arkadaşlar. said nursinin tabiat risalesi adlı eserini okuyan 2 kere 2 dört eder derecesinde evrimin olmadığana kani olacaktır. inanacaktır. şüphesi olanların da şüpheleri izale olacaktır. |
Allah senden razı olsun kardeşlik.4 yıldır evrimle ilgilenirim Harun yahyanın eserlerinden hiç haberim olmamıştı. |
Peki siz tıp fakültesinde tabiat risalesi okutun bakalım o öğrencilere ne oluyor. |
Sen o videoda o gelişimin 1dakikada olduğunu sanıyorsan yazık sana. http://www.youtube.com/watch?v=EpXhsSnuA3I aaa saçmalığa bak çocuk 1 dakikada büyüdü :D hiç hücre ile çocuk benziyor mu birbirine? |
www.evrimianlamak.org Önce doğru bilgiyi doğru kaynaklardan öğrenelim sonra tartisiriz. ![]() |
Ya arkadaşlar bana "Kuran'a inanmıyorum ayet yazma" diyorsunuz.Size göre ayetler inandırıcılığı olmayabilir(Bana görede darwin inandırıcı değil!). Zorlayacak değilim ama benim inancıma göre beni ve tüm evreni yaratan asırlar önce bunu demiş.Ben Allah'ın kitabında söylediklerine inanırım karşı gelmem. Nasılki siz darwin'in dediğine inanıp onun çizgisinden çıkamıyorsunuz, bende Rabbimin söylediklerini yalanlayamam. Şunu söyleyin bana; 1071'de Anadolu'nun kapılarını açan atalarımızdan bugün neyimiz farklı? 1000 yılda küçükte olsa bi değişim yaşamamışmıyız?Onların kuyrukları vardıda bizim yokmu oldu? Benim gözümde evrim sadece bir teoridir, referans noktam Kuran'ı Kerim'dir.Yaratıcım; ilk insan olan Hz.Ademide insan sıfatında yarattı, benide Bilim çağı, ayet eskidi diyorsunuz.Görmüyormusunuz 1400 yıl önce söylenenler bugün bir bir gerçekleşiyor |
Bilim sistemlerin(fotosentezin,vb) çalışma mekanizmalarını açıklar, kim tasarladı sorusunun cevabını aramaz. O yüzden "insanları tanrı yarattı" cümlesi bilimsel değildir, çünkü bilim kimin yarattığıyla değil, tabiri caizse nasıl yarattığını çözmeye çalışır. Evrim teorisi'de bu şekilde, tanrının varlığını işin içine karıştırmadan varoluşu bilimsel metodlarla açıklamaya çalışır. Ayrıca bilim, bilimsel metodlarla ispatlanmamış olguları kabul etmez, tanrıyı kabul etmemesinin nedeni de budur. Tanrının varlığı bilimsel metodlarla kanıtlanamaz. O yüzden bir biliminsanı, sistemi açıklarken "Tanrı böyle yarattı" şeklinde bir açıklama yapamaz, yaparsa bunun bilimsel görüş olarak değil, kişisel görüş olarak sunar. Umarım anlatabilmişimdir yanılgıya düştüğünüz noktayı.
|
Üzerine kurduğun hayat bu kadar değersiz değil , bence önkabullenmeleri terk edip yeniden yapilanmaya git. Sormaktan ve sorgulamaktan korkma , seni bundan korkutanlar senden korksun. Evrim teorisini ciddi olarak araştirmani tavsiye ediyorum , bizde birleşmiş bir kromozom var , bizde 20 yaş dişi var ve bizde daha birçok evrimsel kalinti tabiri caizse tasarim hatasi var. Bir tasarimsak bile sabit değişmeyen bir tasarim değiliz ve birçok evrimsel delil içermekteyiz. Bunlari görmezden gelmek sana hiçbirşey kazandirmaz , görmekse belki bişeyler kazandirabilir. Bence kaçma ve araştir , üzerine git. Tabi bu benim tavsiyem . |
@ncrdbl bu mesajınızı daha öncede yazmışsınız okumuştum. Bilim kim tasarladı sorusunu araştırmadan neden çalışma prensibini açıklama ihtiyacı duyuyor.Neden Tanrı kavramını kabul etmiyor?Araştırdığı maddeye sadece maddi açıdan bakılıyor."Bir patlama sonucu tesadüf eseri olmuştur bu kadar?" demek yeterli değildir.Bunu bir yaratan vardır.Bu kadar karmaşık bir yapıyı bir yaratan olmalı.Yine 1400 yıl önce müjdeleniyor bu; Göklerin ve yerin mülkü O’nundur; çocuk edinmemiştir. O’na mülkünde ortak yoktur, her şeyi yaratmış, ona bir düzen vermiş, onu belli bir ölçüyle takdir etmiştir. (25 Furkan Suresi, 2) Evren büyük bir patlama sonucunda yaratılmıştır. Fakat bu patlama gözlemlenen tüm patlamalardan ayrı bir özelliğe sahiptir. Big Bang’in sonucunda düzensizlik değil evrenin her noktasında bir düzen ortaya çıkmıştır. Evrim teorisini kabullenince hayatım nasıl değerlenecek.Kabullenmeyenlerin hayatı neden değersiz? İnsan sudan bir solucan olarak çıkmadı.İlk insanda bizim gibiydi ama DNA'sı farklı diziliydi.Bizden farklı görünüşü ve boy-en farkı vardır.Değişik özellikleri sıralanabilir.Bunları evrim olarak nitelendiremeyiz ki evrim temelinin hayvandan geldiğini iddia eder. Bu arada Ayetlere inanmıyorum diyosunuz ya şu sayfaya bir göz atın; Tamamını okumasanızda olur.Kırmızı başlık ve altındaki yeşil Ayetleri okumanız yeterli.Ayetler güncelliğini koruyor ve hergün ilerleyip bişeyler bulduğunu sanan bilim 1400 yıl önce açıklandığını bilse ne yapardı? http://www.sevde.de/KuranBilim/kuran_ve_bilim.htm |
Bilimsel yazalım o zaman; evrim mutasyon sonucu değişim gösteren DNA'nın yeni bir bilgi ortaya çıkarmasına dayanır, fakat mutasyonun kendiliğinden yeni bir bilgi ortaya çıkardığı görülmemiştir. Akla mantığa da aykırı. Yani mesela sigara içince akciğer hücreleri mutasyona uğrar, bu mutasyon zamanla kansere yol açar ve ÖLDÜRÜR. Milyonlarca kanser vakasında bir tane olumlu mutasyon yok. Yani istersen milyon yıl sigara içittir insanlara, akciğer'in tesadüfen yeni bir özellik kazanma ihtimali yok. Çernobil faciasında mutasyon sonuçlarını ele al mesela, simetrik olmayan düzensiz vucut kusurları ortaya çıkarır. Tüm canlıların vücudu altın orana göre dizayn edilmiştir, görene, bakar kör olmayalım... Şartlar: Yeni bir bilgi açığa çıkaran bir mutasyon olacak, tesadüfen canlının işine yarayan bir mutasyon olacak, tesadüfen şimdiye kadar bu şartları yerine getiren tüm mutasyonlar da simetrik, hatta altın orana uyan vucut yapılarına, uzuvlara dönüşecek? Bu bana biraz uçuk bir fantazi gibi geliyor. |
Adamım var faydalı mutasyon. Olmaz olur mu ? |
Kuran bilim kıtabi değildir, kutsal ayetlerden ampülün tasfirine falan ulaşmaya çalışmak Kuran'a hakarettir. Kuran sana iman et diye gönderilmiş, teknoloji kitabi değildir. Tabii ki allah her şeyi bilir, ufak kelimeler çok şey anlatır ama fazla ileri götürüp ampülü anlatıyor dersen olmaz. Kuran anlatacağı şeyi anlatır, o sırada geçen bazı kelimeler gelecekten haber veriyor olabilir. "Demiri yerin altına indirdik gibi" mesela. Suyunu da çıkartmamak gerekir, sen kitabın ne anlattığına kafa yor, gelecekten ne haber veriyor kısmıyla uğraşma, yanlışa düşersin. |
Nerde var? Tesadüfen oluşan yeni bir bilgi yok. Bilgisayarda program yazmak başka, bilgisayarın durduk yere kendi kendine yeni windows sürümü hazırlaması başka birşey. |
Mutasyonlar rastgele olur. Bu yüzden faydalı da olabilir. ![]() |
Lenski evrim deneyini araştır ![]() |
Verelim sana radyasyonu o zaman, evrim geçirirsin işte? Faydalı olmuyor malesef. Her gen resmen karakteristik bir özellik gibi önceden kodlanmıştır. Sen yeni bir yen yezıp yeni bir meyve üretebilir misin? Yapamazsın, çünkü ortaya anti simetrik saçma sapan ölü birşey çıkar, genler de bir sanat vardır. Her canlının bir kodu var, ancak o kodları kullanarak oynama yapabilirsin. |
Sen bu mutasyon olayını X-men gibi sanıyorsun sanırım. Sanki gözünle mutasyona şahit olmuşsun gibi konuşuyorsun. Her genin önceden tasarlandığını bana nasıl kanıtlayabilirsin ? Ben yeni bir meyve üretemem ama milyonlarca yıl daha yaşarsak (bu pek mümkün görünmüyor) yepyeni meyvelerin ortaya çıktığını görebiliriz. Bak altta verdiğim linkte adam bakteriler üzerinde göstermiş bunu. Bu arada :http://forum.donanimhaber.com/m_31171663/tm.htm Lenski'nin deneyine buradan bakabilirsin. |
Tartışma alevleniyor. Farklı bir pencere açalım; Tüm evrende yer alan elementlerin temeli teorik olarak Hidrojendir. Tüm elementler de kaynaşma sonucunda oluşmuştur. Bir tek elementten (onun ilk oluşumunu bilmiyoruz ama... Bu da bir kusur) 100 küsür element oluşmuş. Sonra da bu elementler değişik oranlarda biraraya gelerek bileşikleri oluşturmuş. Buraya kadar bir sorun var mı ? Aynı elementler nasıl olup da farklı bileşikleri oluşturmuş ? (Teorik olarak mümkün. Ancak şartları meydana getirmek oldukça zor. Gerekli şartları sağladığınızda ise ortaya çıkan ürün aynı olur. Farklı bileşikler meydana getirmek imkansızdır.) Özellikle canlı vücudunu meydana getiren organik bileşiklerin hepsinin ana zincirini karbon elementi oluşturur. Karbon aynı zamanda petrol, kömür, elmas gibi madenlerin de temel elementidir. Organik kimyacıların bildiği en önemli şey; Teorik olarak sentezlenebilecek moleküllerin sayısının sonsuz olabileceğidir. Ancak basit gibi görünen bir molekülü dahi sentezlemek bazen yıllar alabilir. 1 tek bağı kırıp, diğer moleküle bağlamak aylarınızı alabilir. Bu durumdan haberdar olan birine "bağı ordan kırarız, bir metil bağlarız, sonra hidrojenlerdenb irini koparırız ... türü yaklaşımlar ancak komik gelebilir. Dilin kemiği yok, sözle neler neler sentezleriz... Ancak iş pratiğe dökmeye gelince iş hiç de göründüğü gibi değildir. Aynı kapalı formüle sahip onlarca farklı bileşik olabilir. Birisi zehirken, diğeri ilaç olabilir. Hatta ayna görüntüsü aynı olup farklı kimyasal özelliğe sahip bileşikler bile var. Daha ilginci alotroplardır. Aynı elementten oluşmuşlardır. Reaksiyona girdiklerinde aynı ürünü verirler ancak farklı maddelerdir. Oksijen ile ozon veya grafit ile elmas gibi... Buradan hareketle, bir molekülün meydana gelmesinin bile ne kadar sancılı olduğunu bilen insanlar, milyonlarca bileşiğin "kendiliğinden" meydana geldiğini ve "canlandığını" söyleyenlere sadece güler geçerler. Eğer evrim varsa bile bunun mekanizmasının kendiliğinden veya tesadüfen yürüyemeyeceğini söylüyorum. Bu arada tüm canlıların topraktan geldiğini ve tümünün organizmasının toprak ve sudan oluştuğunu söylersek, bu hepsinin ortak bir atadan gelme ihtimalini mümkün kılabilir. Ancak bence yine de mekanizma böyle olamaz. Türler değişim geçirirken, onunla beslenen veya onun tarafından beslenen diğer türler ve dolayısıyla tüm türler durumdan etkilenirlerdi. Ayrıca bugün tüm canlıların % 90 ı mıydı neydi tükenmiş diyorlar. Peki tek bir canlıdan 20 milyon tür ne zaman oluştu? 20 milyon tür / 5 milyar yıl = 0,004 tür / yıl olur. Bu da demek ki her yıl 0,004 tür oluşmuş. Yani her 250 yılda bir yeni türün oluşması gerekir. O da bugüne kadarki sürede. Yazının bulunması 5000 yıl... zamandan bugüne pek bir değişiklik olmadığını kesin biliyoruz. Oturun düşünün. |
Evrim mekanizmasının kendiliğinden olmayacağını söylüyorsun güzel. İddalarını bilimsel yöntemlerle ispat et tamam diyelim. Ayrıca türleşme hızı konusunda yılı saate böelrek bir yere varamzsınız. Niş yapılanması, populasyon genetiğini, populasyon içine dışına göçleri hesaplamanız gererkir. Eğer sudan karaya geçiş yapan bir canlı, kara ortamında hiçbir canlı yoksa rekabeti, besin bulması, su ihtiyacı gibi şeylerin az olması ve ortamda canlının bulunmaması onu hızlıca çoğalmaya iter. Bunun sonucunda yeni türlerin oluşması kaçınılmaz olur. Niş yapılanması vepopulasyon genetiğini iyice araştırmanızı öneririm ![]() |
Şimdi siz populer konular adlı yeni özellikten bu konuyu bulduğunuz için buradaki tartışmaları pek bilmiyorsunuz. Burada evrimi savunan hiç bir insan Harun Yahya adlı deli raporplu tecavüzcü sapığı ve onun çeviri ekibinin yaptığı çevirileri dikkate almaz. Zira daha öncede defalarca nasıl bilgileri çarpıttığı ve cahil olduğu ortaya çıktı.
ama eğer yadıkları size ciddi ve yeterli geliyorsa, birde iddialarına cevap veren şu kitaba göz atın:
"Harun Yahya Safsatası ve Evrim Gerçeği"