Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 5 misafir, 4 mobil kullanıcı
5671
Cevap
540569
Tıklama
0
Öne Çıkarma
Cevap: DH LİNEA TAKIMI (69 ÜYE ) (33. sayfa)
M
17 yıl
Yüzbaşı

Tabii ki vardır. Ancak bizim amacımız bunun herhangi bir kişinin canına malına zarar gelmeden bir an evvel çözülmesi. Sonuçta bizde bu arızayı özellikle aramadık. Yolda giderken sürekli başıma gelince kriterleri değerlendirip. Sonuç olarak arızayı görsel hale getirdik. Ama nafile fiat yine bildiğini okudu. Bakalım mahkeme inşallah bu kadar kişi için tehlike oluşturan bu hatayı görüp lehimize karar verir.
quote:

Orjinalden alıntı: raven1974

Bakalım mahkeme sonucundan ne çıkacak çok merak ediyorum.Ben hala, Fiat gibi yılların firmasının böyle bir hatayı görmezden gelmesine inanamıyorum.Bu araçlar avrupaya da gidiyor oradaki kullanıcıların böyle bir şikayeti yokmudur acaba...



B
17 yıl
Onbaşı

merhabalar sayın havnitekin bey uzun zamandır sizin yazılarınızı takip ediyorum ve birçok konuda bizi aydınlattığınız için size teşekkür ederim.yalnız bu yazınızda bir anınızdan bahsetmişsiniz..hani sanki biraz aba altından sopa gösterir gibi algıladım..yanılıyormuyum..eğer yanılıyorsam lütfen kusuruma bakmayın.bende son olarak yaşadığım anımı ? anlatayım.. geçenlerde arkadaşlarla sohbet esnasında doktor olan bir arkadaşım aracımdan memnun olup olmadığımı sordu.bende memnun olduğumu fakat yağmur ve far sensörlerimin arızalı olduğunu ve yaklaşık 8 aydır bu şekilde kullandığımı söyledim..çok şaşırdı ve Tofaş.fab.da çalışan mühendis bir arkadaşını aradı sorunlarımı iletti..birkaç gün sonra tekrar doktor olan arkadaşımla karşılaştığımda hemen sorunlarımın hallolup hallolmadığını sordu.bende ne hallolması arayan soran bile yok dedim.çok şaşırdı ve "olamaz böyle şey ben bu akşam Tofaş'ta mühendis olan arkadaşımla buluşucam durumu ona aktarıcam" dedi.ertesi gün doktor arkadaşım beni aradı ve mühendis olan arkadaşının söylediğini aynen yazıyorum "sensörleri arızalı olan arkadaşına söyle lütfen biraz sabretsin bu konu ile ilgili çok uğraşıyoruz ama halen çözemedik.sırf bu arızalı sensörler için 4-5 tane test aracı yaptık her gün yüzlerce km.yaptırıyoruz ama halen arızayı gideremedik."ben artık diyecek bir şey bulamıyorum.. hani bende diyordum Tofaş'a haksızlık ediliyor.hakettiği marka imajını bulamıyor diye. ama bir sensör arızasını bile gideremiyorsa yazık..ya bu arıza motor yada aktarmalarda olsaydı halimiz ne olurdu...37.000 ytl çöpe..... selamlar. quote]Orjinalden alıntı: havnitekin

eğer bilirkişi sizin talebiniz doğrultusunda rapor vermezse, bilirkişi reddine gidebilirsiniz,üniversite ya da makina mühendisleri odasından önce tespit yaptırmak ve bunu noter huzurunda onaylatmak gibi seçenekler de var..ancak meşakkatli ve uzun bir süreç olabilir..

size bir anımı aktarmak istiyorum...

yıllar önce yabancı konuklarımıza ikram etmek üzere bakkaldan "x" marka gazlı meyveli ,içecek almıştık...şişelerden birinin içinde don lastiği olduğunu gördük...ilgili fabrikanın müdürü arkadaşımdı..hemen telefon edip açılmamış şişede içinde don lastiği olan bir meşrubatlarının olduğunu söyleyince ..kısa süre içinde elinde hediyelerle ofisime gelip şişeyi geri almak istedi....vermedim...hediyeleri de almadım...

halk adına mahkemeye vereceğimi söyledim..çok bozuldu...o gün bugündür konuşmuyoruz....

neyse mahkemeye verdik..çok iyi ve tanınmış bir avukatım vardı....ama maalesef mahkeme şişe kapağı açılıp don lastiği içine konup kapatılmış olabilir diyerek davamızı reddetti,temyiz de işe yaramadı...avukatımızın girişimleri de ...
daha sonra birisi beni arayıp...fabrika müdürünün selamı olduğunu...ve şişeyi açıp içine sanki biz don lastiği koymuşuz gibi..çok ayıp ettiğimizi söyledi...

yani, az kalsın biz suçlu oluyorduk......

herşey olabilir.....


Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
17 yıl
Yüzbaşı

Bir kere izledikleri yolda yanlış. Bu arızayı biz artık onlara nasıl olduğunu gösterdik. Bunun body computer indeki proğram bilgisayara aktarılıp bilgisayar ortamında incelenir ve hata bu şekilde bulunur ve düzeltilir. Bunuda mı onlara biz öğreteceğiz. Benim aracımda fabrikaya geri gönderildiğinde 17 gün kaldı 350 km yol yapmışlar ve bu arızaya hiç rastlamadıklarını iddia etmişlerdi. Ancak geldiği gün ben arızayı tam 3 defa görmüştüm. Bunlar bie bu arızayı düzeltemiyorsa durumumuz gerçekten bayağı vahim görülüyor.
Orjinalden alıntı: bayrak16

merhabalar sayın havnitekin bey uzun zamandır sizin yazılarınızı takip ediyorum ve birçok konuda bizi aydınlattığınız için size teşekkür ederim.yalnız bu yazınızda bir anınızdan bahsetmişsiniz..hani sanki biraz aba altından sopa gösterir gibi algıladım..yanılıyormuyum..eğer yanılıyorsam lütfen kusuruma bakmayın.bende son olarak yaşadığım anımı ? anlatayım.. geçenlerde arkadaşlarla sohbet esnasında doktor olan bir arkadaşım aracımdan memnun olup olmadığımı sordu.bende memnun olduğumu fakat yağmur ve far sensörlerimin arızalı olduğunu ve yaklaşık 8 aydır bu şekilde kullandığımı söyledim..çok şaşırdı ve Tofaş.fab.da çalışan mühendis bir arkadaşını aradı sorunlarımı iletti..birkaç gün sonra tekrar doktor olan arkadaşımla karşılaştığımda hemen sorunlarımın hallolup hallolmadığını sordu.bende ne hallolması arayan soran bile yok dedim.çok şaşırdı ve "olamaz böyle şey ben bu akşam Tofaş'ta mühendis olan arkadaşımla buluşucam durumu ona aktarıcam" dedi.ertesi gün doktor arkadaşım beni aradı ve mühendis olan arkadaşının söylediğini aynen yazıyorum "sensörleri arızalı olan arkadaşına söyle lütfen biraz sabretsin bu konu ile ilgili çok uğraşıyoruz ama halen çözemedik.sırf bu arızalı sensörler için 4-5 tane test aracı yaptık her gün yüzlerce km.yaptırıyoruz ama halen arızayı gideremedik."ben artık diyecek bir şey bulamıyorum.. hani bende diyordum Tofaş'a haksızlık ediliyor.hakettiği marka imajını bulamıyor diye. ama bir sensör arızasını bile gideremiyorsa yazık..ya bu arıza motor yada aktarmalarda olsaydı halimiz ne olurdu...37.000 ytl çöpe..... selamlar. quote]Orjinalden alıntı: havnitekin

eğer bilirkişi sizin talebiniz doğrultusunda rapor vermezse, bilirkişi reddine gidebilirsiniz,üniversite ya da makina mühendisleri odasından önce tespit yaptırmak ve bunu noter huzurunda onaylatmak gibi seçenekler de var..ancak meşakkatli ve uzun bir süreç olabilir..

size bir anımı aktarmak istiyorum...

yıllar önce yabancı konuklarımıza ikram etmek üzere bakkaldan "x" marka gazlı meyveli ,içecek almıştık...şişelerden birinin içinde don lastiği olduğunu gördük...ilgili fabrikanın müdürü arkadaşımdı..hemen telefon edip açılmamış şişede içinde don lastiği olan bir meşrubatlarının olduğunu söyleyince ..kısa süre içinde elinde hediyelerle ofisime gelip şişeyi geri almak istedi....vermedim...hediyeleri de almadım...

halk adına mahkemeye vereceğimi söyledim..çok bozuldu...o gün bugündür konuşmuyoruz....

neyse mahkemeye verdik..çok iyi ve tanınmış bir avukatım vardı....ama maalesef mahkeme şişe kapağı açılıp don lastiği içine konup kapatılmış olabilir diyerek davamızı reddetti,temyiz de işe yaramadı...avukatımızın girişimleri de ...
daha sonra birisi beni arayıp...fabrika müdürünün selamı olduğunu...ve şişeyi açıp içine sanki biz don lastiği koymuşuz gibi..çok ayıp ettiğimizi söyledi...

yani, az kalsın biz suçlu oluyorduk......

herşey olabilir.....






P
17 yıl
Yüzbaşı

üyeliğim olmuş teşekkür ederımmm



H
17 yıl
Binbaşı

quote:

Orjinalden alıntı: bayrak16

merhabalar sayın havnitekin bey uzun zamandır sizin yazılarınızı takip ediyorum ve birçok konuda bizi aydınlattığınız için size teşekkür ederim.yalnız bu yazınızda bir anınızdan bahsetmişsiniz..hani sanki biraz aba altından sopa gösterir gibi algıladım..yanılıyormuyum..eğer yanılıyorsam lütfen kusuruma bakmayın.bende son olarak yaşadığım anımı ? anlatayım.. geçenlerde arkadaşlarla sohbet esnasında doktor olan bir arkadaşım aracımdan memnun olup olmadığımı sordu.bende memnun olduğumu fakat yağmur ve far sensörlerimin arızalı olduğunu ve yaklaşık 8 aydır bu şekilde kullandığımı söyledim..çok şaşırdı ve Tofaş.fab.da çalışan mühendis bir arkadaşını aradı sorunlarımı iletti..birkaç gün sonra tekrar doktor olan arkadaşımla karşılaştığımda hemen sorunlarımın hallolup hallolmadığını sordu.bende ne hallolması arayan soran bile yok dedim.çok şaşırdı ve "olamaz böyle şey ben bu akşam Tofaş'ta mühendis olan arkadaşımla buluşucam durumu ona aktarıcam" dedi.ertesi gün doktor arkadaşım beni aradı ve mühendis olan arkadaşının söylediğini aynen yazıyorum "sensörleri arızalı olan arkadaşına söyle lütfen biraz sabretsin bu konu ile ilgili çok uğraşıyoruz ama halen çözemedik.sırf bu arızalı sensörler için 4-5 tane test aracı yaptık her gün yüzlerce km.yaptırıyoruz ama halen arızayı gideremedik."ben artık diyecek bir şey bulamıyorum.. hani bende diyordum Tofaş'a haksızlık ediliyor.hakettiği marka imajını bulamıyor diye. ama bir sensör arızasını bile gideremiyorsa yazık..ya bu arıza motor yada aktarmalarda olsaydı halimiz ne olurdu...37.000 ytl çöpe..... selamlar.

quote:

Orjinalden alıntı: havnitekin

eğer bilirkişi sizin talebiniz doğrultusunda rapor vermezse, bilirkişi reddine gidebilirsiniz,üniversite ya da makina mühendisleri odasından önce tespit yaptırmak ve bunu noter huzurunda onaylatmak gibi seçenekler de var..ancak meşakkatli ve uzun bir süreç olabilir..

size bir anımı aktarmak istiyorum...

yıllar önce yabancı konuklarımıza ikram etmek üzere bakkaldan "x" marka gazlı meyveli ,içecek almıştık...şişelerden birinin içinde don lastiği olduğunu gördük...ilgili fabrikanın müdürü arkadaşımdı..hemen telefon edip açılmamış şişede içinde don lastiği olan bir meşrubatlarının olduğunu söyleyince ..kısa süre içinde elinde hediyelerle ofisime gelip şişeyi geri almak istedi....vermedim...hediyeleri de almadım...

halk adına mahkemeye vereceğimi söyledim..çok bozuldu...o gün bugündür konuşmuyoruz....

neyse mahkemeye verdik..çok iyi ve tanınmış bir avukatım vardı....ama maalesef mahkeme şişe kapağı açılıp don lastiği içine konup kapatılmış olabilir diyerek davamızı reddetti,temyiz de işe yaramadı...avukatımızın girişimleri de ...
daha sonra birisi beni arayıp...fabrika müdürünün selamı olduğunu...ve şişeyi açıp içine sanki biz don lastiği koymuşuz gibi..çok ayıp ettiğimizi söyledi...

yani, az kalsın biz suçlu oluyorduk......

herşey olabilir.....




selamlar...

hukuk'a saygı temel ilke olmalıdır...

hukuk'u korumak ve kollamak her yurttaşın dürüstçe görevi olmalıdır..

benim yaşadığım anı,bu anlamda düş kırıklığı olmuştu...yazımda bunu anlatmak istedim...

söylentilerle değil somut olaylarla karar vermek zorundayız...

fiat linea'nın yağmur sensörlü modellerinde , yaşamsal tehlike yaşatacak bir sorun olduğu konusunda hepimiz aynı görüşteyiz..

beklentimiz ; tofaş/fiat 'ın da bu görüşü acilen kabullenmesi ve özür dilemesidir..gerekirse ve olayı çözemiyorsa sattığı arızalı araçları hemen geri çağırıp,sorun yaratan kısmını iptal etmelidir..

hukuk yoluna başvuran kullanıcıların ve bizlerin de hukuk'a olan güveni sarsılmamalıdır...

eğer ki sarsılırsa dayanacağımız hangi güç kalacaktır???

saygılarımla...


Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
17 yıl
Yüzbaşı

Evet dediğiniz gibi hukuka saygı duyulmalı güvenilmeli. Fakat Türkiye için bu gibi kavramlardan söz etmek pek mümkün değil. 367 gibi kararın çıktığı bir ülkede her türlü kararların çıkabileceği mümkündür. Ancak bizim bu davada alehimize bir karar çıkması halinde günün birinde (ağzıma bile almak istemiyorum ama) bir lineanın silecekleri kilitlenip kaza yaptığında bunu nasıl açıklarlar bilemiyorum. Çünki bu araçların bu şekilde trafikte dolaşması kaza olayını kaçınılmaz bir hale getiriyor. Ben ve forumdaki diğer arkadaşlar nasıl tehlike atlattıysa birgün ALLAH korusun bu tehlikeyi atlatamayıp kaza yapanlarda olabilir. Sizin dediğiniz şekilde bu olayın bir an önce çözülmesi şart. Yoksa kaza olursa bunu ne fiat ne yargı açıklayabilir.
quote:

Orjinalden alıntı: havnitekin


quote:

Orjinalden alıntı: bayrak16

merhabalar sayın havnitekin bey uzun zamandır sizin yazılarınızı takip ediyorum ve birçok konuda bizi aydınlattığınız için size teşekkür ederim.yalnız bu yazınızda bir anınızdan bahsetmişsiniz..hani sanki biraz aba altından sopa gösterir gibi algıladım..yanılıyormuyum..eğer yanılıyorsam lütfen kusuruma bakmayın.bende son olarak yaşadığım anımı ? anlatayım.. geçenlerde arkadaşlarla sohbet esnasında doktor olan bir arkadaşım aracımdan memnun olup olmadığımı sordu.bende memnun olduğumu fakat yağmur ve far sensörlerimin arızalı olduğunu ve yaklaşık 8 aydır bu şekilde kullandığımı söyledim..çok şaşırdı ve Tofaş.fab.da çalışan mühendis bir arkadaşını aradı sorunlarımı iletti..birkaç gün sonra tekrar doktor olan arkadaşımla karşılaştığımda hemen sorunlarımın hallolup hallolmadığını sordu.bende ne hallolması arayan soran bile yok dedim.çok şaşırdı ve "olamaz böyle şey ben bu akşam Tofaş'ta mühendis olan arkadaşımla buluşucam durumu ona aktarıcam" dedi.ertesi gün doktor arkadaşım beni aradı ve mühendis olan arkadaşının söylediğini aynen yazıyorum "sensörleri arızalı olan arkadaşına söyle lütfen biraz sabretsin bu konu ile ilgili çok uğraşıyoruz ama halen çözemedik.sırf bu arızalı sensörler için 4-5 tane test aracı yaptık her gün yüzlerce km.yaptırıyoruz ama halen arızayı gideremedik."ben artık diyecek bir şey bulamıyorum.. hani bende diyordum Tofaş'a haksızlık ediliyor.hakettiği marka imajını bulamıyor diye. ama bir sensör arızasını bile gideremiyorsa yazık..ya bu arıza motor yada aktarmalarda olsaydı halimiz ne olurdu...37.000 ytl çöpe..... selamlar.

quote:

Orjinalden alıntı: havnitekin

eğer bilirkişi sizin talebiniz doğrultusunda rapor vermezse, bilirkişi reddine gidebilirsiniz,üniversite ya da makina mühendisleri odasından önce tespit yaptırmak ve bunu noter huzurunda onaylatmak gibi seçenekler de var..ancak meşakkatli ve uzun bir süreç olabilir..

size bir anımı aktarmak istiyorum...

yıllar önce yabancı konuklarımıza ikram etmek üzere bakkaldan "x" marka gazlı meyveli ,içecek almıştık...şişelerden birinin içinde don lastiği olduğunu gördük...ilgili fabrikanın müdürü arkadaşımdı..hemen telefon edip açılmamış şişede içinde don lastiği olan bir meşrubatlarının olduğunu söyleyince ..kısa süre içinde elinde hediyelerle ofisime gelip şişeyi geri almak istedi....vermedim...hediyeleri de almadım...

halk adına mahkemeye vereceğimi söyledim..çok bozuldu...o gün bugündür konuşmuyoruz....

neyse mahkemeye verdik..çok iyi ve tanınmış bir avukatım vardı....ama maalesef mahkeme şişe kapağı açılıp don lastiği içine konup kapatılmış olabilir diyerek davamızı reddetti,temyiz de işe yaramadı...avukatımızın girişimleri de ...
daha sonra birisi beni arayıp...fabrika müdürünün selamı olduğunu...ve şişeyi açıp içine sanki biz don lastiği koymuşuz gibi..çok ayıp ettiğimizi söyledi...

yani, az kalsın biz suçlu oluyorduk......

herşey olabilir.....




selamlar...

hukuk'a saygı temel ilke olmalıdır...

hukuk'u korumak ve kollamak her yurttaşın dürüstçe görevi olmalıdır..

benim yaşadığım anı,bu anlamda düş kırıklığı olmuştu...yazımda bunu anlatmak istedim...

söylentilerle değil somut olaylarla karar vermek zorundayız...

fiat linea'nın yağmur sensörlü modellerinde , yaşamsal tehlike yaşatacak bir sorun olduğu konusunda hepimiz aynı görüşteyiz..

beklentimiz ; tofaş/fiat 'ın da bu görüşü acilen kabullenmesi ve özür dilemesidir..gerekirse ve olayı çözemiyorsa sattığı arızalı araçları hemen geri çağırıp,sorun yaratan kısmını iptal etmelidir..

hukuk yoluna başvuran kullanıcıların ve bizlerin de hukuk'a olan güveni sarsılmamalıdır...

eğer ki sarsılırsa dayanacağımız hangi güç kalacaktır???

saygılarımla...






Bu mesaja 1 cevap geldi.
H
17 yıl
Binbaşı

selamlar....
donanimhaber forumları; üye olmak gerekmeden okunabilen yayın biçiminde olduğundan,burada yazdıklarımız,gün ve gün belge niteliğindedir..

mahkemeye delil olarak bile sunulabilir...

açık yayın yoluyla ve direk başvuru olarak tofaş müşteri hizmetlerine defalarca anlatılmış,sorulmuş fakat herhangi bir yanıt alınamamıştır.

