Kuşlarla konuşup onları yönlendiren esrarengiz adam zengin oldu. Çılgın bir ABD'li, kuşlarla sohbet ediyor! Bu yeteneği sayesinde kasabalara dadanan kuşları bölgeden uzaklaştıran esrarengiz adam, her yıl milyonlarca dolar kazanıyor < Resime gitmek için tıklayın > 'Kuşmen' köşe oldu Hiçbir alet kullanmıyor ABD'nin Illionis Eyaleti'nde duyanları şaşkına çeviren olay... James Soules, babasından öğrenmiş olduğu gizli bir yöntemle kuşları anlıyor ve onlarla sohbet edebiliyor. Bu sayede, eyaletteki birçok kasabaya dadanan on binlerce kuşu konuşarak bölgeden uzaklaştıran Soules, hatırı sayılır bir servetin de sahibi oldu. Peki Soules, kuşları bölgeden kaçırmayı nasıl başarıyor Soules, hiçbir teknoloji aletinden yardım almıyor. Sadece kuşların olduğu bölgeye gelen Soules, yüksek bir ağacın tepesine çıkıyor ve kuşlarla ilginç bir ses tonuyla konuşmaya başlıyor. SIRRINI AÇIKLAMIYOR 30 ila 45 dakika süren bu konuşmalardan sonra, bölgedeki kuşların hepsi toplu bir şekilde göç ediyor. Birçok belgesel kanalı, Soules'a bunu nasıl başardığını açıklamasını istiyor. Fakat çılgın Amerikalı, bunu kesinlikle söylemiyor. 'Soules Bird Repellent Co.' adlı bir şirket kuran ve oğluna da kuşlarla konuşmayı öğreten Soules, özellikle son 3 yılda 5 milyon dolara yakın bir para kazandı. Decatur Belediye Başkanı Paul Osborne, 'Her ne yapıyorsa, kuşlar gidiyor; şaşırtıcı olan bu! Onun sayesinde, uzun süredir kasabaya kuş gelmedi. O çok özel biri' dedi. KAYNAK 1 KAYNAK 2 KAYNAK 3 ![]() |
Son bir yıldır öğle yemeklerini dışarıda yemek durumunda kaldığımızdan işyerinden iki ağabeyimle Tunalı civarlarında yemeğimizi yiyor ve öğleden sonrası için de Tunalı Pasajı karşısındaki köşeden simit alıyorduk. Yaklaşık on-onbeş gündür tezgahın başka birisi tarafından işletildiğini fark etmiştim. Dün bu sefer simidi ben alacağım diyerek (genelde ağabeylerime aldırıyordum artık vicdanım sızlar hale gelmişti) tezgahın yanına gittiğimde simitçi tezgahın başında değildi. Ben de her tezgahın başında simitçi olmadığında, Türkler'in yaptığı refleks ile tezgahın camını açacak ve parayı koyarak iki tane simit alacaktım. Öyle de yaptım tezgahın sürgülü camını açtım 1YTL'yi rafa koydum tam simitleri alacaktım ki orada el yazısı ile bir şeyler yazılı, üst üste zımbalanmış müsvette kağıtları gördüm. Beni iyi tanıyanlar ne kadar meraklı olduğumu bilirler "yav bu da nedir ne yazmış bu adam bir bakayım benden ya da Barış'tan daha iyi yazabilmiş mi"dedim: 8.10 - 2 8.15 - 1 8.21 - 1 8.22 - 2 Sonra bu listenin altına 13.55 - 2 yazıp yazımı anlasın diye 2'nin üstüne bir de yıldız koyup simitleri aldım. Anlayacağınız bu listede öğleye kadar hangi dakikada kaç simit satılmış yazıyordu. Beni tanıyanlar yine iyi bilirler ki veritabanı tutmaya bayılırım. "Allah'ım adamdaki bilince bak veritabanı tutuyor" dedim. Ama emin değildim. Belki de belediye böyle bir şeyler istemiştir falan. Neyse uzatmayayım, bugün yine aynı simitçiye uğradık bu sefer oradaydı. Nasılsın iyimisin hoşbeşinden sonra "13.55 simitlerini toplama ekledin mi" deyince "Abi sen miydin o" diye gülmeye başladı. "Neden tutuyorsun" diye sordum Belediye mi istiyor diye "Yok abi ben 15 gün önce aldım bu tezgahın işletmesini, henüz yabancısıyım müşterinin dedi.(o da simit alan grubun profilini anlamaya çalışıyor galiba) Bunları dakika dakika yazıyorum hangi saatlerde müşteri yığılıyorsa dedi ona göre sıcak simit getireceğim o gün sabahın simiti akşama kaldı utandım müşteriden diyince ellerine sarılıp öpmek geldi valla içimden. Yaaa işte böyle... Ben simitçinin mesaj kaygısız yaptığı işten kendime mesaj çıkarmazsam ölürdüm. Ne mi çıkardım yooo o kadar uzun boylu değil her şeyi de yazacak değilim ya... "Herkesin Mesajı Kendine" Artık her simit aldığımda aklıma VERİTABANCI SİMİTÇİ gelecek. Zeka, İşine Saygı, Kar arttırma. Hepsinin sonucunda yaratılan gerçek katma değer ve farklılaşarak rakiplerinden ayrılma. Bunları öğretmek için yıllarca insanları yüksek ücretli okullarda okutuyorlar. Sonuç "veritabancı simitçinin" yanından bile geçemeyecek olanlar her yerdeler. |
HER BAŞARILI ERKEĞİN ARKASINDA , ONUNLA GURUR DUYAN BİR KARISI VE BU İŞE ŞAŞAKALMIŞ BİR KAYINVALİDESİ VARDIR . BROOKS HAYS ---------------------------------------------------------------------------------------------------- KAPLUMBAĞAYA DİKKAT ET ! ANCAK , KAFASINI ÇIKARIP RİSK ALDIĞINDA İLERLEYEBİLİR . JAMES B. CONANT ---------------------------------------------------------------------------------------------------- DOSTUNUN ALNINDAKİ SİNEĞİ BALTAYLA KOVALAMA . ÇİN ATASÖZÜ ---------------------------------------------------------------------------------------------------- BÜTÜN DÜNYADA BİR TEK GÜZEL ÇOCUK VARDIR . BÜTÜN ANNELER DE ONA SAHİPTİR . ÇİN ATASÖZÜ ---------------------------------------------------------------------------------------------------- BEN ONDÖRT YAŞIMDAYKEN BABAM O KADAR CAHİLDİ Kİ , YAKINIMDA OLMASINA DAYANAMAZDIM . AMA YİRMİBİRİME GELDİĞİMDE ÖYLE ÇOK ŞEY BİLİYORDU Kİ , YEDİ YILDA NASIL ÖĞRENDİĞİNE ŞAŞTIM . MARK TWAIN ---------------------------------------------------------------------------------------------------- KESİNLİKLE EVLEN ! KARIN İYİYSE MUTLU , KÖTÜYSE FİLOZOF OLURSUN. SOKRATES ---------------------------------------------------------------------------------------------------- SEVECEĞİN BİR İŞ SEÇERSEN , YAŞAMINDA BİR GÜN BİLE ÇALIŞMIŞ OLMAZSIN . KONFÜÇYÜS ---------------------------------------------------------------------------------------------------- ÖNCE İSİMLERİ , SONRA YÜZLERİ , DAHA SONRA PANTOLONUN FERMUARINI ÇEKMEYİ , EN SONUNDA DA FERMUARI İNDİRMEYİ UNUTURSUN. LEO ROSENBURG ---------------------------------------------------------------------------------------------------- DOĞDUĞUNDA SEN AĞLAMIŞTIN, HERKES BAYRAM ETMİŞTİ . ÖYLE BİR HAYATIN OLSUN Kİ , ÖLDÜĞÜNDE HERKES AĞLASIN , SEN BAYRAM ET. KIZILDERİLİ ATASÖZÜ ---------------------------------------------------------------------------------------------------- BOŞ TENEKE ÇOK TINGIRDAR . TÜRK ATASÖZÜ ![]() |
Rus araştırmacı Sofi Tram Semen, ilk astroloji sistemini Türkler'in oluşturduğunu ve burçların gerçekte 36 tane olduğunu iddia etti. Yeni Aktüel Dergisi'nde yayımlanan bir yazıya göre, astroloji tarihini araştıran Sofi Tram Semen Türk astrolojisini gün ışığına çıkardı. Rus araştırmacının, 'Türk Astrolojisi' adlı çalışmasına göre, Hun-Karaçay Türklerinin oluşturduğu astroloji 12 değil 36 burçtan oluşuyor. İşte Türk astrolojisine göre burçlar: "TORUK (21 Mart-31 Mart): İrade sahibi, gururlu, şerefli, iyi yüreklidir. İyi bir yöneticidir. HIMMIY (1 Nisan-10 Nisan): İyimser, idealist, romantiktir. HUTTUS (11 Nisan-20 Nisan): Hassas, mantıklı, dürüst, kıskanç ve irade sahibidir. HUNTA (21 Nisan-30 Nisan): İnatçı, zevk sahibi, kırılgan ve duygusaldır. ÇOLPANCI (1 Mayıs-10 Mayıs): Duygu tutsağıdır. Çocuk ruhlu temiz kalpli ve sadıktır. KÖLKÖL (11 Mayıs-21 Mayıs): Enerji dolu, aşkta şahane, kahraman yapılı ve iktidarcıdır. ÇAMAY (22 Mayıs-31 Mayıs): Mantıklı, temiz ahlaklı, idealist, fikirde önder, yeteneklidir. KÜYLÜ (1 Haziran-10 Haziran): Düzeni sever. Güç sembolüdür. İhaneti kabul etmez. KUŞMUŞ (11 Haziran-21 Haziran): Mantıklı, parlak, iyimser, eleştirici, şen ve şanslıdır. SEZGEK (22 Haziran-30 Haziran): Mızmız, tatlı dilli, içine kapanık, inatçı, yetenekli, şendir. KUŞDÜGER (1 Temmuz-11 Temmuz): Duyguları mantığından üstündür. Yemeği sever; sanata ve siyasete yeteneklidir. GONDARAY (12 Temmuz-22 Temmuz): İyi bir hafızaya sahiptir, his dünyası zengindir. ÖTGÜR (23 Temmuz-31 Temmuz): Zeki, gururlu, çekicidir. Maddi problemlerini büyütür. KÜSÜMMÜ (1 Ağustos-12 Ağustos): Dedikoduyu, işte önder ve bir numara olmayı sever. KÜNLÜ (13 Ağustos-23 Ağustos): Duygusal, gururlu ve aşkta önderdir. Psikolojiye meraklıdır. SINÇIMA (24 Ağustos-1 Eylül): Şerefli, dürüst, insancıl, yaratıcı, zeki ve otoriterdir. ATÇAK (2 Eylül-13 Eylül): İyimserdir ama depresyona da müsaittir. Gururlu ve hassastır. KILLI (14 Eylül-23 Eylül): Otoriter, gururlu, sabit fikirli, süper zekalı ve insancıldır. CANAKKI (24 Eylül-3 Ekim): Sorumluluk taşır. Yetersizlik kompleksi vardır. Gösterişi sever. BAN (4 Ekim-12 Ekim): Duygusaldır, zor işte arkaya bakmaz. Aşk tutsağıdır. CEMİŞ (13 Ekim-23 Ekim): Altıncı hissi kuvvetlidir. Uygun zamanı seçmekte üstüne yoktur. BATIK (24 Ekim-1 Kasım): Çift karakterli, cesur, gaddar, önderdir. Mükemmel arkadaştır. HIRTLI (2 Kasım-12 Kasım): Çabuk karar verir ve kararlarını bozmaz. Suç komplekslidir. TUTAMIŞ (13 Kasım-22 Kasım): Dinci, idealist, değişkendir.Mistik konulara meraklıdır. USLU (23 Kasım-2 Aralık): Objektiftir. Hoşgörülü, gözlemci, otoriter bir yapısı vardır. KUTAS (3 Aralık-12 Aralık): Mistik, sabit fikirli ve kıskançtır. Anlaşılamaz huylara sahiptir. TUSANAK (13 Aralık-21 Aralık): Güçlü bir karakteri vardır. İktidarcıdır. Emir vermeyi sever. TUTAR (22 Aralık-1 Ocak): Zor durumlardan kolayca çıkar. Sık küser. Arkadaşı azdır. BEÇEL (2 Ocak-12 Ocak): Karamsardır. Dışı ve içi farklıdır. Kötülüğün karşısında zayıftır. PIRSIUAY (13 Ocak-20 Ocak): Geniş bir mantığa sahiptir. Uzun yaşar. Şan sever. BALAUZ (21 Ocak-1 Şubat): Mantıklı, gaddar, önder ve dehadır. Bilim adamı olabilir. CANTAY (2 Şubat-10 Şubat): Titiz, mantıklı, zekidir. Astronomiyle ilgilidir. ERGÜR (11 Şubat-18 Şubat): Aşkta hayalcidir. Önder fikirleri vardır. Psikolojisi hassastır. SÖNEGEY (19 Şubat-28/29 Şubat): Dengesizdir. Çekici, gizemli, kurnaz, nazik ama serttir. CANNAN (1 Mart- 9 Mart): İyi yürekli, tatlı dilli, zarif ve hüzünlüdür. Başkalarına baskı yapabilir. Mistik ve pratik hayat arasında bocalar. ŞATIK (10 Mart-20 Mart): Sanatkar, özgür, depresif ve şehvet düşkünüdür. Rahatsız bir ruha sahiptir. Sinir hastalıklarına yakalanabilir". Şu bilime dayandırılmak istenen modern çağ falcılığı, büyücülüğü. İnanmak isteyenler için milli bir bakış açısı. Sindirin bakiyim. ![]() |
19.yüzyılda Almanya'nın Mülhaym şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu. Fransızlar her sene nehrin Almanlardaki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı. O sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses çıkaramıyorlardı tabi. Her sene böyle olunca çareyi Osmanlı Sultanına durumu yazıp, imdat istemekte bulurlar. Mektupta şöyle demektedir: "Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden alıyorlar. Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir mparatorluğun sultanı, İslamiyetin de halifesisiniz. Bizi bu zulümden kurtarın. Asker gönderin.Ürünlerimizi bu sene olsun toplama imkanı sağlayın." Çöküş faslına girildiği bir zamana denk gelen yardım isteğini inceleyen padişah asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez; yalnızca asker elbisesi göndermeyi kafi bulur ve cevabı bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollanır. Şaşkına dönen Almanlar, çuvalı alıp mektubu okurlar: "Fransızlar korkak adamlardır. Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur.Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kafidir. Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin. Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerinde dolaştırın. Karşıdan gören Fransızlar için bu kafidir." Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar. Hasat vakti büyük bir heyecanla yeniçeri kıyafetinde, nehir kıyısında dolaşmaya başlarlar. Ertesi gün, karşıdan gelen haber, Almanların sevinç çığlıkları atmalarına sebep olur:"Osmanlılardan imdat geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan köylerini de terkederek iç kısımlara doğru kaçmaktalar. Mahsulünüzü rahatça toplayabilirsiniz. Zulüm sona ermiştir."Bu olay, Mülhaymlıların gönüllerinde taht kurmustur. Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülhaym'a bağlı Karlsruhe müzesine koyup ziyarete açarlar. Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar.Ayrıca, halen olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip hadiseyi temsilen kutlarlar. Bu olay Osmanlı'nın sadece bir yeniçeri kıyafetiyle Almanları Fransızların elinden ve talanından nasıl kurtardığını gösteren maziden elmas bir tablo olarak kalmaktadır... |
http://www.pbase.com/biyikli Gezin hatta üye olun en son baktığımda Türkiye'den 632 kişinin fotoğraf albümü vardı. Bugün hazırlamış olmama rağmen yine en son baktığımda 74 kişi ziyaret etmişti. İyi gezintiler. ![]()
|
>Istanbul'da üniversitede okuyan genç kiz Ankara'daki babasina telefon etmis: >-"Baba, meraba. Ben Lale...." >-"Ooooo. Güzel kizim benim. N'abersin bakalim?..." >-"Hiç sorma babacigim. Hiç keyfim yok valla..." >-"Hayirdir? Bi sorun mu var?... >Kiz aglamaya baslar; babasi ise üzüntü ve meraktan kafayi yemektedir: -"N'ooldu kizim? Anlatsana..." >-"Murat evi terketti. Bosanmak istiyormus..." >-"Ne evi lan? Ne bosanmasi? Sen ne zaman evlendin de bosaniyorsun?..." -"Hani senin hiç hoslanmadigin esrarkes çocuk vardi ya. Ben onunla evlendim." >-"Iyi halt ettin, zilli. Neyse, artik yapacak bi sey yok. Versin mahkemeye, hemen bosanin..." >-"Bosanalim ama benden 10 milyar istiyor. Eger vermezsem, iyi >zamanlarimizda > >çektigi çiplak fotograflarimi Internetten herkese yollayacakmis...." -"Püüh. Rezil... Çiplak fotograf çektirdin, öyle mi?" >-"Ama babacigim. O benim kocamdi. Ne biliyim böyle bir ....... yapacagini." > >-"Peki. Olan olmus artik. Yarin havale ederim parayi...Ögleden sonra Bankaya >gidip çekersin; sonra da alip yakarsin o kahrolasi fotograflari..." -"Sagol baba. Eeee. Sey...Bi de kürtaj için 2 milyara ihtiyacim var..." Adam artik iyice fenalasir. Boguk bir sesle konusur: >-"Kürtaj mi? Bi de hamile mi kaldin o çocuktan sen?..." >-"Aslinda ondan degil... Zenci bi çocuk vardi...Zaten o yüzden ayriliyoruz ya...." >Adam bayilmak üzeredir. Nabzi yükselir, tansiyonu düser, artik inleyerek konusmaktadir: > >-" Biz seni oraya okumaya yollamistik. Sen ne haltlar çevirmissin. Allahim. Nedir bu basimiza gelenler...Okulu bititir bitirmez Ankara'ya dönüyorsun, yoksa kirarim bacaklarini..." > >-"Istersen hemen dönebilirim babacigim. Ben geçen yil okuldan atildim çünkü..." >Adam masanin üzerindeki soguk su dolu sürahiyi basindan asagiya devirir ve ancak bu sekilde konusmasini sürdürebilir: > >-"Okuldan mi atildin? Hani birlikte avukatlik yapacaktik, zilli?...Eh ulan? Sen hele bi gel buraya. Ben sana yapacagimi bilirim. Evden disariya adim attirmiycam sana. Ilk isteyenle de evlendiricem...." > >-"O is zor be baba. Biliyorsun, moda oldu, artik evlenmeden önce esler birbirlerinden saglik raporu istiyorlar... Pek iyi bi rapor sunacagimi zannetmiyorum ben..." >-"Allahim, çildiracagim... Bir de cinsel hastaliklar haaa.....Kesin o zencidendir..." >-"Çok pis arkadaslari vardi. Bilmem artik hangisinden kapmisimdir..." > >Güm diye bir ses duyulur. Adam kisa bir süre için kendinden geçmistir; ancak >hemen kendisini toparlayip tekrar telefonu alir. > >-"Hemen bu aksam dayini yolluyorum oraya. Seni alip gelecek. Adresini ver bakiyim..." > >-" Mahmutpasa Karakolu'ndayim... Gelirken kefalet için de biraz para getirsin yaninda..." > >-"Karakol mu?...Bi de karakola mi düstün layyynnn? Ne yaptin?...." -"Dün kafam çok bozuktu, çok içmisim. Araba kiralayip dolasmaya çiktim. O kafayla Arnavutköy'de kokoreççi dükkanina girdim. Ama neyse ki kimse ölmedi. > >Dükkan sahibiyle kiralik araba firmasina biraz para vermek gerekir sanirim..." > >Adam artik iyice fenalasmistir. Hatta fenalasmak ne kelime; adeta kahrolmustur. Telefonda kisa bir sessizlik olur. Kiz tekrar konusmaya baslar: > >-"Babacigim. Sakin üzülme. Bütün bunlar bir sakaydi. Ben sadece sinifta kaldigimi söylemek için aramistim..." >Bunun üzerine adam sevinçle ve mutlulukla haykirir: > >-"Canin sagolsun be güzelim, bosveeerrr. Okul da neymis? Hiç mühim degil, tatli canin sagolsun senin...." Taze geldi, paylaşayım dedim afiyet olsun. ![]() |
-Ağaçta 5 kuş var.Birini vurdum kaç kaldı.
Ahmet hemen :
-Hiç kalmaz.Çünkü sesten hepsi uçar, demiş.
Öğretmeni bunun üzerine :
-Olmaz öyle şey, diye cevap vermiş.
Burası matematik dersi.5 taneden biri vurulursa 4 tane kalır.Ama düşünüş
biçimini beğendim.
Ahmet fena halde hırslanmış :
-Bende birşey sorabilirmiyim öğretmenim, demiş.
Sor bakalım.
-3 kadın dondurma yiyor, biri ısırarak, biri yalayarak, biri emerek
yiyiyor.Bunlardan hangisi evli.
Öğretmen kızarıp bozarmış.Sonunda :
-Bilemem, demiş.
-Emen mi?
Ahmet cevabı yapıştırmış :
-Yoo, parmağında alyansı olan.Ama düşünüş biçiminizi beğendim.