F Klavyenin öneminden bahsediyor. Ben Okulda da hep böyle kısa özetler çıkarırdım. |
F klavyenin tarihteki önemi ve imal tarihi anlatılıyor. |
Daktilo egitimi aldım 1 sene F klavye. Yorumum konu aşırı saçma. F klavye nin diger kalvyelerden farkı bizim dilimizin kelimelerine en yakın tuşlar bir araya getirilmiş o kadar. ingiliz olsaydık bizim için Q klavye iyi olacaktı. Kısaca sana puanım -9 |
1950'lerde Bilim ve 2010'larda da ise üfürükçülük! F klavye bizim için en iyisi... |
Ya Türk klavyesi iyi de ben yazamıyorum o klavyeyle ya ![]() ![]() |
10 parmak Q klavye, bakmadan aksamadan yazıyorum. Hiç bi kuvvet F öğrettiremez bana. |
bizde seni zorluyoruz sanki... ne kadar gereksiz bir yorum. eğer f klavyeye alışmış olsaydın q yu kullandığından daha rahat kullanıyor olacaktın. |
İkisini de seri bir şekilde kullanabiliyorum. edit |
-rte sayesinde artık okullarda bile F zorunlu yapılacağından bahsediliyordu forumda.. |
Her kuşun eti yenmez |
ne olur f klavye kullanmayı ogren tum dh olarak sana yalvarıyoruz ![]() ![]() |
evet f klavye biz Turkler için en kolay ve iyi klavyedir.q klavye batılı ülkelerin ülkemize bir dayatmasıdır. |
f klavye dandik q akar diyo hacı ![]() |
+1 |
şimdi önüne gelen q klavye uzmanıyım 10 paramak kullanırım f klavye kulanmam die hava atar ![]() |
Türk’ün hüzünlü başarısı: F Klavye
F klavye ("fe klavye" seklinde okunuyor) size ne çağrıştırıyor ? Maalesef, içine bizim de dahil olduğumuz yeni nesil için F klavye: daktilo, devlet dairesi, problem, eski ve geri kalmışlık kavramları ile aynı yerde duruyor beyin haritamızda. iste F klavyeyi "hüzünlü" yapan bu algı. Çünkü F klavye dünyadaki tüm klavye dizilişleri arasında en başarılı uygulama olmasına rağmen kendi toplumu tarafından en çok dışlanan aynı zamanda.
*isterseniz klavye tarihine bastan bir göz atalım..*
Christopher Sholes 1806'ta ticari olarak başarılı ilk daktiloyu icat ettiğinde o zamanki teknoloji çok hızlı yazmaya müsaade etmiyordu. Çünkü harflerin bulunduğu kafalar birbirine çarpmakta idi. iste harflerin alfabetik sıra ile değil de QWERTY olarak dizilmesinin bir sebebi çok kullanılan tuşların konum olarak birbirinden uzak olması, bir diğer sebebi de yazan kişiyi genel olarak olabildiğince *yavaşlatmaktı*. 1930'lu yıllara kadar bu böyle geldi. Bu yıllarda hem mekanik teknolojinin ilerlemesi hem de elektronik daktiloların icadI ile birlikte artık kafaların çarpışması sorun olmaktan çıkmıştı. Aynı zamanda hızlı yazmak da gitgide daha önemli hale gelmekteydi. Bu amaçla 1936 yılında Washington Üniversitesi’nden Dr.August Dvorak'In öncülüğünde iki aşamalı bir çalışma yapıldı. ilk olarak İngilizcede kelimelerin kullanım yoğunluğu göz önünde bulundurularak harflerin kullanım sıklığı tablosu çıkarıldı. ikinci olarak da parmakların fizyonomik özellikleri göz önünde bulundurularak tuşların yeri kolaydan zora doğru sıralandı. Ayrıca sesliler sol ele sessizler sağ ele konarak bir el kalkarken diğer elin vurması sağlandı. Ancak tüm bu ustun özelliklerine rağmen, Amerikan toplumunda yaygınlaşmış olan Q klavyenin yerini alması mümkün olmadı.
1950'li yıllarda ülkemize baktığımızda ise daktilolarda halen standart bir diziliş göremiyoruz. Daktilo hangi ülkeden ithal ediliyorsa, o ülkenin klavyesini baz alan dizilişte geliyordu. Tabii bu durum ciddi manada kaynak israfına sebep oluyordu. iste bu amaçla Sultanahmet Ticaret Lisesi'nde Daktilografi Öğretmenliği yapan ihsan SITKI Yener öncülüğünde bir ekip kuruluyor. Bu ekip Dr.August Dvorak'In çalışmalarını örnek alarak Türk Dil Kurumu'nun sözlüğündeki yaklaşık 30.000 kelimede gecen harfleri sayarak, harflerin ağırlık tablosu oluşturuyor ve bu çalışmadan elde edilen verilerle parmakların fizyolojik özellikleri birleştirilerek bugünkü F klavye ortaya çıkarılıyor.
Bakalım F klavyenin özellikleri nelerdir:
* F klavyede sık kullanacağınız harfler rahat kullandığımız parmakların altındadır.
* Sesli harfler solda, sessizler ise sağdadır. Türkçe kelimelerde sesli sessiz
harflerin birbiri ardına gelmesi özelliğinden dolayI bu yerleştirme sekli yazıcıya hayli zaman kazandırmaktadır. Bir el kalkarken bir el iner. Bu şekilde beyin-el koordinasyonu daha rahat olur.
* Temel sıra denen orta sıradaki harflerin kullanım yoğunluğu %64'tur. Yani parmaklarınızı yerinden hiç kaldırmadan kullandığınız 8 harf ile yazacaklarınızın %55'ini yazabilirsiniz. (U,T ve S'yi saymadan) Aynı şekilde üst sırasının yoğunluğu %24, basılması en zor olan alt sıranın yoğunluğu da sadece %12'dir.
* Sağ elin yoğunluğu %51, sol elin yoğunluğu da %49'dur.
*Standart Turk Klavyesi*
Ortaya konan bu çalışmalar neticesinde tasarlanan Türkçe F klavye, 20 Ekim 1955 tarihinde, önce "Bakanlıklar Arası Standardizasyon Komitesi" tarafından, sonra "Devlet Malzeme Ofisi" ve "Türk Standartları Enstitüsü" tarafından resmen kabul edilmiş; bu arada Gümrükler Kanunu'na da standarda uymayan klavyelerin ithalini yasaklayan bir madde eklenmiştir. Ve Dvorak klavyesinin Amerika'daki başarısızlığının aksine, F klavye yaygınlaşma yönü ile de dünyada esine az rastlanır bir başarı göstermiştir. Artık on parmak daktilo eğitimi veren tum okullarda F klavye Öğretilmekte, tüm devlet dairelerinde ve özel sektörde de sadece F klavye kullanılmaktadır. Ta ki 1970'li yıllarda bilgisayarlar ithal edilmeye başlanıncaya kadar. Bilenler bilir, o zamanın IBM mainframe marinalarında bırakın F klavyeyi, Türkçe karakter kullanmak bile ciddi bir sorun teşkil eder. Tabii 10 milyonlarca dolarlık bilgisayarların sadece klavyesi F değil diye ülkeye sokulmaması düşünülemez ve yasak delinir. Tabii bu şekilde bilgisayar kullanan fakat daha once daktilo ile bir ilişkisi olmamış ve F klavyenin özelliklerini bilmeyen apayrı bir jenerasyon oluşmaktadır. 90'lI yıllarda PC'lerin yaygınlaşmasında bu kitle oncu rol alacaktır ve maalesef Q klavyeyi yaygınlaştıran da yine bu kitle olacaktır. Artık bilgisayar sektöründe Q klavye yaygınlaşmış, F klavye kullanıcıları azınlık durumunda kalmışlardır. Bilgisayar ithalatının
başlamasıyla, TSE ve Gümrükler Kanunu'na, sadece mekanik, elektrikli ve elektronik daktilolar için değil, bilgisayarlar için de "TS 2117 - UDK 681.6.065" kodu ve "iki Elle Kullanılan Alfanumerik Klavyelerin Temel Düzeni" baslığı ile (bugün "F Türkçe" diye bilinen klavye olarak) tescil edilmiş bulunmaktadır. Yani Q klavyenin ithali hali hazırda Türk standartlarına uymaması nedeni ile yasaktır. Fakat acı bir şekilde bu hükümlerin uygulanması maalesef ihmal edilmektedir.
F klavye yaygınlığını gazetecilik, dizgicilik, bankacılık, katiplik gibi profesyonel alanlarda sürdürürken, okullarda evlerde ve ofislerin birçoğunda kullanım alışkanlığını kaybetmiştir.
F klavye dünya şampiyonu Türk stenograflar (Profesyonel 10 parmak klavye kullanıcıları) F klavye ile katıldıkları 1967'den beri yapılmakta olan hızlı yazma yarılmalarında 34 birincilik kazanmış ve bunların 17'sinde de rekor kırmışlardır. Bu basarının arkasında tamamen F klavyenin Türkçeye uygunluğu yatmaktadır. Hatta bir yarışmada Fransız takımının, "Türkler hızlı yazmak için özel klavye tasarlamış" diye itiraz etmeleri üzerine jüri bu durumu görüşerek "Siz de
tasarlayın" seklinde yanıt vermiştir. En son 2006'da Roma'da yapılan yarışmada Emrah Kuyumcu 70 dakikada 7 dilde 26.834 karakter yazarak yeni bir rekora imza atmış ve dünya şampiyonu olmuştur. Bu rekorda dikkatimizi çeken bir husus da sudur ki sadece Türkçe yazmada değil, F klavye kullanarak 7 dilde yazmada rekor kırmıştır. Yani F klavye sadece Türkçe yazmada değil, tüm batı dillerinde avantaj sağlamaktadır.
* F ve Q klavye ile ilgili bazI Mit'ler .. *
* F klavye eski bir klavyedir.
Bilakis F klavye Q klavyeden tam olarak 95 sene sonra icad edilmistir ve en gelişmiş klavye düzenidir.
* Q klavye dunya standardI bir klavyedir.
Tüm Avrupa ülkelerinin kendi klavye düzenleri vardır. Hata Amerika'da dahi profesyonel sekreterler, zabıt katipleri "Dvorak" klavye kullanmaktadır ve birçok kütüphane ve üniversitede de standart olarak Dvorak klavye bulunmaktadır.
* İngilizce yazmak için Q klavye daha uygundur.
Tam aksine Q klavye yazma hızımızı yavaşlatmak için oluşturulmuştur. Oysa F klavye İngilizce hızlı yazım klavyesi olan "Dvorak" klavyenin prensiplerine göre icat edildiğinden (mesela seslilerin sol elde sessizlerin sağ elde toplanması gibi) İngilizce yazmada da Q klavye'ye göre daha avantajlıdır. En son Emrah Kuyumcunun 7 dilde yazmada kırdığı rekor bunu teyit etmektedir.
* Bir kere Q klavyeye alıştım artık dönemem.
Tecrübe ile sabittir ki yoğun olarak yazI yazan birinin Q klavyeden F klavyeye geçtikten sonra F klavye ile yazma hızının Q klavye ile yazma hızını geçmesi sadece 3 gün sürmektedir.
* Q klavye ile de on parmak yazmak mümkündür.
Evet Q klavye ile de bakmadan on parmak yazılabilir ancak bu iki parmakla Q klavye kullanmaya göre ciddi bir avantaj sağlamamaktadır. Çünkü çok kullanılan harfler zor erişilen yerlerdedir. Ve orantısız bir şekilde harfler en zor kullandığımız serce parmaklarımızın altına denk gelmektedir. Örneğin Türkçede en az kullanılan j harfi Q klavyede en rahat kullanılan sağ işaret parmağının altına denk gelmektedir ki, bu da sağ işaret parmağımızı atıl olarak beklettiğimiz
anlamına gelir.
Cevapla Alıntı ile Cevapla
Compushop - Online Alışveriş Siteniz
12-07-2008 22:16
#2
rAsTer
Administrator
Üyelik tarihi
Oct 2005
Bulunduğu yer
istanbul
Mesajlar
7.107
Tecrübe Puanı
10
F Tipi Klavye
Türkiye, daktilo tuşları sıralamasında ölçünlü (standart) olarak kabul ettiği F klavyeyi 1955 (20 Ekim 1955) yılında seçmişti. Türkiye'deki tüm daktilo makinelerinin ulusal klavyeye dönüştürülmesi, 1963 yılında Gümrükler yasasına eklenmesi ve 1974 yılında Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından zorunlu standart olarak kabul edilmesiyle kesinleşmiştir. TSE'nin 1978-79'daki düzenlemeleri bilgisayarları da içine alacak niteliktedir. Klavyedeki tuş sayısı ne olursa olsun, şekildeki Türk abecesi harflerinin ve rakamlarının yerleri değiştirilemez. Diğer tuşların yerleri ve üzerindeki bilgiler önceden belirtilmek ve şekildeki yerleştirime uygun olmak kaydıyla düzenlenebilir.
Yirmi beş yıllık bir mücadelenin sonunda kendisine inananların da yardımı ile o günlerde "klavye devrimi" olarak anılan bu ölçünü gerçekleştiren İhsan Sıtkı Yener, yabancı uzmanların da bulunduğu bir komisyon çalışmasıyla Türkçede kullanılmakta olan 29.934 sözcük içinde hangi harften kaçar adet bulunduğunu saptadıktan sonra, parmakların güçleri ve hareket özelliklerini de esas alarak harfleri parmaklara yerleştirmiştir.
Ellerin kullanım yüzdesi de hesaba katılarak yapılan klavyede sol el yaklaşık %49, sağ elde %51 oranında kullanılacak biçimde harfler yerleştirilmiştir. Türkçenin sesçil (fonetik) özelliğine uygunluk açısından sesli harfler sol elde toplanmıştır. 1956'dan itibaren uluslararası daktilografi yarışmalarında Türkiye 28 defa dünya birincisi olmuş ve 14'ünde de dünya rekorunu kırmıştır.
Bu aslında daktilo (yazı makinesi) kültürünün yerelleştiğinin açık bir kanıtıydı. Çünkü daha önceleri piyasada bulunan yazı makinelerinin çoğunluğu Fransız piyasası için üretilen A-klavye tuş düzenine (AZERTY) sahipti. Ama bu düzen Türkçede kullanılan sesli ve sessiz harflerin sıklığıyla uyumsuz olduğundan, Türkçe yazarken zorluk çıkarıyordu. O günlerde oluşturulan bir kurul, Türkçe'ye çok daha uyumlu olan F klavye düzenini benimsedi ve yıllardır da herkes buna alışmıştı. Peki, ne oldu da, yine bir başka Batı dili olan İngilizce'yi temel alan Q klavye benimsenmeye başlandı?
Kültürümüz bir Batılı öğe ile karşılaştığında, olduğu düşünülen tutucu yapısını kolaylıkla terk edebiliyor. Örneğin, kimse sokaklara dökülüp klavyemi isterim diye gösteri yapmıyor. Ama radyomu isterim diye arabalarına siyah kurdeleleri hemen takabiliyorlar.
Q klavyede Türkçe harflere bulunan çözüm ise içler acısı. Bu da bizi ikinci kültürel özelliğimizle baş başa bırakıyor. Bulunan çözümler hem derme çatma, hem de uzun vadeli hiçbir düşünce kırıntısı içermiyor. Örneğin Q klavyede Türkçe harfler için bulunan çözüm, klavyenin sol tarafındaki bir dizi noktalama işaretinin yerini oynatmaktan ibaret. Yani "ğ", "ş", "ç" gibi harfler gidiyor, bir noktalama işaretinin yerine yerleşiveriyorlar. Kesin olan, bu yerleşimlerde herhangi bir ergonomik (işbilimsel) kaygının olmadığı, çünkü harfler kullanım sıklığına göre değil, erken gelen oraya oturur mantığıyla yerleştirilmiş.
Hele bizim "i"nin başına gelenler pişmiş tavuğun başına gelmemiştir, İngilizce'de büyük I diye bir harf olmadığından bu harfin küçüğü "i", büyüğü ise "I" olur. Oysa bizim uyarlamamızda, Amerikan klavyesindeki "i" harfi, bizde "ı" ve "I" oluveriyor, "i" ve "İ" ise ilişkisiz bir noktalama tuşunun üstüne konduruluveriyor.
Gazetelerdeki daktilo ve bilgisayar kursları incelendiğinde, bu kursların bilgisayar kullanılarak verildiği ve Q klavye ile on parmak öğretildiği görülüyor. Türkiye'de satılan bilgisayarların ezici çoğunluğu Amerikan Q klavyesi (yani sol üstteki tuşların sırası QWERTY olan tuş düzeni) ile birlikte satılıyor. Buna eklenen Türkçe harflerle bilgisayarlar Q Türkçe klavye adıyla sunuluyor. Bizim kırk üç yıldır kullandığımız F klavyenin ise (FGĞIOD olan tuş düzeni) artık esamisi bile okunmuyor. F klavye ile satılan tek bilgisayar, pazar payı %2'yi bile geçmeyen Macintosh, Windows'ta ise F klavye ancak özel istekle alınabiliyor.
Microsoft Türkiye'den verilen bilgiye göre, 1993'den bu yana tüm sürümlerinde Türkçe F klavye desteği bulunmakta olup bu konuda çarpıcı bazı gözlemleri de var. Yazı makinesi kullanıcı kökeninden gelen, kırk beş yaşını aşmış kullanıcılar ve kamu kuruluşları, yeni bilgisayar alır ya da kullanırken F klavyeyi seçiyorlar. Gençlik kesimi ve özel kesim ise, seçimini Q klavye yönünde yapıyor. Bir önemli not da, bildiğimiz ölçüde, Türk Standartlar Enstitüsü'nün de, ölçünlü olarak F klavyeyi kabul etmesi.
"Neden F klavye olmalı!" diyenlerin gerekçelerini, izleyen satırlar güzel Özetliyor:
"Türkçe için en uygun klavye biçimi. En çok kullanılan a,e,i,u gibi ünlü harflere hemen ulaşılır. Bunun dışında genel olarak klavyenin sol tarafında ünlü harfler, sağ tarafında ünsüz harfler bulunur. Böylece yazımda olağanüstü bir hız ve rahatlık sağlanır.
Türkçede genel olarak sesli ve sessiz harfler / tümce içinde hemen hemen eşit sayıda bulunduğu için, klavye bu harfleri her iki ele de eşit miktarda dağıtır. Bu işbölümü sayesinde yorulmak nedir bilmeden saatlerce tıkır tıkır yazılabilir.
Q klavye İngilizce için tasarlandığından bu kolaylıkların hiçbirine sahip değildir. Bu yüzden el, Türkçe harflerde hem F klavye hızına yetişemez hem de herhangi bir ele fazla yüklenme olduğu için çabuk yorulur"
Serçe ve yüzük parmakları elimizin en işlevsiz parmakları olmasına karşın, Türkçe'de en fazla kullanılan harflerden biri olan "a" Q klavyede sol serçe parmağına denk gelir. Yine Q klavye için; Türkçe'de en az kullanılan harflerden biri olan "j" elin en etkin parmağı olan sağ işaret parmağına denk gelmektedir. Bunun gibi birçok elverişsizlik sayılabilir. Türkçe'de birçok sözcük Q klavye için en edilgen parmaklara dağılır. Bu yüzden Q klavyede on parmak Türkçe harf girmek deveye hendek atlatmaya benzer.
Q klavye kullanılmasını savunanlar ise bunu şöyle açıklıyorlar:
Uluslararası yaygın kullanıma sahip, dünya çapında ölçünleşmiş, ortak klavye biçimi. Yazı makinesi ve bilgisayarın dışındaki diğer yem uygulama (teknoloji) ürünleri ile de uyumlu. Gideceğiniz ülkeye göre yabancılık çekmeden kolayca kullanabileceğiniz, yeni teknoloji kullanımının olmazsa olmazı. Her yenilik çıktığında, hemen kullanabilmenizi sağlayan, farklı bir dil desteğini içeren sürümünün çıkmasını beklemenize gerek bırakmayan, yazım ön koşulu. Bir de doğal olarak halkımızın yeniliğe açık olmasının ve yeni uygulamaları hemen kullanma isteğinin doğal sonucu. Bu konuda, Orhan Tekelioğlu'nun yorumu bir harika: "Kültürümüz bir Batılı öğe ile karşılaştığında, olduğu düşünülen tutucu yapısını kolaylıkla terk edebiliyor" diyor.
Bir de 3. grup var bu konuda. Klavye, düşünceleri bilgisayara aktarmakta bir araçtır. "Önemli olan en kolay hangisi kullanılabiliyorsa, kullanıcı kendine göre birisini seçsin" diyen, her zamanki farklı yorumlarıyla dikkati çeken Hıncal Uluç, Sabah'ın köşe yazılarında bu konuya sıkça değinmektedir. Konu üzerinde yorumlarına sıkça rastladığımız, gazeteci Yurtsan Atakan da, farklı bir bakış açısı sunuyor bize: "Sorun, tüm Internet ve bilişim sektöründe Türkçe kullanım sorunudur. F ve Q klavye bu sorunun bir parçası sadece, Türkçe harflerin uluslararası ölçütlere zamanında girmemesi nedeniyle internette özellikle e-postada şu anda büyük sorunlar yaşanıyor. Harf bozulmalarına karşı, Türkçe harfler yerine aksan karşılıklarını kullanıyorlar. Bu da dil için bir tehdit. Önümüzdeki yıllarda klavye önemini yitirecek. Özellikle Microsoft'un yeni işletim dizgesi, el yazısı harflerini tanıman sesle komuta etmesine rağmen Türkçe'yi desteklemiyor."
Bu olayın en alaylı tarafı, Türkçe'nin bugünkü halini tartışanların İngilizce'nin Türkçe sözcükleri etkilemesinden, giderek bazı sözcüklere el koymasından dertlenenlerin, klavyedeki bu garabeti "klavye miyobu" oldukları için olsa gerek, hiç fark etmemeleridir. (Hürriyet Gazete Pazar, 4.4.1999, Orhan Tekelioğlu)
Bilgisayar Türkçesi İstemiyoruz F Klavyemi Geri Ver
Önce F klavyemize göz diktiler. Birkaç cent daha fazla kâr etmek için, İngilizce Q klavye üzerinde ufak tefek değişiklikler yaparak uyduruk bir klavye dizilişi yarattılar. Adına Türkçe Q klavye dediler ve tüketicinin bilgisizliğinden yararlanarak pazarladılar. Sonuçta uyduruk Türkçe Q klavye her yanı sardı, gerçek Türkçe F klavyenin yerine neredeyse standart oldu. Sonra İnternet'te yazışırken yepyeni bir sorunla karşılaştık. E-posta mesajlarında Türkçeye özel karakterlerin yerinde garip işaretler görmeye başladık. Bazı kullanıcılar bu sorundan kaçmak için Türkçe karakterlerin yerine aksak karşılıklarını, örneğin "ı" yerine "i", "ğ" yerine "g", "ş" yerine "s" kullanarak yazışmaya başladılar. Şimdi yepyeni teknolojiler var kapımızda.
Klavyeler yavaş yavaş çıkmaya başlayacak sıradan insanların hayatından. El yazısını tanıyan, söylenenleri anlayan bilgisayarlar çıkacak. İlk örnekleri görülmeye başladı bile. Tablet bilgisayarlar ve kimi avuç içi bilgisayarlar ekranlarına yazılan el yazısını tanıyorlar artık.
Tüketicini bilinçsizliği ve devletin duyarsızlığıyla Türkçe büyük bir tehdit altında. Zamanında üç kuruş araştırma, geliştirme yatırımı yapmamak için uyduruk Q klavyeyi piyasaya itekleyen bilişim ithalatçıları şimdi de Türkçe el yazısını tanımayan bilgisayarları ithal edip satıyorlar. Bu vurdumduymazlık bilinçsiz tüketicinin Q klavyeye alışıp gerçek Türkçe F klavyeyi kenara attığı gibi, Türkçe karakterler yerine aksak karşılıklarını kullanmaya alışıp Türkçe abeceyi mezara gömmesine yol açacak.
Milli Eğitim bakanı Hüseyin Çelik, 2002 yılında yayımladığı "F klavye genelgesinin göstermelik bir genelge olduğu kuşkusunu doğuran bir uygulamaya imza attı. Hatırlanacağı gibi bir yıl kadar önce Emre Kongar, Emre Aköz ve Doğan Hızlan ile birlikte, daha birçok yazarın da desteği ile uyduruk Türkçe "Q" klavyeye karşı bir kampanya başlatılmıştı. Hıncal Uluç dışında medyanın her kesiminden büyük destek gören Türkçe F klavyeye Milli Eğitim Bakam Hüseyin Çelik de sahip çıkmış ve Milli Eğitim Bakanlığı bir genelge yayımlayarak Türkçe F klavyenin Bakanlıkça standart kabul edildiğini, okullarda ve eğitimde yalnızca Türkçe F klavye kullanılacağım açıklamıştı. Genelgenin üzerinden henüz bir yıl dahi geçmemesine karşın, Milli Eğitim Bakanlığı'nın Intel ile birlikte yürüttüğü dev bir eğitim projesinde Türk standart'ı F klavyenin değil, uyduruk Q klavyenin kullanıldığı anlaşıldı.
Türkiye'de elli bin öğretmenin bilgisayar eğitimi almasını ve bu sayede bilgisayarlardan eğitim aracı olarak en iyi şekilde yararlanabilmesini amaçlayan bu önemli projede, Bakanlığın kullanılacak donanıma gerekli önemi vermediği hayretle karşılanmıştır. Sonradan bundan haberdar olan Bakan Hüseyin Çelik, klavyelerin yazılım güncellemesiyle değiştirilebileceğini söyledi ama klavyelerin yapısal olarak değiştirilip değiştirilmeyeceği konusunda bilgi vermedi.
Kaynak:
"Çırpınış", Dr. Nidai Sulhi Atmaca, Toroslu Kitaplığı yayınları, Kasım 2004, İstanbul, syf. 365-369
Yardımcı Kaynak:
Dinç, İsmail., "F Klavye ve Eğitimi Üzerine",http://www.t-infection.com/f-klavye-ve-egitimi-uzerine-bir-roportaj/ , 22 Temmuz 2007
ALINTIDIR