sayın Süleyman Demirel bu cevabı görseydi şu yorumu yazardı... "Yürümekle Yollar Aşınmaz..." Valla Biodizel ve alternatif enerji üretimi çalışmaları içinde sizi tebrik ediyorum. Sizin gibi laf yapmayıp iş yapan insanlar girişimler olduğu sürece Bor'u da değerlendiririz, petrole bağımlılığı da bitiririz, buğdaydan da benzin üretiriz... Biliçli olmak sadece yediği kazıkları saymak değil, çözümler üretebilmektir... |
siz bu söylediginize gercekten inaniyormusunuz benzin (bizdeki ) fazla veriyor ve litresi 1 TL den dişari satiliyor cari açık için mazot (dizel ) arttirici etkisi var onunda 4/3 vergi oraninda vergi ile iç piyasaya satiliyor . cari acigi düşürmek mi istiyorsunuz benzine yap indirim (vergiden ) dizel araç alimi dursun dizel tüketimi azalsin . ![]() fazla gelen benzinini vergiyle beraber bol bol sat halka . ![]() |
üstad hangi şehirdesin bilemiyorum ama Ankarada toplu ulaşım diye birşey yok.insanlar konserve gibi otobüslerle gidiyor, metro desen zaten seçim öncesi biterse kendimizi şanslı sayacağız. bisiklet,her daim istiyorum ama Ankara nın güzel yollarında bisikleti bırak araba bile kullanılamıyor. hükümetler için bu ülkeyi demirağlarla örmek yerine insanlara araba aldırıp, yakıt kullandırmak ve bunlardan vergiler toplamak daha kolay ve daha rahat bir iştir ![]() bu ülke ekonomisinin %70 kayıtdışı, bu durum herkesin işine geliyor ![]() |
Valla kağıt üzerinde bu işler bahsettiğim gibi. ![]() Teorik olarak, bir corvette ZR1'in fiyatı 150.000 dolar diyelim. Siz bu aracı aldınız. üretim maliyeti olarak 100.000 dolar bir kaç dakika içinde Türkiye'den Amerika'ya gitti Ne oldu ülke piyasası 100.000 dolar kaybetti... Aldığınız araç bir toyota coralla ise tahmini 12.000 dolar gibi bir fiyat Türkiye'piyasasındaki para gitti... o yüzden ekonomik araç kullanalım.. italyan Ferrari Enzo, Japon Nissan GT-R, Alman Mercedes SLR, İngiliz Aston Martin DB9 kullansın bizde Vosvos Golf ile, Şahin ile yolların tozunu atalım... Bence araçlarla ilgili en önemli sıkıntı modifikasyona izin verilmemesi, iğrenç, saçma, yobazca, geri kafalıca... ![]() |
sanırım farklı şeylerden bahsediyoruz ilk yazimda anlatim bozulkugu olmuş biraz yada ekonomik araç derken araci kullanirken az yaktirma ekonomik kullanma konusunda bakan bir takim şeylerden bahsetti yayinlandi tavsiyeler niteliginde .. onu kastettim ben . elbette milyon dolarlik araçlar bir anda tr ekonomisine cukurlar açiyor ![]() |
Hocam tam arkadaşa cevap yazıcaktım senin mesajı gördüm. Toplu taşıma olayını Ankara'da 100 den fazla kişinin aynı anda yaptığı işleme diyoruz. Artı o kadar pahalıki taksiye binmek 3-4 kişi için daha uygun. Eğer uzak mesafede oturuyorsan (dikkat et uzak diyorum) 2 vasıta kullanmak zorundasın araba her şekilde daha karlı. Arabayla 40 dakikada gittiğim yolu toplu taşımayla (konserve kutusundan farksız otobüslerle) 2.5 saatten önce gitmem mümkün değil. 12 den sonra toplu taşıma diye birşey yok. Bunlara ek olarak sizlere bir karikatür paylaşmak istedim. Yukarıda birşeyler yapmanın kaldırımlar söküp polise saldırmak olarak algılandığını yazan arkadaşıma hak veriyorum. Sadece yollara çıkıp arabalarımızı hareket ettirmeden meclisin önünde 2 saat geçirsek yeter bence. istemedende olsa binlerce insan katılır. < Resime gitmek için tıklayın > |
![]() ![]() |
Siz koyun olmazsanız kimse size bu paralara benzin mazot satamaz. Elbet vazgeçeceğiz bu araba cehaletinden ama ne zaman Allah bilir. Binmeyin filozofum binmeyin.Naapın edin binmeyin. Ben antakyadayım bizde de konserve otobüs var. Ama zorda kalınca biniyorum.Hiç de dert etmiyorum. Arabama da ihtiyaç olunca biniyorum. Babamla uyuştuğumuz tek konudur hatta:) Bisiklet işine de gireceğim kısmetse. Hem spor hem yolculuk ![]() |
Sanırım bir frekans uyuşmamazlığı olmuş... ![]() ![]() |
Ülkemiz insanının araçlarını zaman zaman ihtiyaç,zaman zaman da tamamen lüks ve rahatlık için kullandığı doğrudur.Ancak şöyle bir gerçekte var ki özellikle büyük şehirlerde toplu taşıtla şehir içi yolculuk edebilmek zor zanaat..Eğer adam gibi bir toplu taşıma sistemimiz olsa,insanlar şehir içi otobüslerinde ve dolmuşlarda istiflenmiş patates çuvalları gibi gitmese emin olun ki ben de kullanırım.Ama bizim güzel ülkemizde toplu taşıma sektörüde ya devletin elinde,ya da 3.sınıf mafya tarzı insanların elinde..Kaç tane ilimizde veya ilçemizde belediye otobüsü kullanılıyor? Düne kadar doğup büyüdüğüm yer olan Tekirdağın en büyük ilçesi yaklaşık 400.000 nüfuslu Çorluda bile yoktu! Ki şu anda İstanbulda bile o kadar geniş uygulama alanı olmasına rağmen metrobüsünden tut dolmuşuna kadar hepsini tıklım tıklım görebiliyorum... Bir diğer konu ise bu akaryakıt zamlarının neden yapıldığı..Hiç sanmıyorum ki devlet ''bu insanlar özel araçlarını bırakıp toplu taşımayan yönelsin,atmosfer daha az kirlensin'' mantığıyla zam yapsın! Eğer mantık buysa,bu da sonuna kadar korkutucu! Hiçkimse devlet büyüklerinın en az 3500-4000 motorlu lüks sedanlarla suv'larla gezdiği bir ülkeden halkın özel aracını bırakıpta toplu taşımaya yönelmesini bekleyemez.Eğer devlet olarak bi amacın varsa,eğer bunca aracın ülke yollarında gezmesine boşuna yakıt yakmasına engel olmak istiyorsa,bir o kadar da çevreyi ve şehirlerini yaşanabilir yapmak istiyorsan ''kemer sıkma poltikası'' uygulatmayacaksın,uygulayacaksın. Bırakın devlet büyüklerini,bakın;İstanbul,İzmir,Ankara gibi büyük şehirlerde valisinden belediye başkanına kadar (büyük şehir belediye başkanlarını saymıyorum bile) hepsi mercedes s serisi kullanıyor! 500.000 liralık 6-8 silindirli mercedes s'ler yerine 100 kilometrede 6 litre yakan bi BMW 5 serisi bir valini neyine yetmiyor,ya da 100.000lik dizel bi passat belediye başkanının hangi ihtiyacını karşılamıyor? Hadi diyelim akaryakıta zam geldi,araçlarımızı ekonamik kullanmaya başladık,yine zam geldi heryere arabayla gitmemeye başladık,hadi yine zam geldi biz de halk olarak Porsche'larımızı sattık(!) VWe Fiat'a bindik,hadi diyelim yine zam geldi gittik bu sefer birer tane motor aldık,hadi yine zam geldi VWimizi Fiat'ımızı sattık toplu taşımaya döndük,hadi diyelim ona da zam geldi gittik birer tane elektrikli bisiklet aldık,hadi elektriğe de her zaman ki gibi zam geldi,gittik normal bi bisiklet aldık...Eee nereye kadar? |
Şaka gibi ne diyeyim...
Sokağa dökülmeyi kaldırım söküp, ortalığı yakmak olarak anlıyorsanız o sizin sorununuz. Güvenlik güçleri ile çatışma olarak anlıyorsanız da sizin sorununuz. Modern ülkelerde insanlar "yetti be!" derlerse, sokağa çıkıp tepkilerini dile getirirler. Ortalığı yakmadan, kaldırım sökmeden sokağa çıkmak demokratik bir haktır. Orada bekleyen güvenlik güçleri onların güvenliğini sağlamak içindir. Bizdeki gibi bir tarafa cop sokmak için değil. Şahsen yok yere cop yersem, yok yere cop kullanan adamın kafayı yarmak benim için haktır.
1940'lar 60'lar, 80'ler ve 90'larda devletimizin farklı farklı yöntemlerle sistematik bir biçimde insanları susturma yöntemleri olmuştur. Hala da vardır. Geçmişteki bu uygulamalar kalktı diye de daha medeni ve demokratik bir ortam oluşmuş olabilir, yeterli olduğu anlamına gelmez. Geçmişi görüp bugüne şükretmek kadar insanı pasifize edici birşey olamaz. Ne olabileceğimizi bilen bir adama şu anki durumumuz komik gelmektedir.
Ülkesini seven biri olarak benim an itibari ile bu millete inancım, bu devlete güvenim kalmadığı için bir protesto olsa katılırım; ama bir değişiklik beklemem. Onun yerine kendi evimde rakımı, bioethonolümü ve biodizelimi üretmeye çalışıp, kendi yoluma bakıyorum. Çalışmalara başladım. Şimdilik iyi gidiyor.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Huseyin-ZST -- 26 Mart 2012; 11:19:51 >
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle