Arama butonu
Bu konudaki kullanıcılar: 1 misafir
21
Cevap
1111
Tıklama
0
Öne Çıkarma
Schopenhauer bu karamsarlıkla nasıl yaşamış?
M
7 yıl
Teğmen
Konu Sahibi

Birkaç kitabını okudum. Gerçekten çok karamsar. Nasıl yaşayabilmiş çok hayret ediyorum. İntiharı da yanlış buluyor, asıl yapılması gereken yaşam istencinin reddedilmesi sanırım ona göre.



H
7 yıl
Yarbay

yaşam istencinin kırılması denen bir safha var. bu esnada yaşam bulan şeyin siz olmadığını başka bir şey olduğunu anladığınız ölçüde mevcuda getirdiğiniz kişilik yaşaması istenen varlığa döner.

yani yaşamak istiyorum diyen bir şey var ancak bu siz değilsiniz. bu şey her şart ve ortamda yaşam bulmak istiyor. bunun için her şeyi yapmaya razı gibi görünüyor.

o halde bu şeyin yaşam istencini kırmak ve olası yaşam formunun mevcudiyeti varsa bu şeyin devamına karar verme gerekliliği mevcut.

.......................


bendeki bir kısım başka benliklerin ortadan kaldırılması ve tekilleşmem adına bu gerekli.


Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
7 yıl
Teğmen
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: HADO77

yaşam istencinin kırılması denen bir safha var. bu esnada yaşam bulan şeyin siz olmadığını başka bir şey olduğunu anladığınız ölçüde mevcuda getirdiğiniz kişilik yaşaması istenen varlığa döner.

yani yaşamak istiyorum diyen bir şey var ancak bu siz değilsiniz. bu şey her şart ve ortamda yaşam bulmak istiyor. bunun için her şeyi yapmaya razı gibi görünüyor.

o halde bu şeyin yaşam istencini kırmak ve olası yaşam formunun mevcudiyeti varsa bu şeyin devamına karar verme gerekliliği mevcut.

.......................


bendeki bir kısım başka benliklerin ortadan kaldırılması ve tekilleşmem adına bu gerekli.
"...olası yaşam formunun mevcudiyeti varsa bu şeyin devamına karar verme gerekliliği mevcut" bu kısmı anlayamıyorum. Yani neden intihar değil de yaşam istenci kırılması? Ölüm yaşam istencinin tam karşısında değil mi?


Bu mesaja 2 cevap geldi.
H
7 yıl
Yarbay

sen denen özne mevcutta var ancak karma şeklinde. ben-sen-o denen kişi birden fazla kişi ya da kişilerin özünden oluşmuş.

bu kişiler sen denen bir varlığın mevcudiyetini ileri sürmüştü.

bu varsayıma dayalı olarak ben denen öznenin ortaya çıkması olası yaşam formu olarak seni temsil etmekte.

............................

intihar etmek için önce doğmak gerekiyor. doğum için bir bireye ihtiyacın var ve bu döngü yine eski döngünün devamı olduğu için intihar(türleşme) istenmez.

(intiharı istenmeyen) türleşmemesi istenen şeyin yaşam istencinin kırılması ise yaşam denen kurgunun tanımı ile alakalıdır.

türleşme, zira bu intihardır bu durum yani türleşme senin yaşam istencini kırar denmiş ve bu durum kafa karışıklığına neden olmuş.

...............................

sen doğmadığın(türleşmediğin) sürece ölen bir şey var ise bu sen değilsindir. bu açıdan yaşam istenci kırılan şey de sen değilsin. üst soy olan baba ya da anne denen şeyden bahis açılmışa benziyor.

intihar etme (türleşme) ve yaşama istencini kır (üst soyu devam ettirme, doğma) denmiş ise burada bahsedilen yaşam istenci ebeveyne yönelik olanıdır. onların yaşam istencidir.

.................................

buradaki sorun şu olabilir. ebeveyn denen şey egonun tamamıdır ve salt kendilerini türetmekte sana bir fırsat tanımamaktadır. yani sen doğmamış kardeşin olsa idin seni dünyaya getirmek için uğraşmayacaklardı. bu durumu anladığımız için üst soyun bu egoist tutumunu cezlandırma gereği ortaya çıkıyordu.

sen türsel gelişime mani değilsin sen türselliği ego çerçevesinde yapan bir oluşuma karşı çıkıyorsun.

....................................

evlenmezsin, evlilik dışı dost hayatı yaşarsın, evlenirsin çocuk yapmazsın, evlenip evlatlık alırsın vs. bu haller üst soyun yaşam istencine yönelik cevaplardır.

.......................................

türleşmedin(intihar etmedin) ve yaşam istencini kırdın. kimin? gizli özne onların şeklinde cevap bulur.


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Kaderimize Aşığız
M
7 yıl
Teğmen
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: HADO77

sen denen özne mevcutta var ancak karma şeklinde. ben-sen-o denen kişi birden fazla kişi ya da kişilerin özünden oluşmuş.

bu kişiler sen denen bir varlığın mevcudiyetini ileri sürmüştü.

bu varsayıma dayalı olarak ben denen öznenin ortaya çıkması olası yaşam formu olarak seni temsil etmekte.

............................

intihar etmek için önce doğmak gerekiyor. doğum için bir bireye ihtiyacın var ve bu döngü yine eski döngünün devamı olduğu için intihar(türleşme) istenmez.

(intiharı istenmeyen) türleşmemesi istenen şeyin yaşam istencinin kırılması ise yaşam denen kurgunun tanımı ile alakalıdır.

türleşme, zira bu intihardır bu durum yani türleşme senin yaşam istencini kırar denmiş ve bu durum kafa karışıklığına neden olmuş.

...............................

sen doğmadığın(türleşmediğin) sürece ölen bir şey var ise bu sen değilsindir. bu açıdan yaşam istenci kırılan şey de sen değilsin. üst soy olan baba ya da anne denen şeyden bahis açılmışa benziyor.

intihar etme (türleşme) ve yaşama istencini kır (üst soyu devam ettirme, doğma) denmiş ise burada bahsedilen yaşam istenci ebeveyne yönelik olanıdır. onların yaşam istencidir.

.................................

buradaki sorun şu olabilir. ebeveyn denen şey egonun tamamıdır ve salt kendilerini türetmekte sana bir fırsat tanımamaktadır. yani sen doğmamış kardeşin olsa idin seni dünyaya getirmek için uğraşmayacaklardı. bu durumu anladığımız için üst soyun bu egoist tutumunu cezlandırma gereği ortaya çıkıyordu.

sen türsel gelişime mani değilsin sen türselliği ego çerçevesinde yapan bir oluşuma karşı çıkıyorsun.

....................................

evlenmezsin, evlilik dışı dost hayatı yaşarsın, evlenirsin çocuk yapmazsın, evlenip evlatlık alırsın vs. bu haller üst soyun yaşam istencine yönelik cevaplardır.

.......................................

türleşmedin(intihar etmedin) ve yaşam istencini kırdın. kimin? gizli özne onların şeklinde cevap bulur.
Hocam karmaşık yazmışsın. Yani ben denen özne aslında olmadığı için hepimizin asli doğası yaşam istenci olduğu için mi intihar etmek yanlış Schopenhauer'a göre? Çünkü intihar edince bireyleşmiş oluyoruz?


Bu mesaja 1 cevap geldi.
H
7 yıl
Yarbay

kendimizi koruma altına almak adına üst soyu cezalandırma gerekliliği intiharı engelliyor. schopenhauer bana kalırsa yaşam istencini kırmak derken üst soydan bahsetmiş. intihar etme derken de sen denen özneden bahsetmiş olmalı.




Bu mesajda bahsedilenler: @Kaderimize Aşığız
G
7 yıl
Yüzbaşı

Tabii ki acının güzelliği sayesinde.


Bu mesaja 2 cevap geldi.
M
7 yıl
Teğmen
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: Guest-586DEFFE5

Tabii ki acının güzelliği sayesinde.
Ben de aynını düşünüyordum ama sürekli olunca öyle bir şey oluyor ki insan intiharın eşiğine geliyor.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
Z
7 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Mal İnsan

"...olası yaşam formunun mevcudiyeti varsa bu şeyin devamına karar verme gerekliliği mevcut" bu kısmı anlayamıyorum. Yani neden intihar değil de yaşam istenci kırılması? Ölüm yaşam istencinin tam karşısında değil mi?

Alıntıları Göster
Basitçe anlatayım

Biliyoruzki schopenhauerın merhamet etiğinde başkasına zarar vermek aslında şahsına zarar vermek olduğundan savaşmayı olumlamaz

Çünkü arkadaşın söylediği gibi karmaya inanıyor

Bunu tersine çevirelim zira

Schopenhauerın epistemesi dahi iki yönlüdür

Örneğin şahsına zararlı

Bir çeşit hareket yaptın

Bu acı diğerlerine geri döner

Acı demek bundan kaçınmak istemektir

Kısacası yaşam istencini arttıracaktır





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Zodion -- 10 Ağustos 2018; 19:9:4 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
7 yıl
Teğmen
Konu Sahibi

Acısız bi intihar nasıl olurdu?



< Bu ileti DH mobil uygulamasından atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Zodion
Z
7 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Mal İnsan

Acısız bi intihar nasıl olurdu?
İstersen acısız intihar et başkalarınca

Kahramanlaştırılacaksın

Çünkü henüz tadını almadığın acıyı bilmene imkan yok

Zira

Yaşam elması acıyla beraber gelir



H
7 yıl
Yarbay

eril bireyin dişil bireye ulaşırken araya aldığı eril evlat denen şeyi yok etmesi sureti ile acısız bir intihar yaşanabilirdi.

erilin ve dişilin hayali olan erilleşme güdüsünde erille dişil arasına alınan eril evladın kullanım şekli onun yaratılması ve aynı zamanda yok edilmesi gerekliliğini de göz önüne serer.

eril evlat kızgındır ve intiharı düşünürken yaşaması gerektiğini varsayar. ve üst soyun yaşam istenci uğruna yaptığı şeyi görerek kendisini ğaybe karıştırır.

.............................

totalde acısız bir ölümde kural bu benim oğlum değil derken aynı zamanda kızım olabilir ancak buna engel bir ilah var sözü olmalı.

görüntüyü görebilse idiniz bu karmaşanın nedenini de çok net anlardınız.

..............................

anlaşılamayan şey gördüğünüz şeyin anlatımının imkan dahilinde olmaması ise ne yapabilirsiniz ki?

...............................

bence totalde çekilen acının güzelliği acının bir diğerine vasıl olma adına giydirildiği kıyafeti olmalı.

ancak evlat denen ve özellikle eril evladın çektiği sıkıntı bakımından üst soya vereceği cevap oldukça ağır olacağa benzer.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi HADO77 -- 10 Ağustos 2018; 19:22:7 >

Z
7 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Guest-586DEFFE5

Tabii ki acının güzelliği sayesinde.
Hayır acı değil onun saf formu olan irade için böyle diyebiliriz

Evet dil oyunu


Bu mesaja 1 cevap geldi.
G
7 yıl
Yüzbaşı

Ölüm kötü bir şey değil ki. İntihar etmesi gerekseydi(o noktaya gelseydi) ederdi. Katlanabilme durumu da çok değişik kimisi kapı gıcırtısına ağlıyor kimisi ailesini kaybediyor göz yaşı yok. Ailesini kaybeden kişi belki düşüncelerinde 500 kez kaybetti onları o yüzden ağlamıyor. Çok fazla seçenek var ve acı konusunda insanların ne kadar dibe gideceği hakkında bir ölçüm yapamayız. Ben yazılarını okuyunca düşündüğüm tek şey acı onun melankolisi olmuş, gereksinimi değil. Dosto'nun epilepsisi gibi. Çoğu insan için acı zorunluluktur. Onlara acı vermezsen gerçeklik kavramları sapar ama Schopenhauer tat veriyor acıya artık zorunluluktan çıkıyor. Bu ayrımı yapabilmek çok önemli. Sırf bu yüzden kitapları ana dilinde okunmalıdır veya yayımcı doğru seçilmelidir.


Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Kaderimize Aşığız
G
7 yıl
Yüzbaşı

Gözlerimi kapatıyorum ve ben uyuyacağım diyorum.
Gözlerimi kapatıyorum ve ben uyumayacağım diyorum.




Bu mesajda bahsedilenler: @Zodion
Z
7 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Guest-586DEFFE5

Ölüm kötü bir şey değil ki. İntihar etmesi gerekseydi(o noktaya gelseydi) ederdi. Katlanabilme durumu da çok değişik kimisi kapı gıcırtısına ağlıyor kimisi ailesini kaybediyor göz yaşı yok. Ailesini kaybeden kişi belki düşüncelerinde 500 kez kaybetti onları o yüzden ağlamıyor. Çok fazla seçenek var ve acı konusunda insanların ne kadar dibe gideceği hakkında bir ölçüm yapamayız. Ben yazılarını okuyunca düşündüğüm tek şey acı onun melankolisi olmuş, gereksinimi değil. Dosto'nun epilepsisi gibi. Çoğu insan için acı zorunluluktur. Onlara acı vermezsen gerçeklik kavramları sapar ama Schopenhauer tat veriyor acıya artık zorunluluktan çıkıyor. Bu ayrımı yapabilmek çok önemli. Sırf bu yüzden kitapları ana dilinde okunmalıdır veya yayımcı doğru seçilmelidir.
Yoğun düşünce kişiyi derinleştiriyor diye

Zorunluluktan çıkılmıyor ki zira varolmak

Zorunluluktur

Özgür irade dahi

Bir çeşit zorunluluktur


Bu mesaja 1 cevap geldi.
G
7 yıl
Yüzbaşı

Evet doğru, düzeltmem gerekiyor. Birinci İhtimal olarak iç dünyasında öyle düşünüyor olabilir diyebiliriz. İkinci ihtimal olarak da zorunluluktan çıkarmasa bile en aşağı seviyeye çekmiş diyebiliriz ama kesinlikle normal insanlarla mukayese ettiğimizde büyük bir fark görüyoruz.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Guest-586DEFFE5 -- 10 Ağustos 2018; 22:30:26 >
Bu mesaja 1 cevap geldi.

Bu mesajda bahsedilenler: @Zodion
Z
7 yıl
Yarbay

quote:

Orijinalden alıntı: Guest-586DEFFE5

Evet doğru, düzeltmem gerekiyor. Birinci İhtimal olarak iç dünyasında öyle düşünüyor olabilir diyebiliriz. İkinci ihtimal olarak da zorunluluktan çıkarmasa bile en aşağı seviyeye çekmiş diyebiliriz ama kesinlikle normal insanlarla mukayese ettiğimizde büyük bir fark görüyoruz.
Farklı ama ironik



S
7 yıl
Binbaşı

Schopenhauer, 'yaşam istenci'nin olumsuzlanması, yadsınması gerektiğini söyler, evet. Ancak bundan intiharı veya ölümü anlamamak gerekir. İstencin olumsuzlanması veya yadsınması budistçe bir yaşam, sanatla iç içe münzevi bir yaşamla gerçekleşir.

Ona göre yaşam; acı, istirap ve cansikintisi arasinda gider gelir. Bu olumsuzluktan kurtuluşa ermek intiharla olamaz. Çünkü intihar da iradenin bize bir oyunudur. Arthur'a göre bu, iradenin kendi gayelerini gerçekleştirebilmek icin insanı aldatarak intihara sevk etmesidir.

İnsanın, acının ve ıstırabın baskısından ebediyen ancak budistçe ya da bir aziz gibi yaşayarak kurtulabilecegini ileri sürer Schopenhauer. Ama bu, gecici rahatlamaların, geçici kurtuluşların bir yolu olarak doğanın ve sanatın işlevine işaret eder. Böylece estetik, felsefenin ayrılmaz zorunlu parçasına dönüşürler. Her türlü çıkar düşüncesinden uzak halde sanat eserlerine derinlemesine nüfuz eden kişi, istencin onu içine ittiği kölelikten ve despotluktan kurtulur. Şunu da belirtmek gerekir: Bu olumsuzlama iradenin tamamen köteltilmesine değil, gecici olarak bir rahatlama sağlar. Haz ve meditasyon sona erdiğinde kör irade acımasız görevine devam eder.

Kisacası Schopenhauer'un pesimizmi ölüme ve intihara olumlu bakan bir düşünce degildir. Sanatla ve budistçe bir olumsuzlama ile iradenin gecici olarak koreltilmesinin tavsiye edildigi bir dusuncedir.





< Bu mesaj bu kişi tarafından değiştirildi Schwartzenius -- 12 Ağustos 2018; 13:1:1 >

< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.
M
7 yıl
Teğmen
Konu Sahibi

quote:

Orijinalden alıntı: Schwartzenius

Schopenhauer, 'yaşam istenci'nin olumsuzlanması, yadsınması gerektiğini söyler, evet. Ancak bundan intiharı veya ölümü anlamamak gerekir. İstencin olumsuzlanması veya yadsınması budistçe bir yaşam, sanatla iç içe münzevi bir yaşamla gerçekleşir.

Ona göre yaşam; acı, istirap ve cansikintisi arasinda gider gelir. Bu olumsuzluktan kurtuluşa ermek intiharla olamaz. Çünkü intihar da iradenin bize bir oyunudur. Arthur'a göre bu, iradenin kendi gayelerini gerçekleştirebilmek icin insanı aldatarak intihara sevk etmesidir.

İnsanın, acının ve ıstırabın baskısından ebediyen ancak budistçe ya da bir aziz gibi yaşayarak kurtulabilecegini ileri sürer Schopenhauer. Ama bu, gecici rahatlamaların, geçici kurtuluşların bir yolu olarak doğanın ve sanatın işlevine işaret eder. Böylece estetik, felsefenin ayrılmaz zorunlu parçasına dönüşürler. Her türlü çıkar düşüncesinden uzak halde sanat eserlerine derinlemesine nüfuz eden kişi, istencin onu içine ittiği kölelikten ve despotluktan kurtulur. Şunu da belirtmek gerekir: Bu olumsuzlama iradenin tamamen köteltilmesine değil, gecici olarak bir rahatlama sağlar. Haz ve meditasyon sona erdiğinde kör irade acımasız görevine devam eder.

Kisacası Schopenhauer'un pesimizmi ölüme ve intihara olumlu bakan bir düşünce degildir. Sanatla ve budistçe bir olumsuzlama ile iradenin gecici olarak koreltilmesinin tavsiye edildigi bir dusuncedir.
En güzel cevap. Teşekkürler.



< Bu ileti mobil sürüm kullanılarak atıldı >
Bu mesaja 1 cevap geldi.