Herşey dün gece başladı. Üsküdar'a geçip Kız Kulesi'ni seyretmek için bindiğim vapurda O çıktı karşıma. Tam vapur keyfi yapacakken bana yönelmiş iki göz dikkatimi çekti. Gözgöze geldiğimiz anda birkaç saniye kaldık ve gözlerimi kaçırdım. Aradan geçen 4,5 yıla rağmen yüzü değişmemişti. Kapandığını biliyordum fakat karaçarşaflıydı. Olayın şokunu atmaya çalışıyordum.
Benzettim heralde deyip tekrar bakmak istediğimde yine göz göze gelmiştik. Bu köşekapmacalı bakışmalar yaklaşık 15 kere devam etti. Söyleyemediğim onca söz kafamın içinde yankılanmaya başladı. Sanki o da ben de birşeyler anlatmaya çalışıyorduk bakışlarımızla. Yanında orta yaşlı bir kadın vardı ve arada konuşuyorlardı. İki de çocuk dizlerinin dibinde koşturuyordu. Yanımda oturan abim birşeyler söylüyordu fakat anlamakta güçlü çekiyordum. Ayağımı sallıyordum. Daha sonra bacak bacak üstüne attım ve tekrar susmaya karar verdim. Hem konuşsan ne değişecekti ki? Aradan geçen onca zamana rağmen kocaman Istanbul'da nasıl aynı vapura denk gelmiştim? Neyse ki yolculuk sona eriyordu. Kafamın içinde bir sürü soru işareti ve acabalar dolanıyordu.
İnmek için ayak direttim. Bu sayede arkalarından gidecektim ve eğer yanındakilerin gerisinden giderse konuşma fırsatım olacaktı. Tahmin ettiğim gibi olmuştu. Ağır ağır yürüyordu. Kadın ve çocuklar daha ilerdeydi. Yaklaşmaya başladım. Geri dönüp bana baktı ve kadının yanına doğru yöneldi. Hızlı adımlarla uzaklaştım oradan. Kız Kulesi'ni karşıma alıp yaktım bi tane. O yandıkça ben kül oldum. Yeni yeni sorular türedi zihnimin en ucra köşesinde. Evli bir kadın neden bunları yapar?
Oglum böyle yazınca etkileyici falan olmuyor lan yazıları. Düz istediğiniz gibi yazın lan çok mu zor? İngilizce çok satan kitaplara bakın senin bile anlayabileceğin kolaylıkta İngilizce. Yemin ediyorum 5 nesil kendini yedi şöyle gereksiz entel bir anlatım yapıp yazar olcam diye.
Bak bunu yazana kadar buraya kadar gelmeden olan olayları falan özet geçecektin, sonra basit bir şekilde burdaki olayları anlatacaktın vs. ya da hikayenin sonu buysa böyle bitirecektin. Az uzun olsun. Ağır yazmayın lan şu yazıları. Birde tanrısal bakış açısıyla yazarsan bu anlatımla daha çok oturur bence.
çok mo zordo noyono onlomodon diyecek olursa bu arada zor değil okurken zevk vermiyor ve 3 satırlık saçmalık olarak gözüküyor. yazmayın lan israf olum
Benzettim heralde deyip tekrar bakmak istediğimde yine göz göze gelmiştik. Bu köşekapmacalı bakışmalar yaklaşık 15 kere devam etti. Söyleyemediğim onca söz kafamın içinde yankılanmaya başladı. Sanki o da ben de birşeyler anlatmaya çalışıyorduk bakışlarımızla. Yanında orta yaşlı bir kadın vardı ve arada konuşuyorlardı. İki de çocuk dizlerinin dibinde koşturuyordu. Yanımda oturan abim birşeyler söylüyordu fakat anlamakta güçlü çekiyordum. Ayağımı sallıyordum. Daha sonra bacak bacak üstüne attım ve tekrar susmaya karar verdim. Hem konuşsan ne değişecekti ki? Aradan geçen onca zamana rağmen kocaman Istanbul'da nasıl aynı vapura denk gelmiştim? Neyse ki yolculuk sona eriyordu. Kafamın içinde bir sürü soru işareti ve acabalar dolanıyordu.
İnmek için ayak direttim. Bu sayede arkalarından gidecektim ve eğer yanındakilerin gerisinden giderse konuşma fırsatım olacaktı. Tahmin ettiğim gibi olmuştu. Ağır ağır yürüyordu. Kadın ve çocuklar daha ilerdeydi. Yaklaşmaya başladım. Geri dönüp bana baktı ve kadının yanına doğru yöneldi. Hızlı adımlarla uzaklaştım oradan. Kız Kulesi'ni karşıma alıp yaktım bi tane. O yandıkça ben kül oldum. Yeni yeni sorular türedi zihnimin en ucra köşesinde. Evli bir kadın neden bunları yapar?
< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >