Mavi bence durmuyor, şu anki rengi en güzeli. Bayrağımızın hem tasarımı, hem rengi dünyadaki diğer ülke bayraklarının arasında en güzeli. Bu benim fikrim. |
Katılıyorum, iyi ki mavi olmamış. ![]() |
mebuslar meclisine gitmemesinin nedeni, işgal kuvvetlerinin kontrolü altında açılan bir meclisin sağlıklı karar verecek bir yapıda olmamasıdır. zaten misak-ı milli'yi kabul ettikten sonra da dağıtıldı meclis, vekiller göz altına alındı, bir kısmı malta'ya gönderildi. |
Uydurma bence bu günkü haline de karar veren zaten Atatürktü artık nasıl alttan çalışacaklarını bilememişler istese değiştirirdi Atatürkten bahsediyoruz haksızmıyım Öl dedi millet onun için canını verdi Bayrağımı değiştiremicekti vardır paşamızın bir dediği diyip değiştirirlerdi |
gerçekten şuanki rengi hem güzel hem anlamlı varmı böyle güzel bir bayrak dünya üzerinde |
Katılıyorum.Kırmızı bayrağımıza çok yakışıyor. |
Mavi kötü duruyor ama kırmızı çok uyuyor![]() ![]() ![]() |
Önemli olan, sembollerin kendisinden çok; sembole yüklenen anlamdır. |
Yahu neden uydurma olsun ? Atatürk'ün böyle bir tercihi olmuşsa bu Atatürk'den ne götürür ? İşin içinde Atatürk geçtiği zaman direkt bir şartlı refleksle hemen "yok yok bu atmasyondur" deniyor. Sizler mustafa filmini de bu nedenle sevmediniz. Atatürk mavi hayalini kurmuş, pembe de kurabilirdi. Bu Atatürk'e bakışınızı mı değiştirecek ? O bir "insan"dı. Bir sürü doğruları olduğu gibi. Yanlışları vardı, hataları vardı, sizle çakışmayan zevkleri vardı. Bunları yazan olursa düşman, yanlıştır diyen en büyük Atatürk'çü. Aşın artık hemen bu tabulaştırma refleksinizi. Komik oluyor. |
![]() ![]() ![]() Haklısınız ancak haberin doğruluğundan şüphe duyulabilir bu çok doğal birşey. Bundan şüphe duyan kişilere, "aşın artık hemen bu tabulaştırma refleksinizi" demeniz de sizin kendi refleksinizi ortaya çıkarıyor. İyi günler |
eski türk devletlerinin bir kısmı mavi bayrak kullandığı için belki o da böyle birşey düşünmüş olabilir < Resime gitmek için tıklayın > Göktürk imparatorluğu bayrağı < Resime gitmek için tıklayın > Hazar imparatorluğu bayrağı < Resime gitmek için tıklayın > Büyük Selçuklu imparatorluğu bayrağı < Resime gitmek için tıklayın > Büyük Timur imparatorluğu bayrağı ama büyük ihtimalle osmanlı devletinin bayrağınada benzediği için bu bayrağa devam edilmiştir < Resime gitmek için tıklayın > |
size de iyi günler. |
Doğru Atatürk mavi isteyebilir. Bu onun tercihidir. Fakat Atatürk ile ilgili bir sürü uydurma haber var. O yüzden bu haber için de başka kaynak var mı diye öğrenmek, doğrulatmak hakkımızdır. Haber yanlış ise neden yanlış bir bilgiyi öğrenelim ki... |
Maviyi tek beğenen benim galba.. Şahsen çok beğendim, sanırım bu turkuaz mavisi.. |
eski türk devletlerinin bir kısmı mavi bayrak kullandığı için belki o da böyle birşey düşünmüş olabilir < Resime gitmek için tıklayın > Göktürk imparatorluğu bayrağı < Resime gitmek için tıklayın > Hazar imparatorluğu bayrağı < Resime gitmek için tıklayın > Büyük Selçuklu imparatorluğu bayrağı < Resime gitmek için tıklayın > Büyük Timur imparatorluğu bayrağı ama büyük ihtimalle osmanlı devletinin bayrağınada benzediği için bu bayrağa devam edilmiştir < Resime gitmek için tıklayın > |
|
haklısın ![]() |
1920 yılı başlarında Büyük Millet Meclisinin açılması için çalışmalar sürerken Atatürk’ün, bayrak rengini değiştirmeyi düşündüğü ama arkadaşlarının bu teklife meyletmemesi üzerine Türk Bayrağının renginin değişmediği belirtildi.
Meclis görevlisi Yılmaz Koç, inkılap tarihi ve Kurtuluş Savaşının bilinmeyen veya unutulmaya yüz tutmuş detaylarını "Unutulanlar" isimli kitabında derledi.
Koç’un, Meclis tutanaklarından ve arşivinden yararlanarak hazırladığı kitapta, 1920 yılı başlarında Büyük Millet Meclisinin açılması için çalışmalar sürerken Atatürk’ün, bayrak rengi olarak gök mavi rengi düşündüğüne yer veriliyor. Kitapta, Çankaya’da yapılan sohbetlerde Atatürk’ün gök rengini çok sevdiğini, bayrağın renginin de böyle olmasını arzu ettiğini arkadaşlarına söylediği, ancak bu yönde arkadaşlarından bir fikir veya teklif gelmeyince, 2. Mahmud döneminde kabul edilen ay yıldızlı al bayrakla devam edildiği anlatılıyor.
Kitapta, "Atatürk’ün Meclis-i Mebusan üyesi olduğu, fakat bu Meclisin toplantılarına hiç katılmadığı" bilgisi de yer alıyor. 7 Kasım 1919 seçimlerinde Erzurum’dan Meclis-i Mebusan’a milletvekili olarak seçilen Atatürk’ün, "hastalığını" bahane ederek Meclis çalışmalarına katılmadığı kaydedildi.
ÜLKE YOKLUK İÇİNDEYDİ
Kitapta, bazı olaylar da şöyle anlatılıyor: - Kurtuluş Savaşı döneminde, sadece düşmanla değil, yoksullukla da mücadele ediliyordu. Erzurum Kongresinden sonra Sivas Kongresine katılmak için yol hazırlıklarına başlayan Mustafa Kemal Paşa’nın durumunu, heyetin para işleriyle uğraşan Mazhar Müfit Kansu hatıralarında şöyle anlatıyor: Erzurum’dan Sivas’a yola çıkacaktık, fakat yola çıkmak için gerekli yakıtı alacak ve yolda iaşeyi sağlayacak para yoktu. Heyet üyelerinden 60 yaşındaki Binbaşı Süleyman Bey, biriktirmiş olduğu 900 lirayı verdi. Süleyman Bey, bundan Mustafa Kemal Paşa dahil kimsenin haberi olmamasını istedi. - Büyük Millet Meclisi, 23 Nisan 1923’te en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Mensubu Şükrü Bey’in başkanlığında toplanıyor. Açış konuşmasından sonra söz alan Mustafa Kemal Paşa, kürsüye çıktığında üzerinde Erzurum Valisi Münir Bey’in elbisesi bulunuyordu. - Mustafa Kemal Paşa, temsil heyetiyle Ankara’ya geldiğinde ülkenin her tarafında yokluk hüküm sürüyordu. Ekmekçilere bile verecek paraları kalmadığını yazan Mazhar Müfit Kansu, kendi kürkünü sattırdığını anlatıyor.
HALK "KÜRDİSTAN MESELESİNİ" NASIL REDDETTİ?
Lozan Konferansı'na "Kürdistan" temsilcisinin davet edilmesi üzerine, Mecliste 17 Mart 1921 tarihinde genel görüşme yapıldı. Bu görüşmede, "Kürdistan meselesi diye bir meselenin mevcut olmadığına" dair Doğu illerinden gelen çok sayıda telgraftan biri okundu. Tutanaklara geçen telgraf metni kısaca şöyle: "Türk birliğinden ayrılmak zihniyetinde bulunanları Kürtler, kendi milletlerinden saymazlar. Kürtlerin mukadderatı, Türk’ün mukadderatıyla beraberdir. Biz Kürtler, TBMM Hükümetinden başka kurtarıcı beklemediğimiz gibi, İtilaf devletlerinden merhamet dilenmeye tenezzül etmiyoruz. Misak-ı Milli dahilinde sulh yapılmasını temin için bütün varlığımızla Hükümetimize yardım edeceğimizi, TBMM Hükümeti dahilinde Kürtlüğün ayrı bir unsur olarak bilinmesini hiçbir zaman işitmek istemediğimizi arz ve başarılar temenni ederiz." Aynı konuyla ilgili telgraflar 31 Mart 1921 tarihine kadar gelmeye devam eder. Telgrafların hangi illerden ve kimlerden geldiği tekrar Meclis’te ele alınır. Genel Kurulda okunan diğer telgrafta ise "Altı buçuk asırdır ki Türkiye idaresinde rahat ve refah içinde yaşıyoruz. Hiçbir zaman Türkiye’den ayrılmak, ayrı bir hükümet kurmak Kürtlerin hatırına gelmemiştir. Tarihimiz, dinimiz ayrılık kabul etmeyecek bir manevi ve maddi mahiyeti ile birbiriyle iç içedir. Kürdistan namına konferansta söz söyleme yetkisi, yalnız Büyük Millet Meclisi Hükümetini temsil eden Türkiye heyeti üyelerine aittir" deniliyordu.
(aa)
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.