1. sayfa
yalan olmasın yeni başladım elimde 1040 sayfa kaynak var daha 40. sayfadayım ![]() ![]() |
Sağolun.Ya yok yani kesin bilmediğimiz birşey var,-i haline dair hiçbirşey göremiyorum ben burda.Belkide bu es gibt cümlelerinde otomatikman akkusativ kullanılıyordur. |
Türkce mantigiyla düsünmemek lazim. Türkcede "Bir televizyon var" derken bu cümleyi Türkceye tam cevirirsek: Es gibt einen Fernseher: "Bir televizyonu verir." gibi birsey cikacaktir, gereken karsilik ise "Bir televizyon var" olacaktir. Bu kalibi oldugu gibi ögrenmek gerekiyor. Akkusativ olmasinin nedeni ise, geben fiilinin "der Fernseher" ismini nitelemesi. Bu cümlede bu niteleme akkusativ oldugu icin "einen" olur. |
Teşekkürler şimdi biraz daha iyi anladım. |
ben Almancayi unutali epey oldu ama bazi eylemler ya da bazi edatlar illa ki akkusativ ya da dativ kullanilirlar. mesela fur (icin) ile, akkusa. kullanilirdi. von ile dativ vs. burada da GEBEN koku akkusa. gerektiriyor sanirim. |
Bu sabit bir kural, bunu böyle bilmekten başka çaren yok, "neden" sorusuna girdiğin an b.ku yersin söyleyeyim, biz 5 sene bölümde "neden,niçin" dedik, hiç de cevap alamadık, olduğu gibi kabul ettik ![]() ![]() Almanca tam bir istisnalar dili ![]() |
Fiilleri ezberleyeceksin hangisi akkusativ hangisi dativ diye hatta kütük ayarında kitap vardı orada hepsi yer alıyordu |
türkçe düşünmeyin sakın.. aman diyeyim.. es gibt einen Fernseher dedigimizde "der fernseher"----> "den fernseher" oluyo. tabi daha önce bahsedilmedigi için einen oluyor belirsizlikten :D ingilizcedeki there is a man.. the man stare to us. ilk önce "a" takısı alan "man" ismi sonra "the" takısına dönüyo.. einen olan ilk fernseher daha sonra den haline dönecek.. |
aynen gramatik olarak düşünmelisiniz. es gibt einen fernseher cümlesi "bir televizyon veriyor" olarak çevrilir literal/gramatik olarak. ama farkettiyseniz "bir televizyon veriyor" cümlesinde de -i hal eki gelmiyor televizyona. bu yüzden akusativ = -i hali olarak da düşünemiyoruz almancada. akusativ hem belirtili hem belirtisiz nesneleri kapsar yani hem yalın hem -i hal eki almış nesneler olarak düşünebilirsiniz. kısacası akusativ = nesne |
hiç sevmem şu akkusativ dativ genitiv filan :P dışarda konuşurken kimse dikkat etmez herkes anlar birbirini zaten. ama yazmaya gelince.. ![]() |
Disarida da dikkat ediliyor. O kadar da degil. ![]() |
bilmem ben öyle dikkat eden görmedim gençler arasında özellikle.gerçi bizim aramızda pek alman yoktu.italyan kosovalı rus yunan ::) |
Ben sürekli Almanlar ile birlikte oldugum icin otomatik olarak dogru konusuldugunu söyleyebilirim. Sivesine göre degisebiliyor sadece durum. En cok yapilan hata da "wegen" den sonra dativ kullanilmasi. Gramer kurali olarak genitiv gelmesine ragmen "wegen dem Geld" dedikleri cok oluyor. (Wegen des Geldes dogru olmasina ragmen) kulaklarini da tirmalamiyor. Ama buna gelene kadar diger kurallarda pek sorun yok, normal konusuluyor. ![]() |
"es gibt" bir kalıptır ve akkusativle kullanılır , Türkçe mantığıyla düşünmemek gerekir bazı şeyler ezbere dayalıdır , "es gibt" kalıbı değişmez mesela nesneler çoğul olduğunda "Dort geben es die Fernseher " denmez "Dort gibt es viele Fernseher " denir yada kaç taneyse sayısı yazılır ... |
Özne "es" oldugu ve var olan sey sifat olarak nitelenmesi gerektigi icin fiil cogul yapilmaz. |
1. sayfa
Evet,orada bir televizyon var.
Şimdi bu cümledeki ismin "-i" hali nerede ben bir türlü anlayamadım.Burda neden akkusativ kullanıyoruz birisi açıklayabilirmi,çok teşekkürler.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.