Mesela bazen düşünüyorum, kendimi onlar yerine koyuyorum. Doğduğu gün bir kafese tıkılıyor, hareket bile edemeyeceği küçücük bir karenin içinde şişene kadar yemek yedirilip ilaçlarla besleniyor ve daha gökyüzünü bile göremeden öldürülüyor.
He mesela köylerde kendi hayvanlarını besleyen insanlar hayvana çok iyi şartlarda bakıyorlar. Hatta hayvan bütün gün serbest dolaşıyor, sadece uyumak için eve geri dönüyor. Sadece sabah sütleri sağılıyor o kadar ve çok yaşlanmadıkları sürece kesilmiyorlar. Hatta küçükken sürekli gittiğim yazlık bir yer vardı, kadın ineklerini her hafta yıkardı, sırtlarını bile keselerdi rahat etsinler diye. Yediğimiz bütün hayvanlar bu şartlar altında yaşayıp bu şekilde kesilseler hiç kafaya takmadan yiyeceğim etleri ama ilk başta bahsettiğim olaylar yüzünden sanki ikiyüzlülük yapıyormuşum gibi geliyor.
Hayvanlar ayağını toprağa bile basamadan ölüyorlar. Gördükleri tek şey demir duvarlar. Muhtemelen 1 yıl bile yaşamalarına izin verilmiyor. Hadi onu geçtim bizim yememiz için hayatları hiç edilen bu hayvanların etlerini çöplere atıyor millet. Yani bir hiç için hayatları heba oluyor hayvanların.
Asıl soruna gelirsek bütün bunlara rağmen vejeteryan olamamam. Benim ana besin kaynağım her zaman et yemekleri olmuştur. Otla doyan biri değilim. Birkaç aydır bu olay kafama takılıyor. Yanımda olsalar sevip okşayacağım hayvanları yiyorum ve bu dürtüme karşı koyamıyorum çünkü etobur bir bünyeye sahibim. Aslında ilk başta bahsettiğim koşullarda kesilmeseler hiç üzülmeden, kafaya takmadan yerim ama o koşullarda büyütülüp "katledilmeleri" moralimi bozuyor.
Benim gibi olanlar varsa fikir alış-verişi yapalım.
et yemek hoşuna gittiği halde yemezsen iki yüzlülük olur esas... bak ben kendimi bildim bileli et yemiyorum ama hem et tüketen hem de hayvan sever olunabileceğine inanıyorum. kendinizi böyle şartlandırıp vicdan meselesi haline getirmeyin. ha yok etik olarak yanlış geliyor ve huzursuz hissediyorum diyorsan soya ürünlerine falan yönelebilirsin. bir insan et yemeden gayet sağlıklı olur ama önemli olan doğru beslenmek....
et yemek hoşuna gittiği halde yemezsen iki yüzlülük olur esas... bak ben kendimi bildim bileli et yemiyorum ama hem et tüketen hem de hayvan sever olunabileceğine inanıyorum. kendinizi böyle şartlandırıp vicdan meselesi haline getirmeyin. ha yok etik olarak yanlış geliyor ve huzursuz hissediyorum diyorsan soya ürünlerine falan yönelebilirsin. bir insan et yemeden gayet sağlıklı olur ama önemli olan doğru beslenmek....
Yanlış anlamışsın. Ben et yemeye falan karşı değilim. Bence et yenmeli ama bahsettiğim koşullarda kesilen etleri yemek vicdanıma dokunuyor.
et yemek hoşuna gittiği halde yemezsen iki yüzlülük olur esas... bak ben kendimi bildim bileli et yemiyorum ama hem et tüketen hem de hayvan sever olunabileceğine inanıyorum. kendinizi böyle şartlandırıp vicdan meselesi haline getirmeyin. ha yok etik olarak yanlış geliyor ve huzursuz hissediyorum diyorsan soya ürünlerine falan yönelebilirsin. bir insan et yemeden gayet sağlıklı olur ama önemli olan doğru beslenmek....
Yanlış anlamışsın. Ben et yemeye falan karşı değilim. Bence et yenmeli ama bahsettiğim koşullarda kesilen etleri yemek vicdanıma dokunuyor.
o zaman yapacak bir şey yok sadece bilindik markaları tüket
Doğduğu gün bir kafese tıkılıyor, hareket bile edemeyeceği küçücük bir karenin içinde şişene kadar yemek yedirilip ilaçlarla besleniyor ve daha gökyüzünü bile göremeden öldürülüyor.
He mesela köylerde kendi hayvanlarını besleyen insanlar hayvana çok iyi şartlarda bakıyorlar. Hatta hayvan bütün gün serbest dolaşıyor, sadece uyumak için eve geri dönüyor. Sadece sabah sütleri sağılıyor o kadar ve çok yaşlanmadıkları sürece kesilmiyorlar.
Hatta küçükken sürekli gittiğim yazlık bir yer vardı, kadın ineklerini her hafta yıkardı, sırtlarını bile keselerdi rahat etsinler diye. Yediğimiz bütün hayvanlar bu şartlar altında yaşayıp bu şekilde kesilseler hiç kafaya takmadan yiyeceğim etleri ama ilk başta bahsettiğim olaylar yüzünden sanki ikiyüzlülük yapıyormuşum gibi geliyor.
Hayvanlar ayağını toprağa bile basamadan ölüyorlar. Gördükleri tek şey demir duvarlar. Muhtemelen 1 yıl bile yaşamalarına izin verilmiyor.
Hadi onu geçtim bizim yememiz için hayatları hiç edilen bu hayvanların etlerini çöplere atıyor millet. Yani bir hiç için hayatları heba oluyor hayvanların.
Asıl soruna gelirsek bütün bunlara rağmen vejeteryan olamamam. Benim ana besin kaynağım her zaman et yemekleri olmuştur. Otla doyan biri değilim. Birkaç aydır bu olay kafama takılıyor.
Yanımda olsalar sevip okşayacağım hayvanları yiyorum ve bu dürtüme karşı koyamıyorum çünkü etobur bir bünyeye sahibim. Aslında ilk başta bahsettiğim koşullarda kesilmeseler hiç üzülmeden, kafaya takmadan yerim ama o koşullarda büyütülüp "katledilmeleri" moralimi bozuyor.
Benim gibi olanlar varsa fikir alış-verişi yapalım.