|
X265 encoder'dir. Yani lisanssız kullanılabilen yeniden kodlayıcıdır. Daha anlaşılır ifadesi ile h265 ana kodlayıcıdır ve h265 özellikli cihazlarda lisanslı olarak kullanılması gerekmektedir. Hasılı; sizin tv x265'i çözüyorsa, h265'i de çözebilir. Dikkat; çözer demiyorum, "çözebilir" ... Deneyip görmek lazım. |
Dab Plus frekansları için bütün dünyada VHF-III bandı kullanılmaktadır. Çünkü bu band, dab plus için standartlaştırılmıştır. Yani üretilen dab plus alıcı tuner'leri de ancak VHF-III ( 174 - 202 Mhz arası ) frekans sahasını kullanabilir. Kanal sayısı veri yoğunluğuna değişebilir. Teoride çok sayıda kanal yayın yapabilse de, pratikte ortalama 300 radyo kanalı diyebiliriz.( 300 radyo kanalı yalnızca benim öngörümdür. Altı veya çok üzeri kanal sayılarına ulaşmak mümkün olabilir. ) Dab Plus 'ta yer istasyonlarının, arazide boşluk bırakmayacak şekilde, çok iyi konumlandırılması gerekmektedir. Dab plus, düz arazilerde verimli bir şekilde kullanılabilirken, engebeli arazide yayın iletimi sıkıntılıdır. Özellikle araçla hareket halindeyken, kesintilerle karşılaşılmaktadır. Dab plus'un, yol ve trafik durumundan tutun da, hava durumuna varıncaya kadar, elbette ki getireceği bir çok avantajı vardır. Ancak günümüzde anlık veriler diğer iletim kanallarından da elde edilebilmektedir. ( İnternet üzerinden vs. ) Hasılı; altyapı yatırımlarının pahalı ve zahmetli olması nedeniyle, dab plus'un giderek popülerliği düşüyor, bana göre... Şehirler arası yollar hariç kent merkezlerine kurulabilir yine de... En azından radyo kanalı açmak isteyen kuruluşlar, yetersiz frekans sayısı engeline takılmadan, kanalları açabilir, diye değerlendirmekteyim. |
Engebeli arazi yapısından dolayı, dmr Türkiye için pek uygun değil, bana göre... Dmr daha geri bir teknoloji, dab plus'a göre... |
Gsm şebekeleri de dahil olmak üzere, kamu yayıncılığında kullanılan band'lar bütün dünya ülkeleri için kısıt zaten. Yani yalnızca bizim değil, bütün ülkelerin sorunudur. Bu konu başlığında geçmiş mesajlarımdan birkaçına, frekans spektrumunu gösteren resim eklemiştim. Frekans spekrumuna göz atabilirseniz, yayın ve haberleşme dışında kalan band'ları görebilirsiniz. Pc başında değilim, şimdi ekleyemiyorum. Hasılı; yayıncılıkta kullanılmayan band'ları kullanmaya karar verdiğiniz zaman, O band'larda kullandıklarınızı feda etmek durumundasınız. |
Kim nereden, ne şekilde yer açıyorsa açsın, mutlak suretle frekans spektrumunda bir sahayı işgal etmek durumundadır. Kullanılan bir band, başka bir modülasyon biçimi ile kullanılırsa ( yani işgal edilirse ), mevcut kullanılanı baskılar. Baskılayınca, kullanılan kullanılamaz hale gelir. Sonrasına, güvenlik makamları müdahale eder zaten. |
Ben hiç bir zaman forumlara yanlış bilgi vermedim. Senin gibi her forumda farklı nick kullanmıyorum. Birde 2 ay önce ortaya taşı ben attım diye, kendi karakterini kendi kendine yerlere vurdun ya !!! Nasıl düşünemedin böyle bir şeyi. Kendi kendini yerlere vurdun. Daha ne diyeyim. Kendi kendini yiyip bitiriyorsun. Bizde yalan dolan işler olmaz. |
************** ************** Gece bu saatte teyit için arayamam. Yarın cumadan sonra ulaşabilirsem öğrenmeye çalışırım. Yalnız test yayın olduğunu belirten kişiye neden sormuyorsunuz da bana soruyorsunuz onu anlamadım ? Paylaşımı yapana direkt sorsanız daha kolay olmaz mı? Kanıt olarak resim ve video soruyordu ya !!! Buyursun işte paylaştığı verilere resim ve video ekleyerek foruma sunsun. Siz de bilgileri birinci elden beklemeden almış olursunuz. |
Boşuna tartışma gereği yok ilk mesaj 6 Kasım 2010 önümüzdeki yıl yayına başlansa 12 yılda tamamlanmış bir sistem olur. |
Mesajınıza; "tamamlanamamış sistem = yarım kalmış sistem" gibi bir anlam yüklemişsiniz. Oysa ülkemiz için dvb-t2 hiç başlamadı ki, tamamlanamamış olsun !? Neden başlamadı ? Yasal ve idari altyapı eksik olduğu için başlamadı. Yasal ve idari altyapıdaki eksiklik neydi ? Dvb-t2 önce rtük'ün görev kapsamı içine alındı. Ardından dvb-t2 için Anten A.Ş. kuruldu. Ardından bazı tv kuruluşlarının yapılan sıralama ihalesinin iptali için anayasa mahkemesine giderek iptal ettirdi. İptalden sonra Anten A.Ş. ortakları bir araya gelip te, dvb-t2 yayınları başlatmakta isteksiz kaldılar. Ardından süreç iyice kangrene dönünce, meclisten yeni bir düzenleme geçirildi ve dvb-t2 altyapı yatırımlarının, ulaştırma bakanlığı bünyesinde yapılacağı hükmü getirildi. Devamında rtük dvb-t2 yayın yönetmeliğini çıkardı. Ardından rtük bu yönetmelikte birkaç defa değişikliğe gitti. Geldiğimiz son süreçte, rtük hala sıralama ihalesi açmadı / açamadı... Oysa rtük sıralama ihalesi açmış olsaydı, İstanbul, Ankara ve birkaç büyük şehirde daha elde mevcut dvb-t2 ekipmanları ile yalnızca il merkezlerine sınırlı sayısal yayın yapılabilirdi. Ama rtük onu da yapmadı. Sayısal karasal yayın ile ilgili şimdiye kadar yapılan şey; birkaç il'de sınırlı süreli test yayınları yapıldı. O da eldeki ekipmanları test edebilmek için. Hasılı kelam; başlanmadı ki, 12 yılda tamamlanacak bir sistem olsun !? Oysa sizin bakış açınızdan; işe başlanmış, ancak yarım kalmış gibi bir anlam çıkıyor. Doğru bir bakış açısı değil... Bu türden sıfırdan sistem kurulumu gerektiren işlerde, altyapı olmadan ya da altyapı tamamlanmadan ve bu altyapıyı kullanmaya başlayacak organ( rtük ), "süreci başlatıyorum" demeden, iş başlamış sayılmaz. Tekrar vurgulamak açısından, peki neymiş bu konudaki iş ve işlem basamakları; _ Yasal ve idari altyapı ( Hazır ) _ Süreç başlatıcının iradesi ( eksik ) *********** *********** *********** Unutmamak lazım ki; sayısal karasal yayın, yayıncı kuruluşlar açısından çok hassas bir konudur. Çünkü sayısal yayınlar başladığında, vatandaşlar basit bir antenle bu yayınlara kolaylıkla ulaşabileceği için, bütün yayıncılar, karasalda yer almak isteyecektir. Karasalda ise, frekanslar çok sınırlıdır. Yayıncılar yayın lisansı aldıktan sonra, bu lisansı 10 yıl süre ile kullanabilecektir. Yani karasalda yer alan her hangi bir yayıncının reklam gelirleri, karasalda yer almanın getirdiği avantaj nedeniyle, çok yüksek olacaktır. Hasılı; pastadan pay kapma rekabeti, yayıncı kuruluşlar arasında yaşanacaktır. |
*********** *********** *********** dvb-s / s2 /s2x / ns3 / ns4 ( sayısal uydu ) dvb-t / t2 ( sayısal karasal ) dvb-c / c2 ( sayısal kablo ) Bunlar birer standarttır. Aynı zamanda modülasyon biçimleridir. Yani modüle etme teknikleridir. Modüle dediğimiz ise, figure etme yani şekil verme diyebiliriz. Modüle edilen verileri ise, "bir kanalın( borunun ) içinden akıtılması" şeklinde anlayabiliriz. Bu kanal ya da boruya da frekans diyebiliriz. Geliştirilmiş her bir modülasyon tekniği ile mevcut borudan daha çok veri akıtılabilir hale gelir. Modülasyonun altında ne var ? Sıkıştırma var. Sıkıştırma dediğimiz nedir ? qpsk, 8psk, 16apsk ,,,, diye gider. Peki sıkıştırmanın altında ne var ? Kodlama var. Kodlama dediğimiz nedir ? CCM, ACM/VCM, T2-MI, PLS ,,,,,,, diye gider. Bunlar hep birer hiyerarşik dizin altındadır. Örnek; DVB-S2 > 8psk > ccm gibi ( uydu yayınlarının ekseriyetinde kodlama biçimi ccm 'dir ) ************* ************* ************* Dvb-t3 standart anlamında henüz bir modülasyon değil. Daha uydu aktarımında bile en son dvb-s2x yeni kullanılmaya başlandı. Yeni yeni dvb-s2x tuner'li cihazları görmeye başladık. ns3, ns4 bile, modülatör olarak kaldı. Yani uydudan aldığını dvb-s2 tuner'e iletiyor yalnızca. Yani bu standart geliştirme işleri, öncelikle uydu sistemleri üzerinde denenir. Modüle tekniği başarılı olursa, sayısal karasal ve sayısal kablo üzerinde eş muadil standartlar oluşturulur. Hasılı; dvb-t3, çekik gözlülerin karasal donanım satmak için, etiketlendirdiği tüketici elektroniği ürünlerinden başka bir şey değildir. Geçmişte bunun örneklerini çok gördük. Mesela; adamlar hdmi portundaki enterpolasyon sorununu çözünce, cihazlarımız upscale yapıyor diye, cihaz sattılar. Oysa upscale binlerce dolarlık stüdyo ekipmanları ile günlerce süren işlemlerle yapılabilen bir işlemdir. Yani itibar etmeyiniz. Kim bilir, cihaza koydukları basit hangi yeniliği dvb-t3 diye satmaya çalışıyorlar. t3 yazarsa, cihazın fiyatını biraz daha fazla koyabilir yani... ************* ************* ************* Son olarak ta; ben bu konulara geçmiş mesajlarımda çok defa değindim. Lütfen artık tekrar tekrar sormayın bu konuları... Geçmiş mesajlarıma göz gezdirmeyi biraz alışkanlık haline getirin lütfen. |
üstadım,yani anakarta dahili olursa lite olacak,çok güzel bir şey aslında,nasıl fm radyo telefonda dahili varsa oda olur.gerçi stick ve dongle denilen harici donanımlar mevcut,belki maliyete etki yaptığı için harici olması daha doğru bir plandır. ayrıca bu soruları tekrardan soruyoruz,çünkü onlarca mesaj yazıldı mutlaka unutuldu,daha önemlisi konunun popüler olması gerekli,neden dersen belki forumlarda sosyal medyada tartışılması sayısal yayın ile ilgili sorunların çözümünü hızlandırabilir.tabi bunlar benim görüşüm. bunun dışında senin yurt dışında bu işin master ını yapan yani bildiğim kadarıyla sen rusyada elektronik üzerine yüksek lisans üzerine eğitim alıyorsun,saha tecrübeniz hakkında bilgim yok,ama sen bu konularda bize göre çok üst düzey bir bilgi kaynağısın,bu forumda yazman bizim için ayrı bir avantaj,evet seni bazen çok yoruyoruz,hatta bazen işimize yaramayacak çoğu şeyi sana soruyoruz,bilgimiz olmadığı halde seninle tartışıyoruz,ama bu hizmeti alamadığımız için senin canını sıkıyoruz,hakkını helal et kusurumuza bakma.umudumuzu diri tutmaya çalışıyoruz,sanki bu gelişmeler bize bir katkı sağlayacakmış gibi,yayın yapacak kanalların içeriği zaten çöp kanal,yani dvb-t2 gelirse yayın kalitesi artacak o kesin ama içerik kalitesi bence artmayacak.sanki national geographic yada bein sport yada discovery channel mı dvb-t2 de yayın yapacak.zaten sınırlı kaynak.h.266 yada av1 ticari hale gelecekte yatırım olacakta kanal sayısı belki artar.onada yıllar gerek.ama işte çanak derdi bitecek,buda önemli birşey.neyse üstadım kendine iyi bak canını sıkarsak cehaletimize ver geç......... saygılar.............................................. |
Hasılı kelam; rtük, eski bildiğimiz rtük. Kaç sene oldu, ihale çalışmaları hala devam etmektedir. Bir türlü bitiremediler, ihale çalışma(ma)larını. ![]() ************ ************ ************ Çoook önceki mesajlarımda belirtmiştim. Bu kulenin yapılması ile karasal sayısal yayınların başlatılması arasında, direkt bir bağlantı yoktur, diye... Rtük yanıtında görüldüğü üzere, söylediğim kanıtlanmış oldu. Rtük isteseydi, şimdiye kadar, 4 - 5 büyükşehirde deneme yayını olarak bile yayına başlayabilirdi. En azından TRT kanallarını deneme yayını olarak verseydi, diğer özel tv kuruluşlarının sesi de çıkmazdı. Sonuçta TRT kamu yayıncısıdır. Rtük'teki zat-ı muhteremler göbek kaşımaktan ihale çalışmalarına vakit bulamıyorlar. |
|
Merhaba, iyi ramazanlar, henüz yeni bir gelişme yok. Daha önce de değindiğim üzere, geceleri ara ara, kısa süreli, 23ncü kanaldan, video akışı olmaksızın dvb-t2 modülasyon testleri yapılmaktadır, yalnızca... Bu işleme "sinyal canlandırması" diyoruz. Dvb-t2 usb stik tarzı aygıta sahip olanlar, bu aygıtı notebook'a takarak, canlı sinyali tespit edebilirler. Taramada kanal adı ; "test 1, 2 , 3 vs benzer rakamlarla tespit edilebilir. dvb-t2 usb stick aygıt bende var ama İstanbul'da değilim maalesef... |
Sayısal karasal yayın konusunda bana ulaşan bir bilgi ya da yenilik yok. Dvb-t2 konusuna olumsuz etkisi olmaz da; Ratem'ciler de hibelerden pay kapma telaşında anladığım kadarıyla... Şahsi kanaatimi belirtmem gerekirse; biz millet olarak radyo sayılarında da limitleri sonuna kadar zorluyoruz. Koskoca İstanbula 40 tane radyo yeter de artar. 100 frekanslık kapasite varsa, limitleri sonuna kadar kullanıp, illa 100 kanal açacağız. Avrupanın en gelişmiş ülkelerinde bile, bizdeki sayı kadar radyo yok. Yerel tv'lerde de aynı durum söz konusu. 81 şehir varsa, bunun 81'i de karasaldan yayın yapmak istiyor. Almanyada eyaletlerin yerel kanalları var. Toplasan 15 - 20 tane yerel kanalı var. Bizde devlet bu linitleri üst seviyeden zorlayan altyapı gereksinimlerini karşılamak için yine iyi çaba gösteriyor. Ben bakanlığın yerinde olsam, aynı Trt avaz 'in belli saatlerde değişik dillerde yayın yaptığı gibi, 3 - 5 il'e bir kanal tahsis edip dönüşümlü yayın yapın derdim. Avrupa böyle yapınca, yayıncılar bu kısıtlar içinde örgütlenip yayın yapmanın çaresini bulur. Biz ülkemizde kısıtlama getirsek, hemen kazan kaldırırlar. Ülke olarak medyamiz hiç normal değil maalesef... |
Videoyu izlemek için tıklayınız HAYIRLI OLSUN.SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ,RTÜK BAŞKANINI VE KULE AŞ KURULUNU KARASAL VE SAYISAL YAYIN SÜRECİNİN EN KISA SÜREDE DÜZGÜN ŞEKİLDE SONUÇLANDIRILMASI İÇİN UYARDI.DİĞER FORUM SİTELERİNDEKİ ARKADAŞLAR,HALA SAYISAL YAYIN YOK,ANALOG YAYIN YOK YAZIYOR,BOŞUNA KENDİNİZİ YORMAYIN,GÖRÜN SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ BİLE KULENİN İNŞAATINDAN MEMNUN,ANCAK YAYINLARIN OLMAYIŞINDAN ÖTÜRÜ DURUMUN FARKINDA,YETKİLİLER KENDİSİNİDE 100 FM RADYO YAYINI ÇOK BÜYÜK BAŞARI TAKTİĞİ İLE OYALAMAYA ÇALIŞMIŞLAR,ANCAK KENDİSİ DURUMU ÇÖZMÜŞ.BAKALIM BUNDAN SONRA NELER OLACAK.TEKRAR ÜLKEMİZ İÇİN HAYIRLI OLSUN. SAYGILAR.............................. |
Cevap için teşekkürler. |
|
Forumlarda 50e uydusunu gözlemleyen çok üye var. Bende denk gelirsem bilgilendireceğim.
Karasaldan arama yapıyorsanız, gece saatlerinde cihaz taraması yapmakta fayda var. H265( hevc ) özellikli uydu alıcı ya da dvb-t2 tuner'li hevc çözebilen tv gerekli.
H264 tv'ler olmaz. Dvb-t tuner'li tv ve karasal alıcı olmaz.
Tv ve karasal alıcıda, dvb-t2 tüner mutlak bulunmalı, hevc çözebilir özellikte olmalı.
Uydudan alabilmek için ise, 50e uydusuna çanak kurulmalı ve dvb-s2 multistream özellikli uydu alıcı kullanımı şarttır.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi serkanguzel_ -- 7 Mart 2021; 0:5:55 >
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle