1. sayfa
15.yy'^da böyle bir ifade olmayacağını herhalde edebiyatla az biraz ilgilenen herkes bilir. Yazma Eserler Kurumunun yayınladığı Divana bakın. İnternetten Fatihin şiirleri diye aratarak bir yere varılmaz. EK: Orijinalini koyuyorum bakan bulsun; Her kesî bir kimseyi idindi âlemde kesî Kimsenem sensin menüm iy kimsesüzler kimsesi Dede Ömer Ruşeninin. İfade tarzı olarak da yukarıdakiyle alakası yok. |
GAZEL İmtisâl-i câhidû fillâh olubdur niyyetüm Dîn-i İslâm’un mücerred gayretidür gayretüm Allah için küfürle cihadın misalini vermektir niyetim Mücerret gayretim, (sadece) İslâm dini içindir. Fazl-ı Hakk u himmet-i cünd-i ricâlullâh ile Ehl-i küfri ser-te-ser kahr eylemekdür niyyetüm Hakk üstünlüğü ve Allah’ın yücelttiği veliler himmetiyle Kâfirleri baştan sona kahreylemektir niyetim. Enbiyâ vü evliyâya istinâdum var benüm Lutf-ı Hak’dandur hemân ümmîd-i feth ü nusretüm Peygamberlerle velilerdir istindım benim; Hakk’ın lütfundandır, fetih ve başarı ümidim. Nefs ü mâl ile n’ola kılsam cihânda ictihâd Hamdülillah var gazâya sad hezârân ragbetüm Nefis ve malla cihadıma şaşılmasın; Hamdolsun, gazaya binlerce rağbetim var. Ey Mehemmed mu’cizât-ı Ahmed-i Muhtâr ile Umaram gâlib ola a’dâ-yı dîne devletüm Ey Mehmet, Seçilmiş Ahmed’in mucizeleriyle Umarım, galip gelir din düşmanlarına devletim. Avnî (Fatih Sultan Mehmet) |
Eger meyl itmese nâza güzeller Göñül aldurmaz idi ehl-i diller Dehânuñuñ beyânı muhtasardur Mutavveldür saçuñda muhtasarlar Harâmî gamzeñ ü tarrâr zülfüñ Göñül şehrinde bilmem ne ararlar Señüñ vasluñ metâı cân degermiş İşidürüz görenler şöyle dirler Dile zülfüñde gamzeñden irişür Gice içinde korhulu haberler Kalur ayakda zülfüñe uyanlar Saçuñ sevda iden başdan çıkarlar Gül-i dünyâda yokdur bûy-i rahat Hemân ‘Avnî irişür derd-i serler Bu arada yanlış hatırlamıyorsam Fatih'in Avni Divanı'nı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yayınlandı, hatta internette de olması lazım. Ayrıca Cem Sultan'ın divanına da bakmanı tavsiye ederim, çok güzel şiirleri vardır. Ben şahsi olarak ise 2. Selim'in şiirlerini çok severim. Leylî zülfün sihr-i gamzen akl u cânum aldılar Eyleyüp mecnûn beni sahrâ-yı aşka saldılar Göreli hüsn ile sen Yûsuf-cemâli gözlerüm Akl u dil çâh-ı zenehdâna düşüben kaldılar Cân u gönlüm leblerün şevkine kandil mest olup Sabr elinden şîşe-i nâmûsı yire çaldılar Leblerün cânâ şarâb imiş görinür su gibi Şevk ile atşân idüp yok yire cânum aldılar Dişlerün vasfın Selîmî vasf idelden akl u dil Baş u cânı terk idüben bahr-ı aşka taldılar. Bunlar dışında ise Şah İsmail'in şiirleri mükemmeldir hatta birinci sınıf şairdir. Yavuz veya Kanuni ile kıyaslanmaz bile bence. Aman hey erenler mürüvvet sizden Öksüzem garibem amana geldim Şu benim halime merhamet eylen Ağlayu ağlayu meydana geldim Şahın bahçesinde men garip bülbül Efkarım artmakta halim pek müşkül Koparmadım asla kokladım bir gül Kafir oldum ise imana geldim |
Şah İsmail'in hiç ama hiç hece ölçüsüyle şiiri yok. Bütün eski yazmalarda aruzla yazılmış şiirler var. Bu koşmalar falan sonradan Anadolu sahasında söylenmiş şiirler. Bu konu üzerine yazılmış bir makale de vereyim; hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/download/1281/1265 Yani evet bazı koşmalar güzel falan ama Hatai'nin değil. Zaten İsmail'in makta beyitlerinde uyguladığı formül çok karakteristik. Hiç bir koşmada öyle bir yansıması yok. |
Benim elimdeki makale de tam tersini söylüyor. Hatta şöyle diyor: Şiir nev’i Manzume adedi Beyit yekânn 11 heceli nefes (Koşma tarzı) 61 718 11 heceli gazel 5 32 8 heceli nefes (Semaî tarzı) 38 462 7 heceli nefes (İlâhî tarzı) 1 10 7 heceli mâni 10 20 Örnek: Mûsâ’ya verdiğin Tûr’un hakkiçün îsâ’ya verdiğin sûnm hakkiçün Ol şems ü kamerin nurun hakkiçün Hatâ ettim günahımı bağışla Cümle biten çiçeklerin hakkiçün On iki Ma’sûm’i pâk’in hakkiçün Sen ganîsin sende ngayrı kimsem yok Hatâ ettim günâhımı bağışla Hatâyı çağırır aman Enelhak Münkir kullanndan uzaksın uzak Sen ganîsin senden gayn kimsem yok Hatâ ettim günâhımı bağışla Sadettin Nüzhet Ergun'un Hatayi Divanı kitabından aldım bunları bu arada.http://esgici.net/006/Hatayi%20Divani%20%20%20Sadeddin%20Nuzhet%20Ergun.pdf veyahttps://archive.org/details/HatyyDivanaahsmailSafevSEdebHayatVeNefesleri Hatayi mahlasını kullanan başka Türk şairleri var Azerbaycan coğrafyasında. Osmanlı tarafında ise Hatayi kullanılmıyor. Bunlar ise Şah İsmail'e ait olan şiirler. |
Farkındaysan Nüzhet Ergun sadece bir tane yazmayı yeni yazıya çevirmiş. 60-70 tane gazel var bunda sadece bir o kadar da koşma ve Köprülü'nün kütüphanesinde diyor. Büyük ihtimalle 16. yy'dan değil yazma. Benim attığım makaleyi okursan göreceksin ki 16.yy'dan kalan yazmaların hiç birisinde hece ölçüsüyle şiir yok. Ek olarak da şunu diyeyim; Şu mesajındaki koşma bile 19.yy özelliği taşıyor Şah İsmail'in olduğu söylenen çoğu koşma gibi ve bariz İstanbullu. EK: Ayrıca Halk Edebiyatında Karacaoğlan'ın bile şiirlerinin kaçının onun olup olmadığı, kaç şiiri olduğu meçhulken şu şu koşmalar Hatai'nindir demek her şeyden bağımsız olarak çok cesaret gerektirir. 2.EK: Senin için Rıza Tevfik bu işe ne diyor diye baktım. Tekke ve Halk Edebiyatı Makaleleri, Degah Yayınları, sayfa 221'e bakarsan en büyük Halk Edebiyatın uzmanlarından birisinin benimle aynı fikirde olduğunu görebilirsin hiç Hatayi üzerine inceleme yapmamış olmasına karşın(mesela yazmaları karşılaştırmamış yüzyıllara göre). 3.EK: İsmail'in diğer ıvır zıvırı dışında 300-400 gazeli var. |
Yalnız kitabın başını okursan orada nüshalar arasındaki farklardan bahsediyor. Yani sadece bir tanesini yeni yazıya çevirmiyor. Orada da en iyi nüshanın Londra'da olduğunu, o nüshada da Rubai adı altında hece vezniyle yazılmış 10 dörtlük bulunduğunu söylüyor. Makaleyi de okudum. Orada özellikle Ergun hakkında çok kesin ifadeler yer alıyor ve sadece belli kısımları almış. Halbuki Ergun, daha sonraki kısımlarda o fikre neden vardığını bazı örneklere girerek açıklıyor. Genel itibariyle savı mantıklı dursa da kendi savını desteklemek için bazı ifadeleri seçmiş. Ha benim vardır veya yoktur diye bir iddiam yok. Nitekim halen daha tartışma konusu bir durum. O yüzden Hatayi mahlasını kullanıp o şiirleri kim yazdıysa, Şah İsmail divanındaki şiirleri seviyorum diyelim. Çünkü kimin yazdığı şu aşamada ilgi alanım değil, şiirin kendisini seviyorum. |
1. sayfa
‘‘Hiç kimse yok kimsesiz
Herkesin var bir kimsesi
Ben bugün kimsesiz kaldım
Ey kimsesizler kimsesi
Kimse aradığım yollarda
Kimsesizlik kimsem oldu
Dinsin artık hicranın cana
Kimse aradığım yollar
Kimsesiz kimselerle doldu’’
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.