Merhaba arkadaslar.. Ramazanlığın ilk günü Siyah 2007 model 1.6HDi Comfort Peugeot 407 aldım. Aldıktan 2 saat sonra düz yolda minibüsçünün biri geri geri gelerek son andaki çabalarımla arabanın önüne vurmasını engelledim ama arka kapıya vurdu. Geri geri gelerek vrduğumu yazmam deyince tutanağa polis çağırdım polis tutanak tuttu ve adama nasıl vurduysan öylede yazıp imzalayacaksın dedi. Neyse şuan araç yapılmayı bekliyor tramerde sonuçlandı %100 kusuru ona verdiler. aracımda hiç boya yoktu ama simdi arka sağ kapı sacı jant,basınç sensörü degişecek camurlugun yarısı ve tamponun yarısı boyanacak :( ben aracımda oluşan değer kaybı ilede ilgili avukata vekalet verdim değer kaybı davası açacağız. avukat yüzde 100 alırız diyor. yaklaşık 4000 TL'ye yakın para alırız diyor. Bunun 750 TL'sine yakını kendisininmiş.
Orijinalden alıntı: m.C.k. Trafik bu, trafiğe çıkarak belli bir risk alıyoruz hepimiz
Trafiğe çıkarken zarar görme riskini almıyoruz, başkalarına zarar verme riskini alıyoruz ve bunun neticesinde verdiğimiz zarardan sorumluyuz. Bu nedenle başkalarına vereceğimiz zararları karşılamak için mali mesuliyet sigortası zorunlu, başkaların bize vereceği zararları karşılamak üzere kasko sigortası ihtiyaridir. Göze aldığımız riskin tarifi için aşağıya aldığım kısma ve linki verilen makaleye lütfen göz atınız.
Eski hali ile Polis Vazife ve Selahiyetleri kanununda Polisin tarifi "devletin ve vatandaşların tasarruflarını koruyan kolluk kuvveti" olarak yapılmış idi "Protect and serve"
Buradan da açıkca anlayacağımız gibi devletin vatandaşların tasarruflarını koruma ödevi var. Devlet bu ödevini gerekli kanunları çıkararak ve organları ile yürüterek yerine getiriyor.
"KTK 85. maddesinde motorlu bir araç işleteninin sorumluluğu, kusura dayanmayan bir tehlike sorumluluğu olarak düzenlenmiştir. Bu düzenleme; karayollarındaki motorlu araçların işletilmesinin doğurduğu büyük tehlike, bunların zarar doğurmaya müsait oluşu, sürücünün ekonomik durumun genelde zayıf olması gibi zarara uğrayan tarafı himaye düşüncesinden doğmuştur.
Motorlu bir aracın işletilmesi cismani bir zarara ya da bir şeyin hasara uğramasına sebep olursa işleten kusursuz olarak sorumlu olacaktır. İşletenin bu sorumluluğu, ağırlaştırılmış kusursuz sorumluluk, başka bir deyimle tehlike sorumluluğudur. Eğer ortada bir zarar varsa karine olarak bu zarar motorlu araç işletilmesinin tabi ve normal bir sonucudur. Dolayısıyla bu sonuçtan motorlu aracı işleten sorumludur. KTK 85/1 göre işletenin sorumluluğu kusur sorumluluğu olmadığı gibi, B.K. 55. maddesinde öngörülen objektif özen ödevinin ihlaline dayanan bir sebep sorumluluğu da değildir. Bu itibarla işleten hiçbir kusuru olmazsa da, aracın işletilmesinin sebep olduğu zararı tazmin etmekle sorumludur. Sorumluluk kusura dayanmamaktadır. "
Merhaba Kanun ile detaylı bilgileri alttaki linklerden öğrenebilirsiniz
Karşı tarafın kusuru ile meydana gelen kazalarda aracınızın değer kaybını,
- Kusurlu araç sahibinden, - Sürücüsünden ve - Kusurlu aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası yani Trafik Sigortasından talep edebilirsiniz.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Poliçesi ile sigortacı, kusurlu araç sahibinin sorumluluğuna müteselsilen ortak olmaktadır. Trafik sigortacısı, yalnızca mağdur araçta meydana gelen hasar bedelinden değil, "doğrudan zarar" kabul edilen değer kaybından da sorumludur. Yargıtay'ın da yerleşik içtihatları da bu yöndedir. Trafik sigortasının kapsamında olmayan zarar değer kaybı değil, hasar gören aracın kullanılamamasından doğan geçici kazanç kaybı veyahut da ikame araç gideridir.
Kazanç kaybı/ikame araç bedeli zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi kapsamına girmemektedir.Yalnızca kusurlu araç sahibi/sürücüsünden talep edilebilir.
Trafik sigorta poliçesi kapsamında sigorta şirketine araç değer kaybının tazmini için yapılan başvurularda karşılaşılan esas sorun, sigorta şirketlerinin değer kaybı talebini çeşitli gerekçelerle reddetmesi ya da gerçek zararın çok altında bedeller ödemesidir. Burada bağımsız bir eksperden alacağınız rapor haklarınızın tam karşılığı alabilmeniz için önem arzetmektedir. T.C. YARGITAY 17. Hukuk Dairesi
Esas : 2005/1510 Karar : 2005/1153 Tarih : 15.02.2005
ÖZET : Bilirkişi raporunda davacı zararı hesaplarken davalı-karşı davacı aracındaki değer kaybını kusur oranına göre indirimini yaparak 933.385.175 TL. olarak belirlemiştir. İsabetli görülen iş bu rapora göre karar verilmesi gerekir.
(818 sayılı BK. m. 41, 42) (2918 sayılı Trafik K. m. 90)
KARAR METNİ : Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı sebeplerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içerisinde davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı-karşı davalı ……. plakalı aracına, davalının …… plakalı aracıyla çarptığını, sigortadan karşılayamadığı bakiye 1.898.000.000 TL tazminatın olay gününden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte davalıdan tahsilini, karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı, dava zararının sigortadan karşılandığını, kusur oranını ve zarar miktarını kabul etmediğini savunarak davanın reddi ile, belirlenecek değer kaybından mahsup yapılarak kendi aracında meydana geldiğini iddia ettiği, değer kaybından dolayı 500.000.000 TL alacağın davacıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, bozma kararı üzerine yapılan yargılama sonunda iddia, savunma, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu gereğince Cemil tarafında açılan davanın kısmen kabulü ile 653.091.629 TL tazminatın dava gününden işleyecek kanuni faizi ile birlikte davalı Hamit´ten tahsiline, karşı davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, alınan 8.12.2003 günlü bilirkişi raporunda davacı zararı hesaplarken davalı-karşı davacı aracındaki değer kaybını kusur oranına göre indirimini yaparak 933.385.175 TL. olarak belirlemiştir. İsabetli görülen iş bu rapora göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan sebeplerle davacı-karşı davalının temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istem halinde temyiz edene geri verilmesine 15.2.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C. YARGITAY 4. Hukuk Dairesi
Esas : 2001/4982 Karar : 2001/9209 Tarih : 08.10.2001
ÖZET : Dava trafik kazasından doğma tazminat isteği olup mahkemece bilirkişi raporuna dayanılarak davacıya ilişkin araçta değer kaybı olmayacağı benimsenmiştir. Oysa davacının olaydan sonraki mal varlığının değeri, zarar verici olayın meydana gelmemesi halinde değerinden daha az ise, zarar var demektir. Gerçekten bir şeyin tahrip edilmesi veya zarar görmesi halinde nesnel zararı tayin etmek için kural olarak objektif değeri esas almak gerekir.
(818 sayılı BK. m. 41, 42, 47)
KARAR METNİ : Davacı-karşı davalı ….. vekili tarafından, davalı-karşı davacı …… aleyhine 28/2/1997 ve 20/3/1997 günlerinde verilen dilekçe ile trafik kazasından doğan maddi ve manevi tazminat dava ve karşılık dava ile istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davaların kısmen kabulüne dair verilen 21/12/2000 tarihli kararın Yargıtay´ca tetkiki davalılar ve karşı davacılar vekili Av.F tarafından süresi içerisinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla kanuna uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Sair temyiz itirazlarına gelince; Dava trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Davacı-karşı davalı, döner kavşakta davalı U.A´nın kullandığı araç ile, motorsikletine çarpması sonucu yaralandığını belirterek, yaralanma sebebi ile yaptığı tedavi giderleri, kazanç kaybı ve motorsiklet hasar bedeli ile manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı-karşı davacılar ise, davanın reddi ile araçta meydana gelen hasar bedelinin karşı davacı A.A´ya ödenmesinin istemişlerdir. Yerel mahkemece, 10.12.1997 günlü bilirkişi raporu benimsenerek davacı-karşı davalı A.Uzun ve davalı-karşı davacı U.A açısından istemlerin kısmen kabulüne, karşı davacı A.A açısından davanın reddine karar verilmiştir. Karar davalı-karşı davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Karşı davacılardan A.A aracın işleteni, U.A ise sürücüsü konumundadır. Her iki kişinin talep konusu itibarı ile birlikte dava açmalarında kanuni bir engel bulunmamaktadır. Şu halde karşı davacı A.A´nın da yararına hüküm kurulması gerekirken, hükümde hiç bahsedilmeyip gerekçede davasının reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
3- Dava trafik kazasından doğma tazminat isteği olup mahkemece bilirkişi raporuna dayanılarak davacıya ilişkin araçta değer kaybı olmayacağı benimsenmiştir. Oysa davacının olaydan sonraki mal varlığının değeri, zarar verici olayın meydana gelmemesi halinde değerinden daha az ise, zarar var demektir. Gerçekten bir şeyin tahrip edilmesi veya zarar görmesi halinde nesnel zararı tayin etmek için kural olarak objektif değeri esas almak gerekir.
Bu ise mübadele (rayiç) değeridir. Davaya konu olan olayda davacıya ilişkin araç 55.460.390 TL. harcanmasını gerektirecek derecede hasara uğramıştır. Bu halde sözü edilen aracın onarıldıktan sonra mübadele (rayiç) değerinin olaydan önceki mübadele değerinden az olacağının kabulü gerekir. Çünkü tamamen onarılmış olsa bile bu araba tahribatın izlerini taşımaktadır. Onarılmış durumdaki değeri, ne kadar iyi onarılmış olursa olsun kural olarak aynı nitelikteki hiç hasara uğramayan araç değerinden düşüktür ve bu da cari değerinden kaybettirmektedir. Zararı tazminle yükümlü olan kimse, tazmin borcunu doğuran eylemin meydana gelmesinden önceki durumu iadeye mecburdur. Bu ilke, zarar, ister haksız eylemden doğsun, isterse sözleşmeye aykırı hareketten meydana gelsin, aynen uygulanır.
O durumda mahkemece yalnızca aracın yaşını gözeterek değer kaybı olmayacağını belirten bilirkişi raporuna dayanılıp, bu kalem isteğin reddine karar verilmiş olması bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın yukarda (2 ve 3) no.lu bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, sair temyiz itirazlarının (1) no.lu bentte gösterilen sebeplerle reddine ve peşin alınan harcın istem halinde geri verilmesine 8/10/2001 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Gokhan_G. -- 31 Temmuz 2012; 19:18:26 >