G

Yarbay
04 Ağustos 2008
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
28 üye
Görüntülenme (?)
1461 (Bu ay: 16)
Gönderiler Hakkında
G
3 yıl
i3-3217U\u0027dan sonra Celeron N4020
Merhaba arkadaşlar, annemin halihazırda kullanmakta olduğu i3 işlemcili laptopu artık "Trak" dedi, biz de "Bırak" dedik ve yeni bir laptop arıyoruz. Bütçe 2600-2800 civarı. Laptopu sadece internette gezinmek ve film izlemek için kullanacak. Şu anki laptopunun özelliklerini yazayım; almayı düşündüğüm laptopun özelliklerini yazıp sorumu öyle sorayım:

Şu anki HP 3290 diye bir model sanırım.
İntel i3-3217U 1.80 GHz
8 GB RAM
Intel HD Graphics 4000
500 GB HDD

Almayı düşündüğümüz Laptop ise Asus F543MA
Intel Celeron N4020 1.10 Ghz (Turbo ile 2.80 imiş)
4 GB RAM
Intel UHD Graphics 600
128 GB SSD

Özelliklere sahip.

Dediğim gibi sadece günlük işlerde, internete girip gezinmekte, Netflix'ten film izlemede falan kullanılacak. Yeni nesil Celeron işlemci eski bir i3'ten daha kötü günlük performans vermez herhalde? Zaten SSD de var bilgisayarın genel performansını iyileştirecek diye tahmin ediyorum. Gel gelelim görsel performans konusunda mesela HD ya da 4K bir film izlemeye kalksak bu laptop yeterli gelir mi? Ya da bu bütçelere başka bir öneriniz var mı? Gönül en azından bir i3 kovalamak isterdi ama bütçemiz malum biraz dar. Şimdiden teşekkürler.
G
3 yıl
Xbox 360 görüntü netliği
Merhabalar. Xbox 360 Slim cihazım var ve bu cihazla ilgili görüntü netliği konusunda problemim var.

Şöyle izah edeyim, genel olarak yarış oyunlarında grafik kalitesi biraz düşük kalıyor. Sanki Anti Aliasing ve Anisotrpic Filtering yok gibi. Diğer tür oyunlarda hiç bir rahatsız edici sorun göremiyorum ama iş yarış oyununa geldi görüntü kötü. Hadi genel görüntüyü çok sorun etmeyebilirim sonuçta yarış oyunu hızlı giderken çevreye pek dikkat etmiyorum ama iç kameradan sürerken aracın kadranı çok bulanık gözüküyor. Sağ altta duran oyunun kadranı cam gibi net, yazılar cam gibi net ama kadranlar okunmuyor. 3 farklı ekranda (Biri monitör ikisi TV) 3 farklı HDMI kablo ile ve 3 farklı oyunla test ettim. Hadi Forza Motorsport falan ağır oyunlar diyeyim ama Test Drive Unlimited 2'de de aynı sorun var. Bu arada Forza Motorsport 4'te yarış öncesi sinematikte araç içindeki kadran cam gibi net okunurken yarış başlar başlamaz bulanık görüntü ile baş başa kalıyorum. :)

Sorum şu, bu durum normal midir yoksa benim cihazımda mı bir problem var? Başka oyunlarda gözü tırmalayan hiç bir sorun yok hatta bazılarında PC'de ne görüyorsam o görüntüyü görüyorum. Sadece hafif bir AA eksikliği hissediliyor hepsi o kadar.
G
3 yıl
Kolonlarda kılcal düşey çatlaklar
Merhabalar öncelikle.
Kiracı olarak oturmakta bulunduğum 2018 inşa yıllı apartman dairesinde bir takım kılcal çatlaklar fark ettim. Öncelikle şunu belirteyim ki klasik Türk Müteahhit usulü alta dükkan, dükkan üzerine kocaman çıkma şeklinde yapılmış bir binanın dükkan üstündeki ilk dairesinde oturuyorum. Söz konusu çatlaklar için önce sıva çatlağıdır diye önemsemesem de çatlakların direkt kolon üzerinde olması ve hemen hemen tüm çatlakların binanın çıkma olan kısımlarında olmasından sebep işkillendim. Bina 1,5 metre kadar çıkmalı yapılmış ve bütün çatlaklar komşu duvara 1455-1461 mm gibi mesafede. Yani tüm çatlaklar 10 mm'lik bir sapma ile (Ki ölçümüm çatlağın üzerinden rastgele ölçü almak şeklinde, benim ölçümümde hata payı da çoktur) aynı hizada, aynı mesafede. Bir çatlağa sırtımı yaslarsam, diğer çatlağa yüzüm dönük oluyor.

Şimdi esasen sıva çatlağı der geçerdim ama bir diğer husus da şu; bu olanlara çatlak demek pek doğru değil. Zira çatlak kesintisiz olur. İnternette ne kadar çatlak resmi gördüysem hepsi o şekilde. Bizde ise çatlaktan çok yırtılmaya benzer bir durum söz konusu. Ve şöyle bir durum daha var, bizim odada kolon çok kalın. Dükkanın kolonuna baktığımda bu kadar kalın değil. Benim tahminim henüz üst katlara çıkıp teyit edemesem de, resimdeki şekilde çizmeye çalıştığım gibi bir kolon uygulaması yapmaya çalışmışlar diye düşünüyorum. Bodruma inip bakmamız mümkün değil zira bodrumun çoğunu dükkanlara ayırmışlar. Dükkanlar da boş bu arada kolon kesme v.b gibi bir durum yok.


< Resime gitmek için tıklayın >
Bana da öyle geliyor ki, binanın tüm çıkma yükünü kolona bu şekilde verdikleri için, kırmızı ok ile gösterdiğim yöndeki yük, kırmızı ile çizdiğim yerden kolonu yırtıyor gibi.
< Resime gitmek için tıklayın >
Evet resim çok yakından çekildiği için yanıltabilir ama çok derin ya da çok geniş değil ama çatlaktan ziyade yırtılma şeklinde olması ve tüm çıkmalarda aşağıdaki şekilde aynı mesafede olması (Bu kolon istisna bu taraftaki çıkma da kolon çizimimde gösterdiğim kadarlık bir çıkma var) sebebiyle bu durumdan işkillenmeli miyim?



< Resime gitmek için tıklayın >


Açıkçası duvarı kazıyıp altını kontrol etmek istiyorum ama şu an çeşitli sebeplerden bunu yapamam. Eğer durum vahimse o zaman çaresiz kazıyacağım ama korkulacak bir şey yoksa durduk yere kazımak da istemiyorum.

Bilgili kişilerden yardım bekliyorum, konu hakkında daha fazla detay isterseniz paylaşırım.
G
3 yıl
Yeni başlarken hangi class?
Merhabalar. World of Warcraft'a merak saldım, bir kaç karakter açıp denedim ama özellikle Rogue - Mage arasında kararsız kaldım size danışayım istedim.

Esasen Mage oynamayı severim, uzaktan uzaktan skill vurmayı veya gerektiğinde kaça kaça kesmeyi falan ama Rogue de cazip geliyor. ARPG oyunlarını da genelde bleeding, burning gibi sürekli hasar veren anlayışlarla oynamayı severim ki hem mage hem rogue buna gebedir. Rogue avantajı kritik olayı da çok zevkli, mage avantajı (WOW'da var mı bilmiyorum) mesela sürekli burn hasarı veren bir skill'i 3-4 kere vurunca (Bkz. Skyrim) hatırı sayılır burn hasarı oluşturmak çok zevkli.

WOW'da özellikle ilerleyen seviyelerde hangisi daha zevkli olur? Ya da mesela yukarıda bahsettiğim bleeding ya da burning gibi hasarlar WOW'da mevcut mudur?

Rogue oynamanın mantığını az çok kavradım. Bazı skiller kombo biriktiriyor bazıları da harcıyor. Doğru komboyu yapmak gerekiyor yani yeni başlayana Rogue zor gelir diyecekseniz o konuda bir sıkıntı yok. Warrior'da daha çok zorlandım ne yalan söyleyeyim.

Fikirleriniz için şimdiden teşekkürler.
G
3 yıl
Noter satışında kilometre kaydı
Merhabalar arkadaşlar, bugün 6 yıldır bindiğim aracımı sattım. Noter satışı esnasında memur aracın kilometresini sordu ve satış evrakına "taraflar aracın 284.000 kilometrede olduğunu beyan ve kabul ederler" diye işlemiş.

Ağustos ayında araç alımım esnasında böyle bir konu geçmemişti. Ya noterden notere fark ediyor (Ağustos ayında Zeytinburnu 5. Noter bugün Çerkezköy 5. Noter) ya da yeni çıktı. Eğer yeni çıktıysa güzel bir güvence olmuş.
Bu konu hakkında detaylı bilgisi olan varsa ve paylaşırsa forum adına da faydalı olacaktır.
G
4 yıl
Fiat Egea 1.4 Fire Motor Urban Plus Donanım İnceleme
Merhaba arkadaşlar, forumda çok fazla 1.4 Egea konusu görüyorum özellikle 1.4 motor hakkında çok fazla soru işareti var. Bu konuda yaklaşık 1700 km kullandığım Egea'yı anlatarak, yer yer kıyas yaparak sizlere bilgi vermeye çalışacağım. Konuyu kapsamlı tutmaya çalışacağım, uzun olabilir. Bölüm bölüm gideceğim için istemediğiniz kısımları atlayabilirsiniz, konuda cevabını bulamadığınız durumları sorabilirsiniz. İsterseniz ufaktan aracın bir resmiyle başlayalım:
< Resime gitmek için tıklayın >
Arkadaki benim...

Bölüm 1: Motor ve Şanzıman
[size=5]Aracın en çok merak edilen kısmı motoru. 1.4 atmosferik bir motor ister istemez kafalarda soru işareti oluşturuyor. Öncelikle belirtmeden geçemeyeceğim; 1.6 atmosferik 110 beygirlik motor olsaymış daha tatlı olurmuş diyorum ama 1.4 motor da yeterli. Aşağıda detaylarıyla anlatacağım.

Motor 4500 devirde 127 nm tork 6000 devirde 95 beygir güç veriyor. Değerler pek iç açıcı değil hatta 20 sene önceki 1.4 atmosferik motorlarla denk diyebilirim. Zaten insanlar da bu rakamlardan korkuyor fakat kazın ayağı öyle değil.

Öncelikle şehir içi kullanımdan bahsetmek istiyorum, araç sadece debriyajla adeta dizel arabalar gibi çok rahat kaldırılabiliyor. Bunu nasıl yapmışlar tam çözemedim zira devir saatinde hiç bir oynama olmuyor, kalkış anında debriyaja geri bassanız motor aniden boşa çıktığı için devir fırlamıyor v.b. Araç bir şekilde ayarlıyor bunu. Bu yüzden kalkışlar inanılmaz rahat. Hatta 2.0 atmosferik arabayı kaldırmaktan daha kolay diyebilirim. Benim aracı almadan önceki en büyük korkum motorun cansızlığı olmuştu ancak gerek araç fiyatlarının saçma sapan yerlere gitmesi, gerekse Egea'nın motor dışında gayet mantıklı bir araç olması sebebiyle "Amaan nolacak en fazla biraz devirli kullanırım" düşüncesi ile gözümü karartıp aldım. Size şöyle söyleyeyim şehir içi sakin kullanımda 2.0 atmosferik bir Volvo'dan geçmiş olmama rağmen hiç bir eksiklik hissetmedim. 3000 devri dahi görmem gerekmedi, 2500 devirde vites büyütüp 2000 devir civarında gayet rahat kullanabiliyorsunuz. Hatta 1500 devirde bile araç gaza cevap verebiliyor ama tabii ekranda bir "Vites düşür" uyarısı çıkıyor. Kısaca şehir içi kullanımlarda 1.4 motor gayet yeterli, size bir eksiklik hissettirmiyor. Yokuşlu yerlerde de şehir içi hızlarda bir problem yaşatmıyor. Araçtan performans beklediğiniz zaman ise 1.4 atmosferik gerçeği ile yüzleşiyorsunuz.

Şehirler arası yolculuklar söz konusu olduğunda da hız sınırları dahilinde motor gayet yeterli. Klima açık ve 2 kişi + kitap dolusu bagaj ile dahi bir eksiklik hissettirmedi. Otoyoldaki klasik rampalarda 6. vitesi korumayı başarırken daha dik rampalarda ya da geçit tırmanışlarında nasıl bir performans gösterir bilemiyorum. Genel olarak hız sınırları içerisindeki kullanımlarda sıradan bir kullanıcıya gani gani yeter. Performans istediğinizde ya da 150-160 sol şeridi kapatayım dediğinizde yine dediğim 1.4 atmosferik gerçeği karşınıza çıkıyor.

Şimdi bu motor ne kadar yakıyor? Arkadaşlar çok cimri bir motor diyemem. Şehir içinde 21 km/sa ortalama hızla 9 litreleri bulacak gibi. Uzun yolda 110-120 km/sa sakin kullanımla (90 km/sa ortalama hız) 5,5 litre gösteriyor yol bilgisayarı. Benim gerçek kullanımımda 28 km/sa ortalama hızla 7,8-8 litre arası gözüküyor. Turbo benzinli benzer hacimde çok daha güçlü motorlar daha iyi performans verecektir elbet ancak o motorların olduğu arabalar epeyce pahalı. Ayrıca Egea ile emsal paralara alabileceğiniz araçlar genelde daha güçsüz 1.0 atmosferikler. Bir tek Renault grubunda 0.9 tce istisnası var ancak onda da arabanın geri kalan kısmında Egea'nın artıları var ki ona ileride değiniriz.

Lafı toparlayacak olursam; 1.6 atmosferik olsa daha iyi olurdu ama 1.4 atmosferik de Egea'ya -parasını da düşününce- gayet de yetiyor. Aracın fiyatını ve geri kalanındaki sunduklarını da düşününce yüksek model olsun, sıfır olsun v.b derseniz alınmaması için hiç bir sebep yok.

Kısaca şanzımana da değinelim. Araçta 6 ileri manuel bir şanzıman var. 6 vitesi duyunca uzun oranlı bir 6. vites geliyor akla ama Egea'da 5 vitesli bir şanzımana 6. vites eklenmemiş de; 1.6 litre arabalarda bulunan 5 vitesli şanzımana yeni bir 1. vites eklenmiş gibi. Evet biraz fazla vites değiştirmeniz gerekiyor belki ama arzu ederseniz araç 2. viteste de gayet rahat kalkıyor (Sadece biraz ara gazı istiyor) ve 2. vitesin oranı da ortalama bir atmosferik aracın 1. vites oranına yakın olduğu için bir sorun olacağını zannetmiyorum.

6. Vites 3000 devirle 115 km/sa hız yapıyor ki bence 1.4 atmosferik bir araba için gayet yeterli. Motoru da sessiz olduğu için uzun yolda kafa ütülemiyor.


Bölüm 2: Konfor

[size=5]Konfor kısmı bir kaç farklı dalda incelenmesi gereken bir konu. O yüzden konuyu "Genişlik", "Süspansiyon" ve "Yalıtım" olarak incelemek istiyorum.

Genişlik açısından araç net şekilde C sınıfı onu söyleyebilirim. Hiç bir B sınıfı ile kıyas kabul etmeyecek kadar geniş. Sedan için konuşuyorum hangar gibi bagajı var. Yanlış bakmadıysam 520 litre. Cidden geniş bir bagaj. Arka diz mesafesi oldukça geniş, baş mesafesi yeterli. Önde zaten sorun yok. Saklama gözü konusunda yeterli, kapı içleri geniş, kolçağın altında devasa bir göz var.

Süspansiyon konusuna gelince; süspansiyonlar yumuşak ve konforu fena değil. Gerçi 20 yıllık Volvo'nun çukur ve tümsek sönümlemesi daha başarılı, özellikle şu kauçuk kasislerden Volvo çok daha yumuşak geçiyor ama Egea da öyle kötü değil. Abuk subuk yerlerde bir Volvo kadar düzgün davranmıyor ama Volvo'nun dört tekerden bağımsız süspansiyon olduğunu düşünürsek o kadarı normal. Egea'da bu bir sorun mudur bilemem ya da gerçek C sınıfı araçlarda nasıldır bilemiyorum ama çukur ve tümsekten geçerken "Dup dup" sesleri duyuluyor. Rahatsız etmiyor ama o sesler var. Onun dışında süspansiyonlarda sıra dışı bir olay yok. Konforlu kabul edilebilir.

Yalıtım kısmına gelirsek; özellikle motor sesi çok az geliyor. Bu motorun sessiz bir motor olmasından mıdır yoksa yalıtımı mı iyi yapılmıştır bilemem ama 3000 devirde dahi motor sesi çok az. Anca böyle 5000 devirlere çıkacaksınız ki motor sesi gelsin. Gelen motor sesi de pek rahatsız edecek düzeyde değil zaten. Uzun yolda 3000 devirle giderken aracın içinde motor sesi hiç rahatsız etmiyor.
Lastik sesi ise yok değil, lastik sesi özellikle asfalta göre duyuluyor ama kafa ütülemiyor. Araçtaki lastikler Continental Ecocontact 6 bu arada.
Rüzgar sesi de yine aynı şekilde var ama sadece var. Öyle kafa ütüleyecek, rahatsız edecek bir rüzgar sesi yok. Tabii bu dediklerim hız sınırları dahilindeki koşullar.

Şöyle bir toparlayacak olursam, parası düşünüldüğünde gayet konforlu bir araba denilebilir. Daha konforlu emsali yok mu? Var tabii ama parası da ona göre. Boş donanım Golf'ün Megane'ın 180'den başladığı bir ortamda 125 bin liraya aynı büyüklükte orta donanım bir araba için konforlu demek istiyorum.

< Resime gitmek için tıklayın >



Bölüm 3: Donanım

[size=5]Aracımız Urban Plus isimli paket. Boşun bir üstü. Güncel Egea Sedan'da 4 donanım paketi var bunlar sırasıyla:

Easy: En boş paket, donanımın yanı sıra malzeme kalitesi de bir tık aşağıda (Plastik kalitesi değil de mesela gösterge tablosundaki bilgi ekranı v.b) olsa da, Hill Holder ve Bluetooth (Telefon) standart olarak mevcut. Ayrıca ön kolçak da bu donanımda mevcut.

Urban Plus: Yaklaşık 15 bin lira farkla geçilen bu pakette hem yukarıda bahsettiğim malzeme kalitesi iyileşiyor hem de hatırı sayılır donanımlar ekleniyor. Hız sabitleme, Bluetooth (Telefon + Müzik), Sesli komut, Dijital Klima, Park Sensörü, Led Gündüz farı ve sis farı (Ayrıca bu farlar mercekli), 16' alaşım jantlar ve en önemlisi 6 hava yastığı geliyor.

Mirror: Urban Plus'a 4 bin lira fark verip alınabilen bu donanımda en hayati iki unsur geri görüş kamerası ve Apple Carplay / Android Auto desteği. Geri kalanı jant, krom detay v.b. Geri görüş kamerası sonradan ilave edilebilse de Carplay / Android Auto desteği bildiğim kadarıyla olmuyor şu anda. Mirror donanım bulmak zor yalnız.

Lounge Plus: En üst donanım olan Lounge Plus sadece 1.6 Dizel motorla alınabildiği için epey pahalı. Ekledikleri ise yağmur ve far sensörü ve otomatik kararan dikiz aynası. Bir de arka kolçak vardı sanırım. Far ve yağmur sensörü sonradan takılabiliyor.

Şöyle bir detay var, araç B sınıfı seviyesinde ama en üst donanımda B sınıfında dahi olan pek çok şey de bulunmuyor. Yine de dizel otomatik en üst donanımın 190 bin lira seviyesinde seyrettiği düşünüldüğünde, B sınıfı orta donanım doluluğunda oluyor.

< Resime gitmek için tıklayın >



Bölüm 4: Kalite

[size=5]Şimdi Egea C sınıfı büyüklüğündeki bir aracın B sınıfı fiyatıyla sunulması olduğu için kalite olarak B sınıfı seviyelerinde seyrediyor. Hatta daha kaliteli B sınıfları da (Fiyatı da Egea'dan yüksek olarak) mevcuttur. Kaliteden kastım ön göğüste, torpidoda kullanılan plastiğin kalitesi değil yalnız. Daha çok aracın geneli ile ilgili bir husustan bahsetmek istiyorum. Araçta genel bir tok olmama durumu var. Mesela tavan döşemesi olarak mukavvanın üzerine kumaş kaplanmış, görüntü olarak bir sorun yok ama güneşliği kapatırken güneşlik tavana çarpınca çok boş bir ses çıkıyor. Benim Volvo'da orada kumaşın altında sünger bir döşeme var ve üstünün dolu olduğu da belli oluyor. Yani o süngerin altı da dolu onu demek istiyorum. Egea'da mukavva ile tavan arasında bir boşluk var. Kalite sorunu olarak dikkatimi çeken bazı unsurları yazayım:

Vites: 284 bindeki Volvo s40'ın vites geçişleri çok daha tok ve tabiri caizse "lokum gibi" hissettiriyor. Egea'da da fena değil geçişler ama bir Volvo tokluğu yok. Bir de 4'ten 5'e geçerken bir yere takılır gibi yapıp öyle geçiyor. Bu hissiyatı pek sevmedim. Ayrıca vitesteyken gaza bas çek yapınca vites topuzu oynuyor. Bu durumu 6. viteste gördüm, pek rahatsız edici ya da sorun oluşturan bir şey değil. Dikkatle vites topuzuna bakıp gaza bas çek yapmazsanız fark bile etmezsiniz ama gördüğüm için yazmak istedim.

Aracın genelinde aslında bir tokluk hissi yok. Kapı sesinden bahsetmiyorum ama mesela ön kapıyı kapatınca arka kapının titremesi hoş bir görüntü değil. Ya da silecekleri son kademede çalıştırınca araç durduğu yerde hafiften sallanıyor sanki. Aslında çok sorun olan şeyler değil ama dediğim gibi gördüğümü yazmak istiyorum.

Ancak bu tür ufak detayları saymazsak aracın genelinde bir sorun yok, işçilik seviyesi fena değil ve kaporta montajı düzgün. Genel olarak aklıma gelenler bunlar. Sizin sormak istediğiniz bir şey varsa çekinmeden sorun lütfen.
G
4 yıl
Dolu B mi boş C mi?
Herkese merhabalar, iyi forumlar öncelikle. 6,5 yıldır binmekte olduğum 2000 model S40 aracımı değiştirme gibi bir düşünce içerisine girdim. Bir ay kadar 2. el arabalara baktıktan sonra, 200 binleri devirmiş 8-9 yaşındaki arabalara 120 bin liralar istendiğini görünce, kendi arabamın üstüne dünyanın parasını koyup da benzer yorgunlukta araba almak içime sinmedi. Üstelik ben kilometre yapan bir adamım, kilometre takıntım yoktur ama mesela 230 binde 8 yaşında bir C5 aldığımı varsayın, 5 yılda 100 bin kilometre deviririm. Şimdi düşünün 13 yaşında 330 binde C5, kime nasıl satacağım? Eh bir de saçma sapan arabalara saçma sapan paralar istendiğini görünce, ibreyi sıfıra çevirdim.

Fakat bu sefer de; 136 beygir, otomatik klimalı, 4 cam otomatiği gibi donanımları olan bir arabadan, üstüne para verip de mesela 95 beygir, manuel klimalı bir araca geçmek içime sinmedi. Yani evet yeni yenidir belki ama 95 beygir bir araba da mesela 2.0 bir arabadan sonra illa ki üzer. 2000 devrin altında gaza dokununca avans vuruntusu duysam moralim bozulur.

Bundan sebep bütçeyi biraz artırıp, dolu B segmentlere bakındım. Hyundai i20 1.0 Turbo motor ve 7 ileri DCT şanzımanlı araca denk geldim. DSG ya da başka herhangi bir çift kavrama şanzımandan korkmuyorum çünkü kullanım biçimim şanzımanı üzmeyecek şekilde olacak ki, 160 binde aldığım ve baskı balata geçmişini bilmediğim aracımda 282 bin kilometreyi devirdim, hala baskı balatanın kavraması çok iyi, kaçırma ve koku yok. Hyundai i20 pan smart elite safety. Hemen hemen aynı bütçeye de 1.3 140 beygir manuel Megane 4 alabiliyorum. Buradan Moueson'a sevgilerimi iletiyorum.

Alacağım donanım gerçek anlamda full donanım. Yani elite pan smart. Ancak bu donanımın da B sınıfı oluşundan dolayı eksiklikleri var. Yani en üst donanımda dahi halojen far, en üst donanımda dahi anahtarla giriş ve çalıştırma v.b ama onun dışında tatmin edici derecede dolu bir araba. Gözlük kabı koyma yeri, devasa bir cam tavan, USB portları, kol dayaması vesaire.


Şimdi önce araçtan beklentilerimi yazayım; hangileri olmazsa olmaz, hangileri daha bir "vazgeçilebilir" onları da aşağıda kritiğini yapayım. Sizin de fikirlerinizi alacağım.

Öncelikle uzun yol çok yapıyorum, şu anki aracım 2.0 motor olmasına rağmen son viteste 3000 devirle 110 yapabiliyor.
Hyundai i20 için değeri bulamadım ama 7 ileri DCT şanzıman sayeside iyi bir değer yakalayacaktır.
Renault Megane ise manuelinde (Ki manuel alabiliyorum) 2000 devirle 100, 3000 devirle 150 yapabiliyor. Yani otobanda 120 ile seyretmem için 2500 devir bile görmeyecek olmak muhteşem geliyor. Ama yine de i20 burada fena olmadığından, "İşte Megane seçiyorum" diyemiyorum.

Ayrıca görece geniş bir Sedan'dan sonra HB'e geçmek pek istediğim bir şey değil. 400 küsur litre bagajdan, 350 litrelik bagaja geçmek istemiyorum. Zira o sedanın bagajını defalarca tepeleme doldurmuşluğum var.

Ancak bu ikisinden sonra ibre olduğu gibi i20'ye dönüyor.
Otomatik klimaya s40'tan alıştım. i20'de otomatik klimayı 21 derece yapıp gece gündüz hiç dokunmadan gidebilmek cazip geliyor. Zaten bende yaz kış klima hep açıktır, sıcaklık da hep 21-23 derece arasındadır. Geceden çıkarım yola, güneş doğar klima kendini ayarlar falan ama mesela Megane 4'te ise klima ayarını biraz kurcalamak gerekecek. Aslında olmazsa olmaz değil ama otomatik klimalı bir aracı tercih ederim.

Ön kol dayama, basit bir döşeme parçası olsa da olmazsa olmazlarımdan birisi. Bu büyük rahatlık alacağım donanım i20'de standart. Üstelik güzel bir kol dayaması var. Megane'da ise baz donanımda kol dayama yok. Sonradan orijinal bir kol dayama, orijinal bir şekilde takılabiliyorsa (Yeri hazırsa mesela) düşünülebilir.

Ortadaki ekran konusunda Megane geride olmasına rağmen, Tesla ekran diye bir şey takılabiliyormuş. Bu olay orijinal bir şey midir? Ya da daha büyük orijinal bir ekran takılabilir mi? Bir de BMW'lerdeki NBT gibi bunun da çalınma olayı falan var mı?

Farlar i20'de de Megane'da da halojen mercekli olacak. O yüzden bunu es geçiyorum.

