| Tek kelime ile harika olmuş okumaktan ve tekrar tekrar hatırlamaktan kendimi alamadım özlemişim resmen... |
+1 |
|
bi sorum olacak daha silmarillion kitabını okumadım onun hakkında (sanmıyorum ama) bi spoiler içeriyor mu okuyup ta spoiler almayalım heyecan kaçmasın diğer tüm kitapları okudum |
|
Silmarillion'la alakası yok. Daha doğrusu Silmarillion'dan çok sonrası olayları anlatıyor, bildiğimiz Yüzüklerin Efendisi kitaplarında yazanlar gibi. Hazırlayan arkadaşın da ellerine sağlık, resimler çok hoş. |
evet yüzüklerin efendisi sersini okumayanlar başlığı bile açmasın tamamen spoiler :) resmen 3 kitabın özeti ve çok faydalı oldu teşekkürler |
bunu başlığın üstüne yazmak lazım ama buraya kadar okursa iş işten geçmiş olur... |
+ 2010 |
| Öncelikle emğine sağlık.Süper ötesi olmuş yalnız birşey dikkatimi çekti ben mi yanlış biliyorum acaba , ''yüzük sadece efendisi saurona itaat ederdi'' yani yüzüğü iyiye kullanmak isteyende kötüye kullanmak isteyende onu kullanamzdı... |
Hayır tabii ki kullanabilir, hatta Sauron'un en korkutuğu şeyde bu idi Aragorn, Gandalf ya da Galadriel gibi güçlü kişilerin Yüzüğü kullanıp Mordor'u yıkmasından korkuyordu. Çünkü Yüzük'le iyilik adına yaptığın şey bile zamanla kötüye çıkardı. Yüzüğü kullanan kişi de zamanla kötüye meyleder ve Sauron'un sadece adı değişmiş gibi olurdu. |
Hmm.. Bilgilerimi biraz tazelemem lazım.Kitapları yeniden okuyacağım içme kurt düştü |
Harika bir kaynak olmuş, ellerine sağlık. Tolkien'i saygıyla bir kez daha anıyoruz |
|
Bu yazıyı sanki forumda başka bir konuda da okumuştum. Aynı yazı mı acaba? Hatta aynı arkadaş yazmıştı yine. Bunda yeni eklemeler falan mı var acaba? Bu arada yazıyı şöyle kabataslak bi okuyunca LOTR serisini yeniden okumak ve izlemek istediğimi farkettim. |
Evet 1-1 katılıyorum ama hep merak etmişimdir boromir in eline falan gecse nasıl olurdu diye ?? Nasıl bir kötü olurdu acaba .. Yani lotr a alternatif bi son yazsaya birisi :D |
Aynen bnde şuan tekrar filmleri karıştırmaya başladım |
|
DAİN DEMİRAYAK Yüzük Savaşı sırasında Dağ Altı'nın Kralı. Dain 2767 yılında dünyaya gelmişti. Durin'in soyundan geliyordu, Nain'in oğlu ve Cüceler Demir Tepeler'e yerleşirken onlara önderlik eden Gror'un torunuydu. < Resime gitmek için tıklayın > Dain Demirayak 2799 yılında Azanulbizar Muharebesinde Nain Goblin Kralı Azog tarafından katledilmiş ve Azog ordusunun yenildiğini görünce geri kaçmaya başlamıştı. Fakat arkasından kırmızı bir baltayla bir Cüce geliyordu. O Dain Demirayak’tı Nain’in oğlu. Tam kapıların önünde onu yakaldı ve kafasını uçurdu. Bu muhteşem bir başarıydı çünkü o zamanlar cücelerin hesabına göre Dain daha çocuk sayılırdı(Cücelerde savaşacak olgunluğa erişme yaşı 30'du Dain ise Azanulbizar Muharebesinde henüz 32 yaşındaydı.). Fakat önünde uzun ve zaferlerle dolu bir yaşam vardı taki Yüzük Savaşında düşene dek. Kararlı ve öfkeyle dolu olmasına rağmen kapılardan geri döndüğünde suratında korkunun gri ifadesi vardı. Son savaş sonunda Cüceler lehine sonuçlandığında tüm ordu Azanülbizar’da toplandı. Azog’un kafasını aldılar bir çubuğa taktılar ve ağzına biraz para sıkıştırdılar. Fakat o gece ne bir şarkı söylendi ne de bir festival düzenlendi çünkü kayıpları sevinçten çok öteydi. Ve sabaha karşı Thrain önlerinde belirdi. Tek gözü bir daha asla düzelmeyecek şekilde yaralanmıştı ve topallıyordu fakat “EVET! Zafer bizimdir. Khazad-dum fethedildi” Fakat onlar cevap verdi :Durin’in veliahtı olabilirsin ama tek gözle bile doğru görmelisin. Bu savaşı intikam için yaptık ve intikamımız alındı. Lakin bu tatlı değil. Eğer bu bir zaferse bizim ellerimiz onu tutmak için çok küçük.” Ve Durin’in Soyundan olmayanlarda şöyle dedi: “ Khazad-dum bizim babalarımızın evi değildi. Orada bizim için kırılmış bir hazine umudundan başka ne var? Fakat eğer şimdi hediyesiz olarak buradan gideceksek hemen evlerimize geri dönmeyi tercih ederiz. Sonra Thrain Dain’e döndü ve dedi ki : “Ama eminim kendi soyum beni bırakmaz? “Hayır” dedi Dain. “ Sen bizim soyumuzun babasısın, senin için kanımızı döktük yine dökeriz. Fakat Khazad-dum’a girmeyeceğiz. Sende oraya girmeyeceksin. Sadece kapının ötesine bakıp gölgesini gördüm. Ve gölgenin ötesinde seni bekliyor : Durin’in Felaketi. Dünya değişmeli ve bizim gücümüzün ötesinde bir güç Moria’ya gelmeli biz tekrar Moria’da yürümeden önce... Dain Demir Tepeler Cüceler'inin lideri olarak topraklarına dönmüştü. < Resime gitmek için tıklayın > Dain Demirayak ve Demir Tepeler 2941'de Kuzgun Roac Thorin Meşekalkan'dan mesaj getirmişti. Thorin Smaug'un öldüğünü ve Yalnız Dağ'ın geri alındığı ama Dağ'ın Göl-İnsanları ve Kuyutorman Elfleri tarafından kuşatıldığını söylemişti. Bunun üzerine Dain 500 Cüce savaşçısıyla Batı'ya yani Dağ'a doğru yola koyulmuştu. Ama Gandalf gelmiş ve Duman'lı Dağlr'ın Orklarının ve Vargların Azog oğlu Bolg komutasında Dağ'a geldiğini söylemişti. Bunun üzerine Dain Göl-İnsanlarının ve Elflerin yanında savaşta yer almıştı. Bu savaşa Beş Ordular Savaşı denecekti. Thorin Meşekalkan bu savaşta ölmüş ve Dain Demirayak Dağ Altı'nın Kralı olmuştu. Savaştan sonra Kartalların Lordu Gwaihir'e altın bir taç takmış ve Kartal'ları Cücelerin daimi dostu ilan etmişti. Dain Yalnız Dağ'ın hazinelerini dürüst bir şekilde dağıtmış 14'te 1'ini Göl-Şehrin ve Vadi'nin inşası için Ozan'a vermişti. Aynı zamanda Ozan'a Ozan'ın Thranduil'e vereceği Girion Zümrütleri'ni vermişti. Dain bir de Bilbo Baggins'e Bilbo'nun yine Thranduil'e vereceği incilerle bezeli gümüş bir gerdanlık vermişti. Yalnız Dağ'ın Cüceleri Dain'in komutası altında yine güzel şeyler üretmeye başlamıştı. Ama bazı Cüceler huzursuzdu ve Moria'ya dönüş zamanının geldiğini düşünüyorlardı.
3019 yılının Mart ayında Sauron'un müttefiği olan Doğu'lular Vadi'ye ve Yalnız Dağ'a saldırmıştı. Cüceler ve İnsanlar Dale Savaşı'nda üç gün boyunca Dain Demirayak ve Ozan'ın torunu Brand komutasında harp ettiler. 17 Mart'ta Brand katledilmiş, Dain onun baltasını alarak kendisi de düşene kadar onun bedenini korumuştu. < Resime gitmek için tıklayın > Dale Savaşını betimleyen bir illustrasyon Cüceler ve İnsanlar Yalnız Dağ'a çekilip orada kamp kurmuşlar ve Güney'den zafer haberleri gelene kadar onları dışarda tutmuşlardı daha sonra da Doğu'luları topraklarından sürmüşlerdi. Dain'den sonra oğlu Thorin Taşmiğfer Dağ Altı'nın Kralı olmuştur. Kaynak; Yüzüklerin Efendisi http://www.tuckborough.net/ http://en.wikipedia.org/ www.yuzuklerinefendisi.com Not: Aslında yazılarımın hepsini paylaşmak istiyorum ama bu yazıları ilk kez yayınladığım thewhitetree ile DH arasında kod uyuşmazlıkları oluşuyor, o yüzden paylaşımlarım gecikiyor. |
| devamı gelecek mi? silmarillion'u spoiler almamak için daha da hızlı okuyacağm :D |
|
Rhun Diyarı ve Doğudölleri Rhun Orta-Dünya'nın doğusundaki gizemli toprakların ismiydi. Rhun topraklarında yaşayan insanlar Doğulular diye isimlendirilirlerdi. Doğulular ilk olarak Morgoth sonrada Sauron'un etkisi altında kalmış ve çağlar boyunca Batı'nın Halkının düşmanı olmuştur. Rhun coğrafyası hakkında pek az bilgiye sahibiz. Rhun'un sadece Batı Toprakları Orta Dünya'nın Üçüncü Çağ haritasında yer alır. Rhun'un batısında Yaban Topraklar ve Mordor vardı. Güneyinde ise Khand ve Harad toprakları vardı. Bir içdeniz olan Rhun Denizi, Rhun ve Yaban Toprakları arasındaydı. Rhun Denizinin güneybatısında dağlar, kuzeydoğusunda orman vardı. Rhun Denizinin yakınlarında evcilleştirilmemiş inek ve sığırlar da yaşardı. Kadim zamanlardan kalma bir Orta-Dünya haritası Doğu topraklarında Kızıl Dağlar -Orocarni denilen sıradağların uzandığını gösterir. Büyük bir içdeniz olan Helcar Denizi hemen bu sıradağların yanında yer alıyordu. Ama dünyanın şeklinin Öfke Savaşıyla birlikte değişmesiyle Kızıl Dağlar ve Helcar Denizi haritalardan çıktı ama var olup olmadığı hala bir sır olarak varlığını korumaktadır. Bazı kaynaklar Rhun Denizinin Helcar Denizinin bir parçası olduğunu yazar. < Resime gitmek için tıklayın >[/url] < Resime gitmek için tıklayın > Birinci ve Üçünçü Çağ Haritaları Orta-Dünya halklarının pek çoğu Orta-Dünya'nın doğusunda uyanmıştır. Elfler Helcar Denizinin doğusundaki bir sahil(koy) olan Cuivenen'de uyanmıştır. Elflerin pek çoğunun katıldığı Valar Diyarına doğru olan Büyük Yolculuk buradan başlamıştır. Ama bazıları Valar'ın çağrısına uymayıp geride kalmışlardı. Dört Cüce-Evi'de Doğuda doğmuştur: Demirbilekliler, Sertsakallılar, Karakilitliler ve Taşayaklar. Cücelerin bir kısmı da tıpkı Rhun'lular gibi Morgoth'un etkisiyle kötüye dönmüş olabilir, ama bu konuda kesin bir bilgi yoktur. İnsanların doğduğu ilk yerde Doğudaki Hildorien topraklarıdır. Ama insanların pek çoğu da Elfler gibi Batı'ya göç etmiş Numenorean'ların ataları olan Edain'de bunlardandır. Öte yandan hiç de az sayılamayacak miktarda insanda Rhun'da kalmıştı. Bu kalan insanlar ise genel olarak Doğulular olarak bilinir. Ama Doğulular asla tam olarak bir krallık olamadılar. Doğulular daha çok kabile şeklindeydiler, en önemlileri ise Arabasürücüleri ve Balchoth'lardı. İlk çağda bazı Doğulular Orta-Dünya'nın batısına Beleriand'a gittiler. Gelenlerin bazıları Morgoth'un hizmetindeydi ve onun emriyle gelmişlerdi, diğerlerinin geliş sebebi ise Beleriand'ın geniş ve zengin topraklarıydı. İki Doğudölü reisi Bor ve Ulfang Elflerle ittifak yapmıştı. Bor bu ittifaka sadık kalmıştı ama Ulfang ittifaka ihanet edip Morgoth'un kuvvetlerinin tarafına geçmiş Elflerin ağır bir yenilgi almasında büyük pay sahibi olmuştur.
Morgoth savaştan önce Ulfang'a büyük bir mükâfat sözü vermişti ama savaştan sonra sözünü tutmamış ve onları Hithlum'a sürgüne göndermişti. Ama Doğulular korktukları için Morgoth'a hizmet etmeye devam etmiştir.
Hithlum'lu bazı kadınlar Doğulularla evlenmişti. Brodda pek çok Hurin'in Evinden olan insanı köle, Hurin'in akrabası olan Aerin'i ise eşi yapmıştı. Brodda daha sonra Hurin oğlu Turin tarafından öldürülmüştür. Doğuluların Hithlum'daki reisi Lorgan'dı. Lorgan Orta-Dünya tarihinde önemli rol oynayacak Tuor'u yakalayıp üç yıl boyunca esir tutmuştu.
Morgoth İlk Çağı bitiren olay Öfke Savaşında yenilip esir edilmiş ama Sauron kurtulmuştu. İkinci Çağın 1000. yılında Rhun'un batısındaki Mordor Krallığını kurmuştu. Doğuda ve Güneyde kötülüğün etkisi artmış ve Rhun ile Harad halkı Sauron'un emri altına girmişti. Doğuluların bu dönemde gücü oldukça artmıştı. Sayıları artmış ve etrafı surlarla çevrili şehirler inşa etmişlerdi. Sauron Dokuz Güç Yüzüğünü insanlara dağıtmıştı, bu yüzüklerden alanlardan biride Rhun'lu Doğu'nun Gölgesi Khamul'du. Khamul Yüzüktayflarının Angmar'ın Cadı-Kral'ından sonraki ikinci komutanıydı. Doğulular İkinci Çağın 3434 ve 3441 yılları arasında Son İttifak Savaşında Sauron'un yanında yer almışlardı. Sauron bu savaşta yenilgiye uğramış, Yüzük parmağından kesilip alınmış, ruhu Rhun'un ıssız topraklarına kaçmış ve yüzyıllarca orada saklanmıştı. Ama hayatta kalan Doğulular Rhun'a dönmüş ve Gondor'la düşmanlıklarını devam ettirmişlerdir. Üçüncü Çağ'ın 490 yılında Doğulular Gondor'a saldırmışlardı. Gondor 500 yılında Kral I. Rómendacil komutasında Doğuluları yenmiş ama savaş bitmemiş 501 yılında yapılan bir savaşta I. Rómendacil katledilmiştir. Bu olay üzerine Kral olan Turambar Doğudöllerini yenip onları sürmüş ve Gondor'un sınırlarını Anduin'in Doğusuna kadar genişletmiştir. Üçüncü Çağın 1000 yılında Büyücüler Orta-Dünya'ya gelmiş ve üç tanesi Rhun'a yolculuk yapmıştı. Alatar ve Pallando - Mavi Büyücüler- in görevi Doğuluları Sauron'un etkisi altından kurtarmaktı. Saruman bir süre onlara eşlik etmiş ama daha sonra Orta-Dünya'nın Batısına dönmüştü. Alatar ve Pallando görevlerinde başarısız olmuşlardır ve onların Orta-Dünya'da neler yaptıkları ve sonları bilinmez. Yok olmuş ya da Sauron'un etkisi altına girip, Doğudölleri arasında kendi mezheplerini oluşturmuş olabilirler. 1050 yılında Sauron Rhun'da ayrılıp Kuyutorman'a gitmiş ve burada Dol Guldur kalesini inşa etmişti. Rhun'dan ayrılmasına rağmen Doğulular arasındaki nüfuzu hala çok kuvvetliydi ve onun emriyle Doğulular Üçüncü Çağda defalarca Gondor'a karşı savaşmışlardır. 1200'lü yıllarda Doğulu'lar sınır boylarına defalarca baskın yaptı ve Gondor ile Rhun toprakları arasındaki Yabaneller'de yaşayan Kuzeyli halkın bir kısmını kendi tarafına çekti. 1248 yılında Kral II. Romendacil Kuzeyliler'i yeniden kendi tarafına çekmek için Doğulular'la savaştı ve büyük bir zafer kazandı. II. Romendacil daha sonra Doğululara karşı bir daha zafer kazanmış ve Rhun Denizi etrafındaki yerleşim yerlerini yerle bir etmiştir. 1635-1636 yılları arasında büyük bir veba salgını yaşanmış bu salgın Rhun'un batısından başlamış, Gondor başta olmak üzere Orta-Dünya'nın çok büyük bir bölümünü etkilemiştir. Salgında Doğudölleri'de etkilenmiştir ama asıl darbeyi Gondor halkı almıştır. Veba kesin olmamakla beraber Gondor'un gücünü azaltmak için Sauron tarafından yapılmıştır. < Resime gitmek için tıklayın > Büyük Veba 1851 yılında Sauron'un casusları Doğuluları Gondor'a yeniden saldırmaları için kışkırttı. Bu Doğudölleri ırkının ismi Arabasürücüleri idi bu ırk savaşa at arabaları ve vagonlarla gider, savaşa bunlarla katılırlardı. Arabasürücüleri Rhun Denizinin ötesinden gelmiş ve ilk olarak vebadan çok fazla etkilenmesiyle güçsüz düşen Kuzeyliler'e saldırmıştır. 1856 yılındaki Kuyutorman'ın güneyinde vuku bulan Ovalar Savaşında Gondor ordularının komutanı Kral II. Narmacil'di. Bu savaşta II. Narmacil katledilmiş ve Gondor ordusu bozguna uğramıştır. Yenilgiden sonra Gondor ordusu geri çekilmiş ve Ithilien dışındaki Anduin'in doğusunda bulunan tüm topraklar kaybedilmiştir. Lakin Arabasürücüleri bu savaşta büyük kayıplar vermiş bu yüzden Gondor'u istila etme planlarını ertelemiş ve Kuzeyliler'in topraklarının fethine devam etmeye karar vermişlerdir. Birçok Kuzeyli katledilmiş, kurtulanlar Anduin'in Vadilerine kaçmıştı. Kökleri Kuzeyliler'e dayanan bu halk daha sonra Eotheod olarak anılacaktı. 1899 yılında Arabasürücüleri Gondor'un kuzet vilayeti olan Calenardhon'a bir baskın planladılar. Ama Kral Calimehtar Arabasürücülerinin bu planını öğrenmiş ve Eotheod'lar ile güç birliği yaparak Dagorlad Ovası'nda Arabasürücülerini mağlup etmişlerdir. Aynı zamanda Arabasürücüleri savaşta iken esir Kuzeyliler isyan etmiş ve Rhun Denizi ile Kuyutorman arasındaki Arabasürücüleri'nin yerleşim yerlerini yakıp yıkmıştır. Ama isyan bir savaşa dönüşmeden özellikle Rhun'lu kadınların çabasıyla durdurulmuştur. Doğulular'ın gelenekleri arasında kadınlarına savaş eğitimi vermekte vardı. Bu olaylar sonra Arabasürücüleri bir süre sakin kalmışlardı. Çünkü Gondor'un gerçek gücünü, savunmasının kuvvetini bilmiyorlardı ve açılacak bir savaş sonları olabilirdi. Bu yüzden Rhun'a geri döndüler ve yeniden sayılarını arttırarak güçlerini tazelediler. Aynı zamanda Khand ve Harad halkıyla da dostluk kurdular. İlk başlarda aralarında bazı anlaşmazlıklar olmuştu ama nihayetinde ortak düşmanları yüzünden bir ittifak oluşturmuşlardı. 1944 yılında Arabasürücüleri, Khand ve Haradlı'lar güç birliği yaptı ve Gondor'a iki koldan saldırı düzenlediler. Haradrim Ithilien'i istila etti, Khand'lar ve Arabasürücüleri ise Rhun Denizi kıyılarında ordularını topladılar Gondor'a kuzeydoğu yönünden yapılacak saldırıya hazırlandılar. Kül Dağları boyunca ilerleyen ordu, Mordor'un Kara Kapıların'daki Gondor'un Kuzey ordusunu bozguna uğrattı. Kral Ondoher ve iki oğlu savaşta katledildi ve bu da sadece iki nesil sonra Gondor Kralları soyunun tükenmesine sebebiyet verdi. Arabasürücüleri Gondor'un tüm ordusunu yok ettiğini sanıyordu. Bu yüzden Kuzey Ithilien'de kamp yaptılar ve Gondor'u tamamen istila etmeden önce bir ziyafet düzenlediler. Fakat Gondor'un Güney Orduları komutanı Earnil'in baskınına uğradılar. Earnil'in ordusu daha önce Güney Ithilien'de Harad'lıları yenmiş şimdi de Kamp Savaşı diye anılacak muharebede Arabsürücü'lerini yenilgiye uğratmıştı. Arabasürücü'leri Ithilien'den sürüldü ve pek çoğu Ölü Bataklıklarda can verdi. Arabasürücü'leri ne kadar mağlup edilmişte olsa Rhun'da hala Gondor'dan nefret eden pek çok Doğudölü vardı. Sauron'un iradesi hala Doğulular'ın üzerinde etkindi. 2063 yılında Sauron Gandalf'ın gelişi nedeniyle kalesi Dol Guldur'dan kaçmak zorunda kalmıştı. Sauron Rhun'a dönmüş ve Dol Guldur'a geri dönmeden önce dört yüz yıl burada yaşamıştı. Bu dönem Dikkatli Huzur dönemi adlandırılmıştı. < Resime gitmek için tıklayın > Dikkatli Huzur Öncesine ve Sonrasına Ait Bir Harita Başka bir Doğudölü ırkı olan Balchoth'lar 2500'lü yıllarda Rhun'dan batıya doğru büyümeye başlamıştı. Balchoth'larda muhtemelen Arabasürücü'leri gibi Sauron'un etkisi altındaydı. Balchoth'ların silahları ilkeldi ama nüfusları kalabalıktı. Balchoth'lar Rhun Denizi ile Kuyutorman arasındaki toprakları istila etmiş ve Anduin Vadisindeki ormanlara baskınlar yaparak oradaki halkı göçe zorlamıştı. Dikkatli Huzur döneminde Gondor'un nüfusu azalmış ve Anduin topraklarının savunması ikinci plana düşmüştü. Balchoth'lar Anduin üzerinden gelip Calenardhon topraklarını istila etmeyi planlıyordu. Bu saldırı için Balchoth'lar doğu sahilinde tekne ve sallar inşa etmişti. Gondor Vekilharcı Cirion eski müttefikleri Eotheod yardıma çağırmak için altı ulak yollamıştı. Balchoth'lar ulakların peşine düşmüş ve biri hariç hepsini yakalamıştı. Altıncı ulak olan Borondir kaçmayı başarmış ve kırmızı oku Eorl'a vermeyi başarmıştı. Ve Genç Eorl bu çağrıyı kabul etmiş, Eotheod ordusu Gondor'a doğru yola çıkmıştı. 15 Nisan 2010 günü Balchoth ordusu Anduin'i geçmişti. Gondor savunması bu saldırıya fazla dayanamadı ve Cirion komutasındaki ordu Kireçışığına doğru çekildi. Aynı zamanda Orklar, Dumanlı Dağlar'dan Gondor'un batı topraklarına saldırmıştı. Ama Genç Eorl Gondor'un yardımına yetişyi ve Celebrant Çayırları Savaşında Balchoth ve Orklardan oluşan orduyu mağlup etti. Balchoth'lar Kireçışığı'nın gerisine sürüldü ve Eotheod Calenardhon diyarında tek bir Doğudölü kalmayana dek Balchoth'ları öldüdü. Calenardhon toprakları bu olaydan sonra Cirion tarafından Eorl'a hediye edildi ve Rohan adını aldı. < Resime gitmek için tıklayın > Eorl'un Gelişi Balchoth'ların mağlup edilmesine rağmen, Doğudölleri Orta Dünya'nın batısında yaşayanlar için bir tehdit olmaya devam ettiler. 2545 yılında Doğulular Kuzey Rohan'ı ve Wold'u işgal edip Eorl'u katlettiler. Ama Eorl oğlu Brego Doğuluları topraklarından sürmeyi başardı. 2758 yılında Dunland'lılar Rohan'ı istila etmiş, eş zamanlı bir saldırı ile de Doğulular Anduin üzerinden Rohan'a saldırmıştı. Lakin Uzun Kışın bitişiyle Entsuyu Ağzı'ndaki karlar erimiş ve pek çok Doğulu oluşan selde can vermişti, kurtulanlar ise Rohan topraklarını terk etmişti. Desteğini kaybeden Dunland'lılar ise Frealaf tarafından bir sonraki yıl mağlup edilerek Rohan topraklarından sürüldü. Aragorn 2957-2980 yılları arasında Orta-Dünya'nın pek çok yerine gitmiş, bu seyahatleri sırasında Rhun'da da bulunmuştur. Aragorn'un bu seyahatlerdeki amacı hem Orta-Dünya üzerindeki halkları tanımak hemde Sauron'un planları hakkında fikir sahibi olmaktı. Sauron yavaş yavaş eski gücünü kazanmaya başlamıştı. Mordor'a dönmüş, Rhun ile Harad'lı insanları yeniden silah altına almıştı. Doğuluların orduları kılıçlı, mızraklı ve savaş arabalarındaki okçulardan oluşuyordu. < Resime gitmek için tıklayın > Doğudölü Ordusundan Bir Asker 20 Haziran 3018 gününde Sauron Harad ve Rhun'lardan oluşan bir orduyu Osgiliath'a yollamıştı. Boromir ve Faramir komutasındaki Gondor ordusu nehir geçitlerini tutmayı başarmış ama şehrin yarısı Sauron'un eline geçmişti. < Resime gitmek için tıklayın > Osgiliath Savaşı Frodo Baggings 5 Mart 3019'da Kara Kapılar'da bir Doğudölü ordusu görmüştü. 10 Mart'ta Doğudölleri ve orklar oluşan bir ordu Cair Andros'u ele geçirerek Minas Tirith'in kuzeyindeki Anorien'e doğru yola çıktı. Amaçları Batı Yolu'nu kapatarak Rohan'ın Gondor'a yardım etmesini engellemekti lakin başarısız oldular. Doğudölü ordusunda Gondor'un daha önce hiç görmediği tipte insanlar vardı. Tıknaz ve gaddar bir görünüşleri, uzun sakalları vardı ve büyük savaş baltaları taşıyorlardı. Doğudölleri 15 Mart'ta Pelennor Çayırları Savaşı'na katıldılar. Sauron'un kuvvetleri bu savaşta mağlup oldu ama Doğudölleri ve Haradrim orduları güçlü bir direniş gösterdiler. < Resime gitmek için tıklayın > Pelennor Çayırları Savaşı
Aynı gün Orta-Dünya'nın kuzeyinde Doğudölleri Dale'li İnsanlara ve Yalnız Dağ'lı Cücelere saldırmıştı. Dale Savaşı üç gün sürdü. 17 Mart'ta Dale Kralı Brand ve Yalnız Dağ Kralı Dain katledildi. Cüceler ve Dale insanları Yalnız Dağ'a çekildiler ve Doğudölleri tarafından kuşatıldılar. < Resime gitmek için tıklayın > Dale Savaşı 18 Mart'ta Gondor ve Rohan orduları Kara Kapılar'a doğru yola çıktılar. 21 Mart'ta Doğuluar ve Orklar bu orduyu pusuya düşürmeye çalıştılarsa da bu hedefleri Ithilien Kolcuları tarafından engellendi. Ve Batı'nın Ordusu Kara Kapı'ya geldiğinde, Doğudölleri'nin ana ordusu Kül Dağları'nın gölgelerinde beklemekteydi. Morannon Muharebesi 25 Mart'ta yapıldı ve Tek Yüzük yokolup Sauron'un sonsuza kadar yenilinceye kadar devam etti. Tek Yüzük yok edildiğinde, Sauron'un güçlerinin büyük bölümü umutsuzluğa kapılıp silahlarını bıraktılar ya da kendilerini öldürdüler. Doğudölleri'nin bir kısmı doğuya kaçarken, diğerleri teslim oldular. Batı'nın ordusuna yine en çok dayanan Rhun ve Harad'lılar olmuş ama onlarda nihayetinde yenilmişlerdi. Sauron'un yenildiği haberi kuzeyde Yalnız Dağ'da da duyulmuştu. Brand'ın oğlu II.Ozan ve Thorin Taşmiğfer komutasında kuşatma yarılmış ve Doğulular doğuya doğru sürülmüştü. Aragorn, Yeniden Birleşmiş Krallık Gondor ve Arnor'un Kralı olarak taç giydikten sonra, teslim olan Doğudölleri'ni affetti ve Rhun'dan gelen elçileri kabul etti. Lakin Doğudölleri'nin tamamı Orta Dünya'nın batısındaki insanlarla barış yapmayı kabul etmemiş ve bu barış yapmayan Doğudölleri Aragorn ve Eomer tarafından Rhun Denizinin ötesine sürülmüşlerdi. Kaynaklar; http://www.tuckborough.net/ Silmarillion Yüzüklerin Efendisi |
Tasviri&Güçleri
< Resime gitmek için tıklayın >
Tek Yüzük
Tek Yüzük fiziki olarak diğer hiçbir Güç Yüzüğüne benzemezdi. Üzerinde hiçbir işleme ya da mücevher yoktu. Boyutu taşıyıcısına göre değişirdi. Yüzük ilk bakıldığında tamamen düz görünür ama ateşle beslenince iç ve dış tarafında yazılar belirirdi. Yüzüğün üzerindeki yazı Tengwar fontundaydı ama Kara Dil'de yazılmıştı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Yüzüğün Üzerindeki Yazı
Üzerinde şöyle yazardı;
Ash nazg durbatulûk, ash nazg gimbatul Ash nazg thrakatulûk agh burzum-ishi krimpatul.
(One Ring to rule them all, One Ring to find them, One Ring to bring them all and in the darkness bind them.)
(Hepsine hükmedecek tek bir yüzük, hepsini o bulacak, karanlıkta bir araya getirip birbirine bağlayacak.)
Sauron Tek Yüzüğü taktığında diğer Güç Yüzüklerini takan kişilerin düşüncelerine hükmedebilirdi. Diğer tüm Güç Yüzüklerinin kaderi Tek Yüzüğe bağlıydı o var oldukça varlıklarını sürdürürlerdi çünkü Güç Yüzüklerini Elfler yapmış ama nasıl yapılacağını Sauron öğretmişti. Hatta bu bağlılık Sauron'un elinin bile değmemiş olduğu Celebrimbor'un Üç Yüzüğü içinde geçerliydi.
Sauron Dokuz Güç Yüzüğünü İnsanlara vermiş ve o yüzükleri takan insanlar Sauron'un kölesi olmuş ve zamanla Yüzüktayfları, Nazgul adını almıştı. Yedi Güç Yüzüğünü alan Cüceler Sauron'a karşı koymayı başarmış ama zamanla daha aç gözü oldular ve Yüzükleri altın kazanmada kullanmayı denediler. Üç Yüzük Elfler tarafından saklandı ve onlar Sauron Tek Yüzüğü takarken asla Yüzüklerini kullanmadılar.
Diğer Yüzüklerin güçleri de Tek Yüzüğe bağlıydı. Tek'in yok olması diğer Güç Yüzükleriyle yapılmış veya onların güçlerine dayanmış olan her şeyin yok olmasına sebep olacaktı.
Sauron Tek Yüzüğü yaparken gücünün büyük bir kısmını Yüzüğe aktarmış çünkü diğer Güç Yüzüklerine hükmedebilmesi Tek'in onlardan daha kudretli olması gerekiyordu. Isildur'un söylediklerine göre Tek Yüzüğü Sauron'un elinden kesilip alındığında Sauron rüzgârdaki bir kum tanesi gibi yok olmuştu. Ama Sauron'un kaderi de Tek Yüzüğün varlığına bağlıydı ve Yüzük ondan çok uzakta olmasına rağmen onun kudretiyle tekrar ayağa kalkmıştı.
Eğer Tek Yüzük yok edilseydi, Sauron'da gücünün çoğunu ona aktardığı için yok olacak ve bir daha asla bir gölge olmaktan ileriye gidemeyecekti. Ama Yüzüğün yok edilme ihtimali çok düşüktü. Çünkü Tek Yüzük doğal yollardan yok edilmezdi. Tek Yüzüğe bir çekiçle ya da baltayla vursan onu fırına bile atsana üzerinde ufacık bir iz bile bırakamazdın. Ejderha ateşi bazı Güç Yüzüklerini yok edecek güce sahipti ama Kara Ancalagon bile Tek Yüzüğü yok edecek hararete sahip değildi. Tek Yüzüğü yok etmenin tek yolu yapıldığı yer olan Hüküm Dağı'nın alevlerine atmaktı.
Sauron asla ve asla Tek Yüzüğü elinde tutan birinin onu yok etmek isteyeceğine inanmıyordu. Çünkü Tek Yüzüğün özelliği buydu onu elinde tutan kişi bir daha asla ondan ayrılmak istemezdi. Hem Isildur hem Frodo Tek Yüzüğü yok etme şansını ele geçirmiş ama ikisi de yapamamıştı.
Yüzük kendisini kimin taşıyacağına kendisi karar verirdi. Yüzük gerçek sahibine dönmek için taşıyıcısını terk edebilirdi. Tek Yüzük Isildur'un eline geçtikten sonra Isildur Arnor'a dönerken Ferah Çayırlar Felaketi yaşanmış burada Yüzük Isildur'un parmağından çıkmış ve Isildur Ork oklarıyla can vermişti. Sauron yeni yeni güçlenmeye başladığı zamanlarda ise başka gözlerden uzak olmak için Gollum'u seçmişti. Cadı-Kral Frodo'ya yaklaştığında Yüzük onu takması için zorlamış ve Frodo Yüzüğü takarak Cadı-Kral tarafından görünür hale gelmişti.
Yüzüğün başka akılları çelme gücü büyüktü. Smeagol Yüzüğü arkadaşı Deagol'un elinde gördüğü zaman onu öldürmüş, Yüzük kaybolduğunda ise onu bulmak için yaklaşık 500 yıl boyunca saklandığı mağaradan çıkmıştı. Boromir Frodo'dan Yüzüğü almak için ona saldırmayı denemişti. Bilbo Baggins'in 60 yıl boyunca Yüzüğü elinde tuttuktan sonra onu bırakabilmesi takdire şayan bir olaydı ama yıllar sonra onu tekrar gördüğünde yine onu almaya çalışmıştı. Gandalf bile Tek'in cazibesine direnemeyeceğini bildiği için onu almaktan korkmuştur.
Yüzük başlangıçta kötülük için yapılmıştı. Onunla iyilik için yapılan herhangi bir şey bile en sonunda kötüye meylederdi. Büyük güce sahip bir kişi Yüzüğü kullanarak Sauron'u devirebilirdi, ama böyle bir şey yapan kişi yinede Yüzüğün gücüne maruz kalacak ve sadece Karanlık Lord isim değiştirmiş olacaktır.
Gandalf muhtemelen Üçüncü Çağda Tek Yüzüğü kullanıp Sauron'un yerini alacak güce sahip tek kişiydi. Çünkü Gandalf'da Sauron'da Maia'ydı. Yinede Gandalf Yüzüğü alsa bile nihayetinde Yüzük tek bir kişiye sadakat duyardı o da Sauron'du.
Galadriel, Elrond ya da Aragorn'da kudretli kişilerdi ama Tek Yüzük ellerinde olsa bile Sauron'a karşı koyabilecek güce sahip değillerdi. Aragorn büyük ihtimalle atası ve kendisinden daha kudretli Isildur gibi Yüzüğü yok etmeyi reddetmeyi seçerdi. Galadriel Frodo ona Yüzüğü sununca Sauron'un yerini alabileceğini ve bir Kara Kraliçe olabileceğini düşünmüştü ama burada Yüzük onu kandırmış olabilir. Çünkü Galadriel ne kadar çok kudretli olsa da bir Ainur(Kutsal Olan) değil bir Noldor Elfiydi.
Yinede yanında güçlü bir ordu ve Yüzüğü kullanan bir kişi Sauron'a meydan okuyacak güçte olabilirdi. En azından Boromir Yüzüğü alırsa bunu başarabileceğini düşünüyordu.
Boromir gerçekten Yüzüğü alıp Sauron'u alaşağı etse bile yardımsever ve akıllı bir kral değil bir Tiran olacaktı.
Yüzük taşıyıcısının yeteneklerini yüceltir ve taşıyıcısının kişisel gücüne göre güç verirdi. Örneğin Smeagol sinsi bir kişi ve iyi bir hırsız olmuş ve Yüzüğün gücüyle görme yetisi ve kulakları keskinleşmişti.
Tek Yüzüğü takan kişi Gölge Diyara geçer ve Dış Dünya'dan gözlere görünmez olurdu. Sadece dikkatli gözler gün ışığında takan kişinin gölgesini görebilirdi. Ama Nazguller Tek'i takan kişiyi görebilirlerdi çünkü onlar zaten Gölge Diyarda yaşardı ve Yüzük-taşıyıcısı da onları gerçek formlarında görürdü; Frodo'nun Nazgul'leri Gözcü Kulesinde gördüğü gibi.
Nazgul ve Sauron Tek Yüzüğü hissedebilirdi. Sauron ilk olarak Amon Hen'de sonrada Hüküm Dağı'nda Tek'i ve Frodo'yu hissetmişti. Yine Sam Gamgee Mordor sınırlarında Tek'i kullandığında Sauron onu hissetmişti.
Sam aynı zamanda Kara Lisanda olan konuşmaları da anlamaya başlamıştı bu da Yüzüğün güçlerinden biriydi. Ama herkes Tek Yüzük tarafından görünmez hale getirilmezdi. Sauıron Tek'i takarken Elendil ve Gil-Galad'la savaşmış ve Isildur onun parmağından Yüzüğü kesmeyi başarmıştı. Bu görünmez olmanın neye göre olduğu bilinmezdi. Sauron'un Yüzüğün yapıcısı ve Tek sahibi olduğu ya da Maia olduğu için olabilir. Mesela Tom Bombadil Yüzüğü taktığında Gölge Diyara geçmemiş görünür kalmıştı. Yine Tom Yüzüğü taktığında Frodo'yu görebilmişti.
Yüzük onu taşıyanların ömürlerini de uzatırdı ama onlar hiç bir zaman kendilerini rahat hissetmez hep yorgun hissederlerdi. Smeagol'un geldiği Hobbit soyu yaklaşık 100 yıl yaşardı ama o Tek Yüzüğün gücüyle yaklaşık 600 yıl hayatta kalmıştı. Yüzük Bilbo'nun da yaşamını uzatmış 111 yaşındayken hala Yüzüğü bulduğu yaş olan 50 yaşındaki gibi görünüyordu. Bilbo Tek Yüzüğü bıraktığında ise çok hızlı bir şekilde yaşlanmaya başlamıştı.
Yüzük en sonunda Taşıyıcısının aklını da tüketirdi. Hobbitler bu etkiye karşı çok daha dirençliydi ama onlarda sonunda etkilenirdi. Örneğin Smeagol Yüzüğü çok uzun bir süre taşımasına rağmen hala beyninin küçük bir köşesinde kendine ait bir kısım vardı. Bilbo Baggins gibi iyi huylu bir Hobbit bile Gandalf Yüzüğü bırakmasını söyleyince çok sinirlenmişti.
Eğer bir ölümlü sürekli olarak Yüzüğü takarsa en sonunda o da solardı ve Gölge Diyara geçerdi. O zaman Sauron onu tam anlamıyla görür ve Taşıyıcı Yüzüğü ona götürürdü.
Tarihi
Sauron İkinci Çağda tekrar gücünü toplamaya başlamış ve Orta-Dünya'yı kontrol etmenin yollarını aramaya başlamıştı. 1200 yılında Sauron Valar'ın bir temsilcisi gibi davranmış ve Eregion'a gitmişti. Sauron, Celebrimbor ve diğer Elflere demirciliğin inceliklerini öğretmiş ve 1500 yılında Güç Yüzükleri yapılmaya başlanmıştı. İnsanların Dokuz ve Cücelerin Yedi Yüzüğü de içlerinde olmak üzere pek çok yüzük bu zamanda yapılmıştı. Üç Yüzük Sauron'un eli değmeden üretilmiş ama yinede onun öğretilerine göre yapılmıştı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Güç Yüzüklerinin Yapılışı
1600 yılında Sauron Hüküm Dağının ateşlerinde Tek Yüzüğü yapmıştı. Yüzük yapıldığında eline aldı ve şöyle dedi: "Hepsine hükmedecek tek bir yüzük, hepsini o bulacak, karanlıkta bir araya getirip birbirine bağlayacak." Elfler onu duymuş ve aldatıldıklarını anlamışlardı. Elfler hemen Yüzüklerini çıkardı ve Sauron onları kontrolü altına alamadı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Tek Yüzük'ün Yapılışı
Sauron buna çok sinirlenmiş ve 1693 yılında Güç Yüzüklerini ele geçirmek için Elflere savaş açmıştı. Üç Yüzük gizlenmiş Galadriel Nenya'yı, Gil-galad Narya ve Vilya'yı almıştı. Ve Elfler Sauron Tek Yüzüğü takarken Üçler'i kullanmayacaklarına yemin ettiler.
Sauron'un kuvvetleri 1697 yılında Eregion'u ele geçirmişti. Dokuz Yüzük ele geçirilmiş, Sauron Celebrimbor'a işkence yaparak Cücelerin Yedi Yüzüğünün yerini öğrenmişti. Sadece biri daha önce Khazad-dum Lordu III. Durin'e verilmişti Sauron diğerlerini ele geçirdi. Ama Celebrimbor tüm işkencelere rağmen Üçler'in yerini söylemediği için Sauron tarafından katledildi.
< Resime gitmek için tıklayın >
Celebrimbor ve Sauron
Sauron'un ordusu Lindon'da Gil-Galad ve Kral Tar-Minastir'in yolladığı Numenor ordusu tarafından Gwathlo muharebesinde mağlup edilmiş ve Sauron 1703 yılında Mordor'a dönmüştü.
Sauron Dokuz Yüzüğü büyük krallar ve büyücüler olmak vaadiyle İnsanlara vermişti. Ama o yüzükleri takan insanlar Sauron'un kölesi olmuş ve zamanla Yüzüktayfları, Nazgul adını almıştı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Nazguller
Cüce-Evi'nin altı büyük lideri de Sauron'dan Yüzüklerini almıştı. Yedinci Yüzük ise Durin'in Evi'nin Kralınındı. Cüceler Yedi Yüzüğü de altın bulmakta kullanmıştı. Yedi Yüzük Sauron'un planladığı gibi Cüceleri etkilememişti. Cüceler Aule tarafından yaratıldığı için zihnen ve bedenen güçlüydüler ve Sauron'un umduğu gibi solup Tayf haline gelmediler. Sauron onları etki altına alamadığı için çok sinirlenmiş ve Cüceler'den Üç tane Güç Yüzüğünü almayı başarmıştı. Diğer Dört Yüzükte Ejderler tarafından yok edilmişti.
Tek Yüzüğü kullanmak Sauron'un gücünü arttırıyordu. Kendini Dünyanın Lordu ilan etmişti ve hâkimiyet alanını genişletti özellikle Doğu'daki ve Güney'deki adamların üzerinde. İkinci Çağın bu dönemi Karanlık Yıllar olarak bilindi ve Orta-Dünya'nın insanlarının pek çoğu korku içinde yaşadılar ve köleleştirildiler. Elfler Lindon'un Kuzey Batısında varlıklarını devam ettirdiler ama pek çok Elf Ölümsüz Topraklara kaçtı.
3262 yılında Ar-Pharazon komutasında Numenor ordusu Sauron meydan okumak için Mordor'a geldiler. Nûmenoreanların gücü ve görkemi öyle büyüktü ki Sauron'un hiçbir hizmetkârları onlara karşı dayanamazdı. Ar-Pharazon haberciler göndererek Sauron'a huzuruna gelip sadakat yemini etmesini emretti. Sauron geldi. Hatta güçlü kulesi Barad-dûr'dan kalkıp geldi, savaşa hiç yeltenmedi. Çünkü Deniz'in Kralı'nın kudretinin ve görkeminin söylenenlerin üzerinde olduğunu anlamıştı, en kudretli hizmetkârlarına bile onlara karşı koyabilmeleri konusunda güvenemezdi; Dúnedain hakkındaki istekleri için henüz zamanın gelmediğini görmüşü. Güç iş yaramadığında, hilekârlığına başvurarak kazanacak kadar becerikli ve kurnazdı. Böylece, huzurunda boyun eğerek dilini yumuşattı ve insanlar söylediklerinin adilliğine ve bilgeliğine hayran kaldı.
Ama Ar-Pharazôn tamamen kanmamıştı, aklına Sauron'un ve içtiği sadakat andının daha iyi korunabilmesi için onun ve Orta Dünya'daki tüm hizmetkârlarının rehine olarak yaşamak üzere Númenór'a götürülmesi gerektiğini düşünüyordu. Bu Sauron'un razı olduğu bir tutsaklıktı, gizli düşüncelerinde bunu memnunlukla kabul ediyordu çünkü bu durum aslında onun arzularına uyuyordu. Sauron denizi aşıp Númenór diyarına baktı, görkemli günlerini yaşayan Armenelos şehrini şaşkınlıkla seyretti; ama kalbi kıskançlık ve nefretle daha da doldu.
Sauron yanında Tek Yüzükle Numenor'a gelmiş ve onun sayesinde Numenor'luların aklını çelmeyi başarmıştı. Sauron İnsanlardaki ölüm korkusunu körüklemiş ve Ar-Pharazon'a eğer Ölümsüz Toprakları ele geçirirse kendisinde ölümsüz olacağını söylemişti. Numenor Ölümsüz Topraklara vardığında Eru Numenor ordusunu ve adasını yok etmiş ve burada Sauron'un vücudu da yok olmuştu ama ruhu kurtulmuş ve 3320 yılında Tek Yüzükle Mordor'a geri dönmüştü.
< Resime gitmek için tıklayın >
Numenor'un Yıkılışı
Sauron Yüzüğü kullanarak kendine yeni bir şekil vermişti ve Sauron'un görünüşüne Elf ve İnsanların en güçlüleri bile zor dayanabilirdi. Sauron, doğudaki ve güneydeki hizmetkârlarını bir araya getirerek eski gücünü yeniden oluşturmuş ve Orta-Dünya'ya egemen olmak için yaptığı planlara devam etmişti. Numenor'un yıkılışından kurtulanlar ise Orta-Dünya'ya gelmiş ve Elendil komutasında kendi krallıklarını kurmuşlardı. Sauron 3429 yılında Gondor'a saldırmıştı.
Elendil ve Gil-Galad Son İttifak'ı kurmuşlar 3434 yılında Son İttifak Savaşı başlamış ve Sauron'un ordusu mağlup olmuştu. 3441 yılında Sauron’un savaş alanına gelmiş ve Elendil ile Gil-Galad'a savaşmış onları öldürmüş ama kendisi de yere yıkılmıştı.
Isildur, kırılmış Narsil'in kabza parçasıyla Hükmeden Yüzük'ü Sauron'un elinden keserek aldı. Artık Sauron için yenilgi zamanı gelmişti, bedenini terk etti ve ruhu uçarak uzaklara kaçtı, ıssız yerlere saklandı. İsildur Elrond ve Cirdan'ın öğütlerine rağmen Tek Yüzüğü yok etmeyi reddetmişti. Çünkü hiç kimse gönüllü bir şekilde Yüzükten ayrılmayı kabul etmezdi.
< Resime gitmek için tıklayın >
Sauron'un Düşüşü
Yüzük yok edilmediği için Sauron'da yok olmamış ve ruhu doğuya kaçmıştı. Ve Orada yeniden gücünü inşa etmeye başlamıştı. Ama Yüzük olmadan fiziki bir şekil alamazdı.
Üçüncü Çağın 2. yılında Isildur ve adamları Arnor'a yolculuk yaparken Tek Yüzüğün çektiği Orklar(ne kadar Orklar bunu bilmesede) Isildur'a saldırmış, Ferah Çayırlar Felaketi diye anılan savaşta Isildur ve üç oğlu da olmak üzere adamlarının pek çoğu katledilmişti. Isildur Orkların saldırısı başladığında Yüzüğü kendine saklayarak yanlış yaptığını fark etmiş ve Yüzüğü Üçler'in Taşıyıcılarına emanet etmeye karar vermişti ve kaçmak için Tek'i takmış ve tıpkı ilk eline aldığında olduğu gibi Yüzük ona acı vermişti. Isildur Anduin'i geçmeyi denemiş ama Yüzük parmağından çıkmış ve Orklar onu oklarıyla öldürmüştü.
< Resime gitmek için tıklayın >
Isildur'un Düşüşü
Yüzük Anduin'e düşmüş ve neredeyse tüm hatıralardan silinerek 2,500 yıl boyunca gizli kalmıştı. Sauron Yüzük kendisinden uzakta olmasına rağmen onun gücüyle tekrar yükselmiş ve 1050 yılında Güney Kuyutorman'da Dol Guldur'u inşa etmişti.
< Resime gitmek için tıklayın >
Dol Guldur
Sauron'un eski gücüne kavuşması için mutlaka Yüzüğü bulması gerekiyordu. Ve Yüzük'te sahibine dönmek istiyordu. 2463 yılında bir Hobbit olan Deagol tarafından balık tutarken bulunmuştu. Smeagol onu Deagol'un elinde görünce kendisi için istemişti. Deagol'a onu doğum günü hediyesi olarak istediğini söylemiş Deagol onu reddedince onu öldürmüş ve Yüzüğü almıştı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Deagol'un Yüzüğü buluşu
Smeagol Yüzüğü kullanarak hırsızlık yapmaya başlamıştı. İlerleyen zamanlarda Güneş'e olan nefreti yüzünden kaçmış ve ona Gollum lakabını kazandıran garip sesler çıkarmaya başlamıştı. Zamanla insanlar ondan korkmaya başlamış o da evini terketmişti.
< Resime gitmek için tıklayın >
Gollum
Gollum Yüzüğüyle 2470 yılında Dumanlı Dağlar'a gitti. Orada Tek Yüzüğün ona verdiği yaşam gücüyle yaklaşık 500 yıl yaşadı. Yüzük onu soldurmamıştı çünkü o güçlü bir Hobbit soyundan geliyor ve karanlıkta ona fazla ihtiyaç duymuyordu. Ama yinede Yüzük tarafından aklı zehirlenmişti. Gollum ona acı vermesine rağmen ondan ayrılmayı asla kabul etmedi. Önce Yüzüğü saklamayı denedi ama Yüzük elinin altında olmadığı sürece rahat edemiyordu. Yüzüğü taşımak Gollum büyük bir eziyet oluyor ve acı veriyordu ama Yüzük kendisi ayrılmak istemediği sürece onu terk edemezdi.
2939 yılına kadar Sauron Isildur'un ölümünün ayrıntılarını öğrenmiş ve hizmetkârlarını Yüzüğü bulmaları için Ferah Çayırlara yollamıştı.
Ak Büyücü Saruman'da Yüzüğü arzuluyordu. Saruman Ak Divan'dakilere yalan söylemiş ve Yüzüğün Denizde kaybolduğunu söylemişti. Gandalf'ın Dol Guldur'a saldırma teklifini reddetmiş çünkü Yüzüğün yakında Sauron'a yerini belli edeceğini düşünmüş ve böylece Yüzüğü alabileceğini planlıyordu. Ama zamanla Sauron'un ondan habersiz Yüzüğü bulabileceğinden korkmuş ve 2941 yılında Dol Guldur'a saldırmayı kabul etmişti.
Yüzük aynı yıl sahibinin çağrılarını duymuş ve Gollum'u o Ork avlarken onu terk etmişti. Ama Yüzüğü onun umduğu gibi bulan bir Ork değildi. Daha yüce bir güç araya girmiş ve Yüzüğü bulan Shire'lı Bilbo Baggins olmuştu.
< Resime gitmek için tıklayın >
Bilbo'nun Yüzüğü Buluşu
Ama Gollum Yüzüğü hissetmiş ve tüneller boyunca Bilbo'yu takip etmişti. Bilbo Gollum peşindeyken Yüzüğü yanlışlıkla takmış ve görünmez olmuştu. Bilbo istese Gollum'u öldürebilirdi ama ona merhamet gösterdi. Bilbo onu Gollum gibi cinayet işleyerek ele geçirmediği için Yüzüğün kötücül gücü ona o kadar etki etmemişti.
Yinede Bilbo Yüzüğü gücünden hiç etkilenmemiş değildi. Yüzüğü nasıl bulduğunu Thorin'in Kafilesindekilere söylememiş ısrar edilince de yalan söylemişti. Kendi kendine Yüzüğü Gollum'la yaptığı Bilmece Oyunun ödülü olarak görüyordu. Gandalf ona inanmamış ve gerçek hikâyeyi anlatması için ona baskı yapmıştı.
Bilbo Shire'a dönmüş ve 60 yıl boyunca Yüzüğü taşımıştı. Bilbo bu süre zarfında hiç yaşlanmamıştı. Ama kendini daha güçsüz hissediyor ve kendini '' Ekmeğe sürülmüş bir tereyağına'' benzetiyordu. Ve zamanla Yüzüğe daha çok bağlanmıştı sürekli onu cebinde taşıyordu. Bazı zamanlarda Yüzüğü ona kötü kötü bakan bir Göz gibi görüyordu.
< Resime gitmek için tıklayın >
Bilbo Baggins
3001 yılında Bilbo Baggins Shire'ı terk etmeye ve Yüzüğü Frodo Baggins'e verme kararı almıştı. Ama ayrılma zamanı geldiğinde Bilbo Yüzüğü bırakmak istememişti. Gandalf onu bırakması gerektiğini söyleyince sinirlenmiş ve reddetmişti. Gandalf hiçbir Güç Yüzüğünün önemsiz olmadığını söylemiş ve Bilbo'nun Yüzük'ten fazlasıyla etkilenmesinin endişe verici olduğunu söylemişti. Sonunda Bilbo Gandalf'ın da yardımıyla Yüzüğü bırakmış ve bıraktığı anda da kendini daha iyi hissetmişti.
Gandalf Frodo'ya Yüzüğü kullanmamasını ve gizli tutmasını söylemişti. Çünkü Gandalf Bilbo'nun Güç Yüzüğünün Tek Yüzük olmasından korkuyordu. Bu yüzden Gollum'u bulmak için Kuzeyin Kolcularından biri olan Aragorn'dan yardım istedi.
Gollum 2944 yılında Yüzüğü bulmak için Dumanlı Dağlar'ı terk etmişti. Bilbo'nun Shire'da yaşadığını biliyordu. Yüzüğün Gollum'da onu terk etmesine rağmen derin etkiler bırakmıştı, işte bu etkiler Gollum'u Sauron'un gücünü oluşturmakta olduğu Mordor'a çekmişti. 3017 yılında Gollum yakalanmış ve Shire ile Bilbo Baggins'in ismini söyletene kadar işkence yapılmıştı. Ama Gollum Shire'ın yeri hakkında Sauron'u kandırmayı başarmıştı.
Sauron Gollum'un kendini Yüzüğe götüreceğini umarak onu serbest bırakmıştı. Ama 1 Şubat'ta Aragorn Gollum'u yakalamış ve sorguya çekmek için Kuyutorman'a götürmüştü. Gandalf bu sırada Minas Tirith Arşivlerinde Isildur'un yazdığı bir yazıdan Yüzüğün ısıtıldığında üstünde yazılar belirdiğini öğrenmişti. Gollum'dan da Yüzüğün Isildur'un düşmüş olduğu Ferah Çayırlar'da bulduğunu öğrenmişti. Şimdi tek soru Bilbo'nun Yüzüğü'nün gerçekten Tek Yüzük olup olmadığıydı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Gandalf Arşivleri İnceliyor
3018'in Nisan Ayında Gandalf Shire'a dönmüştü. Yüzük Frodo'ya geçeli 17 yıl olmuş ve o da amcası Bilbo gibi hiç yaşlanmamıştı. Frodo Yüzüğü bir zincirde cebinde taşıyordu.
< Resime gitmek için tıklayın >
Frodo ve Yüzük
Gandalf Çıkın Çıkmazı'nda Yüzüğü test etmişti. Ve korktuğu şey başına gelmiş Yüzük'te yazılar belirmişti. Frodo Gandalf'a Yüzüğü ona vermeyi teklif etmiş ama Gandalf onu reddetmiş eğer Yüzüğü alırsa Karanlıklar Efendisi Sauron gibi olacağını söylemişti. Ve Frodo önündeki tehlikeleri bilmesine rağmen Yüzüğü Shire'dan götürmeye gönüllü olmuştu.
Frodo ve yoldaşları 23 Eylül'de Çıkın Çıkmazı'ndan ayrılmış ve Sauron'un gönderdiği Nazgul'lerde onların peşine düşmüştü. Frodo henüz Shire sınırları içindeyken Nazgul'ler iki kez Yüzüğü takması için onu zorlamış ama Frodo kendine hâkim olmayı başarmıştı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Tayflar Yüzüğün peşinde
Yolculuklarında Hobbitler Yüzüğün etkilemediği Tom Bombadil'le tanışmışlardı. Frodo Yüzüğü takıp gözden kaybolduğunda Tom Bombadil onu görmüş ve Yüzüğü kendisi taktığında da gözden kaybolmamıştı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Tom Bombadil
Frodo Baggins ve arkadaşları Höyüklerde Nazgul Lordu tarafından uyandırılmış bir Höyüklü Kişi tarafından yakalanmıştı. Frodo Yüzüğü takmak için tekrar zorlanmış ve yine kendini tutmayı başarmıştı. Ve Hobbitler Tom Bombadil tarafından kurtarılmışlardı.
< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >
Höyükler
Bree'deki Sıçrayan Midilli Hanın'da Frodo yanlışlıkla Yüzüğü takmış ve koca bir kalabalığın ortasında gözden kaybolmuştu. Bu olaya Bill Ferny ve Şaşı Gözlü Güneyli Bill Eyrelti'de şahit olmuş ve olanları Nazgul'e söylemişti. Aragorn'da olayı görenler arasındaydı ve Frodo'ya yardım teklif etmişti. Geceleyin Nazguller Hana saldırmış ama Hobbitler kurtulmuş ve şafak vakti Aragorn'la birlikte Bree'yi terk etmişlerdi.
< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >
Sıçrayan Midilli Hanı
6 Ekim'de Nazgul'ler Amon Sul'de onları yakalamıştı. Ve burada Yüzüğe daha fazla karşı koyamamış ve onu takmıştı. Yüzüğü taktığında Gölge Diyara geçmiş Nazgul'ler onu o da Nazgul'lerin gerçek halini görmüştü hepsinin beyaz yüzleri vardı. Frodo onlara karşı koymayı başarmış ve Elbereth'in adını anıp kılıcını Nazgul Lordu'nun ayağına saplamıştı. Nazgul Lordu Morgul Bıçağını Frodo'nun kalbine saplamayı denemiş ama kılıç omzuna denk gelmişti. Bu sırada Aragorn yardıma yetişmiş ve elindeki alevlere bürünmüş odunlarla onları uzaklaştırmıştı. Nazgul'ler tekrar saldırmamıştı çünkü Frodo'nun bir süre sonra Gölge Diyara geçeceğini biliyorlardı.
< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >
Amon Sul
Nazguller Bruinen Irmağına kadar Frodo'yu takip etmişlerdi. Frodo Nazgul'lere doğru dönmüş ve kılıcını çekerek onlarla savaşmaya karar vermişti. Tam bu sırada Elrond nehri uyandırmış ve Nazgul'ler Nehrin sularında kaybolmuştu.
< Resime gitmek için tıklayın >
Nazgul ve Frodo
Bilbo hala Ayrıkvadi'de yaşamaktaydı. Bazenleri geri dönüp Yüzüğü'nü geri almayı düşünüyordu. Ve Frodo oraya geldiğinde Yüzüğü tekrar görmeyi istediğini söylemiş ve elini yavaşça Yüzüğe uzatmıştı. Ama Frodo daha hızlı davranmış ve Yüzüğü geri çekmişti. Kederle ve hayretle fark etti ki, artık Bilbo'yu görmüyordu karşısında; aralarına bir gölge düşmüş gibiydi ve bu gölgenin ardında aç yüzü ve kemikli arsız elleriyle buruş kırış küçük bir yaratık görür gibiydi, içinden ona vurmak geliyordu.
25 Ekim'de Elrond Yüzüğün ne yapılacağını tartışmak için Divan'ı toplamıştı. Divana Gondor Vekilharcı Denethor'un oğlu Boromir'de katılmıştı. Boromir ve kardeşi Faramir Isildur'un Felaketi ile ilgili bir rüya görmüş ve akıl danışmak için Ayrıkvadi'ye gelmişti. Divan Boromir'e Isildur'un Felaketinin Sauron'un Tek Yüzüğü olduğunu söylemişti. Aynı zamanda Divan'da Gollum'un kaçışından ve Saruman'ın hainliğinden bahsedilmişti.
Yüzük'le ne yapılacağına dair bir kaç öneri sunulmuştu; İlki Yüzüğü Tom Bombadil'e vermekti.
İkinci Teklif ise Yüzüğü Deniz'e atmaktı.
Boromir'de Yüzüğü Sauron'a karşı kullanmayı teklif etmişti.
< Resime gitmek için tıklayın >
Boromir
Yapılabilecek tek bir şey vardı o da Yüzüğü yapıldığı ve yok edilebileceği tek yer olan Hüküm Dağı'na atmaktı. Frodo Yüzüğü alıp Mordor'a gitmeyi teklif etmişti.
Frodo sekiz yoldaşıyla yola çıkmaya karar vermişti; Sam Gamgee, Merry Brandybuck, Pippin Took, Aragorn, Boromir, Legolas, Gimli ve Gandalf. Yüzük Kardeşliği 25 Aralık 3018'de yola çıkmıştı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Kardeşlik
3019 yılının Ocak ayında Kardeşlik Moria'ya girmişti ve Gollum'da peşlerindeydi. Frodo Yüzük Taşıyıcısı olduğundan önlerinde ve arkalarında uzanan tehlikeleri hissetmişti. Suyun Bekçisi ve Mazarbul Odasındaki Ork Şefi diğer Kardeşlik üyeleriyle hiç uğraşmamış direk ona saldırmışlardı. Gandalf Balrog'la savaşmış ve birlikte Dipsiz Kuyu'ya düşmüşlerdi böylece Kardeşlik dağılmaya başlamıştı.
< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >
Moria'da
Kardeşlik Lothlorien'e doğru devam etmişlerdi. Onları Üçler'in taşıyıcısından biri olan Galadriel karşılamıştı. Frodo Galadriel'in parmağında Nenya'yı görmüş ama Sam görememişti. Frodo Galadriel'in Aynası'na baktığında Sauron'un Gözü'nü görmüştü. Ve gördüğü anda da Yüzük ağırlaşmaya başlamıştı. Ama en sonunda kendini onun etkisinden kurtarmayı başarmıştı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Galadriel'in Aynası
Kardeşlik Amon Hen'e doğru yolculuk etti burada direk olarak Mordor'a mı gideceklerine ya da Minas Tirith'e mi gideceklerine karar vereceklerdi. Boromir burada Yüzüğü alıp Minas Tirith'e gitmeyi denemişti. Yüzüğü alıp Sauron'u yenebileceğini düşünmüştü. İlk olarak Frodo'yu rızasıyla Yüzüğü vermesini sağlamaya çalışmış ama bu işe yaramayınca ona saldırmıştı.
< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >
Frodo ve Boromir
Frodo burada Yüzüğü takmış ve Sauron'un Gözü tarafından fark edilmişti. Yüzük Frodo'yu Sauron'a gözükmesi için zorladı. Bu sırada Gandalf çok uzaklardan bunu hissetmiş ve onun da yardımıyla Frodo Yüzüğü çıkarmayı başarmıştı. Frodo Mordor'a tek başına gitmeye karar vermiş ama Sam Gamgee'de ona katılmıştı.
Bu sırada Isengard'lı Uruk-Hai'ler diğer Kardeşlik üyelerine saldırmıştı. Saruman Hobbit'lerin yakalanması diğerlerinin öldürülmesi emrini vermişti çünkü Hobbit'lerden birinin Yüzük'ü taşıdığını biliyordu. Uruk-Hai'ler Merry ve Pippin'i yakalamış onları korumaya çalışan Boromir'i öldürmüşlerdi. Pippin daha sonra Yüzük yanındaymış gibi davranarak bir Ork'u kandırmış daha sonrada Merry ile kaçmayı başarmışlardı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Boromir
29 Şubat'ta Frodo ve Sam kendilerini izleyen Gollum'u yakalamışlardı. Frodo'da Bilbo gibi Gollum'a acımış ve onu öldürmemişti.
< Resime gitmek için tıklayın >
Frodo ve Gollum
Frodo Mordor'a yaklaşan her adımda Yüzük daha çok ağırlaşıyor ve Sauron'un Gözü'nü daha çok hissediyordu. Gollum ise yeniden Yüzüğü arzulamaya başlamış ve kendisiyle sözünü tutup tutmamak üzerine tartışmıştı. Smeagol'dan kalan küçük bir parça Frodo'ya zarar vermek istemiyordu, ama en sonunda Gollum baskın çıkmış ve Gollum Yüzüğü almaya karar vermişti ve Hobbitleri tuzağa düşerecek bir plan yaptı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Frodo, Sam ve Gollum Yollarda
Hobbitler Kara Kapılar varmış ama Mordor'a bu şekilde giremeyeceklerini anlamışlardı. Ve Gollum onlara Cirith Ungol yolunu önermişti. Frodo bunu kabul etmiş ama Gollum'un Yüzük'ün peşinde olduğunu anladığını söylemişti.
< Resime gitmek için tıklayın >
Hobbitler Kara Kapılar'da
7 Mart'ta Hobbitler Boromir'in kardeşi Faramir tarafından yakalanmışlardı. Faramir Frodo'nun Tek Yüzüğü taşıdığını öğrenmiş ama korkmamasını söylemişti.
< Resime gitmek için tıklayın >
Faramir ve Frodo
Faramir'in yanından ayrıldıktan sonra Hobbitler ve Gollum Morgul Vadisi'ne gelmişti bu sırada Minas Morgul'dan Nazgul Lordu komutasında büyük bir ordu yola çıkmıştı. Sauron'un öncelikli planı Gondor'u ele geçirmekti. Pippin'i ve Aragorn'u Palantir'de görmüş ve Yüzüğü onların elinde sanmıştı. Sauron Aragorn'un Yüzüğü kullanarak kendisiyle savaşacağını düşünüyordu. Çünkü herhangi birisinin Yüzüğü yok etmek amacıyla Mordor'a geleceğini düşünmüyordu.
Frodo Nazgul Lord'unun yanından geçerken yine Yüzük'ü takma dürtüsü onu zorlamış ama yine kendini tutmayı başarmıştı. Gollum onları Vadi'nin yukarı tarafındaki Cirith Ungol Merdiven'lerine götürmüştü. Sabah olduğunda ise Gollum Hobbit'leri Shelob'un İni'ne götürdü.
Frodo Shelob tarafından sokulmuş ve kaskatı kesilip yere yıkılmıştı. Sam Frodo'nun öldüğünü sanmış ve küçük bir iç mücadelesinden sonra Yüzüğü almanın en doğru şey olduğuna karar vermişti. O sırada bir Ork grubu oraya yaklaşmış ve Sam'de Yüzüğü takmıştı. Sam Kara Dil'deki konuşmaları anlamış ve Frodo'nun hayatta olduğunu öğrenmişti. Orklar Frodo'yla birlikte Cirith Ungol Kulesine gitmiş Sam'de onları izlemişti.
< Resime gitmek için tıklayın >
Frodo, Sam ve Shelob
Sam Yüzüğü çıkarmış ama Cirith Ungol'a tekrar girerken takmak zorunda kalmıştı. Sam Mordor'a girdiğinde Yüzük, Efendisine yaklaştığı için Taşıyıcı'sı için her adımda daha ağır bir yük oluyordu. Sam o anda parmağında Yüzük olmamasına rağmen Yüzük onu etkilemiş ve bir an için kendini Sauron'la savaşabilecek kudrette görmüştü. Ama Sam'in Hobbit güdüleri baskın çıkmış ve bunun Sauron'a Yüzük'ü götürmek için bir oyun olduğunu anlamıştı.
< Resime gitmek için tıklayın >
Sam Mordor Yolunda
Sam Cirith Ungol Kulesi'ne girmiş ve Frodo'yu bulmuştu. Frodo yerde çırılçıplak ve kanlar içinde yatıyordu ancak görülüyordu ki, onu perişan eden şey fiziksel acılarından çok Yüzük'ün gitmiş olduğu düşüncesi ve bu sebepten içine düştüğü umutsuzluktu. Sam, Frodo'ya Yüzük'ün kaybolmadığını ve kendisinde olduğunu söyleyince, Frodo sertçe onu Sam'den aldı. Ancak sonradan yaptığından pişman oldu. Bu olay, Sam'in, Yüzük'ün Frodo üzerinde gitgide artan gücünü fark etmesini sağladı.
Frodo ve Sam'in Mordor Yolculuğu 15 Mart'ta başlamıştı. Hüküm Dağı'na yolculuklarında Gölge Diyarı'ndan geçerlerken, Frodo yüzüğün ağırlığını ve taşıdığı yükün aklını giderek tükettiğini hissediyordu.
< Resime gitmek için tıklayın >
Sam ve Frodo Hüküm Dağı Yolunda
25 Mart'ta Hüküm Dağı'nın eteklerine vardıklarında, Frodo yürüyemez hale gelmiş ve Sam onu sırtlayıp Hüküm Dağı'na tırmanmaya başlamıştı.
Böylece Yüzük yok edilmiş ve Sauron son kez ve tamamen yenilmişti. İnsanların Dokuz Yüzüğü ve Yedilerin kalanları da Modor yıkılırken yok olmuştu. Üçler hala duruyordu ama herhangi bir güçleri kalmamıştı ve onların gücüyle yapılmış ve var olan her şeyde yok olacaktı.
Frodo sırtından bu ağır yük kalkmış olmasına rağmen en derinlerinde hala Yüzük'ün kaybına üzülüyordu. Yüzük kendisindeyken kendini çok daha güçlü hissediyordu o yokken her şey boştu. 21 Eylül 3021'de Frodo ve Bilbo Orta-Dünya'yı terk edip Ölümsüz Topraklar'a varmıştı daha sonra da Sam onlara katılmıştı ve Sam'de gittiğinde Orta-Dünya'da Yüzük-Taşıyıcılarından kimse kalmamış...
< Resime gitmek için tıklayın >
Gri Limanlar ve Yüzük Taşıyıcılarının Gidişi
Kaynaklar;
http://www.tuckborough.net/
http://en.wikipedia.org/
Yüzüklerin Efendisi
Yazı tarafımca hazırlanmıştır. Konunun orjinali ise buradadır.
DH forumlarında vakit geçirmekten keyif alıyor gibisin ancak giriş yapmadığını görüyoruz.
Üye Ol Şimdi DeğilÜye olduğunda özel mesaj gönderebilir, beğendiğin konuları favorilerine ekleyip takibe alabilir ve daha önce gezdiğin konulara hızlıca erişebilirsin.
< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi addar -- 3 Ocak 2010; 9:04:38 >