Resemble - benzemek The girl resembles her mother. Kız annesini andırıyor. |
touch - dokunmak Don't move and don't touch anything. Kıpırdama ve hiçbir şeye dokunma. |
butterfly - kelebek stomach - mide " There is a butterfly in my stomach" bir amerikan deyimi, sinirli oldukları zaman söylüyorlar, bir problem varsa. |
friendship - arkadaşlık You never wanted my friendship - Hiç arkadaşlığımı istemedin. |
mirror - ayna I wish we had a mirror. Keşke bir aynamız olsaydı |
admire - hayran olmak I admire a man who can cry. Ağlayabilen bir adama hayran olurum. |
Reflection - yansıma, community - topluluk. I'm a reflection of the community. Ben topluluğun bir yansımasıyım. |
Decision - Karar Make a decision please... Bir karar ver lütfen... Konunun takipçisiyim ingilizce öğrenmek için çok iyi bir yöntem :) |
duty - görev, nurse - hemşire Call the duty nurse - Görevli hemşireyi çağır. Size katılıyorum, faydalı olabilir ama daha fazla katılım olsa iyi olur :) @Silvers Rayleigh |
cake : kek eat : yemek "You want to cake and eat it to" hem keki yemek istiyorsun, hemde yedikten sonra sende kalsın, iki şey bir arada olmaz, çakal anlamına gelen bir deyim. |
often : sık ; interesting : ilginç I don't watch TV often. For me, learning English is more interesting than TV shows. |
Yawn - esnemek, contagious - bulaşıcı Yawn is contagious - Esnemek bulaşıcıdır. |
Complain - Şikayet etmek Did I ever complain about that? Hiç bunun hakkında şikayet ettim mi? |
There was an amazing landscape at the top of the mountains Daglarin uzerinde inanilmaz bi manzara vardi. Amazing : inanilmaz derecede guzel, harika Landscape : manzara Mountain : dağ |
I was so anxious that my hands were shaking. O kadar heyecanliydim ki, ellerim titriyordu. Anxious : endiseli heyecanli. Shake: titremek so + sifat + that : o kadar endiseliydim ki... Anlami veren kalip |
Resemble, insanları karşılaştırmada kullandığında daha çok andırıyor anlamı çıkar. Kız annesini andırıyor. Benzemek kelimesini tam anlamıyla kullanmak isteniyorsa look like kullanılmalı. |
Explain- Açıklamak He still didn't understand, even though I had explained in tree times.- Ona üç kez açıkladığım halde hâlâ anlamadı. Uyarı için teşekkürler, düzelttim. @Necessa®i |
Without : -sız(bir şeysiz veya bir kimsesiz) I don't want to go without you. |
reading kitabından aşağıdaki.. devamı var ama kısaca yazayım telif hakkı vs olmasın; bu tarz bir yazıda farkında olmadan bazı gramer kurallarını + yemekle ilgili bir sürü kelimeyi öğrenebilirsiniz örneğin yazının tamamında sebze, balık vb isimler geçiyor.. Buna benzer yazıları olan olursa paylaşırsa seviniriz, örneğin sporlar ilgili bir yazı olur içinde neredeyse bütün sprolar geçer böylece sporla ilgili bütün kelemelerden kurtulmuş olursunuz, okul yazısında tahta, silgi kalem, öğrenci vs bir çok ilgili kelime geçer...çok pratik sadece ilk öğrenme açısından tabi, bende bir hocadan duymuştum... AMY'S RESTAURANT Amy's Restaurant is an example of a good place to eat in Greenwich Village. It's a perfect place for students to eat lunch and dinner. It's clean, the service is fast and the prices are reasonable.Amy's has a different special every day. Amy's:Amy'nin example; örnek place; yer lunch; öğle yemeği dinner; akşam yemeği price(s): fiyat(ları) reasonable : makul different ; farklı-değişik etc..(etc=vb) |
Herkes bir kelime - anlamını ve cümle içinde kullanımını yazarsa ingilizcesini geliştirmek, kelime haznesini genişletmek isteyen arkadaşlar için yararlı olacaktır diye düşünüyorum. Özellikle konuşma ingilizcesi olursa ve sık kullanılan kelimeler olursa daha yararlı olur.
Cloudy - Bulutlu
Tomorrow will be cool and cloudy. Yarın serin ve bulutlu olacak.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.