Şu şu ülkeler felsefenin öncüsü ve şöyle yaptılar demek hiç uygun değil.Konu nesnesi çok geniş,parametreler çok.Ülkeler homojen bütün kültür içeriğini eşitçe dağıtan yapılar değiller |
|
Hikmet/philosophia ayrımı format ayrımlarıdır.Tıpkı ortaçağda geyiği çok dönen terminoloji ayrımları gibi.Eğer metinleri karıştırırsak paralel noktaları fark edebiliriz.Yunanlılarda yeni sıfatını hak eden az sistem var.Lakin sistemlerin farklı yorumlanması mümkün.Sonuçta şartlar değişken Saf deneyselliği yunanda değil pre rönenansta aramak daha mantıklı.Yunan teolojinin,mitosun etkisinden yeterince çıkamamış farklılaşamamıştır |
Akli düzenleme şart olduğu için felsefi düzenleme şart oluyor. Gerçek bildiğimiz felsefe akıl merkezli, felsefi düzenlemeden kasıt analitik yaklaşımla söylersem akli düzenleme. Felsefe dediğin gibi zarar da verebilir yarar da sağlayabilir çünkü akıl çıkara veya ilgiye bağlı olarak farklı biçimlerde kullanılabilir. Bence bu duruma karşı en etkili etik argümanları da altın ve gümüş ilkeler oluyor çünkü yine akla dayanıyorlar. |
|
Sokrat zamanında ise bi aristo var zaten.Bilme isteği sadece keyfiyetten,hazdan kaynaklanmıyor.Bizim bildiğimiz deneyciler elimizde deney ve algı var,bilmemizin en iyi yolu bu derken aristoda erdem ve yan dalları karşımıza çıkıyor.Tıpkı hegel gibi.Hegelin teolojiye ilgisi x dini bilmem neyin tininin farklı versiyonu kadar.Teknik yani nesnelerin doğasına dair döküm ve onlardan yararlanma yolunda insanlık gereken aşamaya gelmişti Bilim yapılıyor yapılmasına.Genele bakıldığında o intibayı alamıyorum ama.Aristo market gibi adam.Ne bulursan çıkarabilirsin Sonrasını zaten biliyorsun.Kişisel gelişimin icat edildiği yıllar |
Neden sonuç akıl mantık ve bunların ilk okul seviyesinde bile anlatılabilir ve prof seviyesinde bile yadsınamaz sonuçlarını kabul etmeme adına bükücülük yapmak Bi şey kazandırmaz. Evrim anne bireyi ortak ata deyip tanımlar türleşerek inkar eder. Anne denen bireyi yere indiremez yaratıcı nerede der. Daha kendinden haberi olmayanın düşünselliği mecnunluktur. Felsefe mecnun ayrımı önemlidir. Hele fizik ve mantığı reddedip saçmalayanlar komedi ötesi. Hangi kafayla düşünüyorlar tartışma konusu. |
Bilimsel düşüncenin temeli evrim değil.Evrime rağmen,insana rağmen bilim |
Doğal seçilim ise herkesi kafirlerle haşr eden tanrılara benzemektedir.Tanrı adalet sıfatına ters düşemez.Doğal seleksiyon için de aynı.Doğal seleksiyon adaletsiz oluşuyla varlığını kaybediyor |
Doğal seleksiyon tanrısına göre herkes ruh robotudur ve iradelerden beridirler.Ben niçe gibi yaşamı dolayısıyla iradeyi olumluyorum.Dolayısıyla doğal seleksiyon tanrısına iman edemiyorum Diğer konudaki yazdıklarım Yeni sahte tanrı aka new age god of the gaps Doğal seçilim tanrısı Allah inşallah canlarını alır/Doğal seçilime uğrayacaklar enayiler Zinakar izmir hak ettiğini buldu lanetullahi alehyim/Doğal seçilime uymadılar bak ne oldu şimdi Adak adayalım/Evrimin buyurduğu gibi davranalım Falanca filanca alimden daha iyimi biliyorsun/Antropolojik bulgular gösteriyor ki hipergami tek gerçek |
hala anlayamadınız bu virüslerin olayını. virüslerle insanlar yüzyıllardır savaş içindeler bir virüs çıkar yayılır ve insanoğlunun kazandığı direnç sonucu ölürler.sonraki yıllarda bu virüs tekrar ve daha güçlü bir biçimde yeniden yayılır. İnsanoğlunun geliştiği oranda virüsler de gelişir. İlahi ikaz değil kafanıza göre çıkarımlar yapmayın doğanın bir döngüsü. |
Klasik Yunan çağında yani Sokrat devrinde Platon matematiksel mantık zincirleriyle mantığın diktatörlüğünü adeta ilan ederken Aristoteles Platoncu akademinin en parlak öğrencisi olarak bir sistem olarak mantığı, farklı bilim dallarını kurguladı. Haliyle presokratiklerin natüralizmdeki veya matematik - geometrideki yetkinlikleriyle de beraber ortaya istifade edilebilecek devasa bir külliyat çıktı. Hegeller, Kantlar, Marxlar vs bu külliyatın uzantıları, Alfred Russell Wallace'ın deyimiyle dipnotları oldular. Bilim tabii ki Yunan'ı çok aştı ama felsefenin Yunan'da kaldığını ve daha Yunan'ı bile eksik bildiğini düşünüyorum. Aristo market olsa iyi. Aristo açık büfe. Bu sebeple daha erken bir Ortaçağ'da çok saygı görüyor, başka kimse kalmamış gibi "Filozof" diyordı Avrupalılar ona tabii bu İslam ve Bizans alemlerinde geçerli değildi. İslam aleminde Aristo'yu iyi eğitimli imamlar sindiriyor. Bizans'ta ise Platonculuk bir miktar daha popüler ama sonunda Platonculuğa uyuz kapıldığı için Rumlar Aristoteles'i Platon'un üstüne atıyorlar. Aristotelesçi kesiliyorlar ve Rönesans'a Aristo ve Platon'un daha iyi anlaşılması konusunda katkıda bulunuyorlar. Ama bildiğimiz anlamda bilim bence geç Rönesans ürünü, başta gelen temsilcisi hipotetik varsayım, matematik modelleme, deney ve gözlemi etkili şekilde bir arada kullanan Galileo. İslam aleminde Galileo'nun karşılığı İbn-i Heysem'di ama geleneği - Avrupa'dakine kıyasla - ilerletilemedi. Tutuculuk ve tabular ağır bastı. Aristo'yu bile yabancı unsur addedip dışlamış ulema, Avrupa'daki ruhban sınıfının aksine bilimi benimseyemedi. Avrupa'da modern bilimi rahipler kurdu, bizde ve genel olarak İslam dünyasında bu olmadı. |
Okuduklarımıza göre kimi zaman doğal, kimi zamanda iyi veya kötü niyetli birilerinin işi gibi duruyordu ama burada konu dallanıp budaklandırılınca anladım ki pis ve asla arzulanmayan bir şeyler olmakta... Çok derinden hissettiğim de şudur; sahte bir üstten bakışla "yaw zaten nüfus arttı, sürü yapalım" diyenlerin eti kemiklerinden ayrıldı ve gizli kapaklı çevirdikleri işler yeter dedirtti... Yaradanın yarattığına saygı duyulur ama aynı şeyi tekrar tekrar yapmak (veba salgını gibi) arananın bulunmasını sağlar... |
İnsan; kibirli ve yenemiyor bunu. Doğa ise, bir gün tıpkı binlerce türe yaptığı gibi, insanı da gün gelecek, tarihe gömecek. Birileri ya da bişeyler de, tıpkı dinazorlara yaptığımız gibi fosillerimizi sergileyecek. Virüs; doğanın rutin döngüsudür, kibrimizden bunu göremiyoruz sadece. |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Nat Alianovna -- 22 Nisan 2020; 0:31:11 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle