Yine cımbızlayıp cevap veriyorsun, aynen devam. Yazdığın maddede de "tembel" kelimesinin hakaret olmadığını gösteren bir ifade yok ayrıca. |
Ceza konununda hangi kelime hakaret hangisi değil diye tek tek mi yazacaklardı? Çalışkanlığın zıttı bir kelime hakaret olamaz... Çalışkan zıt anlamlısı tembel... Bu bir sıfattır, tembel hayvan diye bir hayvan türü bile vardır... şimdi bilim adamları bu hayvana hakaret mi etmiş oldular? < Resime gitmek için tıklayın > |
Türkiye'de dediğin şekilde mesaiye bağlı harıl harıl çalışan 13 Milyon insan bile yok... 52 Milyon insan (Emekli, öğrenci, ev hanımı vs.) var sabah akşam çalışmayan... Yani 67 Milyon insan hareketsiz yaşıyor, hareketsiz işlerde çalışıyor... Bu kendimizi yerme konusu değil, öz eleştiri konusu... |
Gerçekten saçmalamakta sınır tanımıyorsun. Bu arada fark etmişsindir, geçmiş dönemden 5 konun kaldırıldı, şimdilik 5. Bu konuya da daha fazla vakit harcama bence, bu da gidici çünkü. |
Tesekkurler Theo. Su konudan da bizi kotuluyorlar edebiyati yapanlar troll degillerse Allah akil fikir versin |
Boş boş konular açıp, boş boş yorumlar atmayın zevzek herifler. Dışarıda geçim mücadelesi veren insanlara ne hakla tembel diyebiliyorsunuz ?. Sayılar ile burada laf kalabalığı yapıyorsunuz. İnsanların kendi hayatında var olan dertlerini bilmiyorsunuz üstüne birde onlara şunu-bunu yapmadığı için laf çakıyorsunuz ?. |
Almanlar haftada 37-38 saat çalışıyor, Türkler 60 saat, tabiki iyi bir şey değil, resmen kölelik ve emek sömürüsü ama bu mu tembellik? |
Türklerin kaçı o kadar çalışıyor acaba? |
Yapan nasıl yapıyor diye örnekler yolda ![]() |
Benim yorumu es geçtin, üşenmeyip yazdıydım bir de. Dalga için mi açtın konuyu? ![]() |
Hocam Kendisi direkt IRÇILIK yapmakta... Turkleri hedef aliyor. Kendince algi olusturuyor. Bu adamin cozumden cok kaos olusturmaya calistigini dusunuyorum. Karsi ciktigi verdigi cevaplarda cok basit ve sacma. Kendini hakli cikarmak icin; Bazi haber kanallarindan linkler paylasiyor. Allah askina haberciler kim? sen ben gibi inssnlar... Onlarda algi ,tiklanma ve reklam pesinde. Haberturkde kanald de kimse turklere tembel diyemez... yonetim el atacak bu konuya bu adamin kıskırtıcı hakaret iceren cumlelerine ayari verecek... (bekliyoruz) |
Haberciler mi diyor sadece Tembel diye? Tembel değilsek neyiz? Çalışkan mıyız? Çalışkan diyebiliyorsunuz da Tembel niye diyemiyorsunuz? Hakaret değildir Tembellik... Gerçektir... İşte Tembel diyen sadece gazeteciler değil, bilim adamları... < Resime gitmek için tıklayın > |
52 milyonun içinde çalışıp sigortası yatırılmayan var, emeki olup evi geçindiremediği için çalışan var, evlere temizliğe gidenler var. çocuk var çocuğa bakan kadın var, öğrenci var. var oğlu var. insanların o kadar derdi var ki son düşündükleri şey sağlıkları. maddi olarak refaha ermeden de sağlığını düşünemez insan. |
2-3 sene önce açtığı kanıtlı, delilli olduğunu iddia ettiği, sonrasında ortaya kanıt olarak gazete küpürü koyup pkk'yı üstü kapalı savunduğu konuyu dün gibi hatırlıyorum, bu arkadaşa karşı çıktığımızı da hatırlıyorum. Dolayısıyla çenenizi yormaya gerek yok zira arkadaşın neye/kime hizmet ettiği ortada. Kitap konusuna gelecek olursak ingilizce ilahiyat mezunu arkadaşın kitabını yazdığı über geliştirme kiti ardunio'yu anaokulu çocukları eline alıp 40 yıldır kullanıyormuş gibi kullanıyorlar çünkü kendisi basitliğiyle bilinen, zibilyon tane içerik üretilen bir platform. Oturup uğraşmayı seven ve azıcık bilgisayar kullanmayı bilen herhangi bir ev kadını arduino'yu basitçe kullanabilir, gelip burda büyük işler yaptığını iddia edip böbürlenmekle olmuyor bu işler, dünyaya herhangi bir faydası yok "ingilizce ilahiyat" bölümünün. |
italyanlardan 2 kat daha çalışkanız. italyada saat 12-3 arası dışarıda insan bulamazsın inek gibi yatıyorlar evde. sabah 9-10 da tarlada çalışmaya çıkıyorlar. sen ne türklere tembel diyorsun? hayırdır derdin başka heralde. |
Nerdeyse tüm işçi ve emekçi sınıfı.https://www.cnnturk.com/ekonomi/iste-ulkelerin-yillik-calisma-saatleri?utm_source=amp&utm_campaign=social&page=1 |
Konuya itiraz edemeyince konu sahibine yalan ve iftira öyle mi.... Devam devam... Tanıyan biliyor... |
Sıkıntılara verdiği "bisiklet sürün,çimlerde oturun" tarzı çözümlerini ben de saçma buluyorum. Ama kendimizi kandırmanın alemi yok halimiz ortada.ister kendi milletini kötülüyor deyin,ister işsiz deyin.siz saçma deseniz de sayısal veriler ortada.ben sizin kabarmış milli duygularınıza mı güveneyim yoksa istatistik kurumlarının yüzbinleece kişi üzerinden topladığı o "saçma" sayılara mı? Sokağa çıkın ve insanları inceleyin.kilolu insanların fazla olduğunu göreceksiniz. Her gün televizyonlarda diyetisyenler zayıflama yolları anlatıyor.ülkenin tamamı fit olsa niye anlatsınlar?insanlar kilolu olabilit,halinden memnun da olabilir ama siz bu duruma rağmen ülke tembel değil diyemezsiniz.bizim buralarda yürüyüş yapana öcü gözüyle bakıyorlar ben daha ne diyim? Japonların günde ortalama 25 dk kitap okuduğu ve türklerin günd eortalama 20-30 saniye kitap okuduğu istatisriğini çocuklar bile biliyor. Bilime olan saygımızdan(!) bahsetmeme gerek yok herhalde.eğitim sisteminin folloş edilmesi,haftalık ülkenin en başarılı üniversitelerinin ayağını kaydırma girişimleri,öğrenciye verilen müthiş (!) destek vb vb... Bunların hepsi düzeltilebilir şeyler ama bir millet bunları düzeltmek adına çabalamak yerine "amaaaaan, boşver." diyorsa o millet kendi mezarını kazıyordur.şimdi almanların azmini örnek verirdim de,hemen beni avrupa sevicisi ilan edersiniz. |
Şimdi çıkar yine kalıplaşmış fotoğraflarından birkaçını atar. Sıkışınca kaçmak konu değişmekte üstüne yok. Ha bir de çok iyi görmezden geliyor, az önce olduğu gibi ![]() |
Eğitim sisteminin hatalarını görmen güzel. Bazıları onu dahi kabul etmiyor, proflar kraldır tadında takılıyorlar, özellikle tıp öğrencileri. Çünkü o kadar çalışıp tıpa girmişler, kendi alanlarına ve hocalarına toz konduramazlar. Eğitim sisteminin çok kötü olması, kötü akademisyenler ve kötü doktorlar şüphe duymamı sağladı çok şükür. Filozof sanıyordum akademisyenleri, uzaktan yakından alakaları yok, sıradan insanla aynılar.
Eğitim sistemi kötü olduğuna göre etiketlerin anlamı kalmıyor. Bu demek değil ki hiçbir araştırmaya bakmayalım ve hepsi yanlıştır. Aralarında doğruları da vardır yanlışları da. Doğru veya yanlış olup olmadığını ancak aklımızla anlayabiliriz, bir de gözlemlerimizle. Başka araçlarımız yok. Yani demem o ki araştırmacıları sıradan halk ile aynı görüp sadece araştırmaya odaklanmak lazım, kişinin şahsiyeti ve akademik kimliği doğruluk ve yanlışlık olarak önem arz etmez, uzmanlığı da şüphelidir. Böyle bakacaksak sorun yok, ama uzman olarak görmek yanlış. Uzman uzman değil diye ayıracağımıza araştırmalara odaklanmak gerekiyor, uzmanlık sevdası hatalı.
Ha uzmanlık ile güvenilirlik başka bir şey onu kaçırmayalım. Araştırmacılar uzman olmayabilir ama yalancı olmayabilirler. Yani hata yapsalar da eksik kalsalar da en azından öyle bir araştırma yapılmıştır ve yalan değildir. Bu güvenilir kurumlar için geçerli, bilimsel camiada sözğ geçen yerler için geçerli. Yine de güvenmektense kendimiz de test edebilmemiz gerekiyor, sadece güvenmekle olmaz, bilim test ederek ilerler. İşte araştırmalarda bunu yapma imkanımoz yok, en iyi kurumlara güvenebiliriz ama kendi gözlemlerimizle uyuşursa daha iyi. Ancak kendi gözlemlerimizden emin olabiliyoruz, diğerleri bir söylenti gibi geliyor. Yani en güvenilir bilimsel kurumlara son çare olarak güvenebiliriz ama kendimiz de test etmemiz lazım, yoksa nasıl bileceğiz, inanç olmaz mı?
Dostum doğu ve güney doğuyu ayrı değerlendirmek lazım. Ben bütün şehirleri bilmem ama yürüyüş parkurunda ve spor salonunda insanlar var. Bahsettiğin eşofman meselesi tembellikten ziyade utanmak ve dalga geçmek ile alakalı. İnsanlar elalem ne der diye dolanıyor ve bunun sebebi de insanlar diğer insanların şusuna busuna karışıyor, dalga geçiyor, ayıplıyor vs. Yani kültürle alakalı, tembellik değil. Ayrıca kaldırımda koşana pek normal bakacaklarını sanmam, fakat yürüyüş parkurunda sorun yok. Diyorumya araştırmaları herkes kendi gözlemiyle birleştirip öyle yorumlasın. Ve de sporun yeri spor salonudur, bu kadar açık ve net, buralar ağzına kadar doluyor, o yüzden sabah açıldığı zamam gittiğim olmuştu spor salonuna giderken.
Ben araştırmalara fazla bakmadım, ingilizcem iyi değil. Türkçe araştırmalar da hem kalite hem güvenilirlik olarak analiz etmedim. Ama bunlardan ziyade eğitim ve bilim tartışmak lazım, ne yapacağız tembelliği falan boşver.
Ben bilimsever bir insanım. Din, milliyet, ırk, dil, vb gibi şeyleri katmadan objektif olarak bakıp bilmek isterim. Ama ne biliyim araştırmalardan nasıl kesin olacağız? Mesela seninle şu an tartışdığımdan kuşkum yok, peli ya araştırmalar ne olacak? Bilim deney ve gözlemle ilerlediğine göre herkesin gözlem yapması lazım, sadece birileri kapalı kapılar ardında yaparsa mesele inanç olmaz mı?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >