Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
9
Cevap
302
Tıklama
0
Öne Çıkarma
Kur’an-ı kerimi herkes anlayamaz
D
3 hafta
Binbaşı
Konu Sahibi

Kur’an-ı Kerim hiçbir dile, hatta Arapçaya tam olarak tercüme edilemez. Herhangi bir şiirin kendi diline bile tam tercümesi mümkün değildir. Ancak izah edilebilir, açıklanabilir. Bir ayetin manasını anlamak demek, Allahu Teâlâ’nın bu ayette ne demek istediğini anlamak demektir. Bu ayetin herhangi bir tercümesini okuyan kimse murad-ı ilahiyi öğrenemez; bilgi derecesine göre anlamış olduğunu öğrenir. Bir cahilin yaptığı tercümeyi okuyan da Allah Teâlâ’nın dediğini değil, tercüme edenin anladığını sanarak kendi kafasından anlatmak istediğini öğrenir.

Köylüye ait bir kanunu hükümet doğrudan köylüye göndermez, çünkü köylü okuyup anlayamaz. Bu kanun önce valilere gönderilir, valiler kaymakamlara, onlar da daha açıklayarak beldelere gönderir. Beldelerde de bu açıklamalar yardımıyla kanun iyi anlaşılır ve muhtarlara anlatılır. Muhtar yalnız okumakla anlayamaz; muhtar da ancak köylü diliyle köylüye söyler. İşte Kur’an-ı Kerim de ahkâm-ı ilahiyedir, kanun-u rabbânidir. Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de kullarına kendi kelamını insanların en yükseğine göndermiştir. Kur’an-ı Kerim’in manasını yalnız Muhammed Aleyhisselam tam olarak anlar; başka kimse tam anlayamaz. Ashab-ı kiram ana dili olarak Arapçayı bildikleri, edip ve beli oldukları hâlde bazı ayetleri anlayamaz, Resulullah’a "Aleyhisselam" sorarlardı.

Hazreti Ömer "Radıyallahü anh" bir gün bir şey gördü, yanlarına gidip dinledi. Sonra başkaları da gördüyse de gelip dinlemeye çekindiler. Ertesi gün Hazreti Ömer’i "Radıyallahü anh" görünce, “Ya Ömer"Radıyallahü anh", Resulullah "Aleyhisselam" dün size bir şey anlatıyordu, bize de söyle, öğrenelim,” dediler. Çünkü daima “Benden duyduklarınızı din kardeşlerinize de anlatınız, birbirinize duyurun,” buyururdu. Hazreti Ömer "Radıyallahü anh", “Dün Ebubekir " Radıyallahü anh" Kur’an-ı Kerim’den anlayamadığı bir ayetin manasını sormuş, Resulullah "Aleyhisselam" ona anlatıyordu. Bir saat dinledim, bir şey anlayamadım,” dedi. Çünkü Hazreti Ebubekir’in "Radıyallahü anh" yüksek derecesine göre anlatıyordu. Hazreti Ömer "Radıyallahü anh" o kadar yüksekti ki Resulullah "Aleyhisselam", “Ben peygamberlerin sonuncusuyum, benden sonra peygamber gelmeyecektir. Eğer benden sonra peygamber gelseydi, Ömer peygamber olurdu,” buyurdu. Böyle yüksek olduğu ve Arapçayı çok iyi bildiği hâlde Kur’an-ı Kerim’in tefsirini bile anlayamadı. Çünkü Resulullah "Aleyhisselam" herkese derecesine göre anlatıyordu. Hazreti Ebubekir’in derecesi ondan çok daha yüksekti.

Hatta Cebrail "Aleyhisselam" dahi Kur’an-ı Kerim’in manasını, esrarını Resulullah’a sorardı. Kur’an-ı Kerim’in manasını yalnız Muhammed Aleyhisselam anlamış ve hadis-i şerifleriyle bildirmiştir. Kur’an-ı Kerim’i tefsir eden odur. Doğru tefsir kitabı da onun hadis-i şerifleridir. İslam düşmanlarının, bidat sahiplerinin Kur’an-ı Kerim’i bozmak için yaptıkları bazı tefsir ve tercüme kitapları birer zehirdir. Bunları okuyan genç zihinlerde birtakım şüpheler, itirazlar hasıl oluyor. Zaten din bilgisi az olanların İslamiyet’i öğrenmek için tefsir ve hadis-i şerif okuması uygun değildir. Çünkü Kur’an-ı Kerim’i ve hadis-i şerifi yanlış anlamak veya şüphe etmek insanın imanını giderir.

Yalnız Arapça bilmekle tefsir ve hadis anlaşılmaz. Bilenleri din âlimi sanan aldanır. Dünyada ana dili Arapça olan, Arap edebiyatını iyi bilen çok papaz vardır; fakat hiçbirinin İslamiyet’ten haberi yoktur. Kur’an-ı Kerim’in hakiki manasını anlamak, öğrenmek isteyen bir kimse din âlimlerinin kelam, fıkıh ve ahlak kitaplarını okumalıdır. Bu kitapların hepsi Kur’an-ı Kerim’den ve hadis-i şeriflerden alınmış ve yazılmıştır. Tercümesi diye yazılan kitapların çoğundan doğru mana anlaşılmaz. Yani Kur’an-ı Kerim’in hakiki manası anlaşılmaz. Okuyanları bunları yazanların fikirlerine, düşüncelerine ve maksatlarına esir eder ve dinden ayrılmalarına sebep olur. Kur’an-ı Kerim’in her ayeti, her kelimesi, her harfi maddi ve manevi her derde şifadır.

İmam-ı Rabbani Hazretleri buyuruyorlar ki: Dünya malına ve mevkiine kavuşmak için uğraşıp da ansızın bırakıp gidenlerden ibret alınmalıdır.

DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.

Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.

Üye Ol Şimdi Değil



F
3 hafta
Çavuş

Ah dekareme ah yine mi sen bikmadinmi saçma sapan kaynaklarından kopyala yapıştır yapmaya. Seninle özelden o kadar yazistik bilale anlatır gibi o kadar anlattım sana hâlâ anlamadın mı? Sen anlamadin bari milleti yanlış yola sokma Kur'an dan şaşırtma insanları.Kapat şu konuyu bırak bu işleri. Mesajlarımizdan çok ufacık bir bölümü atıyorum sana
######
Andolsun size hatırlatıcı bir kitap indirdik. Yine de aklınızı kullanmayacak mısınız?

Enbiya Suresi 10



Allah size kitabı detaylandırılmış bir halde indirmişken Allah’ın dışında bir hakem mi arayayım?

Enam Suresi 114



Çok şükür ben aklımı kullanıp Allah'ın gönderdiği kitabı anlayabiliyorum. Başka kaynaklara ihtiyaç duymuyorum.Sanada tavsiye ederim.
######

Bak bu bile az kafası çalışan adama yeter. Ama sana yetmeyecek biliyorum o yüzden şimdiden söylüyorum bana cevap yazma yeniden günlerce laf anlatmaya calismayacagim sana anlamıyorsun çünkü



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
D
3 hafta
Binbaşı
Konu Sahibi

Kur’an tercümelerinde veya din düşmanları “Kur’an’ı herkes anlar, hadislere ve alimlerin açıklamalarına ihtiyaç yoktur” diyorlar. Bilindiği gibi anayasayı insanlar yazmıştır, anayasayı okuyan bir kimse orada aradığı her hükmü, her kanunu bulması lazım. Peki bulabiliyor mu? Sonra, insanların yazdığı bu anayasayı bile okuyanlar farklı yorumlar getiriyorlar. Meclis, anayasaya uygun sanarak bir kanun yapıyor. Anayasa Mahkemesi bu kanunu anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle bozuyor. Bir uygulama için bakanın biri “bu anayasaya uygundur” derken, öteki bakan “anayasaya aykırıdır” diyebiliyor. Demek ki insanların yaptığı bir anayasa bile herkes tarafından aynı anlaşılmıyor.

Hırsızlık, adam öldürmek, gasp, zina ve diğer suçların cezaları anayasada açıkça bildirilmez. Bunlar kanunlarla anlaşılır. Hatta kanunları da herkes kolayca anlayamaz. Kanunların iyi anlaşılması için çıkarılır. Bir kimsenin Kur’an’dan dinimizin hükümlerinin hepsini öğrenmesi mümkün değildir. En başta namaz nasıl kılınır, kaç rekat kılınır, namazda neler okunur; yanılmalar için neler yapılır, namazı bozan şeyler nelerdir, namazın farzları, vacipleri, mekruhları, sünnetleri nelerdir; abdesti bozan şeyler nelerdir, orucun farzları nelerdir, oruç tutulur mu tutulmaz mı, niyet ne zamana kadar geçerlidir, orucu bozan şeyler nelerdir, zekâtın farzları nelerdir, zenginliğin ölçüsü nedir, ne kadar malı parası olanın zekât vermesi gerekir? Hac ve diğer ibadetlerde de durum aynıdır. Bütün bunları açık olarak Kur’an-ı Kerim’de bulamayız. Yalnız Kur’an diyenlerin art niyetleri böylece meydana çıkıyor. İbadetlerdeki farz, vacipleri, sünnetleri, mekruhları ancak Peygamber Efendimizin "Aleyhisselam" sözlerinden öğreniriz. Kur’an-ı Kerim’de defalarca Allah’a ve Resulüne uyun buyuruluyor. Kur’an’ın bir kısmına inanıp da bir kısmına inanmayanlara sözümüz yoktur.

Kur’an-ı Kerim hiçbir dile, hatta Arapçaya tam olarak tercüme edilemez. Herhangi bir şiirin kendi diline bile tam tercümesi mümkün değildir. Ancak izah edilebilir, açıklanabilir. Bir ayetin manasını anlamak demek, Allahü Teâlâ’nın bu ayette ne demek istediğini anlamak demektir. Bu ayetin herhangi bir tercümesini okuyan kimse murad-ı ilahiyi öğrenemez; bilgi derecesine göre anlamış olduğunu öğrenir. Bir cahilin yaptığı tercümeyi okuyan da Allahü Teâlâ’nın dediğini değil, tercüme edenin anladığını sanarak kendi kafasından anlatmak istediğini öğrenir.



Köylüye ait bir kanunu hükümet doğrudan köylüye göndermez, çünkü köylü okuyup anlayamaz. Bu kanun önce valilere gönderilir, valiler kaymakamlara, onlar da daha açıklayarak beldelere gönderir. Beldelerde de bu açıklamalar yardımıyla kanun iyi anlaşılır ve muhtarlara anlatılır. Muhtar yalnız okumakla anlayamaz; muhtar da ancak köylü diliyle köylüye söyler. İşte Kur’an-ı Kerim de ahkâm-ı ilahiyedir, kanun-u rabbânidir. Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de kullarına kendi kelamını insanların en yükseğine göndermiştir. Kur’an-ı Kerim’in manasını yalnız Muhammed Aleyhisselam tam olarak anlar; başka kimse tam anlayamaz. Ashab-ı kiram ana dili olarak Arapçayı bildikleri, edip ve beli oldukları hâlde bazı ayetleri anlayamaz, Resulullah’a "Aleyhisselam" sorarlardı.



Hazreti Ömer "Radıyallahü anh" bir gün bir şey gördü, yanlarına gidip dinledi. Sonra başkaları da gördüyse de gelip dinlemeye çekindiler. Ertesi gün Hazreti Ömer’i "Radıyallahü anh" görünce, “Ya Ömer "Radıyallahü anh", Resulullah "Aleyhisselam" dün size bir şey anlatıyordu, bize de söyle, öğrenelim,” dediler. Çünkü daima “Benden duyduklarınızı din kardeşlerinize de anlatınız, birbirinize duyurun,” buyururdu. Hazreti Ömer "Radıyallahü anh", “Dün Ebubekir " Radıyallahü anh" Kur’an-ı Kerim’den anlayamadığı bir ayetin manasını sormuş, Resulullah "Aleyhisselam" ona anlatıyordu. Bir saat dinledim, bir şey anlayamadım,” dedi. Çünkü Hazreti Ebubekir’in "Radıyallahü anh" yüksek derecesine göre anlatıyordu. Hazreti Ömer "Radıyallahü anh" o kadar yüksekti ki Resulullah "Aleyhisselam", “Ben peygamberlerin sonuncusuyum, benden sonra peygamber gelmeyecektir. Eğer benden sonra peygamber gelseydi, Ömer peygamber olurdu,” buyurdu. Böyle yüksek olduğu ve Arapçayı çok iyi bildiği hâlde Kur’an-ı Kerim’in tefsirini bile anlayamadı. Çünkü Resulullah "Aleyhisselam" herkese derecesine göre anlatıyordu. Hazreti Ebubekir’in derecesi ondan çok daha yüksekti.



Hatta Cebrail "Aleyhisselam" dahi Kur’an-ı Kerim’in manasını, esrarını Resulullah’a sorardı. Kur’an-ı Kerim’in manasını yalnız Muhammed Aleyhisselam anlamış ve hadis-i şerifleriyle bildirmiştir. Kur’an-ı Kerim’i tefsir eden odur. Doğru tefsir kitabı da onun hadis-i şerifleridir. İslam düşmanlarının, bidat sahiplerinin Kur’an-ı Kerim’i bozmak için yaptıkları bazı tefsir ve tercüme kitapları birer zehirdir. Bunları okuyan genç zihinlerde birtakım şüpheler, itirazlar hasıl oluyor. Zaten din bilgisi az olanların İslamiyet’i öğrenmek için tefsir ve hadis-i şerif okuması uygun değildir. Çünkü Kur’an-ı Kerim’i ve hadis-i şerifi yanlış anlamak veya şüphe etmek insanın imanını giderir.



Yalnız Arapça bilmekle tefsir ve hadis anlaşılmaz. Bilenleri din âlimi sanan aldanır. Dünyada ana dili Arapça olan, Arap edebiyatını iyi bilen çok papaz vardır; fakat hiçbirinin İslamiyet’ten haberi yoktur. Kur’an-ı Kerim’in hakiki manasını anlamak, öğrenmek isteyen bir kimse din âlimlerinin kelam, fıkıh ve ahlak kitaplarını okumalıdır. Bu kitapların hepsi Kur’an-ı Kerim’den ve hadis-i şeriflerden alınmış ve yazılmıştır. Tercümesi diye yazılan kitapların çoğundan doğru mana anlaşılmaz. Yani Kur’an-ı Kerim’in hakiki manası anlaşılmaz. Okuyanları bunları yazanların fikirlerine, düşüncelerine ve maksatlarına esir eder ve dinden ayrılmalarına sebep olur. Kur’an-ı Kerim’in her ayeti, her kelimesi, her harfi maddi ve manevi her derde şifadır.

İmam-ı Rabbani Hazretleri buyuruyorlar ki: Dünya malına ve mevkiine kavuşmak için uğraşıp da ansızın bırakıp gidenlerden ibret alınmalıdır.


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @FeRMaNNN21844
F
3 hafta
Çavuş

Yok kardeş sen yine başladin kendi kaynaklarından kopyala yapıştır yapmaya. Kendi aklını kullanıp cevap veremiyorsun çünkü alıştırmişlar sizi hazıra. Nasıl olsa senin alimlerin senin yerine düşünüyor değil mi ne gerek var senin o güzel kafanı yormaya. O alimlerinde sen anlayamazsın beni dinlemen lazım diyecek ki seni koyun gibi güdebilsin istediği yere cekebilsin değil mi koyun kardeşim ?

Sonra Müslümanlar nasıl bu hâle geldi ? Müslümanlar Kur'an okumayacak aklını kullanmayacak kadar tembel olursa kendini güdecek çobanlar ararsa tabi bu hâle gelir. Bunda şaşılacak bir şey yok.

Sana çok açık ve net 2 ayet attım çok daha fazlası da var ama zaten onları da sana daha önce özelden attım. Tabi ayet okumadığın için ne kadar ayet atarsam atayım boş. Allah'ın ayetleri ile senin âlimlerinin dedikleri çelişiyor sen âlimlerine inanmayı seçebilirsin ama ben Allah'a inanıyorum o yüzden Allah'ın kitabı benim için tek kaynak. Sana da tekrar ve son kez tavsiye ederim. Allah'ın ayetlerini inkâr etme. Yada yapacaksan bile kendin yap başka insanları yoldan çıkarmaya çalışma kapat bu konuyu.

Kur'an da yazdığın herşeyin açıklaması olduğunu sana özel mesajlarda tane tane ayetlerle anlattım bunu tekrar yapmayacağım. Bu konuya da son mesajım sana laf anlatılmaz sen aklını âlimlerine bağışlamışsin kafasız yaşamayı seçmissin. Haydi Allah'a emanet



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @dekareme
D
3 hafta
Binbaşı
Konu Sahibi

Madem sadece ve sadece Kur'an-ı Kerim ayetlerini esas, baz alıyorsun, o halde hiç itiraz etmeden Alimlere uyman lazım gelir.
Nasıl mı? Şimdi iyi dinle: Âl-i İmran suresi, otuz birinci âyetinde mealen; “Ey sevgili Peygamberim! Onlara de ki, eğer Allah’ı seviyorsanız ve Allah’ın da, sizi sevmesini istiyorsanız, bana tâbi olunuz! Allah bana tâbi olanları sever” buyuruyor.

Cenab-ı Hak, Kur’an-ı kerimde, Nisa suresi, sekseninci âyetinde, Muhammed aleyhisselama itaat etmenin, kendisine itaat etmek olduğunu bildiriyor. O halde, Onun Resulüne itaat edilmedikçe, Ona itaat edilmiş olmaz. Bunun pek kat’i ve kuvvetli olduğunu bildirmek için, âyet-i kerimede; “Elbette muhakkak böyledir” buyurdu ve bazı doğru düşünmeyenlerin, bu iki itaati birbirinden ayrı görmelerine meydan bırakmadı. Âyet-i kerimede mealen buyuruldu ki:
(Allah ile resullerinin emirlerini birbirinden ayırıp ikisi arasında bir yol tutmak isteyen kâfirdir.) [Nisa 150,151]

Bütün insanlara önce lazım olan şey, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarında bildirdikleri gibi bir iman ve itikad edinmektir. Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamın yolunu bildiren, Kur’an-ı kerimden murad-ı ilahiyi anlayan, hadis-i şeriflerden murad-ı peygamberiyi çıkaran bu büyük âlimlerdir. Kıyamette kurtuluş yolu, bunların gösterdiği yoldur. Allah’ın Peygamberinin ve Onun Eshabının yolunu kitaplara geçiren, değiştirilmekten ve bozulmaktan koruyan, Ehl-i sünnet âlimleridir.

Madem sadece ve sadece Kur'an-ı Kerim ayetlerini esas, baz alıyorsun. O halde hiç itiraz etmeden senin direkt yukarda belirtilen bu ayetlere uyarak Peygamberimiz Muhammed "aleyhisselam" a uyman, itaat etmen lazım. Çünkü Kur'an-ı Kerimde Âl-i İmran suresi, otuz birinci âyetinde mealen; “Ey sevgili Peygamberim! Onlara de ki, eğer Allah’ı seviyorsanız ve Allah’ın da, sizi sevmesini istiyorsanız, bana tâbi olunuz! Allah bana tâbi olanları sever” buyuruyor.


Peygamberimiz Muhammed "aleyhisselam" da buyuruyorlar ki: "Ümmetimin alimleri İsrail oğullarının Peygamberleri gibidir". "Alimler Peygamberlerin varisleridir".

Peygamberimiz Muhammed "aleyhisselam" a itaat edince, otomatikman bu Hadis-i Şeriflere uyup yukarda alimleri küçümsemek yerine başının üstünde tutman lazım.

Peygamberimiz Muhammed "aleyhisselam" böyle buyuruyor.. Böyle yapınca Peygamberimiz Muhammed "aleyhisselam" a itaat etmiş oluyorsun. Ona itaat edince Allahü tealaya itaat etmiş oluyorsun.

Şimdi anladın mı? Yani, madem Kur'an-ı Kerim'i baz alıyorsun, o zaman bu ayetlere de uyman, alimlerle ilgili bu 2 hadise de uyman, bu alimlere de otomatikman saygı göstermen gerekiyor.

Eğer hala eveleyip geveleyip alimlere saldırıp hafifse alıyorsan, bu durumda sen hadislere kıymet vermiyor, Peygamberimize itaat etmiyor, dolayısıyla Allahü teala'ya da itaat etmiyorsun demektir.
Yani "tek kaynağım Kur'an" dediğin halde, aslında sen Kur'an'a hiç de uymuyorsun demektir. Bu durumda bundan sonra alimlere yine saygı göstermezsen sen "Kur'an' a uyduğunu söyleyen bir yalancı" konumuna düşmüş olacaksın.

Şimdi hiç eveleyip geveleme, herşey meydanda. Buna rağmen hala daha kıvırmaya devamn edersen sen, samimi değilsindir; ya art niyetlisin ya da cahilin tekisindir.


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @FeRMaNNN21844
F
3 hafta
Çavuş

Kardeş bana yazma uzatma cevap vermeyeceğim diyorum hâlâ zorluyorsun. Ben bunların hepsini zaten özel mesajlarda sana anlatmadım mı? Kaç seferde anlayacaksın söyle o kadar anlatayım.

Attığın ayetlerde sen beni yalanlamış mı oldun şimdi? Ne kadar da eminsin kendinden öyle. Yada tam tersi kendi yazdığına (veya kopyala yapıştır yaptığına) kendin bile inanmıyorsun ki karşı cevap gelmesin diye tekrar tekrar aynı şeyi yazıp bak sen böylesin, sen busun kabul et. Kabul etmezsen de cahilsin diyorsun. Başka seçenek yok yani :)

Aklını başkalarına bağışlamış olmasaydın eğer kendin kullanabilseydin attığın ayetleri okur anlardın ki aslında senin dediğinle alakası yok. Peygamber efendimize itaat, onun emirlerine uymak tabiki zorundayız. Ama onun kendisine. Onun sözleri olduğu söylenenlere veya senin bahsettiğin gibi onun varisi olduğu söylenen âlimlere değil.

Tek değiştirilmeyen Allah'ın bunu garanti ettiği tek kitap Kur'an dır. Diğer hiçbir şeyden emin olamayız. Ki tarihî bilgilere göre (tarihi bilgi diyorum senin gibi kesin hüküm vermiyorum) Peygamber efendimiz kendi sözlerinin kitaplaştirilmasini yasaklamıştır. Çünkü o da çok iyi biliyor insanoğlunu, bunları kendi çıkarlarına göre değiştirip islamı tahrif edeceklerini. Ama insanoğlu dururmu. Peygamber efendimizin vefatından sonra belki 100 bile olmayacak hadis sayısı günümüze kadar 100.000 leri geçmiş. Nasıl oluyor bu sence ?

Bak şimdi burayı iyi oku aç gözlerini kaldıysa kullanabileceğin biraz beynin sonuna kadar kullan ve buraya odaklan ;
Yazılacak çok şey atılacak çok fazla ayet var sana ama bunları zaten günlerce süren mesajlaşmalarimizda bulabilirsin (hani senin sonunda pes ettiğin). O yüzden daha fazla uzatmayacagim çünkü gerçekten çok sıkıldım aynı şeylerden. Anlamıyorsun anlamayacaksın, inat ediyorsun, beynini kullanmayı inkar ediyorsun yada hayatın boyunca okuduğun saçmalıklardan beynin körelmiş yetmiyor.
Ben Allah'ın değiştirilmediğini garanti ettiği, ondan başka hakem mi arıyorsunuz dediği, defalarca aklınızı kullanmayacak misiniz dediği Kur'an a inanıyorum ve ona uyuyorum. Bu benim tercihim.
Sen de git çok sevdiğin herşeyden üstün gördüğün o âlimlerine uy onlara inan size mutluluklar...

Bu konuya son mesajım sen istediğini yaz cevap alamayacaksın kendin çal kendin oyna konunda. Hadi Allah'a emanet



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @dekareme
D
2 hafta
Binbaşı
Konu Sahibi

Herş eyden önce ayık bir kafayla yazman mühim bir durum. Ayık olmadığında yazarsan işte böyle saçmalarsın: seninle hiç bir zaman özel mesaj ortamında tartışmadık. Hatta unutmuş da olabilirim diye nickini yazdım yine özel mesajlarda çıkmadın. Beni birisiyle karıştırıyorsun.

Hadis-i Şeriflerde alimlerin kıymetini okudun, nakil bilgileri de okudun. Buna rağmen alimleri hafife alıyorsun. Bir alime uymanın, Peygamber Efendimize "Aleyhisselam" uymak olduğunu hala kavrayamamışsın. Bu alimlerin hepsinin mübarek hocaları silsile yoluyla bizleri Peygamber Efendimize ulaştırır. Onun hocası, onun hocasının hocası, onun hocasının hocasının hocası derken taaa Peygamber Efendimize kadar ulaşmış oluruz.

Beyni kullanmak işte böyle olur. Bir dünya işinde bile çokça yanılıp yanlışlar yapan beyninin, dini bilgilerde yanlış yollara sapmayacağının garantisi ne? Önünde bir kılavuz yok, hiçbir dini eğitim almamışsın. Bu alimlerin, sadece senin yaşın veya yaşından fazla bir zaman dahi eğitim almışlıkları, kitap okumuşlukları var. O yüzden edebli olup kimseyi küçümsemeyeceksin.

" Peygamber efendimizin vefatından sonra belki 100 bile olmayacak hadis sayısı günümüze kadar 100.000 leri geçmiş. Nasıl oluyor bu sence ?"

Dedim ya sana içip içip değil, ayık kafayla yaz diye. Hadis- Şerif senin de bildiğin gibi Muhammed aleyhisselamın, manası da, telaffuzu da kendisine ait olan sözlerine denir.

Peygamber Efendimiz "Aleyhisselam" , hayatı boyunca 100 defa mı konuşmuş?

Böyle bir kafa, böyle bir beyin, böyle bir düşünceye sahip olan bir kafa elbette ki dini konularda hata yapar, yanılır.


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @FeRMaNNN21844
F
2 hafta
Çavuş

< Resime gitmek için tıklayın >


< Resime gitmek için tıklayın >


Benim çok ayık kafalı, beyninin %500 ünü kullanan fazla zeki arkadaşım bak bakalım yukarıdaki sslere ne göreceksin. tam 7 sayfalık yazışmanın sonunda nasıl kaçtığına bak. bak altta ''dekareme konuşmadan kaçtı'' yazıyor. Öyle bir kaçmışsın öyle büyük hezimet olmuş senin için ki hatırlamamak için komple silmişsin beyninden. yada kafanı kendin kullanamadığın alimlere devrettiğin için mi böyle oldu acaba ? Bak en sonda bir soru sormuşum sana hiçbir sorumu cevaplayamadın bu son sorudan sonrada kaçıp gittin bari ona cevap ver şimdi burda


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @dekareme
D
2 hafta
Binbaşı
Konu Sahibi

Şimdi anlaşıldı. Senin laftan anlamaz, anlama sorunu olan biri olduğunu farkedince mesajlaşmayı kesmiş, ismini silmişim, o yüzden özel mesajlarda ismini göremedim, yoksa kaçmış değilim. Sana delilleriyle birşeyler anlatmaya çalıştık.. Yani senin kara dediğin şey aslında beyaz, biz sana bunun beyaz olduğunu anlatmaya çalışıyoruz ama sen buna kara demeye inat ediyorsun. Kara olduğun konusunda aklına güveniyorsun. Bir sürü insan bunun beyaz olduğunu gördüğü halde senin gibi kara olduğu konusunda keçi inatçılığı olan birisine artık laf kâr etmeyince, biz de iletişimi de mesajlaşmayı da kestik.

Ancak sende bir kuyruk acısı var ki durup dururken bana tekrar sataştın. Ben konumu açmış insanları bilgilendirmişim. Normalde sende kuyruk acısı olmasa, okur ve geçer giderdin. Ama işte sözde intikam almak adına durup dururken yine bana sataştın.

Bir kere sen kolayca kandırılıp aldatılacak bir kafa yapısına sahipsin; kimlerle iletişim halindesin, hangi gruptasın bilemiyorum ama senin beynini fena halde yıkamışlar. Sana, dünya işlerinde çok şaşalayıp kalan ve hatalar yapan aklınla Kur'an-ı Kerim'i anlayacağını fısıldamışlar ve sen de hemen buna inanmışsın.

Al bak çarpıcı örnek: Mesela sen " Peygamber efendimizin vefatından sonra belki 100 bile olmayacak hadis sayısı günümüze kadar 100.000 leri geçmiş. Nasıl oluyor bu sence ?" diye soruyorsun. 

Bir kere sen akıllı, zeki ve zehir gibi uyanık, kolayca kandırılıp aldatılamayacak biri olsaydın, şöyle düşünürdün:

" Hadis- Şerif nedir? Muhammed aleyhisselamın, manası da, telaffuzu da kendisine ait olan sözlerine denir.

O halde Peygamber Efendimiz "Aleyhisselam" , hayatı boyunca 100 defa mı konuşmuş? Ben nasıl böyle mantıksız bir soru sorarım, bu nasıl iş? Bu da soru mu?" diye daha en baştan diye kendi kendine düşünür ve sorudaki mantık hatasını hemen anlar ve bana da sormazdın..

Yav sen sen daha kendi sorundaki hatayı görecek, anlayacak kabiliyetten, bu kadar kıvrak zekadan yoksunken, hangi kafayla hangi beyinle Kur'an-ı Kerim'i anlayacaksın. Daha doğru düzgün soru sormasını beceremiyorsun, gelmiş utanmadan bir de burda ahkam kesiyor, ayetlere kendi kafana göre hüküm veriyorsun.


Milyonlarca müslüman bir mezhebi var; 4 hak mezhebten birini uyuyor, alimlere uyuyor ve onlara itibar ediyorlar. Demek ki bu kadar insan senin kafada değil, senin gibi düşünmüyorlar ve onlar doğru yoldalar. Asırlar boyunca bu hep böyle. Senin gibi beyni yıkanmış küçük bir azınlık da işte böyle forum ortamlarında bitip insanları kandıracağını, kendisi gibi bir hale sokacağını sanıp bunun hayallerini kuruyorlar.

İbrahim süresi 35. ayet: "Yarabbi, beni ve çocuklarımı putlara tapmaktan uzak tut". Bu ayeti sana veya herhangi bir insana sorsam, "burda işte bildiğimiz putlardan bahsediyor, bu anlam çıkıyor" dersiniz.

Halbuki büyük İslam alimi ve müceddid İmam-ı Gazali hazretleri bu ayeti tefsir ederken buyuruyolar ki " Putlardan murad, altın ve gümüştür. Yani İbrahim "Aleyhisselam" beni ve çocuklarımı altına ve gümüşe tapmaktan, kalbimizi onlara bağlamaktan koru" diye tefsir etmişlerdir.

Şimdi de bir Hadis-i Şerifden bahsedelim: "Gıybet orucu bozar." Hangi müslümana sorsak " gıybet edince oruç gider, yiyip içebilirsin " şeklinde anlayacaktır, sen de böyle anlayacaksın. Halbuki Büyük mezheb imamı Ebu Hanife hazretleri bu Hadis-i Şerifi açıklarken " Orucun sevabını giderir" buyurmuşlardır. Yani gıybet etmek, yemek içmek gibi orucu bozmuyor, sevabını gideriyor. Bu anlama geliyormuş.

Gördüğün gibi bir insan ayetleri de hadisleri de anlayamaz, anlamaya çalışırsa sapıtır. Bu büyük alimlerinin ilim tahsil hayatı, senin yaşından bile daha çok olduğu için bu mübarek insanlarla kendini bir tutup da edepsizlik yapma, haddini bil ve herşeyi de anlamaya kalkma. Yukardaki iki örneği direkt sana sorabilir, vereceğin yanlış cevaplarla seni burda rezil rüsva edebilirdim ama konuyu uzatmamak adına bunu yapmadım. Anlamlarını da yanına naklederek yazdım.

Biz sana söyleyeceğimizi söyledik. Mesajlar da dahi anlamamışsın. Kur'an-ı Kerime uymak lazım diyorsun, ona uymuyorsun. Ona uysaydın, alimlere de uyardın. Bu açıkça bariz olan bilgiye rağmen hala daha kendi kafana göre konuşuyorsun. Kaç kalibrelik biri olduğunu anladığımız için mesajlaşmayı kestik, yoksa korkup kaçmış değiliz. Biz seni kendi haline bıraktık. Ama senin niyetin tartışmak. Bu oyuna gelmeyiz, nakledeceğimizi naklettik, bunun üzerine artık birşey de eklemeyiz. 

Bu da sana son mesajımız olsun.


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @FeRMaNNN21844
F
2 hafta
Çavuş

Hahahaha kardeş beni çok güldürüyorsun sen . sen olmasan yüzümüz gülmeyecek. Kimlerle iletişim halindesin, hangi gruptasın yazıp sonrada biz şöyle yaptık sana şöyle dedik , söyleyeceğimizi söyledik, bu sana son mesajımız olsun yazıyorsun siz kimsiniz kardeş ? Kimsiniz siz arkadaşım ?? hangi gruptansınız ???

Valla ben tekim grubum yok senin gibi alimlerimde yok, senin gibi c/p yapacağım kaynaklarımda yok. Tek kaynağım Kuran-ı Kerim ve sende olmayan akıl. Hani senin şu devrettiğin akıl varya o. Keşke onu alimlerinden geri alsanda seninle akıla karşı akıl olarak tartışsak. Böyle hiçbir yere varamıyoruz.

İntikam konusuna gelirsek özel mesajlarda tüm soruları sorup benden eksiksiz cevaplar alıp ama tam tersi hiçbir soruma cevap vermeyip sonunda da kaçıp giden sensin. Neyin intikamını alacağım senden komik çocuk . Bu konuya yazdım çünkü Kuran-ı Kerim'i okuyup aklını kullanarak anlamaya çalışacak insanların aklını çelme onları doğru yoldan saptırma diye yazdım.

Yazdığım bir örneğe takıldın durdun kardeş sen.Ama sende haklısın bundaki manayı anlayamayacak birini olduğunu bilip sana böyle yazmamam lazımdı hata benim. Gidip alimlerine okutup onlar anladığını sana aktarması lazım. Ama o kadar uğraştırmayacağım seni. Bilale anlatır gibi anlatacağım. Burada bir mübalağa var. 100 ken 100.000 leri geçmiş. Rakamlar tamamen örnek. 10.000 ken 1 milyonu geçmişte diyebilirdim. Kaç olduğunu oturup saymadım. Ama buradan çıkaracağın anlam şu ; Hadis sayısı Peygamber efendimiz zamanında zirvede olması gerek ve tarihi süreç boyunca günümüze kadar azalarak devam etmeli. Bu tarihin olağan akışıdır. Çünkü süreç geçtikçe aktarılanlar belli nedenlerle azalır. Mesela 1000 ken 100 ü günümüze ulaşır gibi. Rakamlar tamamen örnek ha yine atlama :) . Ama tam tersi bir durum olmuş ve günümüze kadar o kadar artarak gelmişki bu sözde hadisler şuan rakam tam olarak belli bile değil. Bunun neden olduğunu biraz düşünürsen çıkarabilirsin. Ama sende düşünecek organ olmadığı için ben söyleyeyim. Birilerinin çıkarları uğruna uydurduğu sözde hadislerden dolayı sayı bu kadar artmıştır. Hatta sana şöyle bir tarihi bilgi vereyim. Bak tarihi bilgi diyorum senin kaynakların gibi kesin bu böyledir demiyorum. Peygamber efendimiz zamanında hadisleri yasaklamıştır sonrasında Hz. Ömer tüm hadis olduğu söylenen rivayetleri toplatıp yaktırmıştır. Çünkü bunun sonu Kuran'ın dışlanmasıdır demiştir. (Aynı senin yaptığın gibi) Ama Hz. Ömer'den sonra savaşlar belli başlı zorluklardan dolayı bu konulara yeterli önem verilemediği için ipin ucu kaçmıştır ve günümüze kadar çoğalarak gelmiştir sözde hadisler.

Bana sorular sorup rezil rüsva edeceksin öyle mi Bana zaten en az 50 tane soru sordun özel mesajlarda hepsinin cevabını fazlasıyla alıp gıkını çıkaramadan sonraki soruna geçtin. Ama ben sana sorduğum hiçbir sorunun cevabını alamadım ve son sorumdan sonrada kaçıp gittin. Şimdi beni rezil rüsva edeceğini söylediğin sorulardan bir tanesine bakalım ; ''Gıybet orucu bozar'' sözde hadisi.
Bak şimdi benim fazla akıllı kardeşim alttaki ekran görüntülerine bir bak bakalım bu soruyu bana sorup cevabını alınca nasıl kuyruğunu kıstırıp kaçarak başka soruya geçmişsin hemen. Bizde herşey kanıtlı senin gibi boş atmıyoruz.


< Resime gitmek için tıklayın >


< Resime gitmek için tıklayın >


< Resime gitmek için tıklayın >


Sana çok üzülüyorum hep herşeyin önüne hazır gelmesine, senin yerine başkalarının düşünüp sana aktarmasına alıştığın olmayan beynini kullanmayı hiç denemediğin için her tartışmada durmadan rezil oluyorsun. Çünkü ezberle bir yere kadar. Allah'ın verdiği aklı kullanmak lazım.

Bak son olarak o son soruma cevap ver sonra salıcam seni daha fazla acıtmayacağım canını. Sen 50 soru sordun hepsini cevapladım ben senden sadece bir sorunun cevabını istiyorum bana çok görme :)

SORU !
Senin mantığına göre Kur'an-ı Kerim'i biz hadislerden ve senin dediğin kitaplardan öğrenmeliyiz ve Kur'an'ı kendin okuyup anlam çıkarmak çok tehlikeli.
Öyleyse bu durumda tövbe haşa Kur'an çok tehlikeli ve insanların imanı tehlikeye düşmemesi için tüm Kur'anlar tövbe haşa toplatilip yakilmali. O zaman kimse kendi okuyup yanlışa dusemez. Senin kaynaklarından doğru yolu bulur.
Doğru mu ?





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi FeRMaNNN21844 -- 13 Ekim 2025; 16:3:20 >


Bu mesajda bahsedilenler: @dekareme
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.