quote:

Orijinalden alıntı: Darkness

Nizamiye'den girerken yanında götürdüğün çantanı arayacaklar önce. Sonra kayıtların yapılacağı binanın önüne gidip saatlerce bekleyeceksin. Kayıt başladığında içeriye alacaklar 5'er 10'ar. İçerideki kabinde soyunacaksınız, üstünüzde sadece donunuz kalacağı için boxer giyip de gidin. İçeride genelde bir doktor, bir ya da iki tane de hemşire olur. Hastalıklarınız olup olmadığını soracak doktor, hemşireler de iki omzunuzdan iğne yapacak (hissetmiyorsunuz bile). İğnelerden sonra üstünüzü giyeceksiniz. Korkmayın, çükünüze, taşaklarınıza, ya da domaltıp poponuza bakmayacalar; onlar geçmişte kaldı.

Ardından aynı odadaki bir kaç kişiye daha gidip, evrak imzalayacaksınız, ve kayıt işlemi tamamlanmış olacak. Ardından sizi gruplar halinde kendi eğitim göreceğiniz bölüğe götürecekler. Oradaki görevli astsubay veya uzman çavuş ile kısa bir hoşgeldin konuşması yapacaksınız. Hemen akabinde, sizi kamuflaj ve diğer askeri malzemelerinizi alacağınız depoya gönderecekler. Yine gruplar halinde depoya gideceksiniz. Hiçbir şeyi denemenize fırsat verilmeden, alelacele gömlek, kamuflaj, bot, iç çamaşırı, diş fırçası vs bütün malzemelerinizi, ve bunları koyacağınız mavi askeri çantayı burada alacaksınız. Botları mutlaka normalde giydiğinizden büyük alın. Şöyle diyebilirim ki ben 44 numara ayakkabı giyiyorum genelde, askerde aldığım 46 numara bot bana küçük geldi, ve daha sonra komutanlara yalvar yakar 47 numara alabildim. Ki normalde botları değiştirmek imkansızdır, ben şanslıydım o konuda. Diğer kıyafetlerle idare edilebiliyor bir şekilde, ama botlar küçük olursa ayaklarınızı yara bere içinde bıraıri dikkatli olun. Aldıklarınızı çantaya tıkıştırdıktan sonra, tekrar bölüğünüze gidersiniz, ve orada ilk kez kamuflajları giyineceksiniz. O esnada "Askerlik asıl şimdi başladı beyler!" diyen devrelerine aldırma, çünkü henüz A'sını görmediler askerliğin. Bu arada şunu da belirtmek lazım, ne kayıt muayenesinde, ne de burada kamuflajları giyerken, yarı çıplak olmak, inan hiç koymayacak ya da utandırmayacak sizi. Çünkü, o ortama girdiğinde otomatik olarak bazı şeyleri geride bıraktığını farkediyorsun.

Kamuflajlar giyinildikten sonra, sizi yemekhaneye götürürler. Ve ilk kez asker yemeğini burada tadarsınız. Ardından tekrar bölüğünüze gidersiniz. Burada dolap ayarlamaya çalışırlar size. Yine bölükteki görevli komutanlar size tanıtım konuşması yaparlar, etraf hakkında bilgi verirler, tuvalet banyo nerde, kantin neresi, uymanız gereken ana kurallar vs... Akşam yemeği için tekrar yemekhaneye gidilir. Ardından bölüğe gelinir. Tabi bu arada alabildikleri kadar içtima alırlar. Sonra koğuşunuza geçip yatarsınız. Sabah 05:00 gibi kalkılır, traş, yatağı toplama, ardından kahvaltı, ve sonrasında yine içtima. Ve eğitiminiz böylece başlar.

Ben kısa dönem olarak yaptım askerliği. Ama denetlemeye denk geldiğimiz için, çoğu uzun dönemin yaşamadığı şeyleri tecrübe ettim. Askere gideceklerin yaşayacakları aşağı yukarı burada yazdıklarım gibi. Tabi bu, işin en başı. Ki zaten acemilikte size sadece sağa-dön, sola dön gibi komutlar, yürüyüşler ve marşlar öğretiliyor, atış yaptırılıyor, ve en çok da törene hazırlanıyorsunuz. Hatta hemen hemen her şey tören hazırlığından ibaret. Asıl askerlik gerçekten de usta birliğinde yapılıyor. Kötü anlamda söylemiyorum, usta birliği çok daha rahat. Çünkü hem olayı kavramış oluyorsunuz, hem yapacağınız iş belli oluyor. Acemilik dönemi, ustabirliğine göre çok daha yorucu bence.

Şimdiden askere gidecek arkadaşlara hayırlı teskereler diliyorum. Oradayken zaman geçmek bilmiyor, bırakın günleri, dakikaları dahi sayıyorsunuz. Ancak askerden döndüğünüzde de "ulan ben ne ara gittim, geldim!" diyorsunuz, zaman çok çabuk geçmiş gibi geliyor. Profesyonel orduya geçilmesi taraftarı biriyim, ancak askere gidince gördüm ki sahiden bu saçma ve gereksiz eğitimleri alması gereken inanılmaz derecede cahil insanlar var bu ülkede. Ki onları suçlamıyorum, doğup büyüdükleri ortamların geri kalmış olması, onların değil bu ülkenin bir hatasıdır. Sahiden de sıçmayı bile bilmeyen insanların olduğunu görünce şaşırma. Ve 15 ayda anca öğreniyor adam bunun gibi basit şeyleri.

Verebileceğim tek tavsiye, ne en başta, ne de en sonda olun. Her zaman ortalarda bir yerde olun, ki göze batmayasınız. Böylece her işi size kitlemezler. Hiç bir şeyi çok biliyor gibi görünmeyin, hep size yaptırırlar. İyi yaptığınız şeyler için övgü beklemeyin. Ve sakın şafak saymayın, kendinize eziyet etmiş olursunuz. En azından plakalara düşene kadar saymayın

quote:

Orijinalden alıntı: koyar olm

quote: Orijinalden alıntı: tcdlmlt quote: Orijinalden alıntı: koyar olm Bazı arkadaşlar öğlen yemeği, akşam yemeği yersiniz yazmış. Yemeği yemekle bitmiyor birde onun bulaşığı var. İlk yemekten sonra bulaşığı komutanın seçtiği şanslı askerler yıkıyor geri kalan zamanlarda sıraya koyuluyor ve acemi askerler en kötü bir kere bulaşığa giriyor, yani kaçma şansınız yok illa bir seferde olsa bulaşık yıkayacaksınız. usta birliğini bilmem ama acemi birliğinde yemekler özel şirketten gelir. Yemegi yer bulaşıgını bırakırsın. Sabah kahvaltıda çayını alır masana oturursun masada tabağın herşeyin hazır. Bizim acemide yemekhane lokanta gibiydi. Çoğu yerde öyle artık.

Kardeş ben İzmirde yaptım öyle bir şey görmedim. Yemeği askerler yapıyor, bulaşığı askerler yıkıyor. Artı olarak kadro birliğinde görev icabı İzmirdeki Jandarma birliklerini gezdim hepsinde durum aynı. Benim gördüğüm, bir yemek postası oluyor; yemek yemekhaneden çıkıyor kazanlar yemeğin dağıtılacağı yere geliyor ve yemek postası yemeği dağıtıyor, yemek bittikten sonra yine yemek postası masaları siliyor karavana bardak varsa onları topluyor ve bulaşığa girişiyor. Bizdeki olay buydu.

quote:

Orijinalden alıntı: 12henry14

bizim açık büfeydi. geceden şirkete söylüyordun ben sabaha prosciutto ve gravyer peynir istiyorum diye ona göre geliyordu.

ilk defa senden duydum vallahi böyle bir şeyi.
paşa paşa bulaşığı yıkatıyorlardı bize

quote:

Orijinalden alıntı: Önder

Askerliğim boyunca sıcak suyla duş yapamadım.

Ocak ayı dahil dışarda buz gibi suyla duş aldım. Koğuşta kalorifer yanmadı. Soğukta yattık. Nemden kamuflajı ıslak giydik.

Berbattı.

15 ay yaptım. Anlatılcak çok şey var.

quote:

Orijinalden alıntı: Kenshi

Evet, gemide de subay büfesindeydim topu topu 6 kisi vardi subay. Onlara cay may tost veriyorduk :)) iki tatbikata katildik cok guzel yol ucreti verdiler bize natodan, 4000 TL para ile askerden geri geldim :d

quote:

Orijinalden alıntı: reguse

quote: Orijinalden alıntı: I_can quote: Orijinalden alıntı: reguse quote: Orijinalden alıntı: hgwxx/7 Kapıda valizin aranacak, ilaç falan varsa alacaklar, elektronik bişey varsa onlarda yasak(saat hariç). daha sonra kayıt formları dolurulacak, hastalığın varsa belirtmen istenecek, banyo yapılacak(toplu değil tabii ki) sonra 3 tane aşı yapılacak. En son kamuflajlar dağıtılır ve koğuşlara dağılırsınız. Ertesi gün sanırım 6:00 gibi kalkış ve sonrası malum.. Buraya imzamı da atarım o anlatılan askerlik, küfür , dayak kötü muamele yok. Var diyen varsa yalan söylüyor kusura bakmayın. Geçen sene askerliğe bu zamanlarda başladım. Kısa dönem olarak kütahya'da acemilik yaptım. Uzun dönemlere küfür de vardı dayak da vardı ceza da vardı. Dayak genelde alanen olmasa da koğuşta mutlaka olurdu. Yani herkese karşı olan bir şey değil tabii bu. Komutanım(!) diye hitap edilmesini isteyen çavuşlara karşı çıkılırsa dayak yerdi uzun dönemler. Cezalar da cilası olurdu. Acemilikte, aracı hareket halindeyken önünden geçti diye astsubay üstçavuş arabadan inip kısa dönem asker olduğunu bilmediği bir arkadaşa tokat atıp yere düşürmüştü. Tokat yiyen arkadaş, ya avukattı ya da cumhuriyet savcısı. Astsubay yalvar yakar şikayet dilekçesini geri çektirtmişti. Usta birliğinde de çeşit çeşit insan var. Özellikle hizmet bölüğündeyseniz, en sorunlu insanların arasında olacaksınız. Siz kimseye bulaşmasanız da size bulaşmaya çalışan olacaktır. Kısa dönemseniz, fazla bulaşanınız olmaz. Neyse, usta birliğinde içeriye tellerden esrar sokarken yakalanan, uyanıklık yapıp eğitime katılmayanları bölük komutanı döve döve bölüğe getirirdi. Uzun dönem arkadaşlara demen o ki, siz sıkıntı çıkarmadığınız sürece zarar görmezsiniz. Ama üst devrenize atar gider yaparsanız, çavuşları dinlemezseniz, ceza da yersiniz dayak da... Hele bir de bölük komutanınız subaylıktan değil de astsubaylıktan yükselen biri ise devreciliğin en sağlam savunucusu olup, dayak atanların tarafında olur ve şikayet etseniz de sonuç alamazsınız. Bu arada Bimer diye bir şey var. Başbakanlık iletişim merkezi. Bazı kısa dönemler, bölüklerinde gördükleri muameleden ötürü Bimer'e yazı yazarlar. Bundan dolayı MSB tarafından bölüğe olay sorulur. Tabii şikayet edenin kimliği de tespit edilir. Fiziki olarak şiddet görmese de manevi olarak yıpratılır bu kişi veya kişiler. Yazdıklarım kulaktan dolma bilgiler olmayıp, bizzat tanık olduğum olaylardır. Acemilik ve ustalık hepsini kısa dönem olarak kütahya da yaptım.Hizmet bölüğündeydim ve tugayın en güzel bölüğüydü benim için.Dışarıdan bakılınca en pislik olarak görülyor tabi.Busrada görev yerim Karargah yanındaki Spor Salonu sorumlusuydum.Bilirsin orayı ;)

Evet dostum, çement miydi neydi onun için ne yürürdük hem de uygun adım Çavuş olarak da Kıdemli Er olarak da kalsan, Kütahya'da usta birliği kraldır Çavuşsan zaten astsubaylar için çavuş, erler için komutansın ötesi yok

quote:

Orijinalden alıntı: YediyuzYetmisYedi

quote: Orijinalden alıntı: Kenshi Evet, gemide de subay büfesindeydim topu topu 6 kisi vardi subay. Onlara cay may tost veriyorduk :)) iki tatbikata katildik cok guzel yol ucreti verdiler bize natodan, 4000 TL para ile askerden geri geldim :d

Hangi gemideydin