok bir tanesine diğerini saldırtır ve önce birine sonra da diğerine silah satar fabrikalarını çalıştırır, orada oluşan kapitali toplar. Mesela Suudi arabistan 15 milyar dolarlık silah alıyor, bnları yine amerikalılar kullanıyor şimdi bununla hangi ülkenin çıkarları korunacak sizce? Suudların mı? Bence burada birazda geçmişe dönmek ve kimler tarafından alınan kararların şu anda uygulandığınada bakmak lazım. ...geçtiğimiz günlerde Pulitzer ödüllü Amerikalı Gazeteci Seymour Hersh'ün yazdığı bir makalede tekrar gündeme getirildi. Bu yazıda da İsrail'in, ABD'nin yenileceğini anlayınca Kürt grupları bağımsız devlet kurmaları için kışkırtmaya başladığının üzerinde durulması son derece ilgi çekiciydi.
Bu alıntı Irak Türkmen Cephesi tarafından Irak'ta Arapçaya çevirilip yüzbinlerce ücretsiz dağıtılması sağlanan, harun Yahya'nın İsrailin Kürt kartı kitabından alınmıştır. Ayrıca geçtiğimiz günlerde Pulitzer ödüllü Amerikalı Gazeteci Seymour Hersh'ün yazdığı bir makalede tekrar gündeme getirildi. Bu yazıda da İsrail'in, ABD'nin yenileceğini anlayınca Kürt grupları bağımsız devlet kurmaları için kışkırtmaya başladığının üzerinde durulması son derece ilgi çekiciydi. Hatta dün İsrailli yetkililerin kuzey Irağa yüzlerle ifade edilen yerden havaya füze ve bireysel kullanıma uygun yerden havaya ve yerden yere füzelr aktadığını SKYTURK te İbrahim Karagül aktardı. Acaba kime karşı (tamda kuzey IRAKa operasyon için sıkıştırdığımız esnada) kime destek için bu füzeler buraya yerleştiriliyor? |
boğaziçili arkadaşım şu yazdığın yazıdan bişey anladıysam odtülü olayım. açarmısın biraz biz de itiraz edebilelim. |
Yukarıdaki alıntıdan da anlaşılacağı gibi ortadoğu etnik ve dini kimliklere göre bölünmek isteniyor. Bunda petrol çok anlam ifade etmiyor. Bakın neden Kuzeye el attıklarını ve buraya devlet olarak bir çıban başı sokmaya çalıştıklarını anlamak istiyorsanız bu kitabı okuyun. Ha neden ITC vurgulaması yaptığımı anlamak isterseniz bazı resmi belgeleri okuyun, ITC nin ne olduğunu anlarsınız. Son MIT raporuda bu yazının ne kadar doğru olduğunu sanırım tekrar vurgulamama yardımcı olacaktır. Burada oynanan oyunun Türkiye ile ilgili kısmı belirtilmemiş ama ben anlamakta ve son zamanlarda milliyetçi çıkışlar yapan bazı belediye başkanları ile içimizdeki milliyetçilerin tepkilerinde Türkiye ayağınında böyle olacağını anlıyorum. Ayrıca bunun içinde gerekli ön çalışmalar yapılmıyor değil. Mesela Basın yayına olan yoğun talep ve özellikle Neocon ekibin. Sermaye piyasasının baş aktörlerinin yabancıların eline geçiyor olması, vs... gibi. Bakın bugün Zamanda bir makale okudum Alev Alatlı'nın şöyle diyor "... Askeri müdahalelerin -başta denetim dışı medyanın varlığı olmak üzere- çok sayıda kısıtlamanın var olduğu kaotik bir istikrarsızlık ortamında gerçekleşiyor olması, silâhlı kuvvetlerin sorunlarını arttırmaktadır. Oysa, hızlı oldukları kadar da birbirine bağımlı teknolojik ve jeopolitik gelişmelerin sürebilmesi, uluslararası hukuk düzeninin istikrarına bağlıdır. Bunu sağlayacak olan, silâhlı kuvvetler olup, silâhlı kuvvetlerin yeni rollerini başarıyla gerçekleştirmeleri gerekmektedir." Öte yandan, Kaos Çağı'nın cephaneliği, "Information Weapons" dedikleri, öldürmeyen "Bilgi Silâhları" ve bunların 'anti'leri, yani bu "silâhları defedici silâhlar"dan oluşuyorlar, ki, bunlar aslında birtakım "yöntemler"dir. ..." Anlayacağınız burada çok ince oyunlar söz konusu ve hedef çarpıtılmaya çalışılıyor, ve biz bu hedef kitlenin en önünde geliyoruz. |
karagül benim yazdıklarımla çelişen bişey söylemez. ben de okurum onu. yalnız diğer arkadaşın söyledikleri palavra. yerinde olsam dünyaya onun gözlükleriyle bakmazdım. din savaşı yoktur. eğer din bugün olduğu gibi , bir gücün çıkarlarına ters düşüyorsa ,o engel ılımlı hale getirilir ya da ezilip pörsütülür. dini etkisizleştirmek enerji savaşında bir stratejik bir araçtır. neoconların ya da yahudilerin tüm derdi de ,yahudiliği yaymak ya da hristiyanılığı yaymaktır dersek bence komik oluruz. |
Burada kısaca İsrailli bir think thankin, ki bu ekibin MOSSAD Ve İsrail gizli devletinin sözcüsü olduğunu makalenin sonunda bazı yazarlar belirtiyor, İsrailin ortadoğuyu böl yönetle parçalayıp sonra buralarda kurulacak devletçikleri zamanla kontrolü altına alacağını ve daha sonrada asıl hedefi olan ve bayrağında da ifadeettiği iki nehir arasında vadedilen topraklarda kurulacak devlete kitlendiği anlatılıyor. Burada en önemli unsur 1982 de yazıldığı şekli ile ileride Irağın üçe bölüneceği ve bunun koşulları. Ve sene 2007 bu gerçekleşti. Daha başka söze ne gerek! Ha diye bilirsiniz ki İsrail'in buolayla ilgisi ne? ilgisi şu şu anda 50,000kadar Irak göçmeni Yahudi Irak'a geri döndü ve Kuzey Irakın inşaatına milyarlarca dolar ayıran KUDO firmasının kapital desteği tamamen Amerikadaki yahudi cemaatlerinden sağlanıyor. tüm alt yapılar bunların desteği ile yapılıyor. ITC ise Türkyiyedenen çok destek alan Kuzey Iraktaki Sünni ağırlıklı cemiyet. türkiye sadece bunları tanıyor. Ve bu kitap bunlar araılığı ile galiba 2000 de burada Arapçaya çevrilip dağıtılıyor. Kim mi istiyor dağıtılmasını?!!! Acaba kim istiyor sizce? |
küresel dünya mı? küresel imparatorluk mu?
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle