hocam şuan ki yönetim biçiminde sanıyorlar ki bir bina yaptıklarında orası üniversite oldu veya bir bina yaptıklarında orası bilişim vadisi oldu.
üniversiteyi üniversite yapan en önemli unsurlardan birinin öğretmen olduğunu bilmezler. binayı yaparlar sonrasında en az maliyetle devam ettirirler ve lafa gelince de 2xx üniversite açtık okusunlar derler maalesef.
+akademisyenlere değer vermezler, eğitimde özgürlükten bahsetmezler, eğitimi ileri taşımaktan bahsetmezler, eğitime güzelce para harcamaktan bahsetmezler.
varsa yoksa eniştemin oğlunu şuraya atayım derler. kimsenin gitmek istemeyeceği bir şehre üniversite açıp içini komple kendi adamlarıyla doldururlar. bildikleri tek şey bu.
öyle zaten devlet her yere bir bina ve dağın başına 2 hoca yollayarak parayı çöpe atıyor. oralarda vakit ve para kaybı için dizayn edilmiş yerler resmen.
2 temel gereksinimin yok çünkü: para ve kültür. Ilk 10da filan değilsin çünkü caltechte kişi başına 1 milyon dolar yıllık bütçe düşerken sende 4000 dolar anca düşüyor. Paran yoksa ne kadar uğraşırsan uğraş yapacağın bilim bir yere kadar. Daha düşük bütçelilerden bile geridesin çünkü ülkende akademi kültürü diye bir şey yok. Kültürün olmayınca akademisyenlerin bilim üreten insan değil yüksek maaşlı büyük lise öğretmeni oluyor. Adamın tek amacı slayttan formülü okumak olunca bilim filan yapamıyorsun ne kadar paran olursa olsun.
Tartışma 101'i öğrenmek herkese zorunlu tutulmalı diye düşünüyorum. Benim yazımda şahsınıza yönelik hiçbir ifade bulunmamasına rağmen gelip 'şunu bilmiyorsun', 'bunu öğreteyim' tarzı tavırlar takınmışsınız. Her neyse bu önemli olan bir durum değil.
QS, THE gibi sıralama listelerinin neden tanım olduklarını açıklamamışsınız öncelikle. Üniversiteleri gerçek anlamda ölçüyorlar değil mi bu kuruluşlar? 'İlk 500 gibi sıralamalar ölçü değil ilk başta tanım olmalı.' Neyin tanımı? Üniversitenin ne olduğunun tanımı mı? Ayrıca üniversitenin Batılı bir kurum olduğunda hemfikirim, Celal Şengör de bunu anlatıyor zaten ana hatlarıyla. O nedenle TDK, üniversite kelimesinin tanımını yapmakta yetkisiz bir kurum açıkçası. Onun yerine Oxford English Dictionary ve Académie Française gibi İngiltere ve Fransa'nın yani üniversitelerin İtalya ile birlikte anavatanlarındaki sözlük tanımına bakmak gerekir. Linkiyle beraber paylaşıyorum:
Oxford English Dictionary: An institution of higher education offering tuition in mainly non-vocational subjects and typically having the power to confer degrees. Also: the members, colleges, buildings, etc., of such an institution collectively
<p class="ql-align-justify">Académie Française: Centre d’enseignement supérieur, établi par l’autorité publique, divisé en groupes appelés Facultés, dont chacune délivre des grades au nom de l’État. L’Université de Paris, de Strasbourg, de Bologne.L’Université de France ou absolument L’Université se dit, en vertu d’une organisation qui date de 1808, de l’Ensemble des écoles publiques de tout ordre, écoles primaires, lycées et collèges, Facultés, où l’enseignement se donne au nom de l’État, sous la direction du ministre de l’Éducation nationale, dit Grand Maître de l’Université.</p><p class="ql-align-justify"> </p><p class="ql-align-justify">https://www.dictionnaire-academie.fr/article/A8U0057</p><p class="ql-align-justify"> </p><p class="ql-align-justify">Türkiye'de Batılı bir kurum olan üniversitenin olmadığını TDK üzerinden ispatlamak kabul edersiniz ki biraz abes kaçar.</p><p class="ql-align-justify"> </p><p class="ql-align-justify">Bilimsel özerklik konusuna gelince bir kurumun bilimsel açıdan özerk olup olmadığını objektif şekilde ölçen bir aletimiz yok elimizde. Bu nedenle ancak çeşitli yöntemler kullanarak veya gözlemlerle buna karar verebiliriz. Bunun sonucu da bu kurum özerktir veya bu kurum özerk değildirden çok özerklik skalasındadır. Yani kurumsal özerklik örneğin 80 darbesi sonrasındaki süreçte oldukça düşük seviyelerdeyken 80 darbesi öncesi dönemde de çok yüksek olmamakla birlikte daha yüksek bir seviyedeydi. Attığım iki kaynakta, bence TDK'den daha çok otorite sahibi iki kurum, üniversitelerin bilimsel özerkliğine dair bir vurgu bulunmuyor. Bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler daha başarılıdır veya daha iyi eğitim verir veya daha iyi öğrenci yetiştirir gibi öznel veya nesnel tespitlerde bulunabiliriz ancak Celal Şengör'ün yapmayı her zaman sevdiği gibi medyatik bir şekilde 'üniversite yoktur' derse son derece öznel ve verirlere dayanmayan medyanın işine gelen bir açıklama yaparız. İlk mesajımda söylediğim gibi Türkiye'de Batılı anlamda bir üniversite yok. Ama Çin'de, Güney Kore'de, Singapur'da da yok. </p><p class="ql-align-justify"> </p><p class="ql-align-justify">Bir alttaki başka bir mesajda da bu listeleri hazırlayan kuruluşların ölçütlerini paylaştığını bu nedenle daha güvenilir olduklarını söylemiş. Evet, bir veri olması açısından bir anlam ifade ediyor, bunu kesinlikle yadsımıyorum. Çöpe atalım dikkate almayalım gibi bir iddiam da yok. Ama bu kuruluşlar ne ölçü birimi ne de 'tanım mercii'. Aradaki nüans farkını görmek önemli diye düşünüyorum. Manipülasyona açık kriterler paylaştıkları da açık nitekim, Çankaya Üniversitesi vb. birkaç üniversite sıralama kriterlerini manipüle ederek üst sıralara kendilerini atıyorlar. Bu Katar, Kuveyt, BAE, Pakistan üniversiteleri için de geçerli. Bu kuruluşların listelerini de tıpkı bilimsel özerklik gibi bir skalaya yerleştirmek gerekiyor. Yani, skalada bir üniversite 10 senede 500 sıra düştüyse aşağıya doğru bu bir şeylerin ters gittiğini söyler ama üniversitenin yerini ne 2010'da 100 küsurlarda olduğunu ne de 2021 yılında 600 küsurlarda olduğunu söyler.</p> Konuyla ilgili internetten iki makale bırakıyorum:
Tuna Tugcu Twitter'da: "Birkaç gün önce 2021 mali yılı bütçemiz geldi. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği'ne 12 ay için ayrılan toplam bütçe: * 6,000 TL bakım, onarım * 2,800 TL kırtasiye ve temizlik maddesi 870 öğrencimiz var. Öğrenci başına aylık 84 Kuruş bütçe demek. @muratkgirgin" / Twitter
bu işler para ve akademik özerklik ile oluyor. ilk 100' giren okullarla boğaziçinin bütçesini denk yapsınlar sonra tartışalım.