Bu arada arabalarımızın memleketi olan İsveç'i Eurovision zaferi için kutlayayım. Parçayı ilk dinlediğimde benim için açık ara birinci olmuştu. Ancak genelde Eurovision'da birçok yarışmacının hakkı yendiği için, Loreen'in de hakkının yeneceğini sanarak üzülerek izlemeye devam ettim. Fakat açık ara birinci olduğunu görünce hem çok şaşırdım hem de çok sevindim. Tabi yine hakkı yenen bazı ülkeler oldu ama en azından birincinin hakkı yenmedi. Muhteşem bir ses-koreografi-performans-doğallık-parça: Videoyu izlemek için tıklayınız |
Sayın focus1907, Benim arabam 2012 model ve bende de uzunlar sarı renkte yanıyor. Diğer sorunuzun cevabını bilmiyorum, fakat aracınızı alınca kontrol edin, rahatsız olursanız değiştirme yoluna gidersiniz. Sarı dediysek sapsarı değil. Sadece Xenonlara göre sarı. Mesela ben bu konuda bir şey yapmayı düşünmüyorum. Saygılarımla. Sayın msf_msf, Hayırlı olsun. Güle güle kullanın arabanızı. S60 hakkında farklı fikirleri duymak isterim. Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Saygılarımla. Sn. fato65, "Koltuk soğutma"yı opsiyonlar arasında göremedim. Daha önce de görmemiştim. S60'da olmadığını sanıyordum. Bu bilgi nereden? Syglr. Sn. Ugur31, S60'da iki tane tasarım kiti var. Birisi R-Design kiti, ikincisi ise Dış Tasarım kiti. Dış tasarım kitinde sizin bahsettiğiniz alüminyum görünümünde çıtalar var. Yani ilgilendiğiniz R-design kiti değil. Bu kitlerin Mayıs ayı kampanyalı fiyatlarını sormuştum(fiyatlar motora göre değişiyormuş). R-design kiti: 2.255TL, Dış tasarım kiti: 3.612TL. Normalde daha pahalılar. Ben R-design kitini daha çok beğeniyorum. Size de R-design kitini öneririm. Fiyatı da daha uygun. Arabanız, rengi de kırmızı olduğu için, S60 broşüründeki R-Design aracın aynısı olur. Ayrıca daha da pazarlık yapmayı deneyin. Syglr. Sn. toledox, IR korumalı ön cam ve temiz bölge kabin paketi opsiyonlarının anlamlarını biliyorsanız paylaşır mısınız? İç hava kalite sisteminin nesinden memnunsunuz? Bu sistem kötü hava olunca otomatik olarak dış havayı kapatan sistem mi? Bir de elektrikli katlanır arka koltuk başlığını gereksiz bulmuşsunuz. Sert düşmesi mi rahatsız etti? Beni rahatsız etmezdi açıkçası. Bir düğmeyle istediğim zaman indirmek büyük rahatlık bence. Ayrıca elle eski konumuna getirmemiz gerektiğini tahmin etmiştim. ![]() |
Temiz bölge kabin paketi diye bahsi geçen sistem aynen ifade ettiğiniz gibi, dışarıdan istenmeyen ve kötü kokular geldiğinden otomatik olarak hava girişini kesmekte zaten sistemdeki filtrelerin verimi emsallerine göre çok çok yüksek. Yanlış hatırlamıyorusam diğerleri % 30 civarı filtre ederken sanırım bu değer Volvolarda % 90 a yaklaşıyordu. IR korumalı ön cam'ı güneş ışınlarını yansıttığını düşünerek başta tercih etmiştim. Ancak Ankarada görüştüğüm bir bayideki satış elemanı gereksiz diyerekten beni teikledi, bende zaten maliyetler epey yukarı çıktığından vazgeçmek üzereydim. Sonunda siparişten çıkarttım. Hem kabindeki sıcaklığın kontrolünde hemde gözlerin güneş ışınlarına doğrudan maruz kalmaması açısından faydalı olacağını düşünüyordum. Koltuk başlıklarının istenildiği an düşürebilmesi aslında güzel ancak elle değilde yine elektrik olarak kalkmasını beklerdim. Başlığı indirmek için arka koltuklara gitmesemde kaldırmak için yine gitmem gerekecek. Olmazsa olmaz değil bence. Birde kullandığınız XC60 D3 müydü yoksa D5 mi? |
