Kuvveti Deniz Kuvvetleri Sınıfı Deniz Statüsü Er Branş Kabul Toplanma Merkezi Gideceği Sınıf Okulu / Eğitim Merkezi 1'İNCİ DZ. ER. EĞT.A.K.LIĞI HATAY İSKENDERUN |
Aday No 35827 Adı ve Soyadı OLGU PEKÜNSAL Baba Adı MEHMET Doğum Yeri EYÜP Kuvveti Deniz Kuvvetleri Sınıfı Deniz Statüsü Er Branş Kabul Toplanma Merkezi Gideceği Sınıf Okulu / Eğitim Merkezi 1'İNCİ DZ. ER. EĞT.A.K.LIĞI HATAY İSKENDERUN |
81577 Adı ve Soyadı KENAN YILMAZ Baba Adı HAYDAR Doğum Yeri KEŞAP Kuvveti Deniz Kuvvetleri Sınıfı Deniz Statüsü Er Branş Kabul Toplanma Merkezi Gideceği Sınıf Okulu / Eğitim Merkezi 1'İNCİ DZ. ER. EĞT.A.K.LIĞI HATAY İSKENDERUN |
arkadaşlar bende yalnız bana acil cvp alışverişe gidicem şimdi beyaz don atlet mi yoksa yeşil mi yine lütfen acill |
Aday No 35815 Adı ve Soyadı ONUR ŞİMŞEK Baba Adı İSMAİL Doğum Yeri SINDIRGI Kuvveti Deniz Kuvvetleri Sınıfı Deniz Statüsü Er Branş Kabul Toplanma Merkezi Gideceği Sınıf Okulu / Eğitim Merkezi 1'İNCİ DZ. ER. EĞT.A.K.LIĞI HATAY İSKENDERUN Hayırlı olsun hepimize.... |
BEYLER BİSEY SORCAM DİYELİMKİ BEN ORDA KALMAK ISTEDIM YANİ MESLEGIIMN ASKER OLMASINI ISTIYORUM BU OLUYOMU ?ASKERDE KALABILIRMIYIM.EGER KALIRSAMDA YEDEK SUBAY OLARAKMI YUKSELIRIM YOKSA DIREK ER DEN MI YUKSELIRIM ? |
Adanadan Birkan Baykam 1'İNCİ DZ. ER. EĞT.A.K.LIĞI HATAY İSKENDERUN Bütün tertiplerime selam Arkadaşlar donlar beyaz renk ama içlik ne renk olacak bilen varmı ? |
benim kuzen orada yaptı geçen sene bu dönem ben öğrenirim ondan don rengini bide bizde komutanım yok efendim diyeceğiz biraz değişik yani... |
Bende aynı yerdeyim aşağıdaki yazıyı buldum.
|
Aday No 97946 Adı ve Soyadı BURAK KURTOĞLU Baba Adı MEMET Doğum Yeri ELBİSTAN Kuvveti Deniz Kuvvetleri Sınıfı Sahil Güvenlik Statüsü Er Branş Kabul Toplanma Merkezi Gideceği Sınıf Okulu / Eğitim Merkezi 1'İNCİ DZ. ER. EĞT.A.K.LIĞI HATAY İSKENDERUN ben adanadan burak. bu arada benımkınde sahil güvenlik yazıyor. |
yeşil atlet don almısdık. ne olacak acaba bigisi olan var mı |
ya gotururuz yeşillerı orda ne yapacagımız solerler ıste ben hiç kasmıyorum yesıllerle gıdecem |
bir de yeşilleri kabul etmezlerse bi sürü para vermek zorunda kalırız. %90 dağıtım olacakmışız |
Ekşi sözlükten alıntı : iç çamaşırları beyaz, çoraplar siyah renk, yeşilin yasak yasak olduğu bir askeriyeymiş. bu bile güzel! |
1) Öncelikle hem kolay hem zor bir eğitim alayına düşmüşsünüz. Kolay çünkü kısa dönem için çok ağır eğitimleri olmuyor. Fakat eğitim veren çavuşlar genelde ne oldum delisi olan uzun dönem askerler olduğundan kısa dönem askere zor gelebiliyor. Zor yanı ise kalabalık bir alay. Eğer yazıcı, revirci, çaycı, kantinci gibi bir görev almazsanız, mutlaka aşhaneye veya yemekhaneye ( diğer tabirle kamaraya) en az bir defa uğrarsınız. Kalabalık yerlerin temizliği de ona göre oluyor zira. Biri hasta olduğunda tüm bölüğe geçmiş olsun.
2)Ben ve ev arkadaşım tesadüf bu ya acemilik aynı yere düştük. Beraber forumlardan okumuştuk çok fazla giyecek getirmeyin demişlerdi. Bizde öyle yaptık, üzerimizde giydiklerimiz haricinde beyaz iç çamaşır ve çorap götürdük. Zaten orada da bayağı giyecek verdiklerinden çok fazla bir şey götürmeye gerek yok. Sonra iki bavul taşımak zorunda kalırsınız. Sigara içiyorsanız bol bol paket alın zira en büyük sorununuz bu olacak. Kantine sigara geldiği gün bitiyor. Tırnak makası haricinde metal eşyaları kabul etmiyorlar. Tırnak makasının da törpüsünü kırın bir daha girişte uğraştırmasınlar. Ayrıca cam şişede kolonya parfüm götürmeyin almazlar. Kontrol eden uzun dönemlere hediye etmiş olursunuz. Sürekli kullanım raporu olmayan ilaçlarınızı da almazlar.
3)Beraber İskenderun' a vardığımızda ne olur ne olmaz diye künefemizi yedik. Malum Acemilikte çarşı izni yok. Size de tavsiye ederim. Özellikle Kral Künefe' yi, sonra fırsat olmayabilir. Her neyse yemeğimizi yedikten sonra "Yuvanıza Hoşgeldiniz" yazan nizamiyenin önüne vardık. ( Mümkün olduğunca erken giriş yapın. Biz saat 14:00 da giriş yaptık; bölüğe ancak 23:00' da vardık.) Hayatımda yaşadığım tuhaf anlardan birisiydi içeriye girişim. İnsan bi garip oluyor sanki bir daha çıkmayacakmışım gibi hissetmiştim. Neyse devam edelim. Nizamiyede bizi iki astsubay karşıladı güler yüzlü. Sevk kağıtlarımızı kontrol ettiler. Hoş geldiniz deyip yol gösterdiler. Biz de oh ne güzel anlatıldığı gibi kötü değilmiş komutanlar dedik, sevindik. Meğer hepsi bir numaraymış :)
4) İlk önce bir anfiye girdik. Çantalarımız arandı didik didik. Çantaları görevli uzun dönem askerler arıyordu. Birde Asteğmen vardı başlarında, çocuk tipli. ama görseniz bir artist ki, bağırmalar, hakaretler. O an insan ah askerlikten sonra şunu bi yerde yakalasam demeden edemiyor insan. Bu arada çanta kontrolü sırasında bazı askerler açık sigara paketlerine el koyabiliyor, bu yüzden açık paketlerinizi girmeden önce bitirin. Kontrol bittikten sonra tam sıralarını hatırlamıyorum ama, bölüklerin belirlendiği, aşıların yapıldığı, elbise numaralarının alınıp fişlerin verildiği, sigorta paralarının ödendiği (benim zamanımda 15 tlydi), sağlık muanelerinin yapıldığı, vb toplam 9 anfiden daha geçiyorsunuz. Anfi işlemleri bittikten sonra görevli bölük çavuşuna, uzmanına veya astsubayına teslim ediliyorsunuz.
5) Bölüğe vardığınızda hemen sıraya sokuyorlar. Bunu yapan tabi ki kendini amiral zanneden eğitim çavuşları. O an ikinci defa içimden geçmişti dışarıda yapabilir misin bu artisliği diye. Düşünün siz 27-28 yaşındasınız belli bir seviyeniz var karşınızda tüyü bitmemiş 19-20 yaşlarında konuşmayı beceremeyen bir ergen. Bölük önünde de yine ufak bi kontrol oluyor muhakkak. Daha sonra çamaşırhaneden çarşaf almaya geliyor sıra. Bir elde çantayla düşüyoruz yola. Biz çarşaf alacağız diye beklerken bir çanta dolusu istihkak çıkıyor. Koltuğunuzun altında sıkıştırdığınız çarşafla ve iki elinizde tartan çantalarla bölüğe tekrar varıyorsunuz. Bu arada odalarınız ve yatak numaralarınız veriliyor. Büyük ihtimalle de acemilik bitene kadar yeriniz değişmiyor. Odaya girdiğinizde eğitim çavuşları size yatak yapmayı öğretiyor, sizde çarşaflarınızı serip hem yolun hem de günün verdiği yorgunlukla derin bir uykuya dalıyorsunuz.
6) Saat 6:00 da ranzaya vurup " kalk kalk kalk" diye bağıran eğitim çvş. ' nun sesi ile uyandım ertesi gün. Hemen bize verilen işbaşı elbiselerini (yani askerlik boyunca giyeceğiniz kum rengi elbiseler) giyip acelece traş olduk. hemen kapıdakı sıramıza geçtik. Sırası ile Bölük Astsubayı ve Bölük komutanı geldi bizimle sohbet etti hal hatır sordu. Bir derdiniz sıkıntınız olursa çekinmeden gelin dediler. Güler yüzlü insanlardı, yiğidi öldür hakkını yeme. Ama şunu belirteyim size öyle deseler de direkt olarak bölük komutanın yanına gitmeyin hiyerarşiyi takip edin. Yani bi sıkıntınız olduğunda önce eğitim çavuşu --> bölük ast--> bölük kom.--> tabur kom.--> alay kom. sırasını takip edin. Zaten bunu ilk gün size söyleyecektirler. Her neyse konuşma bittikten sonra saçı uzun olanların saçları kesildi. Pantolon paçaları yapıldı. Diğer evrak işleri derken günü kapattık. İlk üç gün bu işlerle sürüp gitti. Elbisesi küçük gelen değiştirdi. Bazı kişilere sabit görevler verildi. Eğer eğitim yapmak istemiyorsanız ki bana sorarsanız yapmayın, sabit bir görev alın. Şundan anlayan var mı diye sorarlarsa az buçuk biliyorsanız el kaldırın. Mesela yazısı güzel kim var derseler hemen atlayın. Yazıcı olursanız eğitim, aşhane, kamaradan muaf tutulursunuz. Çaycı olursanız sadece bölükteki astubay ve subaylara çay götürürsünüz. Revirci olursanız bol bol revirde yatarsınız gibi. Belkide okuduklarınızda en önemli kısım burası. Acemilikte rahat etmek için mutlaka sabit bir görev alın :)
7) Üç gün bölüğün teferruat işleri ile uğraştıktan sonra yavaş yavaş eğitimler başlıyor. Acemilik benim gittiğim zaman 24 gündü. İlk üç gün haricindeki ilk hafta temel eğitimler verildi. İkinci hafta silahlı eğitim ve atış talimi, son haftada ise tören için yürüyüş talimi. İlk hafta bayağı yorulmuştuk. ama uzun dönem askerlerin yaptığı eğitimlerin onda birini yapmadık diyebilirim. Duş alacak yer bölüğün dışında ayrı bir bina. Her gittiğimizde sıcak su yok diye geri çeviriyorlardı. Ama içeriye gözümüzün önünde askerler girip yıkanıp çıkıyorlardı. Hamamdan çıkan uzun dönem acemi bir askeri yakalayıp sorduk ne ayaksınız diye. Dedi abe " Hamacıya bir paket sigara alın istediğiniz zaman girin.". Böylece duş işini de hallettik. Duşakabin falan beklemeyin. Bildiğimiz tuvaletlerdeki vanalara benzeyen bir kola bağlı iki musluk var tepemizde. Suyu açıyoruz bildiğiniz çeşmede yıkanıyoruz gibi. Her girişimizde hamamcı: " dikkat edin su çok sıcak haşlanmayın. Önce soğuğu sonra sıcağı açın, çok asker yandı burada" derken ben sıcak suyu tam açmama rağmen sıcak suyun aktığını görmedim hiç. Neyse ilk hafta sonunda sıra döndü ve kamara (yemekhane) sırası bana geldi. Yemekhanede yaklaşık 7500-8000 asker yemek yiyor. Bu kadar askere duruma göre yemek taşıyor, dağıtyorsun veya tabaklarını makinaya atıp yıkıyorsun. Bir gün orda geçiyor resmen. Bu arada acemi asker olduğunuzdan dolayı ceza almazsınız, bu durumu iyi değerlendirin :)
8)İkinci hafta silah teslimi yapıldı ve boş şarjörlü G3' lerimizi teslim aldık. Silah size zimmetlendiğinden gözünüz gibi bakmanız gerekiyor. Zira bir parçası kaybolursa vay halinize. Daha sonra silahlı hareketler eğitimi başladı ki, ilk haftadaki eğitimi arar olduk. Hiç unutmam bir arkadaş silahını yere düşürdü ve eğitime gelen astsubay bunu gördü. Silah namustur, silah karındır diye bağırdı. Sonra şınav vaziyeti aldırıp 30 defa hem yerdeki silahı öptürüp "Silah namustur, silah karımdır" diye bağırtırdı hemde şınav çektirdi. Çok zorumuza gitmişti açıkçası. Çünkü verdikleri silahın kayışı eskimişti, asker kayış istediğinde de vermemişlerdi. Silahlı eğtimlerin sonunda atış talimlerine geçtik. Atış taliminde 25m' den toplam 6 adet atış yapıyorsunuz. Bu atışlardan en az üçünün bir yerde toplanması gerekiyor. illa onikiden vuracaksınız diye bir şart yok 12 den vurmanız şart değil. Vuramazsanız da birşey olmuyor. Atış yapmanızı engelleyecek herhangi bir sağlık sorununuz yoksa atış yapma mecburi ki zaten engel falan dinlemiyorlar mecburi attırıyorlar. Hedefi en iyi şekilde vuran askerleri de bölükler arasında yarışmaya alıyorlar. Atış taliminden sonra ikinci haftayı da kapattık. Silahımı daimi olarak teslim ettiğimde çok rahatladığımı söyleyebilirim. Elimde kalacak diye bayağı korkmuştum.
9)Son hafta törene hazırlık haftası. Bol bol yürüyeceksiniz. Ayrıca bu hafta yerler de belli oluyor. Bana denizin olmadığı tek yer olan Ankara gelmişti. Arkadaşlar " Ankara' da subay çok elin başından inmez diye bol bol gülerlerken en rahat askerliği ben yapmıştım :)". Neyse bu hafta aynı zamanda bilet işlerinizi de halletmeniz gerekiyor. Gerçi alayın anlaşmalı olduğu firmalar alay içinden otobüs kaldırdıkları için ilgilenen uzman ile irtibata geçip biletinizi alabiliyorsunuz. Acemilikten sonra ya direkt olarak yol izni ile beraber birliğinize teslim olabilirsiniz veya 7 gün dağıtım izni kullandıktan sonra teslim olabilirsiniz. Dağıtım izni kullanırsanız askerliğiniz 7 gün uzar. Yol izni ise askerliğinizden düşer. Tercih size kalmış ama ben zaruri bir durum yoksa dağıtım izni kullanmamanızı öneririm. Zira ne kadar erken biterse o kadar iyi. Gelelim konumuza. Son hafta tören yürüyüşü ile geçiyor zaman. Genelde " Her Türk asker doğar", "Ezan dinmez, bayrak inmez", "Ne mutlu Türküm diyene", "Sarışın, esmer, kumral farketmez, çünkü biz bahriyeliyiz, bahriyeliler affetmez." naralar atarak yürütürler. Özellikle uzun dönem askerler "Sarışın, esmer, kumral farketmez, çünkü biz bahriyeliyiz, bahriyeliler affetmez." diye bağırınca çok gülerdik (boy ortalamaları genel olarak 150 cm olduğundan dolayı ). Eğer boylu poslu ve düzgün fizikli iseniz tören takımına girebilirsiniz son hafta. Çok yormazlar orda ama yemin töreninde iyi yorulursunuz. Seçim size kalmış. Son haftanın kapanışı tabi ki yemin töreni. Yemin töreninden sonra artık askersiniz.
10) Yemin töreni bittikten sonra ister ailenizle, ister kendi imkanlarınızla, ister alayın imkanları ile alaydan ayrılıyorsunuz. Bize ilk yerler belli olduğunda kendi imkanları ile gitmek isteyeni ailesi teslim alacak demiştiler ama sonra kaldırdılar o şartı. Ama ben sizin yerinizde olsam alayın imkanları ile giderdim. Çünkü o gün alay çok kalabalık oluyor. Elde iki çanta olacağını düşünürseniz bayağı zorlanırsınız.
Aklıma gelen bunlar. daha çok var ama yazmaktan yoruldum. Kısacası günler çabuk geçiyor, geçen ömürden gidiyor. Ne kadar vurdum duymaz, rahat olursanız askerliğiniz çabuk biter. Ne kadar uzatırsanız o kadar sıkıntılı olur, bitmez dersiniz. Allah yardımcınız olsun, tez elden yuvalarınıza kavuşursunuz inşallah.
Allah' a emanet olun.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle