Birde şu yönden düşün. Şimdi yanında bir kız var ve nereye gidip muhabet sohbet edeceksiniz bir düşün. Böyle biraz daha ekonomik hesaplı yerlere götüreyim desen milletin gözle tacizi gerçekten rahatsızlık veriyo ve rahat olamıyorsunuz. Ama ki Starbucksa gidiyorsun aliyorsun ne alacaksan ve sabahtan akşama kadar otur orda kimse gelip birşey söylemiyor ve zorla birşeyler icirtmeye çalışan garsonlar felanda yok etrafta gayet rahat bir ortam. Bir kahve benimde gözümde asla 7.50lira etmez ama sırf saatlerce oturup muhabet edilebilecek bir yer oldugu icin değer..
sanki herkes heryere gitmek zorunda starbucksi ne saniyosunuz anlamadim burgerkingin 1 seviye ustu . pek takilmam demek eziklikmi bence buraya bu sorulari sormann asil eziklik o, az adam ol.
starbucks içindeki reyona dizilmiş çeşitli türdeki kahvelerin olduğu rafa yanaşın. burada kahveler yumuşak, orta ve sert içim olmak üzere sınıflandırılmıştır. üzerilerindeki etikette neyin nesi olduğuna dair yeter derecede bilgi barındırır. bu kahve paketlerini elinize alıp mıncıkladığınızda paketin önündeki delikten çekirdeğin kokusu yayılır. kokuyu alabilmeniz için burnunuzu paketin deliğine iyice yaklaştırmalı ve bu esnada paketi epeyi bir hırpalamalısınız. şimdi başlıyoruz; kız arkadaşınızla paketleri mıncıklayarak bir gurme edasıyla starbucks'dakilerin "oha ne elit kozmopolit çift" demelerini sağlayarak mekanda farkındalık yaratın.
bu ilginç rituelin ardından seçeceğiniz kahve çeşidinin adını görevliye vererek yada paketi göstererek orta boy filtre kahve siparişi verin. muhtemelen 4.5 - 5 lira falan tutacaktır. fiyatı tam olarak hatırımda değil. görevli sizi çağırıp french press 'i elinize tutuşturduğundaysa bi an içn mağazadaki bütün gözler size kenetlenir. işinin ehli gözükmeye çalışarak aleti fazla kurcalamayın ve masanıza doğru yönelin. oturdukan sonrada bu umarsızlığınız aynen devam etsin. aleti hiç kurcalamadan muhabbete sohbete girişiverin, özellikle aletin üstüdeki çubukla oynamayın, mümkünse o çubukla göz göze dahi gelmeyin.
3,5 dakka sonra kız arkadaşınıza hadi bakalım, şimdi presin üzerindeki çubuğu yavaşça ittiriverde kahvelerimizi dolduralım diyerek sürece giriş yapmaya hazırlanın. O bir anlık ara gazıyla hızlıca itmeye çabalayacaktır. o esnada eliniz, onun presi iten ellerinin üzerine kapaklanıversin. vaziyetin kontrolünü üstlenerek onun hem elinin ayarı hemde yüreğindeki beyaz atlı prens oluverin; onunla birlikte yavaşça presi bastırın, bunu yaparken onun yükselen nabzını hissetmeniz çok önemli, yani bu esnada o kadar sakin ve sessiz olmalısınız! hatta bunu yaparken sessiz olmanın da yanında, bi yandan da çok ciddi bir iş yapıyormuşcasına davranmalısınız ki elit kozmopolit duruşunuz kendini göstersin. buna paralel gene starbucks daki gözler sizin üzerinize kenetlenecektir. hatta yan masadaki kız, erkek arkadaşına yüksek sesle söylenerek "bülent sen bana hiç böyle entel dantel şeyler yapmıyorsun ama" diyerek hayıflanacaktır. Ona buna aldırış etmeyin, siz işinize kanalize olun.
Ardından, presin içindeki kahveyi görevliden kahveleri alırken istemiş olduğunuz iki adet seramik kupaya "yavaşça" sanki bir kimyasal bileşik hazırlıyormuş edasıyla doldurun. ilk önce şeker koymadan bir iki yudum alın. arzu ederseniz bir paket esmer şeker koyabilirsiniz.
afiyet olsun
edit: imla falan
Şaşırtıyorsun beni. Önce sinema bölümü şimdi burası.
2009 da yazdığım yukarıdaki cevap üzerine, bugün aldığım bir maili siz forum üyelerine arz ederim
bekliyodum bu yorumu