Sn. elixirzm, Eksik olmayın. Volvo arabalarının hakkını vermeye hazır olan herkese yardımcı olmaktan memnun olurum. Volvo'nun pazarlamadaki açığını bizler kapatıyoruz işte. ![]() ACC sistemine o denli güvenmeyin derim. Görsel kontrolünüz devamlı olsun. Sistem iyi çalışmadığı için değil, insan yapımı olduğu için. Aracınızı epey doldurmuşsunuz. Böyle bir araca bence en az 5 yıl binilir. Dediğiniz gibi erkenden satarsanız zararınız daha fazla olur. Arabanızın bir yıl sonunda edeceği değer, tabi ki beş yıl sonunda edeceğinden fazladır. Fakat 5 yıl boyunca kullanırsanız, aracınızın değer kaybı size ettiği hizmetin karşılığı olur. Ben bunu zarar olarak adlandırmam. Diğer türlü sırf adı "ikinci el" olduğu için zarar edersiniz. Bu durum yalnızca S60'a özgü değil, bilirsiniz. Tüm arabalar için geçerlidir. Tekrar söylüyorum: Opsiyonlarınızı aracınızı ne zaman satacağınıza göre şekillendirin. Bu arada S60'dan sıkılmazsınız. Alışırsınız. ![]() Iphone'da oluşturduğunuz kombinasyonu bayide göremezsiniz. Yanlış anlamışsınız. Bu program sadece Volvo'nun yaptığı bir güzellik. Bu program sayesinde aracınızın iç ve dış görünümlerinin kafanızdaki kombinasyona göre gerçekte nasıl görüneceğini görebilirsiniz. S60'ın içini, oluşturduğunuz kombinasyonda, kamerayla gezebiliyorsunuz mesela. Bence harika bir program. Ipad'den kullanıyorum ben. Direksiyonun arkasındaki boydan boya konsol yok mu? İşte o konsolun sadece siyah ve kahverengi seçeneği var. Vitesin önündeki, düğmelerin bulunduğu alan ve kapı kolları kaplamaları beraberler. Bunların da alümniyum(standart), ahşap kaplama(ücretli), charcoal(ücretli-galiba siyah) olmak üzere üç seçeneği var. Opsiyonlarda Deri Açık Bej-3112 ve Deri Açık Bej/Kum Taşı-311B'nin farkı birisinde ön konsol siyah, diğerinde kum taşı(kahverengi) renginde olması(Ipad'deki programdan öğrendim). Benim arabam 311B mesela. Ön konsol kahve, diğer hemen her yer ise bej renginde(kapılar dahil). Siz yine de bayide doğruluğunu onaylatın tabi. Saygılar. |
Daha Bodykit yapan firmaların s60 için yan sanayi bodykit uretmemlerıne sasırıyorum. ben denk gelen tuningcilere mail attim istersniz sizde yazın |
Sn. elixirzm, ACC aslında Türkiyede tarfik karmaşası olmasa çok verimli bir şekilde kullanılabilir. Sistem sadece önündeki hareketli araçları algılıyor buna dikkat etkem lazım. Eğer araç duruyorsa sistem algılamaz. Öndeki hareketli aracın hızı sizden fazla ise zaten sistem müdahalede bulunmuyor. Sıkıntı yaşayabilinecek durumlar ani şerit değiştiren araçların bir anda araya girmesi bazen sistem bunu algılamakta zorluk çekebiliyor. Ancak 1den 5 'e kadar öndeki araca yaklaşma mesafesini kademeli bir şekilde ayaralayabiliyorsunuz. Bu mesafeyi 3'te tutarsanız pek sorun yaşamazsınız. Sistem birden sert fren yaptığında arkanızdaki araç sizin kadar iyi tepki veremeyebiliyor. Aslında o kendine göre bir sorun görmüyor ancak sistem toleranssız her hamlede mesafeyi korumaya çalıştığından arkadakilerin bazen selektörlerine maruz kalabiliyorsunuz. Birde hızlanma durumlarında da manuel kullanıma göre birazcık geç tepki verdiğinden yine arkadakilerin baskısı olabiliyor. Birde çok yoğun yağışın olduğu bir günde ben sistemi test ettim ancak ilk algılamada başarısız oldu bu gibi hallere dikkat etmek gerekiyor. |
Sn. Kurzweil, Benim almak istediğim aksesuar aşağıdaki linteki arka-yan-ön alimünyum korumalar (altın renkli araçta olanlar). http://www.volvocars.com/tr/all-cars/volvo-s60/details/Pages/accessories.aspx?category=91d11e8b-c33a-4f6b-8fa3-898af987e627 R-design dediğiniz sayfanın en altındaki parçalar ise, normal dış tasarım kiti daha güzel görünüyor gözüme.. Ama pahalıymış :( Sadece arka yada arka ve ön korumaları alırım herhalde bu durumda.. Saygılar.. |
Sn. Ugur31, Dediğiniz gibi bu parçaları tek tek de taktırabilirsiniz. Dış tasarım kitinde sadece ön ve arka parçalar bence yeterli olurdu. Çünkü bu kitte yan çıtaların uyumsuz göründüğünü düşünüyorum. R-Design kitini İYİ inceleyin derim. Bence dış tasarım kiti sanki bir başkasının tasarımıyken, R-Design Volvo'nun orijinali gibi duruyor. Yani R-design, S60'ın tasarımını tamamlarken, Dış tasarım kiti aykırı duruyor. Bu benim görüşüm tabi. Bazıları da dış tasarım kitinde olduğu gibi patlayan aksesuarları severler. Zevk işi. Aslında R-design kitinde ön tamponun da olması gerekirdi. Fakat R-design ön tampon, bu kite dahil değil ve opsiyon olarak da sunulmuyor. Yine de R-design arka tampon ve egzos sistemi R-design'ın temelini oluşturuyor. Alüminyum renginde aynaları da unutmayayım tabi. Dış tasarım kitinin dört büyük parçadan oluştuğunu düşününce daha pahalı oluşunun sebebi anlaşılıyor. R-Design'ın lansman rengi olan kırmızı bir aracı R-design kiti tamamlar bence. Ne yaparsanız yapın S60'a yakışır. ![]() |
Sn. toledox, Volvo sitesinde S60 oluştururken temiz bölge kabin paketini(1024TL) seçtiğimde iç hava kalite sistemi(410TL) de otomatik olarak ekleniyor. Bu dışarının havasını otomatik olarak kesen sistem iç hava kalite sistemidir. Peki, temiz bölge kabin paketinin fiyatının geri kalan kısmı neye tekabül ediyor? Şunu da merak ettim: iç hava kalite sistemi devamlı aktif mi, yoksa bir tuşu mu var? Mantıken devamlı aktif olması lazım. Devamlı filtreliyor çünkü. Bu sistemin varlığında dış havayı kapatan düğmenin de bir anlamı kalmıyor galiba. Normalde egzos dumanı atan bir kamyonun arkasında giderken dış havayı kapatıyorum. Ama iç hava kalite sistemi zaten gereken filtrelemeyi yapacağı için dış havayı komple kapatmak gereksiz kalır. Tecrübeniz bu şekilde mi? IR yansıtıcılı ön camın fiyatı 1.230TL görünüyor. Az değilmiş. Siz keşke alsaydım dediğinize göre, bu opsiyona sahip bir aracı tecrübe etme şansı mı buldunuz? Kullandığım araba XC60 D5'di. Saygılar. |
Sn toledox ve Sn. elixirzm;maliyet konularına bir şey diyemem,satış danışmanlarınI da donanım seçimimde dikkate almam.Eski aracımda hem ısıtmalı hem de IR güneş korumalı ön cam mevcuttu ki,yazın olsun kışın olsun çok büyük faydasını görüyordum.Yeni aracımda,ekime kadar beklememek için, bu özellikler yok ama çok arayacağımı da biliyorum.IR camlar sadece güneş ışınlarını süzmekle kalmamakla birlikte colormatik camlı güneş gözlüklerine benzer renk değiştiren bir yapıya sahip olduğundan ve hafif bir kararmada sağladığından görsel açıdan da çok şık durmaktadır.Karar sizindir,saygılar. |
Auto Motor & Sport'un haziran sayısında S60 ile 320d karşılaştırması var.. Bariz bir şekilde taraflı karşılaştırma yapmışlar. Four-C şasisiz bir S60 alınmış teste ve 320d'nin değişik sürüş seçeneklerinden dolayı avantajlı olduğu söylenmiş. S60'ta bu seçeneğin opsiyonel olarak sunulduğundan bile bahsedilmemiş.. |
Aynı dergi S60-Passat-Superb karşılaştırmasında S60'ı sonuncu yapmıştı.Yeni 3 sersinin S60'tan 1 adım önde olduğunu bende düşünüyorum ama bu dergiyide ciddiye almıyorum.Kendi kriterlerime göre vardığım sonuç bu.Dergiyi okumadım ancak eminim S60'ın sizinde örneğini verdiğiniz üstünlüklerini vurgulamamışlardır. |
Sayın elixirzm, İsterseniz bir de Sabri Bey'in asıl görevi olan satış sonrasındaki yaklaşımını dinleyin: Geçen hafta Sabri Bey'e arabamla(1.6 Drive Powershift) ilgili bir sıkıntımın olduğunu ilettim. Kendisinin beni bir servise yönlendirmesini beklerken, bana "Vaktiniz varsa, şu saatte, şu serviste buluşalım. Aracınızı sizinle birlikte test edeyim. Kıyaslamak için de başka bir aracı da hazırda bulundurayım" diyerek geri döndü. Ben de "olur" dedim ve serviste buluştuk. Arabamla ilgili sıkıntım, 1. ve 2. viteslerde biraz geç vites atmasıydı. Önceki arabamdan farklı bir motor-şanzıman kombinasyonu olduğu için(A6 1.9TDI Multitronic), özünde normal olan bu çalışma şeklini biraz yadırgamıştım. Bir yazılım güncellemesiyle vites geçiş aralıklarının mükemmelleştirile bileceğine inanıyorum.(gerçi şu ana kadar kullandığım hiçbir otomatik vites mükemmel değildi. Mükemmelinin üretilebileceğini de sanmıyorum) Sabri Bey şoför koltuğunda, arabamı test sürüşüne çıkardık. Beni iyice dinledi ve yadırgadığım şeyi anlamaya çalıştı. Özellikle 1., sonrasında da 2. viteste, gaza fazla bir şekilde basarsam(ya da yokuşta), şanzıman, bana yüksek gelen devirlere ulaştıktan sonra vites küçültüyor(1.9TDI'da haliyle daha düşük devirler söz konusuydu). Bunun dışında vites geçişleri olması gerektiği gibi. Çoğu zaman 2000d/d'da vites değiştirebiliyorum. Sabri Bey, aracın bu çalışma şeklini tecrübe etti, yadırgadığım şeyi anladı. Her ikimizde bu durumun benim önceki arabama olan alışkanlığım yüzünden olduğunda hemfikir olduk. Çünkü bu bir sorun ya da arıza değil. Yine de kendisine, daha iyi bir yazılım ile, bu şanzımanın daha da iyi çalışacağına inandığımı, ve Volvo'nun bir sonraki yazılımda bunu da göz önünde bulundurmasını istedim. Kendisi de arabama "Servis 2.0 güncellemesi yapalım" dedi, ve yapıldı. (Şanzıman ile ilgili herhangi bir güncelleme varsa, Servis 2.0 güncellemesi sırasında yüklenir.) Güncellemeden sonra beraber tekrar teste çıktık. Şanzımanda bir değişiklik yoktu. Fakat Sensus menülerinde bazı değişimler fark ettim. Daha sonra kendisinin hazırda bulundurduğu Drive Powershift aracı da beraber teste çıkardık. Ve bu aracın da şanzımanının çalışma şeklinin benim aracımla aynı olduğunu gördüm. Bunu da tecrübe etmiş oldum. Bu arada arabamı aldığımdan beri arada sırada, motor sesinin dışında, pervane sesine benzer bir ses duyuyordum. Arabanın normal çalışma şekli olup olmadığını anlayamamıştım. Tesadüfen Sabri Bey arabamı kullanırken bu ses geldi, ve kendisine bu sesi sordum. (bahsettiğim ses, arabanın devriyle birlikte artan ve azalan türden.) Kendisi sesi duyar duymaz klimanın düğmesine bastı, ve o anda ses kesildi. Tabiri caizse, nokta atışı sesin kaynağını buldu. Klima kompresörüyle ilgiliymiş. Bunun için bir randevu alıp servise gelmemi istedi.(zira geç olmuştu) Daha sonra kendi aracının Four-C şaseli olduğunu ve istersem test edebileceğimi söyledi. Ben de "isterim" dedim. Çünkü Four-C yi ve XC60'ı denemeyi istiyordum. Sabri Bey'in aracı bir XC60 D5. Aynı güzergahta beraber, 4. defa araç test etmeye çıktık.(buradaki deneyimlerimi önceki mesajımda paylaşmıştım. Unuttuğum şey, biner binmez hıza duyarlı direksiyonun farkını anladığım oldu) Zaten geç buluşmuştuk, ve epey zaman geçmişti. Son testten de döndüğümüzde servis kapanmıştı ve Sabri Bey'in ailesi kendisini bekliyordu. Ben de kendisini bu kadar tuttuğum için bir mahcubiyet hissettim. İlgisinden ötürü teşekkür ettim. Ayrıldık. Sonra, hem taktırmak istediğim aksesuarlar, hem de klima kompresöründen gelen ses için servisten randevu aldım. Servise gittim ve bir servis görevlisiyle teste çıktık. Önce kendisi kullandı. Fakat bir ses gelmedi. Sonra ben kullandım. Ama ne yaptıysam yine de aynı sesi yanımdaki teknisyene duyuramadım. Ben de kendisine sesi tarif ettim, ve kendisi de klima kompresörünü ayrıntılı olarak inceleyeceğini, bir arızanın olup olmadığına bakacağını belirtti. Arabamı servise bıraktım. Döndüğümde arabam, servis kapısının önünde, takmalarını istediğim kare egzos ucu, spor-alüminyum pedallar ve bej-alüminyum vites kolu takılı olarak duruyordu(bu arada talebim üzerine Sabri Bey ufak bir indirim yapılmasını da sağladı.) Ortaya çıkan görüntüden çok memnun kaldım. Arabamın tüm eksikleri böylelikle hallolmuştu. Ayrıca isteğim üzerine kapı kolları kontrol edilip yağlanmıştı(kenar plastiklerini de yağlamışlar). Direksiyondaki hafif eğrilik de düzeltilmişti. Klima kompresörü de kontrol edilmişti ve her şey normal dendi. Açıkçası, şimdilik bu sesi pek önemsemiyorum. Devamlı olmuyor. Fakat eğer zamanla rahatsız edici olursa, o vakit servisi tekrar rahatsız ederim. Daha sonra bir deri bakım kiti ve takılan aksesuarların yerinden çıkan parçaları(vites topuzu, pedallar<gaz pedalını koymayı unutmuşlar ![]() Sn. elixirzm, Şu anda bir Volvo satın aldığım için çok memnunum. Hem arabamdan, hem de satış sonrası müşteri ilişkilerinden memnunum. Ufak tefek sıkıntılar tüm arabalarda oluyor. Önemli olan karşınızda sizi dinleyen, anlamaya çalışan, çözüm üretmeye çalışan satış sonrası görevlilerinin olmasıdır. Karşınızda sizi dinleyen, fikirlerinize değer veren insanlar olunca, inanın sorunlar gözünüzde küçülüyor. Ve bu tutum karşısında, kullandığınız üründen aldığınız haz ve memnuniyet artıyor. Müşteri memnuniyetinin özü budur. Şimdiye kadar Volvo markasıyla olan tecrübelerim çok olumlu. Olumsuz tecrübe yaşayanları da biliyorum elbet. İleride bana da rast gelebilir. Fakat ortada görmezden gelinemeyecek bir çaba var. Sabri Bey gibi yöneticiler Volvo markasını olduğundan daha ileriye taşımak için samimi bir çaba içerisindeler. Buna, kendi gözlerimle görerek ikna oldum. Volvo markasıyla olumsuz tecrübeler yaşayanların, bu çabayı bilmelerini isterim. Sabri Bey tabi ki beni bir servise yönlendirebilirdi. Kendisi 28 ülkeden sorumlu müşteri hizmetleri direktörü. Fakat onca işinin arasında, kendisine ulaşmış bir müşterisiyle bizzat ilgilendi. Mesaisini, hatta mesaisi dışındaki zamanından da ayırarak. Açıkçası ben böyle bir satış sonrası hizmeti görmedim. Belki benimki uç bir örnek, fakat işin özü niyette. Volvo'yu bin bir cepheden topa tutanların bu niyeti görmeleri lazım. Çalışanlarının yanlış tutumları yüzünden Volvo'dan soğuyanların, bu tutumun Volvo yönetiminden kaynaklanmadığını bilmeleri lazım. Böyle giderse Volvo'nun gelecekte, bugün olduğundan çok daha ileride bir marka olacağına şüphem yok. Ümit ederim mesaj yerine ulaşır. Saygılarımla. |
Sn. Kurzweil, İç hava kalite sistemini tek başına seçmeniz mümkün diye biliyorum bir değişiklik olmadıysa, en azından ben öyle yapabilmiştim. Diğer temiz bölge paketinde konsol ve koltuklarda alerjiye karşı daha iyi olan malzemeler kullanılıyor diye biliyorum. Ben o zaman sadece iç hava kalite sistemini gerekli görmüştüm, diğer aracımızda çok işe yaradığından tecrübeliydim. İç hava kalite sistemi aynen dediğiniz gibi çalışıyor. Konsolda bir düğmesi yok ancak menüden istenildiğinde deaktif edilebiliyor. Dışardan gelen havayı kapatma durumu yazın klima açık iken ortam sıcaklığını korumada ekstra yardımcı olabilir o açıdan yine işe yarayabilir. IR korumalı ön camı hakkında benim bildiklerimi Sn. DATRONX açıklamış. Tecrğbe etmedim ancak daha önceki araçlarımızın ön camlarına 1 numaralı (en açık) film kaplatıyorduk. Güneşi epeyce kırıyor hatta güneş gözlüğüne gerek bırakmıyordu. Ancak geceleri yağışta varsa görüşte biraz sıkıntı olduğundan oşuma gitmiyordu. Gerçi güvenlik anlamında da avantajı çoktu. Bir gün meşhur Grande Punto ile otobanda giderken ön cama fırlayan bir taş camı çatlatmıştı ve film sayesinde camdaki çatlak fazla ilerleyip tehlike oluşturmamıştı. |
Bende testi gördüm dergiyi tam okuyamadım ancak puanlamaya göz gezdirdim. Bence puanlama çok saçma ki bu yıllardır tüm dergilerde böyle. Yazıyı yazan kafasına göre sayılar yazmakta hangi aracı isterse onu 1. ilan etmekte. Bir oran vs. baz alınmamakta. Ben yaklaşık 5 sene evvel bir aylık otomobil dergisinde hobi olarak editörlük yapmıştım. Orada testler için excelde bir hesaplama tablosu yaparak adil puanlama yapılmasını sağlamıştım. Testeki sonuçlar incelendiğinde bmw'nin motoruyla öne çıktığı görülüyor ki buda bilinen bir şey. Birde sürüş dinamikleri, ancak bunlar herşeymiş gibi açık ara BMW kazanmış. Dergiler objektiflikten uzak böyle devam ederlerse işleri zor. |
Sn. msf_msf Aracınız hayırlı olsun. İzlenimlerinizi bekliyoruz. |
Otomobil dergilerine kızmadan önce BMW 320d'yi bir test etmenizi öneririm. İki aracı da kullanmış biri olarak BMW'nin motor ve sürüş konusunda açık ara önde olduğunu düşünüyorum. Arkadan itişin de etkisiyle inanılmaz bir sürüş keyfi veriyor. Bu üstünlük sadece S60'a karşı geçerli değil. Bu konularda araç Audi ve Mercedes'den de daha iyi. Güvenlik; o apayrı bir konu. Birebir karşılaştırma yapmak çok zor. |
Sn. teodor Aslında bizde sizinle aynı şeyleri söylüyoruz. Ancak otomobil dergilerinin tek amacı sürüş ve motor konusunda mı karşılaştırma sonuçlarına ulaşmak. Diğer parametrelerin bir önemi yok mu? Araç alımı yaparken sadece motor ve sürüşü iyi mi olsun diyoruz ki. Otomobil tüketicilerini bilinçlendirmesi gereken dergiler yanlı tutum içindeler. BMW daha yeni kör nokta seçeneği sunmaya başladı dergi hemen bunu öne çıkarmış. Benim 320dye kesinlikle lafım yok gerçektende iyidir bayide incelemiştim ilk geldiğinde ve de x3 test etmiştim sürüşü gerçekten çok hoşuma gitmişti. Ancak bana xc60 optimum geldi onu tercih ettik. BMW iyi ancak optimum değil malesef Volvo bence bu konuda daha başarılı. |
Volvolara sensus 3.0 guncellemesi geliyor. Ayrıntılarhttp://volvorun.com/index.php?topic=111 da |
Four-C'yi hatim edecek kadar test edemediysem de, bu kısa tecrübe bana yetti. Sistemde yumuşaktan-serte 3 seçenek var. Comfort-Sport-Advance. Fakat belirtmek isterim, sertleşen ve ya yumuşayan sadece arabanın süspansiyonu değil. Four-C'li bir arabanın, süspansiyon tepkilerini, çekiş tekerlekleri arasındaki tork dağılımını, direksiyonun açısını vs gibi aracın tüm sürüş dinamiklerini saniyede 500 defa olmak üzere okuyup gereken ayarlamaları anlık olarak yapan bir merkezi bulunuyor. Mesela hızlı girilen sert bir virajda Sport ya da Advance modunda aracın daha fazla şansı olur. Bu bağlamda Four-C güvenliği de artırıyor derim.
Test ettiğim araçta çoğunlukla Advance modunda gittim. 18" jantlara rağmen(18" jantlar XC60 için küçük bile. Yani yanakları kalınca demek istiyorum) iyice sertleşmiş bir araba halindeydi. Yolu hissediyordum. Az bir viraj denemesi yaptım. Popo yerindeydi. Bu modda slalom da yaptım XC60'ın poposu yine yerli yerindeydi. Halbuki yüksek poposunun bir handikap oluşturacağını tahmin etmiştim. Frenler yine çok iyiydi.
Sonra Comfort moduna geçince, yol düz olmasına rağmen, arabanın tekerleklerin üzerinde yumuşakça yaylanmaya başladığını hemen fark ettim. Ve fark büyüktü. Comfort modu, şehir içi kullanım için biçilmiş kaftandı. Şehirler arası ve sert kullanımlar için ise Sport ve ya Advance modları çok uygunlar. Bence aracımın sürüş karakterinin bir düğmeye basmam ile anında değişmesi paha biçilmez bir lüks-konfor-opsiyon. Kısacası Four-C'nin lafta kalan değil , mükemmel çalışan bir sistem olduğunu bizzat tecrübe ederek onayladım. Saygılarımla.
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle