ben gerçekten çok dindar bir müslümandım. Merak edip kutsal kitapların meallerini okuduğuma çok pişman okudum. Baştan sona tarafsız bir gözle okursanız siz de zor durumda kalırsınız. Malesef kutsal kitaplara göre dünya tepsi gibi düzdür. Galileo'ya idam cezası vermeye kalkan klise %100 kesinlikle kendine göre haklıydı, dünyanın tepsi gibi düz değil, küre şeklinde olması hristiyanlığın çöküşü olurdu. Ancak hristiyan kilisesi: ne olur ne olmaz meydan müslümanlara kalmasın, maddi kaynaklarımız, itibarımız, statümüz ayaklar altına kalmasın diye olayı çarpıtarak durumu idare etmiştir. Günümüzde insanların büyük bölümü artık müthiş güzel imkanlar sunan cenneti istemiyor, acaba cehennem varsa diyerek sadece korkularından inanıyorlar veya inanıyormuş gibi yapıyorlar.
Sıra evrime geldi. Kim ne derse desin insanın türeyişi hakkında evrim ile din taban tabana zıt görüşleri savunur. Mikrobiyoloji veya genetik veya antropoloji bilimi ile insanın evrimi kesin olarak ispat edilirse dinler Birleşmiş Milletlerce yasaklanmalıdır. Çekirge bu kez sıçramamalıdır. Önceki papa jean poul bile evrim hakkında gerçekle gerçek çakışmaz diyerek kıvırma moduna geçmişti. İlahiyatçılar insani yapıları gereği, ekmek kapılarından, mesleklerinden, bulundukları konumdan asla vazgeçmek istemeyeceklerdir. Dinleri, evrim teorisi kesin ispatlanırsa Birleşmiş Milletler yasaklamalıdır. Bunları üzülerek yazıyorum.
Anlaşamadığımız ya da anlatıp da anlaşıldığını göremediğimiz bir husus var.Kutsal kitaplar;özellikle Kur'an-ı Kerim; meali okunarak yorum yapılacak bir kitap değildir.İtiraz edenler elbette olacaktır ancak unutulmamalıdır ki;okumuş olduğunuz bir meal de bir başkasının yaptığı çeviriden öte bir şey değildir.
Dünya klasiklerinin Türkçe'ye çevirileri mevcut kırtasiyelerde.Bakıyorsunuz Dostoyevski'nin budalası bir yayınevinin baskısında 650 sayfa diğerinde 350 sayfa.İçerik olarak aynıyı bekleyemezsiniz bu iki farklı çeviriden.Kur'an mealleri de bu durumdadır.Kur'an'ın tam olarak anlatmak istediğini meallerden bekleyemezsiniz.Meal sahibinin ayetlerin zahirinden çıkardığı manalar bütünüdür okuduklarınız.
Oysa ayetlerin zahir manaları yanında,geçmiş zamanda gerek Efendimiz asv tarafından,gerekse Ashab-ı Kiram ra tarafından yapılmış geniş açıklamaları mevcuttur.Bu açıklamalar bizi ayetin asıl hedeflediği noktaya götürür.
Kur'an ayetlerinin anlaşılabilmesi için izlenmesi gereken bazı kaideler vardır.Evvela vahyolunduğu zaman,vahyolunduğu coğrafyada konuşulan dile hakim olmak gerekir.Bugün bile aynı zamanda yaşıyor olmamıza rağmen ülkenin farklı yerlerinde Türkçe farklılıklar arzediyorsa,Arapça'nın da bu durumunu yadsımamak gerekir.Kureyş Arapçası şeklinde tabir edilen bu dili gramer yapısı ile iyi bilmek gerekir nitekim Arapça harflerin farklı okunması ile bile büyük anlam değişiklikleri gösteren bir dildir.Daha sonra incelemeye koyulduğunuz ayetin vahyolunduğu zamanı iyi bilmeniz gerekir.Bu da genel hatları ile açıklanacak olursa;hicretten önce mi,sonra mı Mir'ac'tan önce mi, sonra mı gibi İslamın ayetin vahyolunduğundaki helal-haram kısıtlamalarını bilmek icap eder.Daha sonra ayet hakkında Efendimiz asv'nin açıklaması varsa bunu da çok iyi bilmek gerekir.Eğer varsa Ashab-ı Kiram ra'nın açıklaması ve tabiin dediğimiz Ashab'tan sonra İslam'ın önde gelen alimlerinin açıklamaları bilinmelidir.Bunların hepsini bir ayeti ya da tüm Kur'an'ı hakkı ile anlamak için yapmamız lazımdır.Ondan sonra okuduğumuz hakkında ve verilen mesaj hususunda burada fikir beyan edebilelim.
kuran'ı da okudun mu?
Bu mesaja 1 cevap geldi. Cevapları Gizle