Hız sabitleme istiyorum artık. Aslında çok sorun olmasa da ayakla gaz ayarlamak farkında olmadan uzun yolda yoruyor biraz. Megane'da yanılmıyorsam boş donanımda dahi hem sabitleme hen sınırlama mevcut. i20'de de olacak tabii ki ama i20'deki adaptif hız sabitleme mi?


Şimdi sizce dolu bir Hyundai i20 mi yoksa boş bir Renault Megane 4 mü? Yalıtım, yolda gidiş yani kısaca "Araba" olarak Megane 4 daha iyidir diye düşünüyorum. Ama i20 de epey dolu ve 120 beygir bir motorla gelecek. Hyundai alınırsa 1.0 Turbo benzin 7 ileri DCT Renault alınırsa 1.3 Turbo benzin manuel alınacak. Otomatik ya da manuel olması gibi bir kaygım yok.

Yorumlarınızı merakla bekliyorum. Ha aklınıza gelen "Şu modele de bir bak" dediğiniz araç varsa bakabilirim. Yine de Clio 5, Polo, Golf, Elantra gibi araçlar ya bütçemi aştı, ya bütçeme uyan donanım / motor seçenekleri beklentilerimi karşılamadı.
G
4 yıl
Boş C sınıfı mı dolu B sınıfı mı?
Herkese merhabalar, iyi forumlar öncelikle. 6,5 yıldır binmekte olduğum 2000 model S40 aracımı değiştirme gibi bir düşünce içerisine girdim. Bir ay kadar 2. el arabalara baktıktan sonra, 200 binleri devirmiş 8-9 yaşındaki arabalara 120 bin liralar istendiğini görünce, kendi arabamın üstüne dünyanın parasını koyup da benzer yorgunlukta araba almak içime sinmedi. Üstelik ben kilometre yapan bir adamım, kilometre takıntım yoktur ama mesela 230 binde 8 yaşında bir C5 aldığımı varsayın, 5 yılda 100 bin kilometre deviririm. Şimdi düşünün 13 yaşında 330 binde C5, kime nasıl satacağım? Eh bir de saçma sapan arabalara saçma sapan paralar istendiğini görünce, ibreyi sıfıra çevirdim.

Fakat bu sefer de; 136 beygir, otomatik klimalı, 4 cam otomatiği gibi donanımları olan bir arabadan, üstüne para verip de mesela 95 beygir, manuel klimalı bir araca geçmek içime sinmedi. Yani evet yeni yenidir belki ama 95 beygir bir araba da mesela 2.0 bir arabadan sonra illa ki üzer. 2000 devrin altında gaza dokununca avans vuruntusu duysam moralim bozulur.

Bundan sebep bütçeyi biraz artırıp, dolu B segmentlere bakındım. Hyundai i20 1.0 Turbo motor ve 7 ileri DCT şanzımanlı araca denk geldim. DSG ya da başka herhangi bir çift kavrama şanzımandan korkmuyorum çünkü kullanım biçimim şanzımanı üzmeyecek şekilde olacak ki, 160 binde aldığım ve baskı balata geçmişini bilmediğim aracımda 282 bin kilometreyi devirdim, hala baskı balatanın kavraması çok iyi, kaçırma ve koku yok. Hyundai i20 pan smart elite safety. Hemen hemen aynı bütçeye de 1.3 140 beygir manuel Megane 4 alabiliyorum. Buradan Moueson'a sevgilerimi iletiyorum.

Alacağım donanım gerçek anlamda full donanım. Yani elite pan smart. Ancak bu donanımın da B sınıfı oluşundan dolayı eksiklikleri var. Yani en üst donanımda dahi halojen far, en üst donanımda dahi anahtarla giriş ve çalıştırma v.b ama onun dışında tatmin edici derecede dolu bir araba. Gözlük kabı koyma yeri, devasa bir cam tavan, USB portları, kol dayaması vesaire.


Şimdi önce araçtan beklentilerimi yazayım; hangileri olmazsa olmaz, hangileri daha bir "vazgeçilebilir" onları da aşağıda kritiğini yapayım. Sizin de fikirlerinizi alacağım.

Öncelikle uzun yol çok yapıyorum, şu anki aracım 2.0 motor olmasına rağmen son viteste 3000 devirle 110 yapabiliyor.
Hyundai i20 için değeri bulamadım ama 7 ileri DCT şanzıman sayeside iyi bir değer yakalayacaktır.
Renault Megane ise manuelinde (Ki manuel alabiliyorum) 2000 devirle 100, 3000 devirle 150 yapabiliyor. Yani otobanda 120 ile seyretmem için 2500 devir bile görmeyecek olmak muhteşem geliyor. Ama yine de i20 burada fena olmadığından, "İşte Megane seçiyorum" diyemiyorum.

Ayrıca görece geniş bir Sedan'dan sonra HB'e geçmek pek istediğim bir şey değil. 400 küsur litre bagajdan, 350 litrelik bagaja geçmek istemiyorum. Zira o sedanın bagajını defalarca tepeleme doldurmuşluğum var.

Ancak bu ikisinden sonra ibre olduğu gibi i20'ye dönüyor.
Otomatik klimaya s40'tan alıştım. i20'de otomatik klimayı 21 derece yapıp gece gündüz hiç dokunmadan gidebilmek cazip geliyor. Zaten bende yaz kış klima hep açıktır, sıcaklık da hep 21-23 derece arasındadır. Geceden çıkarım yola, güneş doğar klima kendini ayarlar falan ama mesela Megane 4'te ise klima ayarını biraz kurcalamak gerekecek. Aslında olmazsa olmaz değil ama otomatik klimalı bir aracı tercih ederim.

Ön kol dayama, basit bir döşeme parçası olsa da olmazsa olmazlarımdan birisi. Bu büyük rahatlık alacağım donanım i20'de standart. Üstelik güzel bir kol dayaması var. Megane'da ise baz donanımda kol dayama yok. Sonradan orijinal bir kol dayama, orijinal bir şekilde takılabiliyorsa (Yeri hazırsa mesela) düşünülebilir.

Ortadaki ekran konusunda Megane geride olmasına rağmen, Tesla ekran diye bir şey takılabiliyormuş. Bu olay orijinal bir şey midir? Ya da daha büyük orijinal bir ekran takılabilir mi? Bir de BMW'lerdeki NBT gibi bunun da çalınma olayı falan var mı?

Farlar i20'de de Megane'da da halojen mercekli olacak. O yüzden bunu es geçiyorum.

Hız sabitleme istiyorum artık. Aslında çok sorun olmasa da ayakla gaz ayarlamak farkında olmadan uzun yolda yoruyor biraz. Megane'da yanılmıyorsam boş donanımda dahi hem sabitleme hen sınırlama mevcut. i20'de de olacak tabii ki ama i20'deki adaptif hız sabitleme mi?


Şimdi sizce dolu bir Hyundai i20 mi yoksa boş bir Renault Megane 4 mü? Yalıtım, yolda gidiş yani kısaca "Araba" olarak Megane 4 daha iyidir diye düşünüyorum. Ama i20 de epey dolu ve 120 beygir bir motorla gelecek. Hyundai alınırsa 1.0 Turbo benzin 7 ileri DCT Renault alınırsa 1.3 Turbo benzin manuel alınacak. Otomatik ya da manuel olması gibi bir kaygım yok.

Yorumlarınızı merakla bekliyorum.
G
4 yıl
HP Yazıcı \"İlgilenmeniz Gerekiyor\" hatası
Merhabalar, evde ihtiyacım olan evrakı çıkartmak için HP 2633 model bir yazıcı aldım. Tarif ettiği şekilde programı v.b kurdum ve kablosuz olarak yazıcıyı bağladım. Yazıcı sorunsuz çalışıyor fakat, sadece tek bir yazdırma görevi yapıyor. Sonrasında "İlgilenmeniz gerekiyor" deyip, hiç bir şey yazdırmıyor. Bilgisayarı yeniden başlatınca yazdırıyor. Yani arkalı önlü bir belge bastırmak ya da iki farklı belge bastırmak için bilgisayarı kapatıp açmam gerekiyor.
Daha önce böyle bir sorunla karşılaşan oldu mu?
G
4 yıl
Turksat 42e sinyal yok sorunu
Merhabalar, umarım konuyu doğru yere açmışımdır. Evimdeki uydu alıcısı bozulduktan sonra yeni bir uydu alıcı aldım. Her şeyi olması gerektiği gibi kurduğumu düşünüyorum ama şöyle tuhaf bir sorunum var:

Turksat 42e uydusundan gelen kanallar bazen çok güzel çalışırken, çoğu zaman "Sinyal yok" diyor. Uydu listesine Arabsat'ı eklersem Türk kanllarının tamamı eksiksiz çıkıyor ve gayet güzel çalışıyor. Kanal geçişleri biraz yavaş olması dışında sorun yok. Ancak Turksat 42e neden çalışmıyor? Ya da çalışmıyor da neden bazen çok güzel çalışıyor?

Bir de tek uyduda kanal arama yaptırdığımda aynı kanal farklı frekans v.b değerleri ile çıkıyor, birisi çalışırken birisi çalışmıyor. Kafam hayli karışmış durumda ve yardımlarınızı bekliyorum.
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.