quote:

Orijinalden alıntı: apparel

Vitesli motorda düşünebilirsiniz. Suzuki İnazuma öneririm. 250 cc sınıfında eline su dökebilecek motor yoktur :)

quote:

Orijinalden alıntı: lakeshire

Merhabalar,
Şehiriçi kullanım için pcx gerçekten müthiş bir motor , ama şimdi Beylikdüzü olunca insan biraz düşünüyor şehrin içi mi dışı mı diye :) Günde yaklaşık 70-80 km yol yapacaksınız sanırım gidiş geliş.Bu yol muhakkak pcx ile yapılabilir ama xmax ile çok daha konforlu olur.Pcx size belki biraz küçük de kalabilir, rahatsız edici derecede değil ama bir tık sanki.

2013 eylül ayında pcx aldım ve 2014 nisan ayında satana kadar 7.277 km kullandım. Bir scooter için oldukça yakışıklı, kullanımı çok rahat,malzeme kalitesi oldukça iyi, bagajı pek ferah.Kışın bile üstünden inmek istemedim, sürekli gezmek için bahaneler uydurdum kendime.
Benim gözümde en olumsuz yanı kadranda saat olmaması idi, çok ufak bir detay gibi gözüküyor ama aslında büyük bir eksiklik ve yeni kasada bunu düzelttiler. Bir de üzerindeki lastikler pek kaliteli değil ama bence alındığı gibi değiştirilecek kadar çöp de değil. Ben 4.000 km kullanıp öyle değiştirdim. Şahsi fikrim en azından bir yazı üzerindeki IRClerle geçirip kışa doğru City Griplere geçmek. Artçı ile kullanımda biraz çekiş kaybı oluyor,özellikle rampalarda. Tek iken 80-90 hız ile seyirde oldukça konforlu.Ancak sonrasında titremeler başlıyor ve rüzgardan etkilenme artıyor. 100lü hızlar için pek güvenli diyemeyeceğim,en azından ben pek güvende hissetmedim.Son gördüğüm hız 113 km gibi bir şeydi.

Pcxin en efsane yanı tartışmasız yakıt tüketimi idi.Her geçen gün daha da az yakmaya başladı. Genel olarak 2 - 2.1 km tüketim yaparken 1.9ları da gördüğüm oldu, bir depo ile en fazla 262 km gittim.Kış şartlarında benzin ışığı 180 km civarında yanarken , yazın ve motor da açıldıkça bu rakam 215-220lere çıktı.Bu arada parçalarının ve servis ücretlerinin de makul olduğunu söyleyebilirim ( örneğin 1.000 km bakımına 22 lira vermiştim)

Sonuç olarak sadece şehiriçi kullanım olacaksa bence pcx sınıfında rakipsiz bir motor,benim için İstanbul trafiğini çekilir hale getirdi.Otobanda da sağ şeritten 90-100 ile fazla macera aramadan gidilir. Ben her gün otobanı kullandım işe gidip gelirken.Aldığıma bir gün bile pişman olmadığım bir motordur kendisi.

2014 motor fuarında yeni kasa xmaxı görünce ise kaşıntı başladı ve nisan ayı sonlarında bir tane alabildim.Alabilmekten kastım bulabilmek.Pcx de xmax da çok zor alınan çok zor bulunan motorlar,motor piyasası bir acayip zaten. Hani bırakın indirim almayı filan motor sezonunda bir motor düşürebilmek için üste para vereceğiz neredeyse. Ne ne zaman geleceği belli ne ne renk geleceği vs.Bu yüzden ikinci el fırsatçılarla dolu.

Nisandan beri de xmax 250 kullanıyorum, 8.250 km oldu.
Pcxten sonra oldukça heybetli geldi, üzerindeyken kendinizi yola hakim hissediyorsunuz.Doğal olarak şehiriçinde pcx kadar kıvrak değil ama bir sıkıntı da oluşturmuyor. Malzeme kalitesi bazı noktalarda Honda'dan kötü maalesef.Mesela kafa grenajları motora tam oturmuyor,ne kadar xmax baktıysam hepsinde biraz boşluk var kenarlardan.Torpidodaki plastikler mesela,yerine tam oturmaması vs..Başka da şikayet edeceğim bir şey bulunmuyor.Ha bir de farların ikisi de aynı anda yanmıyor,kısada sadece bir taraf yanarken uzunu açınca diğer taraf.Aydınlatmada kesinlikle bir sıkıntı yok ama görüntü olarak bence hoş değil, herkes bir ampül bozuk filan sanıyor.

Pcxte 80-90 aralığında bulduğum konforu xmaxta 110 kmde rahatlıkla bulabiliyorum.Kesinlikle en ufak bir güvensizlik yok,duruşunu hiç bozmuyor.İlk kalkışta pcx biraz daha atik olsa da, sonrasında xmaxın ivmelenmesi çok daha iyi.Bagajı pcxten büyük ama bana çok kullanışlı gelmedi.Örneğin hep iki tane fullface kaskın sığdığından bahsedilir ve eski kasalarda gerçekten de sığıyordu ama yenisinde derinlik biraz azalmış gibi. İki kaskı geçtim bir tanesini bile çok kastırmadan kapayamıyorum. Kasklardan biri shark speed-r , diğeri scorpion exo-900.Jet kask filan olursa ancak o zaman iki tane alabilir, momo design kasklar gibi.

Parça fiyatları ve bakım ücretleri xmaxta biraz daha pahalı. Aslında biraz değil oldukça pahalı. Pcx için 23 liraya bakım yaptırdıktan sonra xmax için 1.000 bakımına 125 tl verdim. 4.000 bakımında bir 125 daha. Bir topcase taktırmak 1.200 liraya maloldu.Topcasei motora bağlayacak olan parça 100 lira olur mu ya demiştim pcxte.Heh o parça 465 lira xmaxte.Bunlar biraz saçma rakamlar..

Yakıt tüketime gelince , şehiriçi İstanbul trafiği yaz sezonu değerlerim 3.4-3.6 litre arasında değişiyor.Yakıt tasarrufu yapacağım diye kasmıyorum ama çok deli dolu da gitmiyorum.Ağustos ayında Bursa-Balıkesir-Manisa-İzmir-Efes-Kuşadası-Bodrum-Gökova Körfezi rotasında 2.100 kilometrelik bir seyahatim oldu xmax ile. Bodruma giderken ki yakıt tüketimi ilk 900 km 2.9 litre. Yolculuğun tamamını ise 3.1 litre ile tamamladım.Bu arada yolculuk çok konforlu oldu.Topcasein önüne iki tane sırt cantası koydum ve onların da önüne ofis koltuklarında bel desteği için kullanılan minderlerden. Bu 2.100 kilometreyi arkama yaslanarak gittim ve ciddi bir sıkıntı yaşamadım.
Aklımda bu yaz hep bu yolculuğu pcx ile yapmak vardı ama gidince gördüm ki yapamazmışım.Yani yapılamaz değil ama aşırı yorucu olurdu.
Xmax ile gördüğüm son hızın 141 km olduğunu da belirteyim.

Hangisi sorusuna gelecek olursak, bütçesine göre ikisi de olur.Xmaxtan çok memnunum ama keşke direkt bunu alsaymışım diye de hayıflanmıyorum.Çünkü pcx beni hiç üzmedi ve satarken de zarar ettirmedi.Pcx ile başlayıp işin acemiliğini atıp motor dünyasına alışıp xmax almamak için hiçbir neden yok.Zaten her pcx kullanıcısının aklına elbet bir gün xmax için düşecek, dolayısı ile direkt xmax almakta da sakınca yok. Hangisini alırsanız kazasız belasız kullanın inşallah.