30 eylül 1960 da siparişi verilen IBM 650 uçakla Türkiye’ye geldi ve Ankara ‘da büyük bir itina ile Karayolları Genel Müdürlüğü’ne kondu. O dönemde bilgisayarlar siparişle üretiliyordu.IBM-650 bir yılda üretilmişti. Birinci nesildi ve radyo lambalı bir sistemdi. Yanıp sönen 2 bin kadar lambası vardı. Delikli kartla bilgi girişi yapılıyor idi. Oldukça hantal bir makineydi. Garip görüntüsüne rağmen çok hızlıydı. Bir kişinin 20 günde yaptığı işi o tek başına 1 saatte yapıyordu. O yüzden halk O’na “Elektronik Beyin” adını verdi. Ama gerçekte O’nun adı IBM 650’ydi.
Geldiğinde günlerce karayolları genel müdürlüğünün önünde halk, görmek için uzun kuyruklar oluşturdu.
Türkiye’nin ilk bilgi işlem merkezinin adı ‘’IBM Müdürlüğü’’ idi,çünkü bilgisayar deyince akla IBM geliyordu. Bu müdürlük,karayolları genel müdürlüğü bünyesinde idi.
Yol hesaplarını kolayca yapsın diye taa Amerika’dan uçakla getirilmişti.
Çetin Altan Akşam Gazetesi’ndeki köşesinde, “Biz Allahın verdiği beyni kullanamazken, Amerika’nın verdiği beyni nasıl kullanacağız?” diye soruyordu.
Karayolları çalışanları “Elektronik Beyin”i kendilerine rakip görmüş; “Bütün işleri yanıp sönen bu makine yaparsa biz ne olacağız” endişesine kapılmışlardı. Tıpkı Osmanlıya matbaanın gelişinde işsiz kalma korkusuna düşen hattatlar gibi... . Çalışanlar bu "akıllı makina"nın işlerini ellerinden alacağını sanıyordu ama korktukları olmadı. Aksine bilgisayarlar yeni iş alanları ortaya çıkardı.
O yıllar gerçekten imkansızlıklar içinde geçen yıllardı. Bilgisayarı çalıştıran ekibin içinde bilgisayar eğitimi alan yoktu. Çalışanlar daha çok matematik, fizik mezunu, dil bilen ve teknolojiyi takip eden bir avuç yeni mezun gençti. Henüz Türkiye’ye yabancı şirketler de akın etmemişti. Bir tek IBM vardı; yanında çalıştırdığı birkaç uzman ile birlikte. Gelen makine de IBM’ın bir ürünüydü. Türkiye’ye Cento fonundan gelmiş, ABD’liler tarafından işletilmeye başlanmıştı. 4 ABD’li uzman bir yandan Elektronik Beyin’i işletiyor bir yandan da matematik ve fizik mezunu dil bilen gençleri eğitmeye çalışıyorlardı. O dönem bu özelliklere sahip çalıştıracak adam bulmak da oldukça güçtü. Bu tür insanlar bazen tesadüfen bulunuyordu. Tıpkı Kaya Kılan’ın Karayolları’nda işe başlamasında olduğu gibi.
Kaya Kılan Fen Fakültesi Matematik Bölümü’nden 1960 yılında mezun oldu. O yaz arkadaşı Karayolları’nda sınava girecekti. “Kaya sen de gel. Sınav çıkışı birlikte gezeriz” diyen arkadaşının teklifini kabul eden Kaya Kılan Karayolları’nda arkadaşının sınavını beklerken, karşısında birden bir Amerikalı gördü. Amerikalı genç adam, Kaya’nın Matematik mezunu olduğunu ve dil bildiğini anlayınca hemen O’nu sınava aldı ve Kaya Kılan böylece bilgisayarcı oldu.
Türkiye 'de Kullanılan bu ilk İlk Bilgisayarın özelliklerini tanıyalım;yaklaşık 12 yıl kullanıldı.Tam ismi; IBM-650 Data Processing Machine" Tarihi sistemin ilginç bazı özellikleri : o Birinci nesil, lambalı olması, o Her biri 10 karakter ve 1 işaretten oluşan 2000 sözcüklük Tambur bellek bulunması, o Dakikada 78000 toplama-çıkartma, 5000 çarpma ve 138.000 mantıksal karar verebilme özelliği, o Delikli kart ile bilgi girişi yapılması, o Özel kablolarla bağlanan kontrol paneller ile delikli kart irtibatı, o Okuma 200, Delme / Yazma 100 kart / Satır dakika hızında olması o Assembler ve Fortran 'ın özel programlama dilleri kullanımı (SOAP-FORTRANSIT)
< Resime gitmek için tıklayın > IBM-650’nin boyutu.Davlumbazlar soğutma amaçlıdır, her birinin altında bir delikli kart delme makinesı ve sağda bilgisayarımız.…
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
Geldiğinde günlerce karayolları genel müdürlüğünün önünde halk, görmek için uzun kuyruklar oluşturdu.
Türkiye’nin ilk bilgi işlem merkezinin adı ‘’IBM Müdürlüğü’’ idi,çünkü bilgisayar deyince akla IBM geliyordu. Bu müdürlük,karayolları genel müdürlüğü bünyesinde idi.
Yol hesaplarını kolayca yapsın diye taa Amerika’dan uçakla getirilmişti.
Çetin Altan Akşam Gazetesi’ndeki köşesinde, “Biz Allahın verdiği beyni kullanamazken, Amerika’nın verdiği beyni nasıl kullanacağız?” diye soruyordu.
Karayolları çalışanları “Elektronik Beyin”i kendilerine rakip görmüş; “Bütün işleri yanıp sönen bu makine yaparsa biz ne olacağız” endişesine kapılmışlardı. Tıpkı Osmanlıya matbaanın gelişinde işsiz kalma korkusuna düşen hattatlar gibi... . Çalışanlar bu "akıllı makina"nın işlerini ellerinden alacağını sanıyordu ama korktukları olmadı. Aksine bilgisayarlar yeni iş alanları ortaya çıkardı.
O yıllar gerçekten imkansızlıklar içinde geçen yıllardı. Bilgisayarı çalıştıran ekibin içinde bilgisayar eğitimi alan yoktu. Çalışanlar daha çok matematik, fizik mezunu, dil bilen ve teknolojiyi takip eden bir avuç yeni mezun gençti.
Henüz Türkiye’ye yabancı şirketler de akın etmemişti. Bir tek IBM vardı; yanında çalıştırdığı birkaç uzman ile birlikte. Gelen makine de IBM’ın bir ürünüydü. Türkiye’ye Cento fonundan gelmiş, ABD’liler tarafından işletilmeye başlanmıştı. 4 ABD’li uzman bir yandan Elektronik Beyin’i işletiyor bir yandan da matematik ve fizik mezunu dil bilen gençleri eğitmeye çalışıyorlardı. O dönem bu özelliklere sahip çalıştıracak adam bulmak da oldukça güçtü. Bu tür insanlar bazen tesadüfen bulunuyordu. Tıpkı Kaya Kılan’ın Karayolları’nda işe başlamasında olduğu gibi.
Kaya Kılan Fen Fakültesi Matematik Bölümü’nden 1960 yılında mezun oldu. O yaz arkadaşı Karayolları’nda sınava girecekti. “Kaya sen de gel. Sınav çıkışı birlikte gezeriz” diyen arkadaşının teklifini kabul eden Kaya Kılan Karayolları’nda arkadaşının sınavını beklerken, karşısında birden bir Amerikalı gördü. Amerikalı genç adam, Kaya’nın Matematik mezunu olduğunu ve dil bildiğini anlayınca hemen O’nu sınava aldı ve Kaya Kılan böylece bilgisayarcı oldu.
Türkiye 'de Kullanılan bu ilk İlk Bilgisayarın özelliklerini tanıyalım;yaklaşık 12 yıl kullanıldı.Tam ismi; IBM-650 Data Processing Machine" Tarihi sistemin ilginç bazı özellikleri :
o Birinci nesil, lambalı olması,
o Her biri 10 karakter ve 1 işaretten oluşan 2000 sözcüklük Tambur bellek bulunması,
o Dakikada 78000 toplama-çıkartma, 5000 çarpma ve 138.000 mantıksal karar verebilme özelliği,
o Delikli kart ile bilgi girişi yapılması,
o Özel kablolarla bağlanan kontrol paneller ile delikli kart irtibatı,
o Okuma 200, Delme / Yazma 100 kart / Satır dakika hızında olması
o Assembler ve Fortran 'ın özel programlama dilleri kullanımı (SOAP-FORTRANSIT)
< Resime gitmek için tıklayın >
Okuma - Delme (Read Punch) Birimi
< Resime gitmek için tıklayın >
Bazı hesaplamalar da yapabilen yazma
(Accounting Machine) birimi
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
IBM-650’nin boyutu.Davlumbazlar soğutma amaçlıdır, her birinin altında bir delikli kart delme makinesı ve sağda bilgisayarımız.…
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.