Teknoloji Haberleri
Aşağı Git
Tüm Forumlar
Motorlu Araçlar Dünyası
Markalar
Volvo
'VOLVO S60 (2011 ve sonrası): Sorular, Cevaplar ve Dostluklar'
Bu konudaki kullanıcılar: 5 misafir, 3 mobil kullanıcı
19657
Cevap 1451991
Tıklama 6
Öne Çıkarma
Cevap 1451991
Tıklama 6
Öne Çıkarma
-
Cevap: 'VOLVO S60 (2011 ve sonrası): Sorular, Cevaplar ve Dostluklar' (240. sayfa)
| Aslında Volvo gibi bir firmanın bu konuda da bir öncülük yapıp kaza kaçınılmazsa ne yapmalı diye tavsiyelerde bulunması güzel olur :) Ben hiç bir arabamın el kitabında en kötü anda neler olacağına dair bir hazırlayıcı bilgi görmedim, mesela pilot eğitiminin yüzde 40'ı normal, yüzde 60'ı da anormal durumlar içindir... Tabi aynı şeyler değil ama illa çarpacaksanız şöyle çarpın bari tarzı bir rehber olsa ilginç olurdu? |
Bu mesaja 1 cevap geldi.
| Teşekkürler toledox. Ben de böyle hissetmiştim. Ortaya çıkan kuvveti dağıtmak sanki daha mantıklı gibi. Burundan çarpınca ileriye doğru oluşan kuvvet bana daha güçlü gibi geldi. Çarpılan sabit cisim araca daha fazla gömülüyor. |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi hesheit -- 29 Ağustos 2012; 18:59:39 >
Bu mesaja 2 cevap geldi.
Bunu tabii Volvo'nun yapması çok zor ama biryerlerde bu tarz bilgiler bulunmalı elbette. İşin ilginci hayatımda karşılaştığım tecrübeli uzun yol şoförlerinin bu tarz hazır planlarının olduğu. Örneğin, birisi bana kaza kaçınılmazsa kendi şeridinde karşılamaya çalış, karşı şeritte karşılayarak bir de suçlu konumuna düşme demişti. Örneğin, merak ettiğim bir konu da şu: sollamada karşı şeritten bir araç çıkıyor ve sizin şeridinizde de bir kamyon var. Kamyonun altına mı kırarsınız, karşıdan gelenle mi çarpışırsınız, karşıdan gelene frenle mi yoksa hızlanarak mı çarparsınız yoksa eğer uçurum değilse takla atmayı göze alarak sola mı kırarsınız? Saniye geçmeden karar vermeniz gerekecek bir durum. |
Bu mesaja 1 cevap geldi.
Rica ederim, aslında çarpışma sonucunda oluşan kuvvet aynı ancak bu kuvvetin araca etki ettiği nokta önemli oluyor. Aracın merkezi kuvvetin en iyi şekilde dağılmasını sağlıyor, diğer bölgeler sıkıntılı, ayrıca burundan çartığınızda doğrusalin kuvvetin yanında bir de yanal kuvvet oluşuyor buda aracı döndürmeye zorlayacaktır. Yüksek hızlarda savrulma kaçınılmaz olur. Diğer sorunuzla ilgili olarak, çarpışma olayında iki çarpışan cismin ağırıkları ve birbirlerine karşı olan hızları önemli. Ben öyle bir durumda eğer kamyonun arkasının alt bölümünde bariyer varsa oraya çarpmayı tercih ederim. Karşıdan gelen araç çok daha riskli çünkü ikimizin hızını toplayacağımıdan çarpışma hızı katlanır. Uçurum ise ne olacağı belirsiz olduğundan son tercihim olurdu. |
Selam, daha yeni bu durum ile karşı karşıya kalmış biri olarak kesin olarak söyleyebilirim ki, nereye çarpacağını düşünmeye ve o noktaya hedef almaya çok vaktin kalmıyor ve inanın aklınızdan son geçen konu bu oluyor. Benim aklımdan o an geçen nereye kaçabilirim konusuydu. Hamlemi de yaptım ancak dorse tüm yolu kapattığı için kaçacak bir yer kalmadı ve çarptım. Çarptığım anda hava yastıkları açılmış ki ben bunun farkında değildim. Hava yastıklarını görünce çok ciddi çarptığımız anladım ve o an ilk aklımdan geçen düşünce, kızımın doktor randevusuna yetişemeyeceğim oldu. Bir örnek de farklı bir durumdan vereyim. Bundan 10 sene evvel "yatak odanda yatarken evinde hısız olduğunu fark edersen ne yaparsın" diye sorduklarında , yorganı kafa çekerim ve uyuyor numarası yaparım derdim. Ancak 2003 yılında yatak odamda ayak ucumda yerde emekleyerek ilerleyen bir hırsız ile burun buruna geldiğimde, ani bir refleks ile yatağımdan fırlayıp adamı kovaladım. Kovalarken aslında salonda 2 kişi daha olduğunu fark edince yavaşlayıp kaçmalarını bekledim. Kısacası o an yaparım diye düşündükleriniz ile yapacaklarınız arasında çok fark var. sevgiler |
Bu mesaja 2 cevap geldi.
Mühendis olmayanlar da cevap verebiliyorsa bende fikrimi aktarayım.  Kaza kaçınılmazsa, o zaman kaçmaya çalışmam da. Onun yerine olabildiğince arabamın çarpışma ve savrulmasını kontrolüm altına almaya çalışırım. Bu da burnun ortasından vurmayla mümkün olur sadece. Burnun kenarlarından çarpmak, sonucunun ne olacağını bilemeyeceğim savrulmaları başlatarak, arabamın yanlardan darbeler alması, takla atması ya da araç içindekilerin savrulmaları ile sonuçlanabilir. Ayrıca test videolarından da gözlemlenebileceği üzere, aracın ön ortasında bulunan darbe emici mekanizmalar by-pass edildiği taktirde, çarpışmanın kabin içerisine sirayet etmesi bir kaç kat daha kolaylaşıyor. Her zaman arabamın en iyi darbe emdiği pozisyon olan ön ortadan vurmaya uğraşırım. Bu şekilde, savrulmasını da engellerim. Bir kaza sonrası arabanızın, sonunun nereye varacağını bilemeyeceğiniz bir savrulmaya girmesi, bence olabilecek en kötü şeydir. Çarpışmayı bile kontrolüm altına almak için uğraşırım. Bir arabaya vuruyorsam mesela, içindekilere zarar gelmemesi için, kabine vurmak yerine tekerlere yada motor-bagaj kısımlarına vurmaya çalışırım. Elbetteki çarpışma anında bu denli lüksümüz olmayabilir. Ancak bir çok acemi şoför, freni kitleyerek vurduğu arabanın kabinine giriyor. Halbuki freni ayarlayabilse, arabasının burnuna ufak da olsa yön vererek, karşıdaki arabanın kabinini kurtarabilir, ya da hepten kazayı engelleyebilir bile. Ama nerede memlekette öyle şoförler. Her gün kazalarda ölen insanımızın haddi hesabı yok. Bir gün bakmışsın 15 kişi, bir gün bakmışsın 20 kişi ölmüş. Tavuk değil yalnız, 20 insan ölüyor. Türkiye'de trafik kazalarında bir günde ölen insan sayısı kadar insan İsveç'de ölse, başbakan istifa ederdi herhalde. |
Çok teşekkür ederim. |
ben öylesi durumları yalova/istanbul---k.maraş yolllarında çok denk geldim. nedendir bilmiyorum ama hep frene asıldım ve sağımdaki kamyonun beni geçmesini bekledim ve arkasına tekrar takıldım. (niye böyle bir refleks verdim tam ifade edemem ama, ben şimdi düşününce şöyle diyorum, karşıdaki kişide hızını azaltma şansı tanımış oluyorum, bende hızımı tamamen kesebildiğim kadarıyla kestiğim içinde çarpışsak dahi şiddeti en aza indirgenmiş olacak diye düşünüyorum.) bazende ben asılıyorum gaza dip yapıyorum ve karşımdakine basıyorum sürekli uzun sellektörü, aslında tam sollamaya çıktığım anda ben kesinlikle karşımdaki aracı sellektör ile ikaz ederim. yani ben sollamaya çıkıyorum bak, sende biraz yavaşlarmısın manasında, sağolsun çoğunlukla karşıdaki yavaşlıyor, tabiki kamyoncular fena. genelde karşımdaki aracın cins, hız vs. durumlarınada bakıyorum. işim gereğide bazen acele kullanmam gerektiği anlarda ise 4 lü flaşörleri yakıp ani ve yüksek konsantırasyon ile aracı kullanmaya çalışıyorum. aslında araçla bütünleşmek, nerede ivmelenmesi gerektiğini ve ne kadar tepkime verip vermediğini bilen bir şöfor kolay kolay kaza yapmaz. ama sevgili üstadım, bir anlık karar vermek gerektiği durumlarda ise, (onun öncesini hesap ederek) insan zaten beyni neyi hükmediyorsa ona yöneliyor, sola gideyim dersin ancak gidemezsin, bekleyim dersin bekleyemezsin pozisyonlarıda oluyor. onun için ben uzun yol öncesi, aracımın gaz ayarını artırıyorum, bakımlarını tam yapıyorum, yol ve araçla bütünleşip, en az 4-5 araç ilerisini veya gözümün görebildiği tüm noktalara hakim olarak, sıkışık trafikte ise şeridi ortalayıp ileride olup bitenleri zaman zaman kontrol ederek, aracımın vereceği fren tepkimesinide hesaplayarak gerekli takip mesafesinde aracımı kullanıyorum. bu güne kadar hiç olmadı şükürler olsun, 5-5-1995 ten beri araç kullanırım. ama kaçınılmaz durumlarda ben şahsen sol taraf müsait ise yani tarla vs ise aracı tarlaya sürerim, kafa kafaya durumlarında ise tam ortalarım.darbeyi sağ ve sol güvenlik kafeslerine yedirmek ve azaltma adına. allah böyle durumlarla karşılaştırmaması temennisi ile bütün arkadaşlarıma hayırlı yolculuklar diliyorum. biraz uzun oldu affola diyorum saygılar |
Bu mesaja 1 cevap geldi.
|
kaza diyince; istanbuldan mayıs 2012 dönüyoruz, otobanda 140-150 civarı hızımız, istanbul adana istikameti ve düzce otonbadayız. aracın biri sağımdan, biri hemen yanıbaşımdan, biri bilmem nereden vızır vızır geçiverdiler ve gittiler. yanımda ailemin tamamı var. ilk aklıma gelenler bunlar oldu ve kaza yapmadığımıza dua ettim. sonra 5 dakika geçmedi ileride bir tır yanmış, araçlar kaza yapmış, biri yanarak ölmüş vs. 5 saat yolda kaldık. trafik ana baba günü, kuyruk aldı başını gitti. sonra düşündüm ve hem memleketim, ülkem adına üzüldüm, trafik canavarlarını görünce kendimden utandım. insanlığımdan utandım ve inanın uzun yolculuk yapmak dahi istemiyorum. o zamanlar mesaj yazarkende "lütfen trafik kurallarına uyalım, uymayanları uyaralım, lütfen volvo kullanan arkadaşlarım şu tatil günlerinde sizi ve diğer insanları tehlikeye atmayınız" diyede uyarı mesajı yazmaya çalışmıştım. ben birey olarak elimden geleni yapmaya çalışıyorum, trafik kurallarına uyuyorum. hepimizde uymaya çalışalım. saygılar. |
Bu mesaja 1 cevap geldi.
|
Ya arkadaşlar, Şu kazalardan konuşmasak aslında... sanki konuştukça kazayı çağırıyoruz gibi oldu bana.. Daha güzel şeylerden bahsedelim.. Aracımız Volvo S60, önce allah korusun sonrada aracımız tank gibi maşallah.. |
sabri bey geçmiş olsun yanlış anlamadıysam yeni kaza yapmışsınız. umarım kimseye bir şey olmamıştır. Tekrar geçmiş olsun. |
Sayın Ahav Senin arabanın aynısı veya siyah renklisi icin cuma gunu Antalya'ya gidecem. Senin gibi uygun bir fiyat alabilirsem sipariş verecem. Ama yüksek fiyat verirlerse Perşembe gunü Adana üzerinden Diyarbakira geçerken Adana bayisine ugrayacam. Eğer yolun düşerse veya iletisim kuracağın birisi varsa Adana bayisinde yardımcı olursan cok sevinirim. Tşk |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
| Aslında daha sorum vardı ama tatsız kaza konusunu, peki, bırakalım. S60'ı aldığı sonuçlardan ötürü tebrik eder, Volvo binerek şanslı olduğumuzu bir kenara bırakıp hepinize kazasız sürüşler dilerim. |
Bu mesaja 1 cevap geldi.
Teşekkürler. Bir de Drive aracınızın son hızını 175km/h olarak söylemişsiniz. Fakat ben 195km/h hızını gördüm. Daha da üstü olabilir mi denemedim. |
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Kurzweil -- 30 Ağustos 2012; 11:58:17 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
Rüzgarın esme yönü ve yolun eğimi bu kadar değişik değerler ortaya çıkmasının sebebi olabilir. Eğer rüzgar aracın gidiş yönünde esiyor ve yol eğimli ise 195km/s hız aşılabilir. |
Sn. hesheit Ben sorularınızı merak ettim doğrusu. Kaza konusu tabiki hoş değil ancak Volvo tercih edenlerin büyük bir bölümü bu etkeni ön planda tutuyorlar. Benim içinde en büyük tercih sebebi bu. Şu IIHS testleri beni gerçekten çok memnun etti. Güvenlik boyutuna verilen önem arttıkça diğer markalarda bu yöne eğileceklerdir. Bunların konuşulması bence çok önemli. |
Ortalama 12litre değeri, kısa ve sadece şehir içi bir kullanım sonucu oldu("salt ş,içi ne tüketiyor"a baktım). Bu yüzden yüksek bir değer olması normal, fakat ne kadar yüksek bir değer olması gerektiği tartışılabilir. Belki de 12lt değilde 10lt olmalıydı, ve eğer yalnız şehir içi kullanımda ortalama 10lt olsaydı, deponun karma ortalaması 7,5lt yerine 6,5lt olacaktı. Ayrıca dur kalk trafiğinde 12lt'den daha da fazla yakacağını belirtmek isterim. Mesajınızdan, söylemek istediğimi anladığınızı görüyorum. Drive Powershift aracım özetle randımanlı değil. Başka bir Drive Powershift de kullandım, Drive Powershift'erin tüketim değerlerini de izliyorum. Bu yüzden sıkıntının benim arabama özel olmadığnı biliyorum. Bu yüzden motor seçeneği soranlara Drive Powershift önermiyorum. Onun yerine sürebiliyorlarsa Drive manuel, ya da az yol yapıp performans isteyene T4 öneriyorum. Bununla birlikte hem otomatik, hem de ekonomik olsun diyenler için Drive Powershift yine de en ucuz yol. Fakat fabrika verisinin aşırı üzerinde olan tüketimi, sıkıntılı şanzımanı ve bunlar yüzünden gözünüze iyice görünen ortalama performansı yüzünden, yine Drive Powershift'i önermiyorum. Bu noktada performansı iyi, büyük ve güçlü motorlu Geartronic şanzımanlı D3 önerebilirim. D3'ün sıkıntısı ise, diğer seçeneklere göre en pahalısı ve Drive Powershift'ten daha fazla yakmasıdır. D3'ün fiyat farkı, büyük motor ve daha konforlu şanzımanı için verilir. Eğer daha az yaksaydı en başta D3 alacaktım. Fakat Drive Powershift'in fabrika verilerine kandım ve aldım. 1.9-2.0cc dizel bir araba kadar yaktığını ve 1. vitesi bırakmadığını görünce de hata ettiğimi anladım. Gerçi hatayı ben mi, yoksa gerçekle alakası bile olmayan fabrika verilerini lanse eden ve sorunlu şanzımanı iyileştirmek için bir çalışma yapıp yapmadığını bilmediğim Volvo mu yaptı siz karar verin. >> Halbuki arabamın tasarım, konfor ve kalitesinden ne kadar memnun olduğumu anlatamam. Volvo'nun aktarma konusunda geç kaldığı zaten ortada, fakat acilen bu konuya yoğunlaşmalılar. Acilen BMW ve Audi'deki gibi yeni nesil bir aktarma ve şanzıman geliştirmeliler. Ancak bu şekilde hem yakıt tüketimi düşer, hem de büyük oranda performans artışı sağlanır. Rakipler bu haldeyken S60'da bunu hak ediyor. Eğer yeni nesil aktarma D3 motorda olsaydı, hiç 1,6cc motorla uğraşmaz, fiyat farkını çekinmeden verirdim. Evet, 2000cc bir motorun ÖTV'si de MTV'si de yüksek. Bu yüzden bu maliyetlerin gerçekten karşılığının olması gerekir. Bu bağlamda D3'e baktığımda, eski şanzıman ve aktarma yüzünden bu maliyetlerin karşılığını vermediğini düşündüm. D3'e yeni aktarma ve şanzıman geldiği taktirde, benim gibi düşünen bir çok müşteri Drive motorunu düşünmez bile. Performans ve yakıt tüketiminde beni tatmin edecek olan A4'ü alabilirdim mesela. Ama diğerlerinde ne Volvo'nun sağlamlığı, ne konforu, ne güven hissi, ne de imajı var. Başka araba istemiyorum. Volvo yapsın Volvo alayım istiyorum. |
| Yeni XC90'dan itibaren kullanilacak olan Ölceklenebilir Platform Mimarisi ile bu konunun üstüne egilecek Volvo.8 ileri otomatik sanzimanda bu modelde kullanilmak üzere gelistiriliyor. |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
| Bugun 2012 s60in direksiyona oturdumda adamlar yapmis dedim. O koltuk rahatligi, konforu nedir oyle.. Beni benden aldi.. İnsan arabadan inmek istemiyor. Yalniz deri koltuk kirismasina bir cozum var midir? O igrenc geldi bana.. |
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı > Bu mesaja 1 cevap geldi.
Kaza anı için bir şey söylemek çok zor.Oo an insanın tepkisinin ne olacağını kestirmek çok zortabiki ama soruya cevap olarak; şu an sadece s60 ta değil hangi araçta olursam olayım eğer kaçma ihtimalim yoksa hedefi tam kendi aracımın ortasından düz bir şekilde vurmaya çalışırım. Bu sayede çarpışma yükü araç tarafından homojen bir şekilde emilebilir. Bu da düzgün bir çarpışmayı sağlar. Zaten burundan çarpma sonucu başka bir yöne daha savrulup istem dışı başka bir çarpma yaşanma ihtimali de doğabilir. Bu da daha fazla sıkıntılara yol açabilir.
Bu mesaja 2 cevap geldi. Cevapları Gizle