çok üzgünüm,
çok kırgınım..

açıkça ilan olunur.

saygılarımla...


Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
17 yıl
Yüzbaşı

Gün geçtikçe yaklaşıyoruz. Buna Savunma olarak ne hazırladılar inanın çok merak ediyorum. Yakında göreceğiz.
quote:

Orjinalden alıntı: havnitekin


selamlar....
donanimhaber forumları; üye olmak gerekmeden okunabilen yayın biçiminde olduğundan,burada yazdıklarımız,gün ve gün belge niteliğindedir..

mahkemeye delil olarak bile sunulabilir...

açık yayın yoluyla ve direk başvuru olarak tofaş müşteri hizmetlerine defalarca anlatılmış,sorulmuş fakat herhangi bir yanıt alınamamıştır.

çok üzgünüm,
çok kırgınım..

açıkça ilan olunur.

saygılarımla...


Bu mesaja 1 cevap geldi.
R
17 yıl
Yüzbaşı

Benimde en çok merak ettiğim, yahu bu araçlar Avrupa ya da ihraç ediliyor. Bizde Allah korusun bu hatadan dolayı bir kaza olsa, bizdeki tanımı, '' Islak ve kaygan zeminde aşırı hız nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü ....'' olur. Fakat el oğlu böyle değil. Allah korusun yakınlarından biri böyle ölümcül bir kaza geçiren avrupa vatandaşı, olayın araç hatası olduğunda ısrar ederse, o aracı alırlar, her yerini incik cıncık edip belki birkaç yıl sürer ama eğer araç hatalıysa illaki bunu ispat ederler. Kusura bakmayın lütfen ama tabiri caizse, O hatalı aracı üreten firmayada öyle bir geçirirlerki bir daha kendine gelemez...Belgesel kanallarında görüyoruz.Bir uçak kazası oluyor.Düşen uçak veya başka bir ölüme sebebiyet veren kazada, olaya karışan taşıtın en ufak bir parçası dahi toplanıyor.Günlerce, hatta bazen aylarca enkaz toplanıyor.Bu arada hiçbir insan evladı o enkaza yanaşamıyor.Adamlar belki yıllar süren bir inceleme içerisine giriyorlar.Olayı simule ediyorlar ve sonunda olayın gerçek oluş nedenini bulup, eğer taşıtta bir üretim hatası var olduğu ispat edilirse vayki vay heyki hey...Bizde böyle bir örnek var mıdır? Ne oldu en son Isparta da düşen uçakta kim suçlu bulundu?
Hukukun üstünlüğüne inancımız sonsuz.Yalnız, adaletin olmadığı bir yerde suç ve suçlu sayısındaki artış kaçınılmazdır. Anlatabildim umarım.İnsanlarımız artık kendi adaletlerini kendileri sağlamaya kalkıyorlarsa, bu boşuna olmuyor.İllaki bir yerlerde bir yanlışlık var...


Bu mesaja 2 cevap geldi.
P
17 yıl
Teğmen

ARKADAŞLAR BEN DAHA ÖNCE İLK ÇIKAN DOBLOLARDAN BİR TANE EDİNMİŞTİM O ZAMANDA BÜYÜK BİR SORUN YAŞADIM ARACIN EKZOSUNDAN VE ÇOK ZORLANDIĞINDA İÇ HAVALANDIRMA DELİKLERİNDEN BEMBEYAZ BİR DUMAN GELİYORDU AMA ÇOK YOĞUN SONUÇ HEZİMET MÜŞTERİ HİZMETLERİ TELEFONU YÜZÜME KAPATMA TERBİYESİZLİĞİNİ BİLE YAPTI BECERİKSİZ SERVİS BİZ BİR PROBLEM GÖREMİYORUZ DEDİ DAVA AÇACAĞIM DEDİĞİMDE Kİ TÜKETİCİ YASASI YOK O ZAMANLAR BAYİİ AÇIKÇA TEHTİT ETTİ KOS KOCA KOÇ LA MI UĞRAŞACAKSIN PARANA YAZIK DİYE AMA ÖYLE OLMADI KOS KOCA FİAT KAYBETTİ KARAR ARACIN KATALİZÖRÜNÜN TÜRKİYE ŞARTLARINDA SATILAN YÜKSEK KÜKÜRTLÜ MAZOTLARLA UYUMLU OLMADIĞINDA BU DUMANI YAPTIĞI KANATİNE VARILMIŞTIR DAHA UZUN DA KISA OLARAK AKTARDIM YANİ FİAT SIKIŞTIĞINDA HEP BÖYLE ALLAHTAN BENİM LİNEAMDA PROBLEM YOK ZATEN ARABA ACTİVE BOZULCAK PEK BİŞEY YOK



M
17 yıl
Yüzbaşı

Dediğiniz gibi Avrupa insanının canına malına sahip çıkar. Bu silecek hatasınında olduğu bariz ve açıktır. İhraç ettikleri Avrupa ülkesinde bu sebeple bir kaza olursa dediğiniz gibi işleri bayağı zor. Avrupa Türkiye ye benzemez. Ben bu olayı ilk görsel hale getirdiğimde hemen forum sitelerinde paylaşmadım. Önce hemen Tofaş a mail atıp böyle bir proğram hatasını olduğunu bunu da bir an evvel düzeltilmesi gerektiğini ilettim. Hatta dedim ki böyle bir hatayı bir avrupa ülkesinde bulsanız ödüllendirilirsiniz. Çünki ben onlara bunun nasıl olduğunu saniye saniye görebilecekleri hale getirdim. Ama Türkiyede ödülünüz böyle bir hata yoktur. Bu normal birşey dir. Diyerek böyle bir hata gözardı edilmiştir. Daha sonra da ben bir vatandaşlık görevi olarak. tofaşın bu ilgisizliği karşısında sizleri uyarmayı ve bu işi hukuk yoluna götürerek hakkımızı savunmayı kendime bir görev olarak tayin ettim.
quote:

Orjinalden alıntı: raven1974

Benimde en çok merak ettiğim, yahu bu araçlar Avrupa ya da ihraç ediliyor. Bizde Allah korusun bu hatadan dolayı bir kaza olsa, bizdeki tanımı, '' Islak ve kaygan zeminde aşırı hız nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybeden sürücü ....'' olur. Fakat el oğlu böyle değil. Allah korusun yakınlarından biri böyle ölümcül bir kaza geçiren avrupa vatandaşı, olayın araç hatası olduğunda ısrar ederse, o aracı alırlar, her yerini incik cıncık edip belki birkaç yıl sürer ama eğer araç hatalıysa illaki bunu ispat ederler. Kusura bakmayın lütfen ama tabiri caizse, O hatalı aracı üreten firmayada öyle bir geçirirlerki bir daha kendine gelemez...Belgesel kanallarında görüyoruz.Bir uçak kazası oluyor.Düşen uçak veya başka bir ölüme sebebiyet veren kazada, olaya karışan taşıtın en ufak bir parçası dahi toplanıyor.Günlerce, hatta bazen aylarca enkaz toplanıyor.Bu arada hiçbir insan evladı o enkaza yanaşamıyor.Adamlar belki yıllar süren bir inceleme içerisine giriyorlar.Olayı simule ediyorlar ve sonunda olayın gerçek oluş nedenini bulup, eğer taşıtta bir üretim hatası var olduğu ispat edilirse vayki vay heyki hey...Bizde böyle bir örnek var mıdır? Ne oldu en son Isparta da düşen uçakta kim suçlu bulundu?
Hukukun üstünlüğüne inancımız sonsuz.Yalnız, adaletin olmadığı bir yerde suç ve suçlu sayısındaki artış kaçınılmazdır. Anlatabildim umarım.İnsanlarımız artık kendi adaletlerini kendileri sağlamaya kalkıyorlarsa, bu boşuna olmuyor.İllaki bir yerlerde bir yanlışlık var...


Bu mesaja 1 cevap geldi.
C
17 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

Sayın mehmethlx arkadaşım mücadelene canı gönülden desteklemekteyim. Neden firmalar müşterinin memnuniyetini göz önüne almıyor.Firmalar neden bu kadar basit düşünüyorlar?
Eski satış stratejileriyle araç satmayı bırakmalılar.Zaten insanların şüphe ile yaklaştığı bir marka olan Fiat bu basit sorunlar karşısında uzun vadeli müşterilerini çoktan kaybetti. Fiatı alan bir daha alacağını düşünmüyorum. Linea ilk aracım olmasına rağmen, aracımdaki memnuniyetim çok iyi olmasına karşın, bir daha asla fiat ve Türkiye de üretilen başka bir araç almayı düşünmüyorum. En kısa zamanda aracımı elden çıkaracağım. Çok yazık.
Daha önce dile getirmiştim basit bir kolçak sorununu.Test sürüşüne çıktığım araçta kolçak vardı, aliminyum alaşımlı jantlar vardı, Aracı satın aldım baktım ki ne kolçak, ne de aliminyum alaşımlı jant. Sayın Avni Beye bu sorunu iletmiştim. Test sürüşündeki araçlar ile satılan araçların aynı olmadığını söylemişti. ARKADAŞLAR BU MÜŞTERİYİ KANDIRMAK DEĞİLDE NEDİR? Adamlar diyor ki alacağın araç bu , sana geliyor şu.
KÜÇÜK HESAPLARI ANCAK KÜÇÜK FİRMALAR YAPAR. Bundan sonra sattıkları araç dünyanın en iyi aracıda olsa bir daha asla FİAT ........


Bu mesaja 2 cevap geldi.
M
17 yıl
Yüzbaşı

Bu sadece Fiat'ın değil Türkiyenin genel sorunu. Müşteri memnuniyeti sıfır.

Dün bir volkswagen ana bayisine gittim VW jetta 1.4 170 hp aracını test etmeyi düşünüyordum. İçeriye girdim. Hiç ne bir ilgilenen, ne bir hoşgeldiniz diyen olmadı.

Aracın yanına geldim içerisisini inceledim. O dışarıdan çok geniş bir araba iznelinimi veren jettanın arka koltuğu o kasaya göre o kadar darki görünce gözlerime inanamadım. Ayrıca koltuk kumaşlarının kalitesizliği hemen dikkatimi çekti.

Donanım ise fiat linea kadar olmamasına rağmen liste fiyatı tam 55 000 ytl.

Bu arka kısın darlığını ve müşteriye bir hoşgeldiniz bile demeye tenezül etmeyen VW satış elemanlarından sonra aracı test etmekten vazgeçtim. Hiç kimeseye bir merhaba bile demeden bayiden çıkıp gittim.

İşte buda VW müşteri memnuniyeti. Daha satışta böyle olan memnuniyet artık sonra ne olur düşünmek bile istemiyorum.

Ancak onların hiç bir endişesi yok. Arka koltuk darda olsa, fazla bir özellik koymasada, koltuk kumaşları kalitesizde olsa istedikleri miktarda araç satabilirler. Çünki Türk milleti olarak bizi iyi tanıyorlarki Etiket olsun başka hiç birşey olmasada olur. Binince başları VW'ne biniyor desinler yeter.
quote:

Orjinalden alıntı: comedian9

Sayın mehmethlx arkadaşım mücadelene canı gönülden desteklemekteyim. Neden firmalar müşterinin memnuniyetini göz önüne almıyor.Firmalar neden bu kadar basit düşünüyorlar?
Eski satış stratejileriyle araç satmayı bırakmalılar.Zaten insanların şüphe ile yaklaştığı bir marka olan Fiat bu basit sorunlar karşısında uzun vadeli müşterilerini çoktan kaybetti. Fiatı alan bir daha alacağını düşünmüyorum. Linea ilk aracım olmasına rağmen, aracımdaki memnuniyetim çok iyi olmasına karşın, bir daha asla fiat ve Türkiye de üretilen başka bir araç almayı düşünmüyorum. En kısa zamanda aracımı elden çıkaracağım. Çok yazık.
Daha önce dile getirmiştim basit bir kolçak sorununu.Test sürüşüne çıktığım araçta kolçak vardı, aliminyum alaşımlı jantlar vardı, Aracı satın aldım baktım ki ne kolçak, ne de aliminyum alaşımlı jant. Sayın Avni Beye bu sorunu iletmiştim. Test sürüşündeki araçlar ile satılan araçların aynı olmadığını söylemişti. ARKADAŞLAR BU MÜŞTERİYİ KANDIRMAK DEĞİLDE NEDİR? Adamlar diyor ki alacağın araç bu , sana geliyor şu.
KÜÇÜK HESAPLARI ANCAK KÜÇÜK FİRMALAR YAPAR. Bundan sonra sattıkları araç dünyanın en iyi aracıda olsa bir daha asla FİAT ........


Bu mesaja 1 cevap geldi.
H
17 yıl
Binbaşı

selamlar..
tamamen katılıyorum....

ilgi alanım gereği çok sık tüm markaların showroom'larını ziyaret ederim...

ülkemizde satılan tüm araçları detaylarıyla inceleme fırsatım oluyor...biz fiat'ı eleştirirken benzer hatta daha ağır sorunların diğer markalarda ve hizmetlerinde olduğunu hep gözlemişimdir...en üst düzeydeki markalardan.....en ucuz halk araçlarını satan firmalara kadar....bu bir yaşam tercihi sorunu....eğer bir ülkede araç muayene istasyonları önünde yüzlerce araç birikiyor ve vatandaş saatlerce kuyruklarda bekleyip aracın hiçbir yeri muayene olmadan 110 ytl harç ödeyip muayenesini yaptırıyorsa.....pasaport başvurusu için sabah saat 6 da kuyruklara girip o gün için sıra almaya çalışıyor ve tepkisizliğini bir kader olarak sinesine çekiyorsa....tofaş müşteri hizmetleri de bu ülkenin hizmet üreten kuruluşu olunca ...olanları anlamak ya da anlamamak bizim yaşam tercihlerimize kalıyor....

çadırlar ve otlaklar..geçmişimizdeki dna'larımızdan belleklerimize anımsatmalar yapıyor olsa gerek.....at sırtında........

saygılarımla....



R
17 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orjinalden alıntı: comedian9


Daha önce dile getirmiştim basit bir kolçak sorununu.Test sürüşüne çıktığım araçta kolçak vardı, aliminyum alaşımlı jantlar vardı, Aracı satın aldım baktım ki ne kolçak, ne de aliminyum alaşımlı jant. Sayın Avni Beye bu sorunu iletmiştim. Test sürüşündeki araçlar ile satılan araçların aynı olmadığını söylemişti. ARKADAŞLAR BU MÜŞTERİYİ KANDIRMAK DEĞİLDE NEDİR? Adamlar diyor ki alacağın araç bu , sana geliyor şu.
KÜÇÜK HESAPLARI ANCAK KÜÇÜK FİRMALAR YAPAR. Bundan sonra sattıkları araç dünyanın en iyi aracıda olsa bir daha asla FİAT ........


Güzel arkadaşım bak işte, kızmaca darılmaca yok baştan söyleyeyim. Ben sizin yerinizde olsam, heleki denmişse alacağınız araç bu. Size teslim etmek istedikleri ise tamamen farklı.O aracı orada, o haliyle kesinlikle ve kesinlikle asla teslim almazdım.Soluğu mahkemede alırdım.Neden o haliyle teslim aldınız çok merak ettim.


Bu mesaja 2 cevap geldi.
C
17 yıl
Yüzbaşı
Konu Sahibi

quote:

Orjinalden alıntı: raven1974


quote:

Orjinalden alıntı: comedian9


Daha önce dile getirmiştim basit bir kolçak sorununu.Test sürüşüne çıktığım araçta kolçak vardı, aliminyum alaşımlı jantlar vardı, Aracı satın aldım baktım ki ne kolçak, ne de aliminyum alaşımlı jant. Sayın Avni Beye bu sorunu iletmiştim. Test sürüşündeki araçlar ile satılan araçların aynı olmadığını söylemişti. ARKADAŞLAR BU MÜŞTERİYİ KANDIRMAK DEĞİLDE NEDİR? Adamlar diyor ki alacağın araç bu , sana geliyor şu.
KÜÇÜK HESAPLARI ANCAK KÜÇÜK FİRMALAR YAPAR. Bundan sonra sattıkları araç dünyanın en iyi aracıda olsa bir daha asla FİAT ........


Güzel arkadaşım bak işte, kızmaca darılmaca yok baştan söyleyeyim. Ben sizin yerinizde olsam, heleki denmişse alacağınız araç bu. Size teslim etmek istedikleri ise tamamen farklı.O aracı orada, o haliyle kesinlikle ve kesinlikle asla teslim almazdım.Soluğu mahkemede alırdım.Neden o haliyle teslim aldınız çok merak ettim.


Aracı telefonla sipariş edince böyle oluyor. İlk aracımdı. İnsan mutluluktan sağına soluna dikkatlice bakamıyor. Aldıktan 2 gün sonra aldığımyeri ve fiat müşteri hizmetleri aradım bir sonuç çıkmadı.SAtıcı inkar etti. Öyle bir yalan söylüyorduki kendimden şüphe ettim. Geçen hafta servise gittim .Test sürüşüne çıktığım araçta ordaydı. Her baktığımda Fiatın attığı bu .................. unutmayacağım.Yaşadığım yerin koşullarında dolayı bu işin peşine düşemedim.Kış gelip yollar kapanınca şehire ancak mart ayında aracımla gidebildim.
Arkadaşlar Avrupa Birliğine girmek istememim tek nedeni insan haklarına verilen değer.Bu haklar her şeyden üstün tutuluyor. Tek olumlu tarafı olan bu birlğin ülkemizinde girerek vatandaşın bu tür mağduriyetlerinin çözüleceğine inanıyorum. Avrupa bu şekilde yapılsaydı o firma bir daha satış yapabilir miydi?

2. bir konu satış sonrasında sadece fiat değil , diğer markalarıda aynı kefeyi koyuyorum. Demek istediğim insanların ön eleştiri ile yaklaştığı bir marka olan Fiat satıştan sonra müşteri memnuniyetine çok ama çok önem vermesi gerekiyordu. sayın mehmet hlx arkadaşımızın sorununa şu şeklilde yaklaşsalardı '' tamam efendim .sorununuzu araştıryoruz en kısa zamanda size ulşacağız deseler ' tatlılıkla hal edilebilirdi.

Ülkemizde üretilen araçlar çok kaliteli üretilmiyor. Örnek vereyim. yeni çıkacak renault megane 3 modeli için reno nun ceosu şuna benzer bir açılaması var'' Türkiyede üreteceğimiz araçlar alım gücü çok yüksek müşterilere satılmayacağı için aracın donanım seviyesini ve kullanılan malzemeleri kalitesiz tutmak zorundayız.''
üretici diyor vergiler yüksek bundan dolayı, satıcı diyor vergiler yüksek bundan pahalı, müşteri diyor parayı ancak denkleştirebildim , binbir zorlukla alın terimle aldığım araçta neden bu sorunlar çıkıyor?

Bakın arkadaşlar burada Fiatın satış sonrasındaki yaklaşımını eleştiriyorum. Linea yı değil.Aracımda çok memnunum. Fiattan asla değil.



R
17 yıl
Yüzbaşı

Söylemesi çok ağır ama işin özü şu ki, Her toplum hakettiği şekilde yönetiliyor...

Pasaport için artık kuyruk beklenmiyor ama gideceğiniz ülkenin vize veren konsolosluğu size herşeyi reva görüyor...Sabahın köründe kuyruğa girmezseniz sıra nosu alamıyorsunuz.Vize için gerken evraklarla ertesi gün tekrar daha erken kuyruğa girmek durumundasınız. Vize için ilgili ülkenin konsolosluğuna para ödüyorsunuz, vize alamazsanız paranızda yanıyor.Zorlu ve çetin şartlardan sonra vize alabilmişseniz bununla da bitmiyor.Havaalanından ilgili ülkeye girerken, pasaportunuz üzerinde ay yıldızı gören memurun yüzünün asıldığını rahatlıkla görüyorsunuz.Bazen 45 dakika bir gerekçe olmadan bekliyorsunuz...Zaten AB vatandaşı değilseniz ayrı bir kapıdan giriş yapmaya çalışıyorsunuz.

Onlar nasıl geliyorlar biliyor musunuz? Artık ne ilgisi varsa, AB vatandaşı, pasaport bile değil sadece ülkesinin kimliği ile sınırımıza kadar geliyor. Bizim polisimize yavşak yavşak kimliğini gösteriyor.Hiçbir sorgu sual yok.Polisimiz eline bir kağıt parçası veriyor 'lütfen bunu kaybetmeyin diyor' çıkarken geri alıyor o kağıdı. Sonra bu giriş yapan vatandaş değerli parasıyla ege de akdeniz de tatil yörelerimizde içip sıçıp midesini bozunca, ülkesinden hemen özel bir ambulans uçak veya helikopter geliyor.Vatandaşını alıp geri gidiyor. Çok çok acil bir durum olmadıkça benim ülkemin hastanelerinde tedavi bile ettirmiyorlar...

Turizm patlaması deyip, bilmem kaç milyon turist ülkemize giriyor diye sevinen, bunları şişiren medyamızın asıl sakladığı ya da bilmediği bir durum varki, o da, yahu kardeşim adam ülkesinden herşey dahil tur ayarlıyor.Ülkemizdeki tesislere geldiğinde zaten dışarı adımını atmıyor. Geldiği tesisler zaten Almanın, İngilizin... Herşey dahil otelinde yiyip içip keyfine bakıyor.Dönüş tarihi geldiğinde biniyor uçağına dönüyor...Eee esnaf neden kan ağlıyor o zaman, milyon turistin biride uğramaz mı esnafa? Bizim ülkemizde uğramıyor...Yani ülkemize gelen milyon turist zaten baştan, parasını kendi ülkesindeki tur operatörüne ödüyor.Bizimkilerde buradan gelecek üç beş kuruş vergi ile idare ediyor.
Adamlar meydanı boş bulmuş, özellikle Fethiye ye yerleşmiş ingilizler işi abartıp su ve elektrik faturalarının ingilizce düzenlenmesini talep etmişlerdir. Bu şaka değil gerçektir. Yaptırdıkları park ve bahçelere, yerli Türk halkın çocuklarının girmesini istememektedirler.

Yunan otobanında devasa boyutlarda bir tabela vardır. Kıbrıs haritasının kuzey, yani bize ait kesiminden kanlar güney kesimine doğru süzülmektedir.Altında da, İngilizce ve almanca olarak, unutmadık! unutmayacağız! yazılıdır...Bu tabelanın daha ufağı tüm askeri kışlalarının nizamiye kapısında asılıdır... Bizde durmadan zeytin dalı uzatıp duralım iyice şımarsınlar...

Güç içimizde arkadaşlar, yaşlanmış, içi kof, daha kendi içinde bir sürü sorunları olan AB de Türkiye nin yeri yoktur...Kesinliklede girmemelidir.Hata başvurusunu hemen geri alıp onurumuzu kurtarmalıdır.Türkiye min yakasından bir düşseler nasıl bir atağa geçeceğini cümle alem çok iyi biliyor.

Çok yazdım, konuyu dağıttım. Hatta içine ettim, ama sinirlendim... Kusuruma bakmayın ne olur...

Uzun lafın kısası, bu silecek olayında Koçun arkasında Fiat, Fiat ın arkasında da Koç olduğu sürece bu iş çözülmez.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi raven1974 -- 27 Mayıs 2008; 0:23:11 >
Bu mesaja 2 cevap geldi.
G
17 yıl
Yüzbaşı

quote:

Orjinalden alıntı: raven1974

Söylemesi çok ağır ama işin özü şu ki, Her toplum hakettiği şekilde yönetiliyor...

Pasaport için artık kuyruk beklenmiyor ama gideceğiniz ülkenin vize veren konsolosluğu size herşeyi reva görüyor...Sabahın köründe kuyruğa girmezseniz sıra nosu alamıyorsunuz.Vize için gerken evraklarla ertesi gün tekrar daha erken kuyruğa girmek durumundasınız. Vize için ilgili ülkenin konsolosluğuna para ödüyorsunuz, vize alamazsanız paranızda yanıyor.Zorlu ve çetin şartlardan sonra vize alabilmişseniz bununla da bitmiyor.Havaalanından ilgili ülkeye girerken, pasaportunuz üzerinde ay yıldızı gören memurun yüzünün asıldığını rahatlıkla görüyorsunuz.Bazen 45 dakika bir gerekçe olmadan bekliyorsunuz...Zaten AB vatandaşı değilseniz ayrı bir kapıdan giriş yapmaya çalışıyorsunuz.

Onlar nasıl geliyorlar biliyor musunuz? Artık ne ilgisi varsa, AB vatandaşı, pasaport bile değil sadece ülkesinin kimliği ile sınırımıza kadar geliyor. Bizim polisimize yavşak yavşak kimliğini gösteriyor.Hiçbir sorgu sual yok.Polisimiz eline bir kağıt parçası veriyor 'lütfen bunu kaybetmeyin diyor' çıkarken geri alıyor o kağıdı. Sonra bu giriş yapan vatandaş değerli parasıyla ege de akdeniz de tatil yörelerimizde içip sıçıp midesini bozunca, ülkesinden hemen özel bir ambulans uçak veya helikopter geliyor.Vatandaşını alıp geri gidiyor. Çok çok acil bir durum olmadıkça benim ülkemin hastanelerinde tedavi bile ettirmiyorlar...

Turizm patlaması deyip, bilmem kaç milyon turist ülkemize giriyor diye sevinen, bunları şişiren medyamızın asıl sakladığı ya da bilmediği bir durum varki, o da, yahu kardeşim adam ülkesinden herşey dahil tur ayarlıyor.Ülkemizdeki tesislere geldiğinde zaten dışarı adımını atmıyor. Geldiği tesisler zaten Almanın, İngilizin... Herşey dahil otelinde yiyip içip keyfine bakıyor.Dönüş tarihi geldiğinde biniyor uçağına dönüyor...Eee esnaf neden kan ağlıyor o zaman, milyon turistin biride uğramaz mı esnafa? Bizim ülkemizde uğramıyor...Yani ülkemize gelen milyon turist zaten baştan, parasını kendi ülkesindeki tur operatörüne ödüyor.Bizimkilerde buradan gelecek üç beş kuruş vergi ile idare ediyor.
Adamlar meydanı boş bulmuş, özellikle Fethiye ye yerleşmiş ingilizler işi abartıp su ve elektrik faturalarının ingilizce düzenlenmesini talep etmişlerdir. Bu şaka değil gerçektir. Yaptırdıkları park ve bahçelere, yerli Türk halkın çocuklarının girmesini istememektedirler.

Yunan otobanında devasa boyutlarda bir tabela vardır. Kıbrıs haritasının kuzey, yani bize ait kesiminden kanlar güney kesimine doğru süzülmektedir.Altında da, İngilizce ve almanca olarak, unutmadık! unutmayacağız! yazılıdır...Bu tabelanın daha ufağı tüm askeri kışlalarının nizamiye kapısında asılıdır... Bizde durmadan zeytin dalı uzatıp duralım iyice şımarsınlar...

Güç içimizde arkadaşlar, yaşlanmış, içi kof, daha kendi içinde bir sürü sorunları olan AB de Türkiye nin yeri yoktur...Kesinliklede girmemelidir.Hata başvurusunu hemen geri alıp onurumuzu kurtarmalıdır.Türkiye min yakasından bir düşseler nasıl bir atağa geçeceğini cümle alem çok iyi biliyor.

Çok yazdım, konuyu dağıttım. Hatta içine ettim, ama sinirlendim... Kusuruma bakmayın ne olur...

Uzun lafın kısası, bu silecek olayında Koçun arkasında Fiat, Fiat ın arkasında da Koç olduğu sürece bu iş çözülmez.




Fazla birşey söylemeyeyim---->



G
17 yıl
Yarbay

quote:

Orjinalden alıntı: raven1974

Söylemesi çok ağır ama işin özü şu ki, Her toplum hakettiği şekilde yönetiliyor...

Pasaport için artık kuyruk beklenmiyor ama gideceğiniz ülkenin vize veren konsolosluğu size herşeyi reva görüyor...Sabahın köründe kuyruğa girmezseniz sıra nosu alamıyorsunuz.Vize için gerken evraklarla ertesi gün tekrar daha erken kuyruğa girmek durumundasınız. Vize için ilgili ülkenin konsolosluğuna para ödüyorsunuz, vize alamazsanız paranızda yanıyor.Zorlu ve çetin şartlardan sonra vize alabilmişseniz bununla da bitmiyor.Havaalanından ilgili ülkeye girerken, pasaportunuz üzerinde ay yıldızı gören memurun yüzünün asıldığını rahatlıkla görüyorsunuz.Bazen 45 dakika bir gerekçe olmadan bekliyorsunuz...Zaten AB vatandaşı değilseniz ayrı bir kapıdan giriş yapmaya çalışıyorsunuz.

Onlar nasıl geliyorlar biliyor musunuz? Artık ne ilgisi varsa, AB vatandaşı, pasaport bile değil sadece ülkesinin kimliği ile sınırımıza kadar geliyor. Bizim polisimize yavşak yavşak kimliğini gösteriyor.Hiçbir sorgu sual yok.Polisimiz eline bir kağıt parçası veriyor 'lütfen bunu kaybetmeyin diyor' çıkarken geri alıyor o kağıdı. Sonra bu giriş yapan vatandaş değerli parasıyla ege de akdeniz de tatil yörelerimizde içip sıçıp midesini bozunca, ülkesinden hemen özel bir ambulans uçak veya helikopter geliyor.Vatandaşını alıp geri gidiyor. Çok çok acil bir durum olmadıkça benim ülkemin hastanelerinde tedavi bile ettirmiyorlar...

Turizm patlaması deyip, bilmem kaç milyon turist ülkemize giriyor diye sevinen, bunları şişiren medyamızın asıl sakladığı ya da bilmediği bir durum varki, o da, yahu kardeşim adam ülkesinden herşey dahil tur ayarlıyor.Ülkemizdeki tesislere geldiğinde zaten dışarı adımını atmıyor. Geldiği tesisler zaten Almanın, İngilizin... Herşey dahil otelinde yiyip içip keyfine bakıyor.Dönüş tarihi geldiğinde biniyor uçağına dönüyor...Eee esnaf neden kan ağlıyor o zaman, milyon turistin biride uğramaz mı esnafa? Bizim ülkemizde uğramıyor...Yani ülkemize gelen milyon turist zaten baştan, parasını kendi ülkesindeki tur operatörüne ödüyor.Bizimkilerde buradan gelecek üç beş kuruş vergi ile idare ediyor.
Adamlar meydanı boş bulmuş, özellikle Fethiye ye yerleşmiş ingilizler işi abartıp su ve elektrik faturalarının ingilizce düzenlenmesini talep etmişlerdir. Bu şaka değil gerçektir. Yaptırdıkları park ve bahçelere, yerli Türk halkın çocuklarının girmesini istememektedirler.

Yunan otobanında devasa boyutlarda bir tabela vardır. Kıbrıs haritasının kuzey, yani bize ait kesiminden kanlar güney kesimine doğru süzülmektedir.Altında da, İngilizce ve almanca olarak, unutmadık! unutmayacağız! yazılıdır...Bu tabelanın daha ufağı tüm askeri kışlalarının nizamiye kapısında asılıdır... Bizde durmadan zeytin dalı uzatıp duralım iyice şımarsınlar...

Güç içimizde arkadaşlar, yaşlanmış, içi kof, daha kendi içinde bir sürü sorunları olan AB de Türkiye nin yeri yoktur...Kesinliklede girmemelidir.Hata başvurusunu hemen geri alıp onurumuzu kurtarmalıdır.Türkiye min yakasından bir düşseler nasıl bir atağa geçeceğini cümle alem çok iyi biliyor.

Çok yazdım, konuyu dağıttım. Hatta içine ettim, ama sinirlendim... Kusuruma bakmayın ne olur...

Uzun lafın kısası, bu silecek olayında Koçun arkasında Fiat, Fiat ın arkasında da Koç olduğu sürece bu iş çözülmez.






+1



H
17 yıl
Binbaşı

selamlar...

her ne kadar "konu dışı " başlığında tartışılması gereken bir konu olsa da ,ülkemizde hizmet üreten kuruluşların mağduru olma zorunluluğumuzdan dolayı burada tartışmak zorunda kalıyoruz....müşteri hizmetleri ve satış sonrası hizmetler...ülkemizin genel durumundan soyutlanamıyor elbette...

dünyanın modern,gelişmiş,demokratik toplumları arasına girme isteği halkımızın büyük bir çoğunluğunda var...ancak yıllardır uygulanan yanlış eğitim,sosyal ve ekonomik politikalar sonucu bunları yaşıyoruz....

çok iyi niyetli bir topluluk yaşıyor topraklarımızda...hakkını aramayı ayıp sanan,teslimiyetçi ve kaderci...tabi bu arada insanların inançları gereği olan kaderden bahsetmiyorum..yanlış anlaşılmasın...dinamik yerine statik,kolaycı bir yaşam şekli....bırakın kitap okumayı,gazetenin bile sadece spor sayfasına bakan bir çoğunluk oluştu...

ab ye girmeyelim,girmek te gerekmez ama önce kişisel gelişimimizi tamamlamamız ve toplumsal anlayışımızı değiştirmemiz,bilim yolunda ilerlememiz gerekiyor....olmazsa olmaz olan tek koşul da bu.....

saygılarımla...


Bu mesaja 1 cevap geldi.