2001 krizinden sonra TV'lerde ödülü para olan dayanıklılık yarışmaları çıkmıştı. Bir tanesi "Dokun Bana" adında hediyesi sıfır kilometre bir otomobil olan bir yarışma (=eziyet) proğramıydı.
O zaman FaceBook ve YouTube yoktu, mail adreslerini topladığım gazetecilere bir e-posta yazmıştım. Aradan 10 yıldan fazla geçti ve tesadüfen bugün Google'da başka birşey ararken buldum.
YouTube'da da videoları var, onları da ekliyorum.
1) Bu tür yarışmaları hatırlayanların yarışma hakkındaki yorumunu merak ediyorum 2) Bu tür yarışmaları hatırlamayanlar ne düşünüyorlar? Doğru, yanlış, eğlence, dayanıklılık? 3) Şu anda düzenlense katılan sayısı da az/daha fazla olur mu?
quote:
Neyse.. adamı kafasındaki örümceklerle baş başa bırakıp e-postadan gelen bir mektubu köşeme almak istiyorum.
Mektubun sahibi Adana'dan Taner Göde.
Göde, toplumun ekonomik kriz nedeniyle nerelere vardığını, bu krizden kimlerin yarartandığını dile getiriyor. Birlikte okuyalım;
"Yaklaşık 2 saat önce Star TV'de 'Uçur Beni' adlı bir yarışma programı başladı. Amaç; mümkün olduğu kadar uzun bir süre ayakta kalmak ve dans etmek. Yani bir tür dayanıklılık yarışması. Show TV'de yayımlanan 'Dokun Bana'ya aşağı yukarı aynı. Ancak burada elini otomobilden çekmemeye çalışmak gerek, diğerindeki gibi partnerinden değil. Neyse. Farkettiniz mi? Bu tip dayanıklılık yarışmalan krizden sonra TV'lerin gözde gösteri programı oldu. Asgari ücretle geçinmeye çalıştıkları 122 milyon, dans yarışmalan, dokunma yarışması. Hepsi 'kriz yarışmaları'.
Paraya herkesin daha çok ihtiyacı olduğu bir dönemde parayı yem gibi kullanarak oltanın ucuna takan ve bunu aç insanlann yüzdüğü sefalet denizine atan acımasız ve insanlık onurunu çiğneyen TV'lerin son utanç bombası. Buna katılan yarışmacılar tamamen kullanıldıklannı bilmiyorlar mı acaba?..
Ünlü yönetmen Sydney Pollack, bu çarpıklığı 1969 yılı yapımı olan 'Atları da Vururlar' adlı sinema şaheserinde ölümsüzleştirmiştir. Ölene kadar dans eden Jane Fonda ve Michael Sarazin, Amerika'nın 1930'larda yaşadığı büyük depresyon zamanı içinde düzenlenen ve ödülü sadece 100 veya 500 Amerikan Doları olan yarışmaya katılırlar ve o malum sonuçtan kaçınamazlar...
Insanların para için yapamayacaklan hiçbir şeyin olmadığı birzaman dilimindeyiz ne yazık ki... Adam resmi nikâhlı eşini ekrana çıkartıp vitrin eşyasıymış gibi gösterebiliyor. Diğeri de "Ya bu arabayı alacağım ya da burada öleceğim" diyecek kadar trans haline giriyor. Ve ben bu satırları Adana sıcağında yazarken Istanbul Galleria'da insanlar bir otomobil için dans etmeye devam ediyoriar.
Evet, atları da vururlar; hem de hiç acımadan. Hele hele bu ülkede..."
O zaman FaceBook ve YouTube yoktu, mail adreslerini topladığım gazetecilere bir e-posta yazmıştım. Aradan 10 yıldan fazla geçti ve tesadüfen bugün Google'da başka birşey ararken buldum.
YouTube'da da videoları var, onları da ekliyorum.
1) Bu tür yarışmaları hatırlayanların yarışma hakkındaki yorumunu merak ediyorum
2) Bu tür yarışmaları hatırlamayanlar ne düşünüyorlar? Doğru, yanlış, eğlence, dayanıklılık?
3) Şu anda düzenlense katılan sayısı da az/daha fazla olur mu?
http://www.eksisozluk.com/show.asp?t=dokun+bana
http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/37954/dokun-bana-yarismasi
Videoyu izlemek için tıklayınız
Videoyu izlemek için tıklayınız
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.