ölüm hakkında hayattan ne anladığımız hakkında çok şey yazıldı çizildi ben kendi anladıklarımı yazayım bence gerçek olan tek bir şey var hiçkimse dünyaya kendi isteği ile gelmemiştir böyle bir seçenek yok kimsede kendi rızasıyla ölmek istemez ama bundanda kaçış yok nereye gitsen ne şekle girsen ölüm seni yakalar ya yatağında ya dışarıda herhangi bir yerde ve şekilde yakalanırsın ben yakalanmam diyen ahmaktır öyle bir şey yok ama insanoğlu ölüme yakalanmak istemez hep yaşamak ister iyi yaşamak ister dertsiz sıkıntısız yaşamak ister olmayınca uyuzlanır ölümü ve dertleri yaratanı sorgulamaya başlar o sorguladıkça hatlar karışır o dahada sorgular
hatlar tamamen felç olur psikolojisi bozulur çareside yokturçare ölümü yaratana yönelmektedir.sorgucu arkadaşımız bu şıkkı es geçer işte hatlar burada kopar ölüme isyan Allah'a isyana dönüşür bu isyan sebeplerinden yalnızca bir tanesidir bin tane kurt kafasını kemirmeye başlamıştır
evet Allah hayatı yaratmıştır iyide yapmıştır belli bir sebepten dolayı ruhlar son bir şans olarak imtihandadır Allah ölümüde taktir etmiştir iyide yapmıştır sırası gelen bir kefen 5-6 tahta alıp sahneden çekilmek durumundadır dünya sahnesindeki yerine yenileri gelmelidir kağıdını verip notunu alacaktır belli bir zamana kadar kağıdına göre bir yerde misafir olur zaman geldiğinde nasıl bir damla sudan yaratılmışsa aynen tekrar ortaya çıkartılır bu Allah'a kolaydır, zaten ilk yaratışta zorlanmamıştır
asıl komik olan bu nizama kafa tutan adamın durumudur düşünsene o kadar isyan etmişsin elde avucta sıfırla gene gideceğin yere gidiyorsun halbuki dünyada ne biçim sorguluyor ne kafalar patlatıyordun en basit çare olan yaratana yönelmek sana hep en büyük meşakkat gelmişti tabi sen gerici değildin bağnaz yobaz değildin örümcek kafalı hiç olmadın en medeniydin gericilere hep gıcıktın dindar olmak asla sana yakışmazdı zaten dindarlar basit insanlardı kafaları çalışmazdı muhatap bile almamak gerekirdi
ama dinin sahibinin dediği olduğunda emaneti almaya gelen geldiği zaman ki onu geri de çeviremezsin,tartışamazsın, dalaşamazsın, lafla ikna edemezsin felsefe hiç yapamazsın olsaydı dedelerimiz babalarımız mezarda olmazdı o zaman kim haklı kim haksız kim akıllı kim kafasız görür durun biraz vakit verinde birşeylerde ben yapayım der dilekçesi reddedilir
Allah kimseye iltimas geçmez memurları itaatkar ve adildir görevlerini iyi yaparlar Allah kimseyede zulmetmez insan kendi kuyusunu kendi kazmakla kendi kendine zulmeder dünyada atar tutar ilahi nizamı reddeder kuş kadar aklı ile yaratanı sorgular halbuki kuş yaratanı sorgulamamaktadır.kuşbeyinli olduğu için değil,kuş beyinli olmamak için neden savaşlara engel olmuyorsun der neden depremde çocukları öldürüyorsun der cinayetlere suçlara neden izin veriyorsun der der oğlu der bilmezki Allah yaptığından sorulmaz, çünkü sormaya verilen bilgi yetmez her işinde ince bir hesap,bir hikmet vardır zalimin zalimliğini mazlumun mazlumluğunu ortaya çıkaracaktır o gün geldiğinde kimse bir mazeret öne süremeyecektir herkesin yaptığı ettiği bellidir,defterine yazılmış kendisine verilmiştir istediğini bebekken istediğini ihtiyarken öldürür buda belli bir sebebe dayalıdır bununda bir sebebi vardır rastlantılar tesadüfler onun işlerinde asla olmaz kimsede onu yaptığında sorumlu tutamaz
ölüm meselesi insanoğlunun karşılaştığı ve karşılaşacağı en ciddi meseledir çünkü telafisi olmayan bir noktadır ne geri dönebilirsin ne mühlet alabilirsin burayı atlatana ilerisi daha kolay olur burada takılana ilerisi daha zor olur ölüm bir yokoluş bir mahvoluş değildir mezarda çürümekle aynı manaya gelmez ruh bedenden ayrıldığında ölüm gerçekleşir artık beden bir cisimden ibarettir ona hayat veren hassa ondan ayrılmıştır bu ayrılışı kimse durduramaz buna kimsenin gücü yetmez iddia bile edilemez,komik olur
peki ne yapmak lazım madem ölümden kaçış yok, kafa patlatmaklada olmuyor o zaman ölümü taktir edene yönelmek şart arzu eden yönelir arzu etmeyen yönelmez Allah kendisine yönelinmesine muhtaç değildir ama insanoğlu ona yönelmeye muhtaçtır bu şekilde maddi ve manevi huzuru bulur ona yönelmeye tenezzül etmeyenler eskidende vardı şimdide var, sonrada olacaktır bunlar ona hiçbirşey ifade etmezler ama eskiler yakalandılar şimdikilerde yakalanacak yakalanmadan aklımızı başımıza alalım günlerimizin kıymetini bilelim boş şeylerle boş işlerle vakit öldürmeyelim görevli geldiğinde "dur ben daha yeni akıllandım" demeyelim
Ölüm bir tür koz mudur?Ölüm bir tür korku kaynağı mıdır?Hayat ölümü barındırıyorsa bu bir imtihan anlamına mı gelir?Yazdıklarına saygı duyuyorum.Emek vermişsin.Ancak şunu unutmamalısın ki insanlar hayata kendi iç dünyalarınca bakarlar.Demem o ki senin burada yazmış olduğun bu yazıyı oldukça etkileyici bulanlar ve beğenenler olabileceği gibi bu yazının bir tür duygu sömürüsü yapmak amacıyla yazıldığını düşünenler de olabilir.Bireyler kendi iç mekanizmalarınca hayata yön verirler.İnan bana hayat çok dar bir alandan bakılamayacak kadar geniş olaylara gebedir.Afrika kabilelerindeki yaşamlardan, Hindistan'daki bölgesel inanışlara kadar her tür kültürü içinde barındıran bir dünya var.Bu dünyanın neresini gezersen gez en evresel olgunun ölüm olduğu gerçeğini görebilirsin ancak her insanın ölüme bakış açısı ve onun ardında neler olduğuna dair fikirleri farklılıklar gösterir.
Ölüm var diye insan Allah'a inanabilir mi?Ölüm ne ki hem?Allah ölümü kullarına bir tür ceza olarak mı gönderdi yoksa?İnanç ile ölüm bu kadar bitişik mi?Ölüm olmasaydı inanç olmaz mıydı?O zaman da sorgulamaz mıydı insanlar nereden geldiklerini, kendilerini kimin ya da kimlerin yarattığını?Ölüm denince akla iman etmek mi gelmeli?Niye?Ölüm bir tür tehdit mi ki?İnsanlar ölümden korktukları için mi iman etmişler yoksa?Yoksa tüm bu ibadetler, tüm bu inanışlar ölüm yüzünden mi?Dahası Allah korkusu denen o kavram da bir tür acı çekme endişesi mi?Allah'ın biz insanların canını yakmaması için mi tüm bu ibadetler, tüm bu inanışlar ve iman gerçeği?Hem Allah'tan korkmak ne demek ki?Ondan niye korkar ki insan?O korkulacak bir güç mü?Korkunun tarifini kim yapacak burada?
Aslında inanç duyan insanlara ya da inanmayanlara saygı duymak çok önemlidir.Saygı derken bu kavramın içini boşaltmak anlamsız olur.Saygının bir anlamı var.İnanan neden inanıyorsa inanmayan da bir nedenden ötürü inanmıyordur.Herkes öncelikle kendi özüne bir iniş yapmalı.İnanış sanıldığı kadar kolay bir şey değildir ki!Herkesin kendisine göre bir gerekçesi vardır.Herkes hayata farklı gözlerle bakar.Ölüm denen kavram insanları yaratıcının kapısına mı yöneltecek?Soruyorum o zaman?Niye?Ölüm yaratanın bir tür kozu mu ki?Ölüm Allah'ın elinde bir tür ceza mı ki?Aslında yazılacak çok şey var.İnsan kendi iç dünyasındaki çelişkilerle yüzleşmeden, insan hayata geniş açıdan bakmadan, insan sorgulamadan, insan neyi, niye, niçin yaptığını kendisine sormadan yaşarsa ölüm o zaman o insan için bir tür ceza mı olur?Biraz daha geniş düşünmek gerek.Kim ölümü karşısına alarak imanla kardeş olmuş ki?İnanç saf olmalı bence.Her şeyden arınmış olmalı.Tüm kozlardan, tüm tuzaklardan, tüm çelişkilerden.Yanılıyor muyum?Ayrıca inanmayan insanların da kendilerine göre sağlam kozları vardır.Onlar da bu dünyada mutlu olmak isterler, onların da birer hayatı vardır ve tüm bu hayatları oldukça değerlidir.İnançlı olsun ya da inançlı olsun bu dünya için hizmet etmiş olan insanlar olmasaydı şu an felaketlere gebe bir yaşantımız olurdu ve o zaman ölmek için en inançsız insan dahi dua etmeye başlardı.Neyin kim için boş, kim için kıymetli olduğu da yine bireylerin kendi kararlarınca belirlenir.Bunun da unutulmaması ve sonuna kadar saygı duyulması taraftarıyım.
bana göre ölüm Allah'ın elinde bir koz değil Allah koza ihtiyaç duymaz ölüm Allah'ın bir tehdidide değil Allah tehdit etmeye ihtiyaç duymaz ölüm yarattığı alemlerin birinden diğerine geçilen bir geçittir işin dramatik yanı,geri dönüş şansının olmamasıdır
Allah iman edin yoksa ölüm ile sizi yakalar cezanızı veririm demiyor bilakis Allah Kur'an da ölümden "musibet" olarak bahsediyor evet ölüm Allah'ın kullarına zulmederek yaşayanlara bir musibettir ölüm ile, geri dönüp telafisi olmayan bir aleme geçiş yapmadan önce yeryüzünde birbirinize zulmetmeden yaşayın diyor geldiğiniz zaman yaptıklarınız eksiksiz karşılığını bulacaktır diyor bu tehdit demek değildir haklının hakkını alacağı,zalimin zulmunu ödeyeceği bir güne karşı uyarıdır o gün herkes yaptığının karşılığını bulacağına göre ölüm eli boş giden için tabiki bir musibettir elleri dolu giden için ise ölüm keyifli bir yolculuğun ilk durağıdır Allah bir alem yaratmıştır ve istisnasız itirazsız imanlı imansız herkesi oraya toplayacağını vadetmiştir bu toplantının ilk merhalesi ölümdür ölümden korkmak gerekir çünkü geri dönmek gibi şansın yoktur
ölüm var diye insan Allah'a inanabilirmi peki sence böyle birşey olabilirmi bu "ben inanayımda bari paçayı kurtarayım" demek değilmidir belki öyledir ben yorum yapamam çünkü her iman ettiğini iddia edenin neden iman ettiği kendini bağlar Allah'a yaratanı olduğu için iman etmek en güzeli diye düşünüyorum
sadece ölüm denen kavramı düşünmek insanı yaratıcının kapısına götürmez öyle olsaydı her düşünme yetisine sahip insan iman ederdi birgün gelipte öleceğini inkar etmemesine ve hiç ölmeyeceğinide iddia etmemesine rağmen iman etmeyen yığınla insan var iman etmeyen ölümden nefret eder çünkü ona göre alışageldiği ve sonsuza kadar kalmak istediği dünyasından zorla koparılacaktır sevdiği herşeyinden zorla ayrılacaktır bu şekilde kendisine haksızlık edilecektir bu düşüncede olan bir insanın manevi huzuru olduğunu kim iddia edebillir yaşı ilerledikçe içerisinde fırtınalar kopacaktır,isyanı artacaktır haksız yere dünyasından kopartılacağını düşündükçe isyanı içten içe artar beyninin biryerinde birşeyler ona Allah'ın belkide var olduğunu,ölüm ile haksız yere kendisini herşeyinden ayıracağını fısıldar durur ölümü kabullenemez çünkü Allah'ın takdirine rıza gösterip ona göre bir hayat kurmamıştır
peki buna göre bir hayat nasıl kurulabilir illaki eski zamana göre giyinip eski zamana göre şekilcilik yaparakmı.bu şartmı bunlar teferruat.asıl maharet iç alemini yaratıcının istediği şekilde düzeltmektir işte iman burada ana unsuru teşkil eder iman etmeden nasıl olupta insan iç alemini yaratıcının istediği bir şekilde bina edebilir içini iman dışınıda güzel davranışlarla süslemek için kulun yaratıcısını sevmesi icabeder sadece korku ile olmaz kendisini yoktan var ettiği için ona müteşekkirdir yarattığı alem hakkında tefekkür eder,hayranlığı artar herşey yerli yerine oturtulmuş,hassas dengeler konmuştur hergün insanoğluna yeni yeni ilimlerden kapılar açılmaktadır sayısız canlı bu topraklarda gezinmekte yiyip içmektedir sayısız canlı denizlerde mükemmel bir denge içerisinde hayatını sürdürmektedir her canlıya bir avlanma ve bir savunma özelliği tahsis edilmiştir kendi üzerindeki mükemmel tasarımıda görmektedir neticede et parçası olan ve hiçbir becerisi düşünme yetisi olmayan organlar arasında oluşmuş,insan şeklini almıştır artık bakmayı bırakmış,görmeye başlamıştır kul yaratıcısını sevmeye başladığı zaman yaratıcısı onu çok daha fazla sever ona bilmediği birçok şeyi birçok şekilde öğretir yaratılışta yerleştirilmiş olmasına rağmen kullanmasını öğrenemediği antenleri o alemden sinyaller almaya başlar bu hz.Peygamber'in öğretisidir.ne yazıkki herşeye kafa yoran insan, hz.Peygamber'in öğretisine kafa yormaz üstüne birde onda açıklar aramaya kalkar oradan isyana düşer bu Allah nazarında suçtur Allah kendisine isyan edilmesine rıza göstermez.kul hakkı hariç diğer günahları affeder
Allah iman edenlere saldırıp kargaşa çıkartmayan iman etmemişleri sebepsiz yere taciz etmeyi yasaklamıştır hz.Peygamber'de imanda kimseyi zorlamamıştır bu gayri müslimler içinde geçerlidir Allah dünyada onları taciz etmeyi yasaklamakla birlikte, vadettiği gün bu isyanı bağışlamayacığını beyan etmiştir Allah iman etmeyen kulların yaptığı her iyi hareketi dünyada karşılıksız bırakmayacığınıda beyan etmiştir ama sadece dünyada.vadettiği günde isyanının hesabını soracağınıda beyan etmiştir
iman etmeyipte çevresi ile uyum içerisinde yaşayan insanların hesapları Allah'a aittir bunları taciz etmek yalnızca onların öfkesini ve isyanını arttırırki,buda suçtur bunlardan kimi bir gün gelir iman ederler.buna çok şahit oluyoruz bir diğer suçta iman etmeyenlerin edenleri alaya almasıdır edenlerde etmeyenleri alaya almamalıdır
ben kendi anladıklarımı yazayım
bence gerçek olan tek bir şey var
hiçkimse dünyaya kendi isteği ile gelmemiştir böyle bir seçenek yok
kimsede kendi rızasıyla ölmek istemez ama bundanda kaçış yok
nereye gitsen ne şekle girsen ölüm seni yakalar
ya yatağında ya dışarıda herhangi bir yerde ve şekilde yakalanırsın
ben yakalanmam diyen ahmaktır öyle bir şey yok
ama insanoğlu ölüme yakalanmak istemez
hep yaşamak ister
iyi yaşamak ister
dertsiz sıkıntısız yaşamak ister
olmayınca uyuzlanır
ölümü ve dertleri yaratanı sorgulamaya başlar
o sorguladıkça hatlar karışır
o dahada sorgular
hatlar tamamen felç olur
psikolojisi bozulur
çareside yoktur
işte hatlar burada kopar
ölüme isyan Allah'a isyana dönüşür
bu isyan sebeplerinden yalnızca bir tanesidir
bin tane kurt kafasını kemirmeye başlamıştır
evet Allah hayatı yaratmıştır
iyide yapmıştır
belli bir sebepten dolayı ruhlar son bir şans olarak imtihandadır
Allah ölümüde taktir etmiştir
iyide yapmıştır
sırası gelen bir kefen 5-6 tahta alıp sahneden çekilmek durumundadır
dünya sahnesindeki yerine yenileri gelmelidir
kağıdını verip notunu alacaktır
belli bir zamana kadar kağıdına göre bir yerde misafir olur
zaman geldiğinde nasıl bir damla sudan yaratılmışsa aynen tekrar ortaya çıkartılır
bu Allah'a kolaydır, zaten ilk yaratışta zorlanmamıştır
asıl komik olan bu nizama kafa tutan adamın durumudur
düşünsene o kadar isyan etmişsin elde avucta sıfırla gene gideceğin yere gidiyorsun
halbuki dünyada ne biçim sorguluyor ne kafalar patlatıyordun
en basit çare olan yaratana yönelmek sana hep en büyük meşakkat gelmişti
tabi sen gerici değildin
bağnaz yobaz değildin
örümcek kafalı hiç olmadın
en medeniydin
gericilere hep gıcıktın
dindar olmak asla sana yakışmazdı
zaten dindarlar basit insanlardı
kafaları çalışmazdı
muhatap bile almamak gerekirdi
ama dinin sahibinin dediği olduğunda
emaneti almaya gelen geldiği zaman
ki onu geri de çeviremezsin,tartışamazsın, dalaşamazsın, lafla ikna edemezsin
felsefe hiç yapamazsın
olsaydı dedelerimiz babalarımız mezarda olmazdı
o zaman kim haklı kim haksız kim akıllı kim kafasız görür
durun biraz vakit verinde birşeylerde ben yapayım der
dilekçesi reddedilir
Allah kimseye iltimas geçmez
memurları itaatkar ve adildir
görevlerini iyi yaparlar
Allah kimseyede zulmetmez
insan kendi kuyusunu kendi kazmakla kendi kendine zulmeder
dünyada atar tutar ilahi nizamı reddeder
kuş kadar aklı ile yaratanı sorgular
halbuki kuş yaratanı sorgulamamaktadır.kuşbeyinli olduğu için değil,kuş beyinli olmamak için
neden savaşlara engel olmuyorsun der
neden depremde çocukları öldürüyorsun der
cinayetlere suçlara neden izin veriyorsun der
der oğlu der
bilmezki Allah yaptığından sorulmaz, çünkü sormaya verilen bilgi yetmez
her işinde ince bir hesap,bir hikmet vardır
zalimin zalimliğini mazlumun mazlumluğunu ortaya çıkaracaktır
o gün geldiğinde kimse bir mazeret öne süremeyecektir
herkesin yaptığı ettiği bellidir,defterine yazılmış kendisine verilmiştir
istediğini bebekken istediğini ihtiyarken öldürür
buda belli bir sebebe dayalıdır bununda bir sebebi vardır
rastlantılar tesadüfler onun işlerinde asla olmaz
kimsede onu yaptığında sorumlu tutamaz
ölüm meselesi insanoğlunun karşılaştığı ve karşılaşacağı en ciddi meseledir
çünkü telafisi olmayan bir noktadır
ne geri dönebilirsin ne mühlet alabilirsin
burayı atlatana ilerisi daha kolay olur
burada takılana ilerisi daha zor olur
ölüm bir yokoluş bir mahvoluş değildir
mezarda çürümekle aynı manaya gelmez
ruh bedenden ayrıldığında ölüm gerçekleşir
artık beden bir cisimden ibarettir
ona hayat veren hassa ondan ayrılmıştır
bu ayrılışı kimse durduramaz
buna kimsenin gücü yetmez
iddia bile edilemez,komik olur
peki ne yapmak lazım
madem ölümden kaçış yok, kafa patlatmaklada olmuyor
o zaman ölümü taktir edene yönelmek şart
arzu eden yönelir
arzu etmeyen yönelmez
Allah kendisine yönelinmesine muhtaç değildir
ama insanoğlu ona yönelmeye muhtaçtır
bu şekilde maddi ve manevi huzuru bulur
ona yönelmeye tenezzül etmeyenler eskidende vardı
şimdide var, sonrada olacaktır
bunlar ona hiçbirşey ifade etmezler
ama eskiler yakalandılar
şimdikilerde yakalanacak
yakalanmadan aklımızı başımıza alalım
günlerimizin kıymetini bilelim
boş şeylerle boş işlerle vakit öldürmeyelim
görevli geldiğinde "dur ben daha yeni akıllandım" demeyelim