Merhaba arkadaşlar , bildiğimiz üzere yer yer şehirlerimizde dondurucu soğuklar hakim.Kimimiz dışarda işi oluyor , kimimiz evde durmak istemiyor kendini sosyal ortam içerisinde görmek istiyor...Geçtiğimiz günlerde kendi yöntemlerimle bulduğum kışın kolayca ısınmanın yollarını anlatacağım size.Üstelik çokta masraflı da değil , biz fakirler için adeta günü kurtaracak büyük bir formül bu.Geçenlerde kız arkadaşımı otobüse bindirip , eve dönmeye para harcayacak paramın da kalmamasıyla mecburen şehirde turlayacaktım , üstelik 2,5 saat sonra dersim başlıyordu.Biraz etrafta aylak aylak dolaştıktan sonra civar mahallelerde , ara sokaklarda gezinmeye başladım ve merkezi yer çarşının ara sokaklarında çok güzel çay ocakları gözüme kestirdim eh tabi ki penceresinde "ÇAY 50 KURUŞ" yazısını görünce , aklımda şimşekler çaktı.Biraz daha keşif yapma uğruna dolandım ve cebimi kontrol edip kalan son 2 lira ile zamanımı geçirmenin ve hatta üşümemenin formülü kolayca şekillenmişti.
Yazının buradan sonrası biz fakirlere özel ve çok göze batmamanın taktiklerini içerecek ; Girdim çay ocağına yaklaşık 3-4 metre kare yere konulmuş 3 tane masa ve sandalyesi mevcut , hemen çayımı alıp geçtim masaya etrafı süzerken gözüme karşı duvardaki 17 inçlik lcd tv takıldı , sonra enseme gelen ısının da ufo olduğunu anladım.Dedim iyi yere gelmişim.Neyse çıkardım çalışma kağıtlarını ders çalışıyor ayağına yatmaya başladım , bu sırada kaynar çayımdan her 6,5 dakikada bir üfürük çekmeyi de ihmal etmedim.Ben orada ısnırken dışarıdan geçen üşümüş topluluğa güzel bir bakış attım :) Velhasıl 45 dakikamı orada geçirdim , en son artık adam kıllanmasın diye ve "çayın yanında tost ister misin" , "çayı tazeleyim soğumuştur" gibi baskıcı soruların altından bir şekilde kurtulmak amacıyla ve fakirliğimiz gün yüzüne de çıkmasın diye , ocak başındaki abimize "hayırlı işler" deyip çıktım...Baktım daha 1,5 saat var , oradan uzaklaşıp 40-50 metre ilerideki başka bir çay ocağına girdim.2 genç başka masada oturmuş , dedim benim gibi düşünen tek ben değilmişim...Biraz hayıflansam da benim işim günü kurtarmaktı ve soğuk havada hırlısı var hırsızı var , hasta olup yataklara düşmesi de vardı...Ben çayımı aldım geçtim bi köşeye yine , artık yandaki iki şekerlere tenezzül etmiyordum.Acele etmemek namına ve biraz da eğlence olsun diye gittim "abi çay açık olmuş biraz daha dem koyar mısın" diye rica ettim , sağolsun yenileyi verdi çayımı...Aynı yöntemle bir başka çay ocağında daha konakladıktan sonra vakit gelmişti , düştüm yollara...
Cepte kalan 2 lira ile ne sokaklarda donma tehlikesi atlattım ne de onca saat yürüyüp yorgun argın derse girip uyumayı göze aldım , mis gibi taze çay kokulu ocaklarda , şehir gürültüsünden uzak ekmeğinin peşinde sıcacık insanlara ufak da olsa katkım oldu , şimdi bi alışveriş merkezine girseniz banklara oturup 20 dakika geçsin akbaba bakışlarına maruz kalırdınız , çay ocakları bir başkadır.Bunu fakir edebiyatı yapayım diye de yazmadım , ciddi ciddi günümü geçirdim ve 2 lira ile bi kafeye girmeye cesaretiniz olmazken sokak aralarında kalmış çay ocaklarında en kralına bile masa sandalye vardır...
Okuduğunuz için teşekkürler , sizlerde bu tarz kışın dışarıda soğuktan korunmanın veya üşümeye karşın aldığınız önlem ve deneyimleri yazabilirsiniz
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Arm the Homeless -- 2 Şubat 2014; 17:03:08 >
1. sayfa
Hizmet kalitesi için çerezleri kullanabiliriz, DH'yi kullanırken depoladığımız çerezlerle ilgili veri politikamıza gözatın.
Yazının buradan sonrası biz fakirlere özel ve çok göze batmamanın taktiklerini içerecek ;
Girdim çay ocağına yaklaşık 3-4 metre kare yere konulmuş 3 tane masa ve sandalyesi mevcut , hemen çayımı alıp geçtim masaya etrafı süzerken gözüme karşı duvardaki 17 inçlik lcd tv takıldı , sonra enseme gelen ısının da ufo olduğunu anladım.Dedim iyi yere gelmişim.Neyse çıkardım çalışma kağıtlarını ders çalışıyor ayağına yatmaya başladım , bu sırada kaynar çayımdan her 6,5 dakikada bir üfürük çekmeyi de ihmal etmedim.Ben orada ısnırken dışarıdan geçen üşümüş topluluğa güzel bir bakış attım :) Velhasıl 45 dakikamı orada geçirdim , en son artık adam kıllanmasın diye ve "çayın yanında tost ister misin" , "çayı tazeleyim soğumuştur" gibi baskıcı soruların altından bir şekilde kurtulmak amacıyla ve fakirliğimiz gün yüzüne de çıkmasın diye , ocak başındaki abimize "hayırlı işler" deyip çıktım...Baktım daha 1,5 saat var , oradan uzaklaşıp 40-50 metre ilerideki başka bir çay ocağına girdim.2 genç başka masada oturmuş , dedim benim gibi düşünen tek ben değilmişim...Biraz hayıflansam da benim işim günü kurtarmaktı ve soğuk havada hırlısı var hırsızı var , hasta olup yataklara düşmesi de vardı...Ben çayımı aldım geçtim bi köşeye yine , artık yandaki iki şekerlere tenezzül etmiyordum.Acele etmemek namına ve biraz da eğlence olsun diye gittim "abi çay açık olmuş biraz daha dem koyar mısın" diye rica ettim , sağolsun yenileyi verdi çayımı...Aynı yöntemle bir başka çay ocağında daha konakladıktan sonra vakit gelmişti , düştüm yollara...
Cepte kalan 2 lira ile ne sokaklarda donma tehlikesi atlattım ne de onca saat yürüyüp yorgun argın derse girip uyumayı göze aldım , mis gibi taze çay kokulu ocaklarda , şehir gürültüsünden uzak ekmeğinin peşinde sıcacık insanlara ufak da olsa katkım oldu , şimdi bi alışveriş merkezine girseniz banklara oturup 20 dakika geçsin akbaba bakışlarına maruz kalırdınız , çay ocakları bir başkadır.Bunu fakir edebiyatı yapayım diye de yazmadım , ciddi ciddi günümü geçirdim ve 2 lira ile bi kafeye girmeye cesaretiniz olmazken sokak aralarında kalmış çay ocaklarında en kralına bile masa sandalye vardır...
Okuduğunuz için teşekkürler , sizlerde bu tarz kışın dışarıda soğuktan korunmanın veya üşümeye karşın aldığınız önlem ve deneyimleri yazabilirsiniz
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Arm the Homeless -- 2 Şubat 2014; 17:03:08 >