neymiş şu kanıtlarınız...hadi getirde bizde görelim ülkerin ermeni olduğuna dair kanıtlarını...ülker kimi satmış...ya da ülker %67 yabancı sermyeli diyorsun bunun kanıtı nerde...diyelim ki kanıtın var algida yüzde kaç Türk sermayesidir söyler misin...İnadına Ülker...Ülker in dondurmasını hemen hemen hiç yemedim ama inad anasını satayım yiyeceğim...varsa kanıtlarınız bize de getirinde bizde aydınlanalım... |
YERLİ SERMAYEYE PARA KAZANDIRIYORUZ KARDEŞ AMA %100 YÜZ YERLİYE BİLİP BİLMEDEN KONUŞMA ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() EDİT : anket sonucları ortada ...... ![]() ![]() ![]() |
Algida yemeyin Golf veya Açık ![]() |
[ALINTIDIR] ülker bir sabetaydır İslam Bey, Kırım’dan Kırklaeli’ne geliyor. Sonra tekrar Kırım’a dönüyor. Neden döndüğü konusunda da ne yazık ki bilgimiz yok; ancak tarihsel sürece bakarak tahmin edebiliriz: Elimizdeki tek bilgi; 26 Aralık 1912 tarihinde, Kırım’a bağımsızlık yolunun açan bir gelişmenin olması. Bu tarihte, Kırım Halk Cumhuriyeti’nin ilan edildi. İslam Beyin ülkesinin bağımsızlık kazanmasıyla birlikte topraklarına döndüğünü düşünmemiz güçlü bir ihtimal. Ancak. Kırım 1920’de Bolşevikler’in eline geçti. 1921’de Kırım Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti, Sovyet Birliği’ne katılma kararı verdi. “Yahudi Tarihi” yazarı Yusuf Besalel, sosyalist devrimin ilk yıllarında Yahudi talebelerinin kendi dillerinde eğitim gördüğünü, Stalin döneminde ise Yahudilere baskıların arttığını yazmaktadır. Ne tesadüftür ki o yıllarda İslam Bey Tekrar Türkiye’ye dönme kararını aldı. Eşi Şakire, üç oğlu, Asım, Sabri ve ailenin en küçüğü -ve genç yaşta vefat eden- Hakkı. Ile birlikte, 1929 Ağustosunda İstanbul’a geldi. 21 Haziran 1934 tarihinde soyadı kanunu çıktığında, İslam Bey “Berksan” soyadını aldı. Ancak gelin görün ki, iki oğlu Asım ve Sabri nedense 1953 yılında “Berksan” soyadını bırakıp, soyadlarını “Ülker” olarak değiştirdiler. (Mini not: Sabatayistler (Yahudi dönmeler) arasında Berksan soyadlı çok kişi var.) Ve yine ne gariptir ki, Asım Ülker’in iki oğlu Selçuk ve Ömer Faruk “Berksan” soyadında ısrarlıdırlar ve soyadlarını bırakmazlar! Bu ailede bir “isim sorunu” vardır! İslam Beyin gerçek adından kuşku duymaktayım. “Hikayeye” devam… Baba İslam Berksan vefat edince ailenin bütün yükü Asım’ın omuzuna bindi. Sabri’nin okulunun bitimiyle birlikte iki kardeş 1944 yılında Ülker’i kurdular. Türkiye’de radyoya ilk reklamı veren kurum Ülker’dir. 1950’lili yıllarda, Türkiye’nin haberleri, hükümet bildirilerini merakla beklediği saat 19.00 ajansının hemen önünde Ülker reklamı yayınlanırdı: 'Önce güneş, hava su. Sonra bol gıda gelir, akşama babacığım unutma Ülker getir...'. Ne diyelim, ticaret Ülker kardeşlerin “genlerinde” var! Bu ailenin „öyküsü“ mutlaka yazılmalıdır. Örneğin, „dinci“ olarak bilinen Ülker Kardeşlerin önünü hep „LAİK“ askeri darbeler açıyor: Yıl 1960. Ülkede döviz sıkıntısı had safhada, hatta döviz yok. Askerler, Ülker'e 250 bin dolar döviz tahsis ediyor. Ülker Kardeşler, bu dövizlerle 2 makine alıyor ve fabrikaları kurmaya başlıyor. 12 Eylül 1980. Ülker, 24 Ocak kararlarıyla, ihracaata (Libya ve Kuveyt) yöneliyor; aldığı vergi iadeleriyle büyüyor. Son 28 Şubat “laik darbe” de, Ülker önce “yasaklı şirketler” arasında gösteriliyor, sonra hemen affediliyor. Bu arada şirket talep patlaması yaşıyor! Ülker kardeşlerin en belirgin bir özelliği de anti-komünist olmaları: Asım ve Sabri Ülker kardeşlerin adı, şirketlerinden önce, soğuk savaş döneminde anti-komünizmin „kaleleri“ Aydınlar Ocağı, İlim Yayma Cemiyeti gibi kuruluşlara yaptığı maddi yardımlarla duyuldu. Ne ilginçtir, Sovyetler Birliği’nin „çatırdamaya başladığı“ 1987 yılında Ülker kardeşler bölündü: Asım Ülker çocuklarıyla birlikte 'Kardeşler Şirketler Topluluğu'nu kurdu. Ancak -vardır mutlaka bir hikmeti -grup adını 1990 yılında 'Kar Şirketler Tupluluğu' olarak değiştirdi.. Ailenin bu ad altında 23'ü yurt içinde 8'i yurt dışında olmak üzere 31 şirketi ile 1 vakfı vardı. Uzatmak istemiyorum ama yazmadan geçemeyeceğim: Soyadlarını değiştirmeyen Selçuk ve Ömer Faruk Berksan Kardeşler, bu şirketleri adına ve şirketlerini de birbirlerine kefil yaparak, bir çok bankadan kredi aldılar. Ödeyemediler. Benzerlerini yüzlerce kez gördüğümüz bir oyunu bu kez onlar „sahneye“ koydular. Mallarının bazılarını başkalarına devrettiler. Eşlerinden boşandılar.. Kalan mallar ise zaten finansal kiralama yoluyla alındığı için, haczi mümkün olmadığından, alacaklılara karşı işi bu şekilde kılıfına uydurdular.. Nihayet Asya Finans'ın kurulmasından bir kaç gün sonra, Kar Grubu'nun malları, Asya Finans'ın 800.000.000.000.TL.lık, (yani, yazıyla:sekizyüz milyar-liralık) alacağından dolayı haczettirildi. Asya Finans'ın haczinden sonra yasal işlemlere girişen alacaklı bankalar ise, karşılarında sadece lesanigli mallar ile söz konusu haczi gördüler. Yani hiç birşey yapamadılar. Peki Asya Finans’ın 16 ortağı arasında Berksan Kardeşlerin olmasına ne dersiniz? Yeğenlerin durumu böyle de, amca Sabri Ülker farklı mı: 6 Haziran 2002 gazetelerden bir haber: „İçişleri Bakanlığı Mülkiye Müfettişleri, Faisal Finans Kurumu'nun el değiştirerek 'Family Finans' adını almasının ardından, bu kurumun faaliyetlerini mercek altına aldı. Müfettişlerin, Family Finans Kurumu Başkanı Sabri Ülker'in de aralarında bulunduğu 34 yönetim kurulu üyesi hakkında, 'cürüm işlemek için teşekkül oluşturma, dolandırıcılık, Bankalar Kanunu'na muhalefet etme ve sahtecilik' suçlamasında bulundukları 20 Şubat 2002 tarihli raporu dikkate alan Beyoğlu Cumhuriyet Başsavcılığı, Ülker Gıda'nın sahibi Sabri Ülker ile oğlu Murat'ın da aralarında bulunduğu Family Finans Kurumu'nun yönetim kurulu üyeleri hakkında soruşturma başlattı.“ Uzatmaya gerek yok. Sabri Ülker bugün Türkiye’nin sayılı zenginleri arasındadır. En çok nakit paranın Ülker Grubu’nda olduğu söyleniyor. Spordan (Ülkerspor) , staretejik araştırma merkezi (ASAM): din araştırmalarından (Diyanet Araştırma Merkezi) , vakıflara, derneklere vb. maddi yardımı esirgemeyen Ülker Grubu, son yıllarda en büyük desteği AKP’ye verdiği biliniyor. Eh, bu kadar desteğin bir karşılığı da olmalı, değil mi? Oldu da: Sabri Ülker, bugünlerde Yapı Kredi Bankası’na taliptir. Aracı ise AKP Hükümeti’dir! Hayırlı olsun diyelim mi? Sonuç: Sizi kandırıyorlar! |
Ülker Gıda A.Ş., Avrupa şekerleme sektörüne hammadde, makine ve tesis sağlayan firmalardan oluşan "European Candy Kettle Club" tarafından Avrupa´da yılın şekerleme şirketi seçildi. Ülker, üç mamülle katıldığı "Monde Selection" Dünya Gıda Ürünleri Yarışması´nda iki altın, bir gümüş madalya kazandı. Avrupa Basın Ödülünden sonra, Ülker´in dünya standartlarındaki kalitesi tekrar onaylandı. Ülkerspor Türkiye Kupası’nı bir kez daha müzesine götürdü. ![]() ülker in yaptığı bir çok şey kaliteli..bunu avrupa da görmüş ki ödül vermiş..bence at gözlüklerini çıkarın.. ama yaptığı herşey de güzel olacak diye birşey yok..mesela dondurması çok iyi değil.. tabiki de lezzetli ve kaliteli olanı yemektir mantıklı olan...bu ülker olur algida olur eti olur..... edit:Şirketimizin 2004 yılında yapmış olduğu başarılı çalışmalar sonucunda. net borcumuzu 2003 yılındaki 252,57 milyon YTL seviyesinden 168,3 milyon YTL seviyesine indirmiş bulunuyoruz. (en çok nakit ülker grubunda söyleniyor yazısı için) |
ben de son cümlelerimde senin söylediklerine yakın şeyler söylemeye çalıştım...ama bu daha açık olmuş.teşekkürler.. |
günümüzün global ekonomisinde en ucuz ve kaliteli gıdayı kim üretiyorsa onu almak daha mantıklı tabiii.bu şekide rekabet ürün kalitesini arttırıyor.ama hem bu trendi yakalamış hemde türk markası olursa onu almak en güzeli... ÜLKER ![]() ![]() ![]() |
golf daha lezzetli geliyor.. algida suyumsu gibi.. |
ne algida ne ülker ne de öbürküler bence en güzeli mado diğerleri çok yapay fabrikasyon bu hiç değilse daha doğal... |
mado da 1 top dondurma yanlıs hatırlamıyorsam 1.75 ytl mi ne yuh ya.çok güsel ama cok pahalı.golf un tadi panda ve algida dan daha değişik,gercek sütten yapıldıgı dogru galiba.cunku baya hissediliyor farkı. |
vay be tartışmaya bak. ülkeri ermeni yapmışlar. o iddia sahipleri bence SABRİ ÜLKER'i bir araştırsınlar bakalım. orduda yeşil sermaye diye sattırmazlar dışarıda ermeni diye yemezler. ne bahtsız bir şirketmiş bu ülker. eğer bu kadar dikkatliyseniz algidanın nestle ye ait olduğunu ve de nestlenin yahudi şirketi olduğunu araştırıp öğrenin bundan sonra algida da yemeyin. bu kadar düşünüp tartışmak yerine mahalle sütçüsünden (paket alın diycem yine başlayacaklar şirketlerden) taze süt alıp evde kendiniz yapın dondurmayı. |
arkadaşlar eğer ikisinden yemek istemiyosanız %100 yerli sermaye olan dünyaca ünlü maraş dondurmasını yiyin. MADO'dan. dünyada bıçakla kesilip yenen tek dondurma. |
atıp tutan arkadaşlar karar verin bu adamlar ermeni mi ? , yahudi mi ? , türk mü ? , dindar mı yobaz mı ? anti kominist mi şeriatçı mı ? vatansever mi? yoksa aynı anda hepsi mi?![]() |
![]() ![]() ![]() valla ülkede şirket kalmadı... |
afiyet olsun... ![]() ![]() ![]() ![]() |
< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Tşkürler @aglamak gel beraber yiyelim sec birini ![]() |
Teşekkür ederim ben cornetto cokolada(yav bu doğru mu yazıyor) alayım... |
BİKİNİ <<<<< ![]() ![]() ![]() |
tabiki milliyetçilik yapıcam.herkezin yapması lazım.sen alma o almasın su almasın.kim alacak yerli sermayeyi.kimse yerli almazza nası kalkınacak bu ulke.nası para kalcak içerde.paralar nası hep dısarı ucuyo işte böle.
mal satılmazsa fabrika uretim yapmicak,insanlar eli götünde iş yok die dolascak,dolasıyoda zaten.
bu böyle gider gider gider...
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle