Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
0
Cevap
441
Tıklama
0
Öne Çıkarma
GEÇMİŞİNİ UNUTAN GELECEĞİNİ KAYBEDER.
F
18 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

BİR ÜLKE, BİR MİLLET İÇERDEN NASIL YIKILIR!

GÜNÜMÜZDE TRUVA ATI NASIL OLUYOR!

BİRAZDAN İZLEYECEKLERİNİZ ÜLKEMİZDE YAŞANAN
YÜZLERCE ÖRNEKTEN SADECE BİR TANESİ!

GELECEĞİNİZ İÇİN DİKKATLE OKUYUN!..




BİR FİLM BİR KAÇ PORTRE ve BİR İHANETİN ANATOMİSİ


“Sıfır Kilometre” Iraklı Kürt yönetmen
Hiner Saleem’in filmi.

Filmin kadın başrol oyuncusu
Hacettepe Üniversitesi öğrencisi Belçim Bilgin
Belçim Bilgin, Türk vatanına ve Cumhuriyet Devrimi’ne
ihanetten idam edilen Şeyh Sait’in torunu.

Ve “Sıfır Kilometre” filmine her türlü
maddi ve teknik desteği veren kişi
Türk milletinin ödediği “tiyatro tutkusu” paralarıyla
zengin olmuş Yılmaz Erdoğan diye bir “Mükremin”.

Ağustos 2006'da Yılmaz Erdoğan ile
Şeyh Sait’in torunu Belçim Bilgin evlendiler.

1865'te Diyarbakır'ın Palu ilçesinde doğan Şeyh Said,
tarihimizde “Şeyh Said Ayaklanması”nın elebaşısıdır.
1925 yılında İngiliz emperyalistlerinin desteği ile Genç
Türkiye Cumhuriyeti’ni yıkmak ve Mustafa Kemal
Atatürk’ü yok etmek için Doğu Anadolu’da çıkarılan
isyanın örgütleyicisi ve önderidir.

Şeyh Said’in emri ile tüm telefon ve telgraf hatları kesildi. Şeyh Sait
kendisine katılan aşiretlerle Hani’de Türk süvari alayını pusuya
düşürüp esir aldı. Şeyh Said, “Kadınlar çıplaktır. Şimdiki hükümet
(Atatürk ve arkadaşlarının hükümetini kastediyor.) dinsizlik
neşretmektedir” şeklinde bildirilerle halkı kendi yanına
çekmeye çalıştı. 9 Mart 1925’te Diyarbakır’da toplanan hükümet
kuvvetleri, isyanı bastırdı, Şeyh Said maiyetiyle birlikte yakalandı. 45
kişilik İstiklal Mahkemesi tarafından idama mâhkum edildi. Karar, 29
Haziran 1925’te Diyarbakır’da Siverek kapısında yerine getirildi.

“Şeyh Said ve Rüfakası Hakiki şehiddirler.
Ben Onun intikamını almışım.”
Bediüzzaman Said Nursi ( Said-i Kürdi)

Yine hepiniz bilirsiniz, “Kuşkanadına Mektuplar”
yazmıştı Mükremin bey… Sloganı "Türkiye Türklerindir"
olan Hürriyet gazetesinde tam sayfa yer bulmuştu bu
mektup ile kendine!

Bugünlerde anlaşılıyor ki bu mektubun amacı PKK'ya af
ve hatta devamında APO’ya affın yumuşatıcı temellerini
atıyormuş.

“Meşhur mektubuyla gündemde olduğu bir dönemde, Şeyh Sait’in
soyundan gelen Belcim Bilgin’le evlenmesi tesadüf olabilir mi acaba?”

Yılmaz Erdoğan içinden çıktığı feodal toplumu bir türlü aşamamış belli ki.
Ve bütün yaşadığı aşklardan sonra ona en çok anlam ifade eden de Şeyh
Sait’in soyundan çocuk sahibi olma ihtimali. Çünkü bu paye onun için
öylesine anlamlı ki. “Şeyh Sait’e torun vermek onun bugüne kadar yaptığı
bütün işlerin, bütün adımların ötesinde bir önem taşıyor Yılmaz Erdoğan
için.”

Yılmaz Erdoğan’ın Gülben Ergen ile evlenen kardeşi Mustafa Erdoğan da,
bir zamanlar PKK’nin sözcüsü durumundaki Özgür Gündem’in Ankara
temsilcisiydi.

Geçenlerde yeğeni PKK’dan kaçarak teslim oldu. Türkiye Cumhuriyetine teslim
olduğunda ; “PKK yöneticilerinin samimiyetine inanmadığım için kaçtım ve
teslim oldum” demiş. Yani adam pişmanlıktan geri gelmemiş. Bir de
samimiyetlerine inansaydı.

CANNES’A KATILDI
Iraklı Kürt yönetmen Hiner Saleem'in filmi “Sıfır
Kilometre”de başrol oynayan Belçim Bilgin, Cannes Film
Festivali'ne katıldı. Geçen yıl Uluslararası 58. Cannes Film
Festivali'nde Altın Palmiye için yarışan “Sıfır Kilometre”nin
kamera ve negatifleri ise Yılmaz Erdoğan ile BKM metin
yazarı Muhsin Kızılkaya tarafından sağlanmıştı. Belçim
Bilgin, film gösterime girdikten sonra verdiği bir röportajda
ise, “Ben Türkiye’de yaşayan bir Kürt olarak, böyle bir
filmde oynayarak orada yaşananların dünyaya, Türkiye’ye
aktarılmasında bir rol oynadıysam bu beni çok mutlu
ediyor. Bu filmin hikâyesinin gerçek yaşamdan alınması,
orada yaşayan insanların acılarını anlatıyor olması, benim
ve ailem için yeterli sebepti. Tabi ki bunun yanında Kürt
değerleri ile büyümüş olmam yeterince etkili. Zaten sanatı,
temaları evrenselleştiren bir unsur olarak görüyorum”
demişti.

Belçim Bilgin bir röportajında şunları söyledi: “Şeyh Said
benim babamın dedesi, daha doğrusu dedesinin büyük abisi.
Anne tarafımdan ise bütün örf ve adetleri ile tam bir aşiret
kültürü aldım. Hayal kırıklığı yaşayan insanların hikayelerini
dinledim. Hayal kırıklığı yaşayan insanlar derken Kürtleri
kastediyorum” demişti.

RÖPORTAJINDAN NOTLAR :
Cannes’da sinemanın ünlü isimleri ile aynı festivalde yer
almaktan çok büyük bir mutluluk duyduğunu dile getiren Kürt
kızı “Filmimize çok inanıyorum çok güveniyorum. Zaten
güvenimiz bizi buraya kadar getirdi. Garip bir duygu, nasıl oldu
bilmiyorum ama, daha sinemaya yeni başlamış olsam bile, ben
kendimi buralarda görüyordum. Belki de dedemin ruhu şeyhlik
falan, bilmiyorum ama gerçekten çok büyük bir inancım vardı”

“İlk filmimin bir Kürt filmi olması benim sinema rüyamı gerçekleştirdi
diyebilirim.”

“Tabii ki bu filmin bir Kürt filmi olması ve KÜRDİSTAN’DA (Nerdeyse bu
Kürdistan) çekiliyor olması ailem için ve benim için onur verici bir şey. Bu
yüzden beni desteklediler.”

“Kimliğimizin etkisinden tabii ki. Ben Türkiye’de yaşayan bir Kürt olarak,
böyle bir filmde oynayarak orada yaşanan şeyleri dünyaya, Türkiye’ye
aktarılmasında bir rol oynadıysam bu beni çok mutlu ediyor. Bu filmin
hikâyesinin gerçek yaşamdan alınması, KÜRDİSTAN’DA (Israrla Kürdistan
demeye devam ediyor) yaşayan insanların acılarını anlatıyor olması benim
ve ailem için yeterli sebepti. Tabi ki bunun yanında Kürt değerleri ile
büyümüş olmam yeterince etkili. Zaten sanatı temaları evrenselleştiren bir
unsur olarak görüyorum.”

“Kürt değerleri derken neyi kastediyorsunuz? Kürt isyanlarımı?”

“Şeyh Said benim babamın dedesi, daha doğrusu
dedesinin büyük abisi. Ordan gelen bir misyona (Dikkat!
Şeyh Sait’in tek misyonu; Ülkesine ve halkına ihanet etme
misyonudur) sahibiz. Anne tarafımdan ise tam olarak
yaşayageldikleri, bütün örf ve adetleri ile yaşadıkları tam
bir aşiret kültürü aldım. Hayal kırıklığı yaşayan insanların
hikâyelerini dinledim. Hayal kırıklığı yaşayan insanlar
derken Kürtleri kastediyorum.”

“Savaşın acılarını Kürt trajedisini yakından yaşayan bir Kürt annesi olan
Selma’yı düşünürken, oynarken neler hissediyordunuz? Selma sizi
değiştirdi mi hiç?”

“Selma mı beni değiştirdi yoksa KÜRDİSTAN MI beni değiştirdi, Hiner
Salem mi beni değiştirdi, yalnızlık mı beni değiştirdi, bir sürü şey bir
arada.”

“Çekimleri anlatır mısınız biraz bir iki anınız vardır mutlaka?”
“Filmin çekimleri boyunca her gün bir başka şey yaşıyorduk. Zaten
benim az rolüm olduğu için sabahları arabada geçiriyordum. Üç bine
yakın PEŞMERGE (Teröristte peşmerge oldu en sonunda) vardı orda.”

Hani olur da
bugünlerde sinema ödülü,
Nobel falan alırlar ya.
Bunlarda aklınızın bir köşesinde bulunsun!..

GEÇMİŞİNİ UNUTAN GELECEĞİNİ KAYBEDER.

DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.

Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.

Üye Ol Şimdi Değil



DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.