Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
0
Cevap
1806
Tıklama
0
Öne Çıkarma
Asil İskitler Total War: Rome 2 TÜRKÇE [EFSANEVİ] Rehber
M
5 yıl
Çavuş
Konu Sahibi

Tomris hatunun ölümünden sonra dağınık boylar halinde yaşamaya başlayan İskitler (Sakalar) bakalım yeniden birleşerek toparlanıp tarih sahnesine güçlü bir devlet olarak çıkabilecekler mi?

Asil İskitler gerçekten asiller mi ve okçuluk ve binicilikte gerçekten söylendiği kadar iyiler mi?

Atlı okçulardan oluşan mobil ordularıyla geleneksel ve düzenli ordulara karşı başarılı olabilecekler mi?

Tüm bu sorulara yanıt bulabileceğimiz efsanevi zorluktaki Asil İskitler seferi başlıyor.
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Ön Türklerin Antik Çağ Temsilcisi: İskitler

Tarihte Sakalar olarak da bilinen İskitler'in M.Ö. 10. yüzyılda Tanrı Dağları'nda başlayan tarihsel serüveni, 8. yüzyılda Doğu Avrupa ile Orta Asya arasında bulunan bölgeye yerleşmeleriyle devam etmiştir. Avrasya steplerinde yedi yüz yıl hüküm süren İskitlerin hakimiyeti M.Ö. 3. yüzyılda Kırım'da sona ermiştir.

İskitler (Sakalar) Kimdir?

M.Ö. 8. yüzyılda Hazarlar üzerinden Tuna boylarına ulaşmayı başaran İskitler, Doğu Avrupa ile Karadeniz’in kuzeyine hakim oldular. M.Ö. 6. yüzyıldan sonra zayıflayarak Anadolu’dan çıkmak zorunda kaldılar. M.Ö. 3. yüzyıla kadar Kuzey Karadeniz civarında yaşamış, Gotlar ve Sarmatlar tarafından yıkılarak asimile olmuşlardır.

İskitlerin Kökeni

Yunan kayıtlarında Skytai, Asur kaynaklarında İşkuza, Pers kaynaklarında ise Sakalar olarak yer alırlar. İskitler’in kökenlerinin Sümerler’e dayandığı ve Sümerler'in tarih sahnesinden silinmeleriyle batıya göçen Ön Türk toplumlarından bir tanesi oldukları düşünülmektedir.

İskitler (Sakalar) Türk müdür?

İskitler ile yakın ilişkiler kurmuş olan ve bunu yazılı belgelere de döken Yunanlılar (Grekler) bu topluluk için pek çok bilgi vermektedir. Medeniyetler Tarihi konusunda bir otorite olarak kabul edilen Herodot da İskitler döneminde yaşamıştır. Ünlü tarihçi İskitler’in Türk olduğuna dair önemli kanıtlar sunmuştur.

Yapılan tetkikler ve bulgular da İskitler’in Turanid bir kavim olduğunu ortaya koyar. Persleri kültürel yönden etkilemiş olan Soğd kültürü ile tanışmaları Persler’den de önceye dayanır. Herodot da İskitler’in, kültürel vasıfları ve fiziksel görünüşleri itibariyle Persler’e hiç benzemediğini ortaya koyar.

İskitler’in Türk olduklarına dair en önemli kanıt kurganlardır. Ön Türklerde kurgan, ilgili topluluğun Turanid kavminin bir parçası olunduğunun simgesidir. Ölümden sonraki hayata olan inancı simgeleyen kurganlar, devlet büyüklerinin mezarlarını korunaklı hale getiren anıtlardır. Hizmetkarlarının mezarı ise kurganların yakınına konumlandırılmıştır.

Genetik Bilimi, İskitler ve Akıbetleri

Genetik bilimi ışığında elde edilen bilgiler İskit genlerinin melezleşmeksizin müstakilen Türk coğrafyasında bulunduğunu ortaya koymuştur. Onların İç Asya’dan Anadolu’ya gelişlerini, göç hareketleri ve Kafkasya-Anadolu hattındaki kurganları inceleyen Dr. J.D. Kimball, İskitler’in kadın savaşçıları üzerinde araştırmalarda bulunmuştur.

Bir nevi Türk-Pers melezi olarak Tarih sahnesinde yerini alan Sarmatlar, zaman içerisinde İskitler’in hakimiyetini geriletmeye başlar. Yerleşik hayata geçince savaşçılık yetilerini de kaybeden İskitler soydaşı olan Sarmatlar’ın istilasına uğramıştır. Öyle ki İskitler’in varlığı Kırım ile sınırlı kalmıştır. Onlara son darbeyi Gotlar vurur. Gotlar ise İskandinavya’dan Karadeniz’e inen bir topluluktur. Bir kısmı Soğdlar ile kaynaşan İskitler Doğu Avrupa gen havuzu ailesindendir.

Kaynak:https://www.turktoyu.com/on-turklerin-an...i-iskitler
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


İskitler (Sakalar)

İskitler, doğudan batıya doğru kavimlerin birbirlerini sıkıştırmaları sonucunda tarih sahnesine çıkmışlardır. MÖ 8. yüzyıl ile MÖ 3. yüzyıl arasında yaşamış göçebe bir topluluktur. Doğuda Çin Seddi’nden batıda Tuna Nehri’ne kadar, 40. ve 50. paraleller arasında, yaklaşık 7000 km’den fazla bir alana yayılmışlardır. Bunun sonuncunda çeşitli kavimler tarafından tanınmışlar ve bunların yazılı belgelerinde adlarından bahsedilerek haklarında bilgiler verilmiştir.

İskit adına ve onlarla ilgili bilgilere Grek kaynaklarında, Pers çivi yazılı metinlerinde, Asur ve Çin yıllıklarında rastlanmaktadır. Adı geçen kaynaklar dil, kültür ve coğrafya bakımından birbirinden farklı kavimlere ait olduğu için İskit adı bu kaynaklarda farklı şekillerde geçmektedir. Grek kaynaklarında Skythai, Asur kaynaklarında Aşguzai, Pers kaynaklarında Saka ve Çin kaynaklarında Sai olarak adlandırılmışlardır.

Yaşamış oldukları kültür coğrafyasından dolayı bozkır kavmi olmalarının yanında kültürlerinin ana unsuru olan attan dolayı da atlı kavimdir. Ok ve yay en bilinen silahlarıydı. Bunların yanında kısa kılıç ve mızrak da kullanmışlardır. Altın ve gümüş işçiliğinde usta oldukları için “Bozkırın Kuyumcuları” olarak tanınmışlardır. Önemli liderleri arasında Alp Er Tunga bulunmaktadır. İskitler, Alp Er Tunga’nın kağanlığı döneminde en parlak dönemlerini yaşamışlardır. Onun yönetiminde Asya’nın batısında ve doğusunda çekinilen güç haline gelmişler ve Perslerin yayılmacı politikasına engel olmuşlardır. Bir diğer önemli liderleri ise Alp Er Tunga’nın da torunu olarak bilinen ve yazımızın asıl konusunu oluşturan Tomris Hatun’dur.

İskit Kadınları

İskit kadınları ata biner, ok atar, at üstünde kargı savurur ve düşmanla savaşırlardı. Kadınları üç düşman öldürmedikçe evlenmezlerdi. İskit kadınları hakkında Antik Çağ yazarlarının değerlendirmeleri; “İskitler, askeri harekatlarda eşleriyle birlikte bulunan cesur kadınlara sahipler.” şeklinde olmuştur. Savaşlara katılan bu kadınlar tıpkı erkekler gibi savaş taktikleri kullanıyordu. Bu tür topluluklarda erkekler savaşla meşgulken sürülerin ve evin idaresi de kadınlara düşüyordu. Bundan dolayı da kadınların silahlı olması ve onları kullanmayı bilmesi gerekiyordu. Yapılan kazılar sonucunda silahlarıyla gömülmüş çok sayıda kadın kurganının bulunması bize İskit kadınlarının da savaştığını açık bir şekilde göstermektedir.

Bu toplumda ailenin kız çocuklarının bozkır hayatına hazırlanmasında da önemli görevler üstlendiklerini görüyoruz. İskit kadınlarının sağ memeleri yoktur. Çünkü kızlar daha çocukken anaları, bu iş için yapılmış tunçtan bir aleti şiddetle kızdırıp sağ memeye bastırarak dağlardı. Böylece memenin büyümesi önlenir, bütün kuvvet sağ omuz ve kola giderdi. Bu şekilde kadınlar gerek savaşlarda gerekse bozkır hayatının zorluklarına karşı daha güçlü mücadele etmişlerdir.

Tomris Hatun Kimdir?

MÖ 6. yüzyılda yaşadığı düşünülen ve bugün de Yakutlar olarak bilinen İskitlerin kadın Türk hakanıdır. Kocası öldüğü için İskitlerin başına geçmiştir. Birçok kaynak dünyada bilinen ilk kadın hükümdar olduğunu yazmaktadır. İsmi Öz Türkçedir ve günümüz kullanımıyla “Demir/Temir” anlamına gelmektedir. Tomris Hatun, Şerife Bacı gibi, Kara Fatma gibi, Nene Hatun gibi ismini tarih sayfalarına altın harflerle kazımıştır. Dünya ve Türk tarihinin kahramanı olan Tomris’in bu övgüleri neden hakkettiğini ve neden bu kadar değerli olduğunu yazımızda anlatmaya başlayalım.

Pers Kralı Kyros İle Mücadelesi

Pers Kralı Kyros, Yeni Babil Krallığı’na son verip Mezopotamya’yı hakimiyeti altına aldıktan sonra büyük olasılıkla Mısır’ı ele geçirmeyi planlamıştır. Ancak gerçekleştirdikleri yıpratıcı akınlarla imparatorluğun kuzeydoğu sınırını oluşturan yerleri tehdit eden İskitler, Kyros’un Orta Asya’ya ikinci bir sefer düzenlemesini gerektirmiştir. Kyros döneminde İskitlerin başında Tomris Hatun bulunmaktaydı. İskitlerin saldırılarını kesin şekilde durdurmayı amaçlayan Pers kralı, Tomris’e karşı sefer düzenleyerek Seyhun Nehri’nin ötesine geçmiş ve burada kendi ismine ithafen Kyropolis adında bir garnizon -askeri birliklerin bulunduğu- şehir inşa ettirmiştir.

Kyros’un İskitlerle olan mücadelesi hakkında en ayrıntılı bilgiler Herodotos‘a aittir. Herodotos’a göre, Kyros Babil’i ele geçirdikten sonra İskitler üzerine sefere çıkmıştır. İskit hükümdarı Tomris’e elçi göndererek kendisiyle evlenmek istediğini bildirmiştir. Ancak onun asıl amacının İskitleri Pers egemenliğine katmak olduğunu anlayan Tomris onun bu isteğini kabul etmemiştir. Pers kralı bu hileyle İskitlere boyun eğdiremeyeceğini anlayınca asıl niyetini gösterip ordusunu Aras Nehri üzerine getirmiştir. Ardından ordusunun nehri geçebilmesi için bir köprü inşa ettirmiş ve bu şekilde nehrin karşı tarafına geçmiştir. Bir süre sonra Tomris, Kyros’a elçi göndererek ona kendilerine saldırmaktan vazgeçmesini bildirmiştir. Eğer vazgeçmezse İskit ülkesine doğru yoluna devam etmesini söylemiştir.

Hain Plan

Pers kralı ve esir alarak beraberinde götürdüğü Lidya Kralı Kroisos, İskitlere boyun eğdirmek için bir plan kurmuştur. Bu plan doğrultusunda Kyros’a büyük bir ziyafet düzenlenmesini, ziyafet sona ermeden Pers ordusunun zayıf güçteki askerlerini bu ziyafetin başında bırakıp ordunun geri kalanıyla birlikte nehrin kıyısına geri çekilmesi söylenmiştir. Ziyafeti gören İskitlerin harekete geçip ziyafetten yararlanmak istedikleri esnada onların bu zayıf anını fırsat bilen nehrin kıyısındaki Pers ordusunun saldırıya geçmesi istenmiştir. Bu doğrultuda planı uygulamışlardır. Ziyafeti gören Tomris’in ordusunun üçte biri ziyafet alanına gelmiş ve buradaki Pers askerlerini öldürerek ziyafetteki yemeklerle karınlarını doyurmaya başlamışlardır. Yemek sırasında içtikleri şarabın etkisiyle sarhoş olan İskit askerleri bir süre sonra uykuya dalmıştır. Bu durumu gören beklemedeki Pers ordusu İskit askerlerinin üzerine saldırarak bir kısmını öldürmüş, bir kısmını ise esir almıştır. Esir alınanlar arasında Tomris’in oğlu Spargapises de vardır.

Spargapises sarhoşluktan ayılıp aklı başına gelince ellerinin çözülmesi için Kyros’a yalvarmıştır. Bu isteği yerine getirilince Perslerin elinde esir olmaktansa ölmeyi tercih edip ani bir hareketle kendisini öldürmüştür. Oğlu ve askerlerinin bir kısmının öldüğünü haber alan Tomris, Kyros’a bir mesaj göndermiş: “Olanlardan gururlanma, cesaret ile değil hile ile kazandın. Oğlumun ölüsünü bana geri ver ve ordularıma ettiğin hakarete rağmen cezalanmadan ülkemden çık git. Eğer böyle yapmazsan İskitlerin güneş tanrısı üzerine yemin ederim ki, ne kadar haris olursan ol seninle başa çıkacağım”. demiştir.

Tomris Hatun’un Öfkesi

Kyros, bu tehdide kulak asmayınca Tomris savaş hazırlıklarına başlayıp Kyros’un üzerine yürümüştür. MÖ 529 da Oxus Bölgesi’nde sabah vaktinde çok şiddetli bir savaş başlamıştır. Her iki ordu da uzun süre birbirlerine üstünlük kuramamıştır. Ancak savaşın ilerleyen anlarında Pers askerlerinin çok büyük bir bölümüyle beraber Kyros’da öldürülmüş ve böylece Pers ordusunu yenmeyi başarmışlardır. Savaşın ardından Tomris elinde kan dolu bir tulum ile ölüler arasında Kyros’un cesedini aramıştır. Kısa bir süre sonra Kyros’un cansız bedenini bulup kafasını kanla dolu olan tulumun içine sokmuş ve şu sözleri söylemiştir: “Canım sağ ve savaştan zaferle çıktım. Ama sen hileyle oğlumu yakalayarak onu öldürdün. Şimdi sana söz verdiğim gibi. Hayatında kan içmeye doymamıştın şimdi benim elimden kana doyuyorsun”.

Kaynak:http://www.antiktarih.com/2018/11/11/tom...-iskitler/
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Tarihte Yaşamış Gizemli Bir Halk—İskitler

TOZU dumana katarak dörtnala gidiyorlardı, heybeleri ganimetten elde ettikleri mallarla doluydu; onlar göçebe bir milletin süvarileriydi. Bu gizemli halk MÖ 700’den 300’e dek Avrasya’nın bozkırlarına egemen oldu. Sonra ortadan kayboldular; fakat tarihte bir iz bırakarak. Adları Mukaddes Kitapta bile geçer. Onlar İskitlerdi.

Göçerler ve vahşi at sürüleri, doğu Avrupa’nın Karpat Dağları’ndan bugün güneydoğu Rusya’nın sınırları içinde kalan bölgeye dek uzanan otlaklarda yüzyıllarca dolaşıp durdular. MÖ sekizinci yüzyılda Çin İmparatoru Xuan’ın giriştiği askeri harekât göçlerin batıya yönelmesine neden oldu. İskitler batıya doğru ilerlerken, Kafkaslara ve Karadeniz’in kuzeyindeki bölgeye egemen olan Kimmerlerle savaştılar ve onları bu bölgeden çıkardılar.

Zenginlik peşinde olan İskitler Asur’un başkenti Nineve’yi yağmaladılar. Daha sonra, Medler, Babilliler ve diğer milletlere karşı Asurlularla birleştiler. Saldırıları kuzey Mısır’a kadar uzandı. İsrail’in kuzeydoğusundaki Beyt-şan (Bet Şean) kentinin daha sonra Skythopolis olarak adlandırılması İskit işgaliyle ilgili bir dönemin işareti olabilir.—I. Samuel 31:11, 12.

Sonunda İskitler bugün Romanya, Moldova, Ukrayna ve Rusya’nın güney kısmını içine alan bölgedeki bozkırlara yerleştiler. Burada Yunanlılar ile bugünkü Ukrayna ve güney Rusya’nın bulunduğu topraklardaki tahıl üreticileri arasında aracılık görevi yaparak zenginleştiler. İskitler tahıl, bal, kürk ve sığır ile Yunan şarabını, tekstil ürünlerini, silah ve sanat eserlerini takas ederlerdi. Bu yolla olağanüstü bir zenginlik elde ettiler.

Korku ve Hayranlık Uyandıran Süvariler

Deve çöl insanları için ne idiyse, at da bu bozkır savaşçıları için oydu. İskitler mükemmel süvarilerdi; eyer ve üzengiyi ilk kullananlar arasındaydılar. At eti yer ve kısrak sütü içerlerdi. Aslında atı sunu olarak yakarlardı bile. İskitli bir savaşçı öldüğünde, atı da öldürülür ve tüm koşum takımı ve süsleriyle birlikte saygın bir törenle gömülürdü.

Tarihçi Herodotos’un anlattıklarına göre, İskitler çok zalimce âdetler edinmişlerdi; buna kurbanlarının kafataslarını içki kabı olarak kullanmak da dahildi. Düşmanlarına saldırırken, onları öldürmek için demir kılıçlar, savaş baltaları, mızraklar ve deriyi yırtan kancalı oklar kullanırlardı.

Sonsuzluk İçin Donatılan Mezarlar

İskitler büyücülük yapar ve şamanizm inanç sistemini uygularlardı; ayrıca ateşe ve bir ana tanrıçaya tapınırlardı. (Tesniye 18:10-12) Mezarı ölünün evi olarak görürlerdi. Ölen efendinin kullanması için köleler ve hayvanlar da kurban edilirdi. Mezara konulan değerli eşyaların ve hizmetçilerin “öbür dünyaya” giderken kabile reislerine eşlik ettiğine inanılırdı. Bulunan bir kraliyet mezarında beş erkek hizmetçi ayakları efendilerine doğru uzatılmış olarak, kalkıp görevlerine yeniden başlamaya hazır bir vaziyette gömülmüştü.

İskitlerde yönetici konumundaki kişiler bol miktarda sunuyla gömülürdü; yas döneminde kendi kanlarını dökerler ve saçlarını keserlerdi. Herodotos şunları yazdı: “Kulaklarının bir kısmını keser, başlarını tıraş eder, kollarının çevresinde kesikler yapar, alınlarını ve burunlarını yaralar ve sol ellerini okla delerlerdi.” Buna tezat olarak, Tanrı’nın Kanunu aynı dönemde yaşayan İsrailoğullarına şunu emretmişti: “Ölüler için bedeninizde yara açmıyacaksınız.”—Levililer 19:28.

İskitler geride binlerce kurgan (tepe biçiminde mezar) bıraktı. Kurganlarda bulunan birçok süs eşyası İskitlerin günlük yaşamını tasvir eder. Rus Çarı Büyük Petro 1715’te bu eşyaları toplamaya başladı; bu gösterişli eşyalar bugün Rusya ve Ukrayna’daki müzelerde görülebilir. Bu “hayvan sanatı” atları, kartalları, şahinleri, kedileri, panterleri, sığınları (mus), geyikleri, kuş-griffonları ve aslan-griffonları (bir hayvanın kanatlı veya kanatsız bedenine ve başka bir hayvanın başına sahip olan mitolojik yaratıklar) içerir.

Esrarengiz Çöküş

İskitler ortadan kayboldular; fakat neden? Önde gelen Ukraynalı bir arkeolog “Gerçek şu ki, ne olduğunu bilmiyoruz” diyor. Bazı tarihçiler onların zenginliğe olan düşkünlükleri nedeniyle zayıflayarak MÖ birinci ve ikinci yüzyıllarda Asya’dan gelen yeni bir göçebe halk olan Sarmatlara yenik düştüklerine inanıyor.

Başka tarihçiler de çöküşe İskit kabileleri arasındaki çekişmelerin neden olduğuna inanıyor. Yine bazıları İskitlerden bir azınlığın Kafkaslar’da yaşayan Osetler arasında bulunabileceğini söylüyorlar. Durum ne olursa olsun, geçmişin bu gizemli halkı, İskit ismini gaddarlıkla eşanlamlı hale getirerek insanlık tarihinde bir iz bırakıp gitti.

Kaynak:https://wol.jw.org/tr/wol/d/r22/lp-tk/2001846
--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Videoyu izlemek için tıklayınız

< Resime gitmek için tıklayın >



DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.