Selüloz etçil ve hem etçil hem otçul hayvanlar tarafından sindirilmiyor. Bunun sebebi nedir sindirim enzimi neden yoktur? Olsaydı daha az besinden daha fazla enerji elde ederdik.
Selüloz etçil ve hem etçil hem otçul hayvanlar tarafından sindirilmiyor. Bunun sebebi nedir sindirim enzimi neden yoktur? Olsaydı daha az besinden daha fazla enerji elde ederdik.
Selüloz etçil ve hem etçil hem otçul hayvanlar tarafından sindirilmiyor. Bunun sebebi nedir sindirim enzimi neden yoktur? Olsaydı daha az besinden daha fazla enerji elde ederdik.
Belki de bundandır.
Bu iyi bir şey değil mi? Canlılar her alanda enerji tasarrufu yapmaya çalışmış neden bunu yapmasın ki? Hem zannetmiyorum selülozu da sindirseydik bir bitkiden şimdikine göre 10 kat 100 kat enerji gelirdi. Dengeyi bozacak kadar gelmezdi. Sonuçta selüloz sadece yapıda kullanılıyor nişasta ise depo ediliyor selüloza göre miktarı çok daha fazla olmalı.
Selüloz etçil ve hem etçil hem otçul hayvanlar tarafından sindirilmiyor. Bunun sebebi nedir sindirim enzimi neden yoktur? Olsaydı daha az besinden daha fazla enerji elde ederdik.
Haklısın, daha az besinden daha fazla enerji elde ederdik. Ancak, buna ihtiyacımız var mı? İnsanlar -ve diğer memeliler üzerinde- şeker alımına dair bir seçilim baskısı bulunmuyor. Dünya üzerinde, glikoz kaynakları oldukça yeterli. Bu sebeple, glikoz eksikliği çekilmiyor. Eksikliğin çekilmediği bir ortamda, vücudun bu tür bir yönelim ile, selülaz -selüloz'u sindiren enzim- üretmeye yönelmesi pek mantıklı olmaz.
Aslında, Bor örneği veren @SaikaZede önemli bir noktaya parmak basmış -ve haklı da-. Bor tüketebilir miydik? Elbette. Bunu yapan onlarca -kemoototrof- organizma var. Ama, bu organizmalar, glikoz'un pek bulunmadığı çevrelerde hayatlarını yaşıyorlar. Açıkça, glikoz kıtlığı çekiyorlar. Bu kıtlık, onların yeni enerji elde etme mekanizmaları üretmelerine yönlendiriyor. Ama, insanlar -ve çoğu memeli- bu tür bir kıtlık ile karşı karşıya değil.
Öte yandan, selülaz enzimi pH seviyesi olarak 4.2 ila 5.2 arasında optimum seviyede çalışma gösteriyor. Bu pH seviyeleri, çok yüksek ve çok düşük pH seviyeleri içeren sindirim sistemimizde, selülaz enziminin uzun süre, açıkta, çalışmasını biraz zor kılıyor.
Selüloz etçil ve hem etçil hem otçul hayvanlar tarafından sindirilmiyor. Bunun sebebi nedir sindirim enzimi neden yoktur? Olsaydı daha az besinden daha fazla enerji elde ederdik.
Selülozu sindirebilen hayvanlar geviş getiren otçullardır. Daha doğrusu ise selülozu sindirenler geviş getiren hayvanların bağırsaklarındaki tek hücreli canlılardır.Bu canlılar selülaz enzimi salgılar ve selülozu sindirir böylece hem kendileri hemde içinde yaşadıkları canlılar için fayda sağlamış olurlar. Yavru otçullar bu canlıları süt emmeyi bıraktıktan sonra anne tarafından kazanırlar.Otçul canlıların bizden bu yöndeki tek farkı ise midelerinin 4 bölme olmasıdır.
Selüloz etçil ve hem etçil hem otçul hayvanlar tarafından sindirilmiyor. Bunun sebebi nedir sindirim enzimi neden yoktur? Olsaydı daha az besinden daha fazla enerji elde ederdik.
Selülozu sindirebilen hayvanlar geviş getiren otçullardır. Daha doğrusu ise selülozu sindirenler geviş getiren hayvanların bağırsaklarındaki tek hücreli canlılardır.Bu canlılar selülaz enzimi salgılar ve selülozu sindirir böylece hem kendileri hemde içinde yaşadıkları canlılar için fayda sağlamış olurlar. Yavru otçullar bu canlıları süt emmeyi bıraktıktan sonra anne tarafından kazanırlar.Otçul canlıların bizden bu yöndeki tek farkı ise midelerinin 4 bölme olmasıdır.
Belki de bundandır.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu iyi bir şey değil mi? Canlılar her alanda enerji tasarrufu yapmaya çalışmış neden bunu yapmasın ki? Hem zannetmiyorum selülozu da sindirseydik bir bitkiden şimdikine göre 10 kat 100 kat enerji gelirdi. Dengeyi bozacak kadar gelmezdi. Sonuçta selüloz sadece yapıda kullanılıyor nişasta
ise depo ediliyor selüloza göre miktarı çok daha fazla olmalı.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Buna cevap vermeye gerek duymuyorum.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Haklısın, daha az besinden daha fazla enerji elde ederdik. Ancak, buna ihtiyacımız var mı? İnsanlar -ve diğer memeliler üzerinde- şeker alımına dair bir seçilim baskısı bulunmuyor. Dünya üzerinde, glikoz kaynakları oldukça yeterli. Bu sebeple, glikoz eksikliği çekilmiyor. Eksikliğin çekilmediği bir ortamda, vücudun bu tür bir yönelim ile, selülaz -selüloz'u sindiren enzim- üretmeye yönelmesi pek mantıklı olmaz.
Aslında, Bor örneği veren @SaikaZede önemli bir noktaya parmak basmış -ve haklı da-. Bor tüketebilir miydik? Elbette. Bunu yapan onlarca -kemoototrof- organizma var. Ama, bu organizmalar, glikoz'un pek bulunmadığı çevrelerde hayatlarını yaşıyorlar. Açıkça, glikoz kıtlığı çekiyorlar. Bu kıtlık, onların yeni enerji elde etme mekanizmaları üretmelerine yönlendiriyor. Ama, insanlar -ve çoğu memeli- bu tür bir kıtlık ile karşı karşıya değil.
Öte yandan, selülaz enzimi pH seviyesi olarak 4.2 ila 5.2 arasında optimum seviyede çalışma gösteriyor. Bu pH seviyeleri, çok yüksek ve çok düşük pH seviyeleri içeren sindirim sistemimizde, selülaz enziminin uzun süre, açıkta, çalışmasını biraz zor kılıyor.
Selülozu sindirebilen hayvanlar geviş getiren otçullardır. Daha doğrusu ise selülozu sindirenler geviş getiren hayvanların bağırsaklarındaki tek hücreli canlılardır.Bu canlılar selülaz enzimi salgılar ve selülozu sindirir böylece hem kendileri hemde içinde yaşadıkları canlılar için fayda sağlamış olurlar. Yavru otçullar bu canlıları süt emmeyi bıraktıktan sonra anne tarafından kazanırlar.Otçul canlıların bizden bu yöndeki tek farkı ise midelerinin 4 bölme olmasıdır.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle
Biyoloji Terk