Kendim hakkında çok şey bilmem.Kimse bilmez..Ruhumun derinliklerinde kayboluyorum bazen,tanıyamıyorum;ama kimi?Hhhh..Bu yaşam ya da ölüm mü demeliydim,beni yoruyor atık.Bir şeyler hissediyorum,evet hissediyorum ve bunu biliyorum ancak bunu ortaya çıkarmaktan acizim.Sonsuzluğun içine düşerken umutsuz ve çaresizce çırpınan kişi mi,yoksa sonsuzluğa düşmek için kollarımı açıp tanrılara isyan eden kişi mi olmalyım bilemiyorum artık.Düşünmekten kendimi alamıyorum.Fakat kesin olarak bildiğim tek şey şu;sadece bunları düşünmek için ruhum pahasına çalıştım ve bu gücü elde ettim.Çünkü bunları düşünmeye cüret etmek bile bazılarını çıldırtacak seviyede korkutmaya yeter.Arthas'ın bağları gözümden çözülüp Deathknell'de ruhum huzur bulduğunda daha çok zayıftım,acizdim.Şimdi bir bakın,Undercity'nin içinde yürürken birçok kişi saygıyla karışık bir korkuyla bakıyor bana..Biliyorum fakat aldırmıyorum.Aldırmazkende onları önemsiyorum.Çünkü amacımın ortakları onlar..Arthas'ı yok etmek için içtiğim andımın ortakları...Onların yerinde olmak istiyorum,ne kadar basit,sade bir hayatları var.Benimkisi gibi karanlık bir yaşama sahip değiller.Ben onları,onlar da beni kıskanıyor.Sylvanas denen o ahmak da bunların içinde...Ona bu cezayı yine Arthas piçi verdi,fakat onun yaptığı tek şey yanındaki boynuzlu yaratıkla zavallı halkıma emir saydırmak!!Öfkeliyim,Arthas'a,onun yaptklarına ve böyle acizlere!!Artık ruhumun ateşi içgüdülerimi kavuruyor,benim kendimden geçmeme neden oluyor.Daha fazla dayanmaya çalışmaktan bıktım artık,içtiğim andın,gücüm içinde yok olmadan önce gerçekleşmesini istiyorum.Ruhum için biraz gıda arıyorum;acı,korku,kan...fakat nihayetinde hiçbirini bulamıyorum her geçen dakika yok olduğumu hissediyorum.Bir zamanlar kalbimin olduğu yerin artık atmadığını hissediyorum ve yine aynı şey...İsyankarlığım gökleri yararak tanrılara ulaşıyor,onları titretiyor ve o zaman anlıyorlar....Artık zamanın geldiğini.... Yanıma en güvediğim bir çırağımı çağırdım ve ona yazdığım parşömeni verip Sylvanas'a göndermesini söyledim.Daha sonra meraklı bir bekleyiş..Her zaman bu düşüncelerden biraz olsun kurtulmak için yaptığım meditasyonumdan uyandıktan sonra Sylvanas'ın mesajını aldım.Şöyle diyor:'Emrindeyim...'.Şaşırmama aldırmadan devam ettim.Kısa bir süre içinde Undercity'nin içinde intikam yeminleri edilmeye başlandı,herkes Deathknellde o hissettiği duyguyu,o coşkuyu benimsedi tekrar.Kendi kardeşlerimle bu işi bitirecektim,onların yanımda olması bana güç veriyordu.Benim ailem halkımdı..Geri zekalı orclar ve trollerden yardım istemeye tenezzül bile etmedim.Taurenler bunun için fazla onurlu ve barışçıllardı;bu bir intikam yemininin alevlenişiydi..O gece Undercityden çıkarken bir şey gözüme çarptı,kırmızı ve hala canlılığını yitirmemiş bir şey..bir gül..Zamanında halkın babasını öldürmeye geldiği zaman onun üstüne yağdırdığı gül yapraklarından biri;hala dipdiri,capcanlı orada öylece,vakurca gizemini çözemediğim bir nedenden dolayı kımıldıyordu...
Not:Devamını yazmaya çalışacağım.Lütfen imla ve yazım hatası varsa söyleyin benim için önemlidir.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
Yanıma en güvediğim bir çırağımı çağırdım ve ona yazdığım parşömeni verip Sylvanas'a göndermesini söyledim.Daha sonra meraklı bir bekleyiş..Her zaman bu düşüncelerden biraz olsun kurtulmak için yaptığım meditasyonumdan uyandıktan sonra Sylvanas'ın mesajını aldım.Şöyle diyor:'Emrindeyim...'.Şaşırmama aldırmadan devam ettim.Kısa bir süre içinde Undercity'nin içinde intikam yeminleri edilmeye başlandı,herkes Deathknellde o hissettiği duyguyu,o coşkuyu benimsedi tekrar.Kendi kardeşlerimle bu işi bitirecektim,onların yanımda olması bana güç veriyordu.Benim ailem halkımdı..Geri zekalı orclar ve trollerden yardım istemeye tenezzül bile etmedim.Taurenler bunun için fazla onurlu ve barışçıllardı;bu bir intikam yemininin alevlenişiydi..O gece Undercityden çıkarken bir şey gözüme çarptı,kırmızı ve hala canlılığını yitirmemiş bir şey..bir gül..Zamanında halkın babasını öldürmeye geldiği zaman onun üstüne yağdırdığı gül yapraklarından biri;hala dipdiri,capcanlı orada öylece,vakurca gizemini çözemediğim bir nedenden dolayı kımıldıyordu...
Not:Devamını yazmaya çalışacağım.Lütfen imla ve yazım hatası varsa söyleyin benim için önemlidir.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.