
|
'Titanik' filmi döneminde zor günler geçiren DiCaprio, "20'li yaşlardaydım . Özel hayatıma vahşice saldırdılar. Aynısı Kate'e (Winslet) de yapıldı! Leonardo DiCaprio'yu ilk kez beyazperdede gördüğümüz için, onu bir film yıldızı olarak tanıdık. O, gün geçtikçe kendisini daha çok geliştiriyor ; çünkü film yıldızlarını izliyor ve tabii kameramanları, yönetmenleri, kostüm tasarımcılarını da... Birlikte çalıştığı insanları, dikkatli bir şekilde inceliyor ve sürekli bir şeyler öğrenmeye çalışıyor. DiCaprio, 35 yaşında Martin Scorsese'nin son bombası 'Shutter Island'ın başrolünde oynarken; yolculuğunda önemli bir mesafe kat ettiğini dile getiriyor. Ünlü aktör, sinemayla ilgili Esquire dergisine konuştu. James Cameron, müthiş bir gözlemci. İnanılmaz bir gözü var. Hem 'Titanik' hem de 'Avatar' gibi filmleri yapabilecek çok az isim var. Jim, tam olarak ne istediğini iyi bilir. Kendisinden farklı hisseden birisi olduğunda, ona meydan okumaktan kaçınmaz. Sana, ne hissettiğini çok net bir şekilde aktarabilir. Ama o, John Ford tarzı bir yönetmen. Filminin nasıl olması gerektiğini çok iyi bilir. SÜPER KAHRAMANDIM 'Titanik'ten sonraki dönemden bahsetmem, biraz zor; çünkü insanlar, benim, bir film yıldızı olmaktan şımarıkça yakındığımı zannediyor. Özel hayatıma, vahşi bir şekilde saldırıldı. Emin olun, kimse o durumla mücadele edemez. 20'li yaşların başındaydım ve neler olduğunu anlayamadım bile. Kate Winslet de benzer şeyler yaşadı. Ancak asıl ilgiyi gören, bendim; çünkü genç kızlar, filmi sinemada defalarca izleyecek kadar çıldırmıştı . Sarışındım ve süper kahramanlara benziyordum. Bu durumu değiştirmek için, elimden geleni yapmaya ant içtim. Bu imajdan kurtulurken, çok eğlendim. Ama şunu da kabul etmeliyim, 'Titanik' olmasaydı, şu anki kariyerim olmazdı. Film işini Martin Scorsese kadar iyi bilen bir kişi daha var: Steven Spielberg. Marty ile 'Gangs of New York'ta, Steven ile 'Catch Me If You Can'de birlikte çalışma fırsatım oldu. Hatta bu ikisi, peş peşeydi. 19. yüzyıl haydutunu oynadıktan sonra gidip, James Bond tarzı mekânlarda elimde viskiyle takılmak, bana büyük bir geçiş olarak gelir diye düşünmüştüm. İki filmi de, aynı anda pazarlamak durumunda kaldım ve bana sürekli, iki yönetmen arasındaki farklar soruldu. Benim aklıma gelenler ise, sadece benzerliklerdi. DOĞALLIK ÇOK ÖNEMLİ Harika bir oyuncu koçum vardı: Larry Moss. Bana öğrettiği en önemli şey, bir oyuncunun sözlerini sarf ederken, bunu en doğal hâliyle yapması gerektiğiydi. İlk başta yapman gereken, sezgilerine yaslanıp o rolü yaşamak. Bazen küçük çocuklar geliyor ve bana oyuncu olmak için ne yapmaları gerektiğini soruyor. Ne mi yapmalı' Sözlerin ağızdan çıkışını en doğal hâliyle gerçekleştirmek için, çok çalışmalı. Bir oyuncunun, çok iyi bir kostüm tasarımcısına ihtiyacı var; çünkü ne kadar uğraşırsanız uğraşın, karakterin kostümlerinin içine girmedikçe, onun bedenine girmeniz mümkün değil. Karakterin hissettiği kıyafeti; dokusunu, ayakkabıyı, kol saatini bile hissetmelisiniz. 'Revolutionary Road'daki karakterim için kıyafetleri denemeye gittiğimde, sigaramı daha farklı tutmaya, vücudumu daha farklı hissetmeye başladım. Kıyafetler, bana yapmam gerekeni anlatıyordu. Yeni filmim 'Zindan Adası'ndan gurur duyduğumu, söylemek zorundayım. Ama filmi detaylarıyla anlatmayacağım çünkü izlemek isteyenlerin film zevkini kaçırmayı istemiyorum. (Esquire) SEVDİĞİ 5 FİLM 1. 'Ladri di Biciclette': Bir hırsız, bir adamın; kimliğini, erkekliğini, ailesinin beslenme olanağını ve gururunu çalıyor. 2. 'Taxi Driver': Deliliği anlatan daha iyi bir film yok. 3. '8.5': Anlatıcı yok. Alışılmış hikaye anlatımı yok. Fellini'nin hayalleri ve hatıraları biraraya geliyor ve sinematografik bir şiir ortaya çıkıyor. 4. '2001: A Space Odyssey': Bir filmden çok, ruhsal bir deneyim. Kubrick'in amacını ve kainatla ilişkimizi anlayabilmemiz için, kendimizi bu filmin içine sokmamız gerekiyor. 5. 'East of Eden': Oyuncunun gözündeki açlığı ve sahneyi koyduğu öfke ile karmaşayı hatırlıyorum. Beş kez izledim. YAKIN ARKADAŞIM KATE İLE SEVİŞMEK GARİPTİ! 'Revolutionary Road'u çekerken, bir aile ortamında gibiydik. İşin garip tarafı, sırada bir seks sahnesi vardı. Rol arkadaşım, Kate Winslet'dı. Kate, benim en yakın arkadaşlarımdan biri. İkimizin de birbirimize karşı müthiş bir güveni var ve karşılıklı iyi niyetimizi hep koruduk. Kate'i, eşi Sam Mendes'le tanışmadan evvel de tanırdım. Neyse, seks sahnesi çekiyoruz ama karşımda , sevişeceğim kadının kocası, yönetmen koltuğunda oturuyor. Aslında kendimi, garip bir şey yapıyormuşum gibi hissetmedim. Tam sahneyi çekmeye başlayacağız, Kate duraksadı. "Durun! Durun! Çok saçma bir şey yapıyoruz!" diyerek sahneyi kesti. Önce Sam'e, sonra bana baktı. "Beyler, siz iyi misiniz'" dedi. Biz de birbirimize baktık. Evet, iyiydik. Kate, "İkinizin de iyi olması, daha da saçmaymış" dedi. MARTİN SİNEMA TARİHÇİSİDİR! Martin Scorsese, bana ne öğretmedi ki! Adam, sinema sanatını şekillendirenlerden biri. Sinemayla yaşıyor, sinemayla nefes alıyor. İnsanların birbirlerine karşı hissettiği duyguları, o, filmlere karşı hissediyor. Onun DNA'sında, bu var. Onun için, "sinema tarihinin en iyi sinemacısı " demek yerine, "sinema tarihçisi" diyebilirsiniz. Bilmediği film yoktur. Örnek bir sahnenin nasıl çekileceğini sorun, size sinema tarihinden bir sürü benzer sahne sıralar . Onunla film yaparken, istediği duyguları vermek için büyük çaba sarf ediyoruz. Çekimler sırasında , sürekli olarak ne istediğini anlatıyor. Eşine de danışıyor, sahneler hakkında yorumlar yaptırıyor. Seni, karakterin kıyafeti içinde rahat hissetmen için, mükemmel bir şekilde motive ediyor. Çünkü çekim başladığı anda sahneyle ilgilendiğinden, seni karakterle baş başa bırakıyor. Böylece, onu şaşırtabiliyorsun. |
|
evet arkadaşlar ilginç bir gazete küpürü haberiyle daha sizlerleyim. İspanya'nin Barcelona şehrinin güneyidne bulunan Salou kasabası , bahar tatili için gelen İngiliz öğrencilerin skandallarıyla çalkalandı Pek çok turist tarafından tercih edilen bir tatil kasabası olan Salou'ya gelen yaklaşık 5000 kadar körkütük sarhoş olup iç çamaşırlarıyla sokaklarda koşturdu. Kasabanın barlarında sabahlara kadar eğlenen ve aşırı derecede alkol alınca yarı çıplak kendilerini sokaklara atan öğrenciler kasabanın sakinlerini adeta çileden çıkardı. Kasabanın yerlileri, öğrencilerin sabaha kadar çıkardığı gürültüden ve müstehcen görüntülerden aşırı derecede rahatsız olurken, bölge polisini olaylarla karşı kayıtsız kalmakla suçladı. Öğrencilerden birinin polisten kaçmaya çalışırken bacağını kırması, olayların ne derecede kontrolden çıktığına en güzel örneği oluşturdu. |
| evet arkadaşlar öyle güzel kısa anlamlı hayat sevinci veren ders veren sözler paylaşalım ki hayat cidden yaşamaya değermğş diğeyim... |
|
2000 senesinde kıyamet kopacağı söylentilerinin üzerinden on yıl geçti. Bu cümleden de anlayabileceğiniz gibi, dünya ve bizler hala buradayız. Ancak bu defada 2012 muhabbeti başladı. Malını mülkün satıp dağlara kaçanlar mı istersiniz, yoksa topluca intihar edenler mi! Sanki şimdi kendi eliyle ölmek, daha sonra kıyamet sonucu ölmekten daha iyiymiş gibi! Bu kıyamet muhabbetleri devamlı yapılan şeylerdir aslında. Bazıları bundan güzel ekmek yerler, bazıları ise sırf zevkine katılırlar. Her yüzyıl içinde bu genel kıyamet alarmlarından ortalama bir düzine kadar verilir. Genellikle yüzyılın başında ve sonunda, ayrıca Halley kuyrukluyıldızının her geçişinde, kıyametin kopuşunu beklemek adettir. İnsanların neden yok olmaya bu kadar hevesli olduklarını anlamak şüphesiz kolay değil. Belki evrende ne kadar küçük bir yer kapladığımızı bilmenin getirdiği korku ya da kompleksler sorumludur bundan. Ancak karanlık çağlarda değiliz ve dünyanın sonuyla ilgili az çok fikir yürütecek bilimsel ve zihinsel olgunluğa eriştik. İşte size tanıdık kıyamet senaryolarının bilimsel karşılıkları... Kıyamet alametleri... Manyetik Kutup Değişimi Dünyanın manyetik alanı kozmik etkilere karşı ciddi bir kalkandır. Ancak sanıldığı kadar zayıf değildir ve olur olmaz ortadan kalkmaz. Araştırmalar son değişimin 780.000 yıl önce olduğunu gösteriyor. Hayli yavaş yürüyen bu süreç, bildiğimiz kadarıyla dünya üzerindeki yaşamın tamamen sona ermesine hiç sebep olmadı . Yoksa oturmuş bu satırları okuyor olamazdınız, değil mi' Güneşteki Patlamalar Güneş gerçekte devamlı yanan dev bir füzyon reaktörüdür ve tüm evrene büyük bir enerji saçar.Sırf güneş lekelerindeki aktivitenin biraz artması, dünyayı yakmaya yetecek güçte değildir. İşin doğrusu, bu aktiviteler 1946, 1968 ve 1990 yıllarında zaten zirve yaptılar. 2012'de de benzer bir süreç yaşanacak. Hatta 2034, 2056 ve 2078 yılında da yaşanması bekleniyor. Bu periyodik artışların en büyük yan etkisi, güç dağıtım şebekelerine aşırı yük binmesi olabiliyor. Gezegen yerinden oynar mı' Dünya'nın Taklaya Gelmesi Bazılarına göre 2012 yılında manyetik kutuplar yer değiştirmeyecek , aksine dünya fiziksel olarak takla atacak. Bu arada da tüm dünya yıkılacak filan. İşin doğrusu, bir gezegeni bu şekilde yerinden oynatmak için yakınlardan bir karadelik geçmesi ya da başka bir gezegenle çarpışması gerekiyor. Kütleçekim kanunları gök cisimlerinin kafalarına göre hareketine izin vermiyor ne de olsa! Bildiğimiz kadarıyla yakınlarda bunu yapacak güçte bir gök cismi yok. İklim Değişikliği Bazılarına göre 2012'de bizi bekleyen tehlikenin kaynağı, insanlığın endüstriyel çalışmalarının sebep olacağı iklim değişikliği. Her ne kadar bu gerçek bir endişe kaynağı olsa da, etkileri uzun sürede gözlenen bir olay. Yani bir sabah kalkıp kendinizi okyanusun ya da buzulların dibinde bulma ihtimaliniz pek yok. İşin ilginç tarafı, küresel ısınma sayesinde uzun vadede daha ılıman, tarıma daha elverişli bir gezegene bile sahip olabiliriz! Antik metinler ve şifreler ne diyor' Antik Metinler ve Okkült Tuhaftır , bilimin bu kadar ilerlediği bir zamanda, insanlar gittikçe daha da yoğun bir biçimde sihirden ve benzeri antik inanışlardan medet umuyorlar. Tabii burada birden fazla unsur var. Çoğu insan teknolojiyi takip edemediği için olup biteni anlamakta zorluk çekiyor. Bazıları ise iyi niyetliler ancak herhangi bir arkeolojik bulguyu doğru değerlendirecek bilgi ve birikime sahip değiller. Tabii bir de gözünü hırs bürümüş şarlatan tayfası var ki, bunların para, güç ve ün için yapmayacakları pek bir şey yok. Buna dünyanın sonunu ilan edip durmak ta dahil! Kutsal Kitap Şifreleri Kutsal kitaplarda gizlenmiş şifreler arayıp durmak tek ülke ya da dinin mensuplarına has bir hobi değil maalesef. Bu iş için kullanılan ve kökü hayli eskiye dayanan bazı algoritmalar mevcut. İşin güzel tarafı şu, bu algoritmaları yeterince kalın herhangi bir kitaba uygularsanız, kutsal olmasa bile ortaya gayet gizemli sonuçlar çıkıyor . Çıkmaması için hiçbir sebep yok, ne de olsa sırf bu amaçla geliştirilmiş matematik hesaplamalar söz konusu! Nostradamus bu işe ne diyor' Nostradamus'ın Kehanetleri Kıyamet haberciliğine soyunan insanların çok sevdiği bir isim vardır, ihtiyar Nostradamus! Bu Fransız doktor aynı zamanda okkült ile de uğraşmayı severdi ve kendi zamanının ün yapmış, hatta saray korumasına girmiş bir kahiniydi. Dörtlükler halinde yazdığı şifreli kehanetler çoğu insanın ilgisini çekmiş, bu metinler arasından pek çok kıyamet alameti bulunmuştur. İşin gerçeği, ihtiyarın kehanetlerini gerçekten çözebilen kimse çıkmamıştır . Daha da ilginci, onun kehanetleri dünyanın 2012'de yokolacağını öngörmez, aksine açık tarihler vererek 3797 senesine kadar uzanır! Maya takvimi ve 2012 Maya Takvimi Maya ve Aztek takvimleri arkeoloji dünyasında çok uzun zamandır biliniyor. Ancak kıyamet haberi vermeyi sevenler bu takvimleri nispeten yakın zamanda keşfettiler. İşin aslı şu, bu medeniyetler astronomi konusunda hayli ileriydiler ve takvimlerini de hayli karmaşık hesaplara göre, çok uzun vadeli olarak düzenlemişlerdi. Maya takvimi 5,125 yıllık döngüler halinde çalışır. Buna göre takvimin beşinci döngüsü 2012 yılında tamamlanıyor ve altıncı döngüye giriliyor. Yani gerçekte Mayalar asla dünyanın 2012'de havaya uçacağını filan iddia etmediler! Sadece yılbaşını bizim kadar sık kutlamamışlar, hepsi bu! |
|
Dün RapidShare'in korsan film ya da müzik indirenleri, bu içerikleri satın alabilecekleri yerlere yönlendireceğinden bahsetmiştik. Torrent'in kalesi olarak bilinen TorrentFreak sitesinde yayınlanan bu habere RapidShare kullanıcılardan yoğun tepki geldi. Dev dosya paylaşım servisi, bu tepkiler üzerine bir açıklama yapmak zorunda kaldı. RapidShare'in resmi sitesinde yer alan mesajda, kullanıcıların bilgilerinin RapidShare tarafından toplandığına dair uyarıların ve kanuni mercilere başvurulmasını tavsiye eden e-postaların kafa karışıklığı yarattığı belirtildi. RapidShare, mesajında kullanıcıların ne indirdiklerine karışmayacağının, bu durumda satın alma bağlantısı gibi bir hamle olmayacağının altını çizdi. Buraya kadar her şey tamam, ama... Bu e-postaların sahte olduğunu belirten RapidShare yekilileri kullanıcı bilgisi topladıklarına dair olan iddiaları reddetti. Bu mesajları alan kullanıcıların premium hesaplarının çalınmış olabileceğini belirten yetkilier, bu e- postaların amacının RapidShare ile olan irtibatı kesmek olduğunu aktardı. Ancak aynı mesajda önemli bir detay da göze çarpıyor: RapidShare içerik sahiplerinin kendilerine yaptığı şikayetlerle korsan içerikleri kaldırdıklarını, kaldırmaya da devam edeceklerini üzerine basa basa belirtiyor. Ayrıca korsan içerik paylaşanların hesaplarının da anında silineceği söylendi. Yani korsan içeriğin RapidShare sunucularında barındırılması istenmiyor ve bunun için çok çalışıldığının altı çiziliyor. |
|
En Uzun Dil: Kamboçya, Kaupoug Thum'da yaşayan Diith Pang'ın dili, tam çıkardığı zaman 29.843 cm geliyordu. Konuşurken, dili göğsüne düşüp de insanları korkutmasın diye dişleri birbirine kenetlenmiş halde konuşurdu. Daha küçük bir çoçukken, uzun diliyle sinek avlayarak kurbağaları taklit eden Pang'ı, durumu fark eden annesi bundan vazgeçirmişti . En İyi Görme Yeteneği: Basel, İsviçreli Cece Leclere, tıp adamlarınca "megavizyon" diye adlandırılan çok üstün bir görme yeteneğine sahipti. Kumaşların,kalın astarlı zarfların; perdelerin, hatta bazen tuğla duvarların arkasını bile görebiliyordu. Ancak insanlar kendisini hasta ediyordu,çünkü iç organlarını görmek onu tiksindiriyordu. En Bakımsız Sakal: İran, Nehbandan'da yaşayan Ayetullah Salredi, 53 yıl önce bırakmaya başladığı sakalına hiç dokunmamıştı. Çevrede yaşayan kuşlar sık sık, ya Ayetullahın sakalı üzerinde yıllardır biriken yiyecek artıkları ya da içinde yuvalanmış böcekleri kapmak için tehlikeli dalışlar yaparlardı.. En Ünlü İnsan Kobay: Pakistan, Sehvan'da yaşayanaWattila Thisdou, bir yıl boyunca, vücudunu tıbbi araştırmalara vermesi için maaşa bağlanmıştı. Öteki pek çok şeyin arasında, kendisine deneme aşamasında olan 22 ilaç verilmiş, iki gün boyunca gıdıklanmış,uykudan mahrum edilmiş, yerçekimsiz bir odaya konulmuş , bir hafta boyunca körili pirinçten başka yemek verilmemiş,saunadayken fırında pişen hindi gibi devamlı üzerine yağ dökülmüştü. Thisdou bütün bunlara, sağlığı mükemmel bir dirençle bir yıl katlanmış,ancak devletin gelirinden kestiği bir vergiyi görünce hastalanmıştı. En Sinir Bozucu Böcek: Mozambik beyin böceği, çok az rastlanan, ancak çok cüretkar bir böcekti. Uyuyan insanların kulağından içeri tırmanır ve kafanın içine girer girmez vızıldamaya başlardı. Kurbanları çoğunlukla, böcek çıkmadan önce tam anlamıyla delirirdi. En Titiz Kedi: Suriye Kralı Zahelin'e ait bir Ankara kedisi öylesine şımartırmıştı ki, yalnızca evinden 150 mil uzaklıktaki bir limanda yakalanabilen taze somon yiyordu. Balık temizlenmiş, bir fiske limon suyu serpilmiş ve işlemeli altın bir çanakta servis edilmeliydi. Bir gün bu özel çanak sırra kadem bastı ve kedi yemek yemeyi reddetti. Kral başka bir işlemeli çanak buluncaya kadar, kedi açlıktan öldü. En Zalim Rehber Köpek: İndiana, Günay Bend'de daha önceleri körler için rehberlik yapan köpek Brütüs,talihsiz sahiplerine zalimce şakalar yapardı. Körlerin duvarlara çarpmasına, merdivenlerden yuvarlanmalarına, üç sahibinin de caddedeki rögarlara düşmelerine yol açmıştı. Mahkemeye yansıyan bir olay sonucu, suçlu bulunarak uyutuldu. En Tesirli Optik İllüzyon: İtalya'daki Eğik Pisa Kulesi asırlık eski bir optik aldatmacadır. Bilimadamları son olarak Eğik Kulenin aslinda hic de eğik olmadığını keşfettiler. Civarındaki bütün sokak ve binalar meyilli bir arazide inşa edildiği için kule eğik gibi görünmekteymiş. En Uzun Süre Yayında Kalan DJ: Los Angelesli disk jokey Bill Ratuer, çalıştığı radyonun sahibiyle,uyumadan üstüste 14 gün boyunca canlı yayında kalabileceğine dair iddiaya girmişti. Sürenin bitimine 12 saat kala, aklını kaçrıran Ratuer, kendini yayın stüdyosuna kilitleyerek, tekrar tekrar Noel şarkılarını yanlış devirde çalarken, çocukken naıl kötü muamele gördüğü ve dışlandığı hakkında mikrofona bağrırarak hikayeler anlatmaya başladı. İstasyon sahibi, isteksizce, Ratuer'in zırvalarına süre sonuna kadar devam etmesine izin verdi; çünkü, dört milyondan fazla dinleyici yayını dinliyor ve Ratuer'in iddiayı kazanmasını istiyordu. En büyük Trafik Sıkışıklığı: İspanyol takımının bir Dünya Kupası zaferinden sonra Madrid kentinde Trafik 24 saat boyunca kilitlendi. Polis zaferden öylesine mutluydu ki hepsi bir günlük izin yapmıştı . En Zorlu Sürücü Testi: Arjantin, Buenos Aires'te her yıl, içkili araba kullanmaktan o kadar çok insan tutuklanıyordu ki, Motorlu Taşıtlar dairesi, artık yalnızca içkili araba kullanma testini başaran kişilere ehliyet veriyordu. Sürücülerden, iki adet 30 d.'lik birayı hızla içtikten sonra çarpık bir çizgi boyunca araba kullanmaları isteniyordu. En Uzun IIünya Savaşı Direnişi: Sadaharu Fukushima, Japonların IIünya Savaşı sonunda teslim olduklarını bilmek istemiyordu. Guam Adası'nda bir siperde, çevresi mayın ve bombalarla kuşatılmış olarak yaşamaktaydı. ÜZerindeki Japon üniforması lime lime olmasına karşın, Fukushima hala her gün bunu giyiyordu. 27 yıl önce ölen komutanından emir almadıkça siperden çıkmayı reddediyordu! En Uzun Banyo: Batı Almanya, Wildbad'da Oktoberfest kutlamaları sırasında, Jurgen Gerber ılık bira içinde altı günlük banyo sefası yapmıştı. Gerber zaten bira gibi kokmayı pek umursamıyordu. Ancak bütün vücudu öylesine kırış kırış olmuştu ki, üç ay boyunca en az 90 yaşında bir insan gibi dolaştı. En Uzman Şarap Tadıcısı: İtalya, Napolili Giuseppe Reggio dünyanın en bilgili şarap tadıcısıydı. Bir şarabı yalnızca koklayarak, onda dokuz isabetle yılını, ülkesini, bölgesini, şarap bağını, kavını, üzümlerin sağ veya sol elle mi toplandığını söylerdi. En Ahmak Kişi: Haiti, Port- au-Prince'de yaşayan Jean Phillipe Beauregard, yalnızca Voodoo'ya değil ama, Noel Baba ve iyilik Perisi'ne de inanırdı . Genellikle evinin önünde, kendisini alın teriyle kazanılmış parasından ayırmak için sıralarını bekleyen, kapı kapı dolaşan satıcılar, bağış toplayanlar ve şarlatanlardan oluşan bir kuyruk olurdu. En Yükseğe Fırlatılan Top: Teksas, Lubbocklu Waylon HArkness, topu bir dikişte, 1500 metre yüksekte uçan bir tarım ilaçlama uçağının arka koltuğuna atmıştı. Oyuncular topu bulamayınca, bir rahip sahaya gelerek, kalabalığa , bir dakikalık sessiz bir dua yaptırdı ve sonra oyun devam etti. En Komplike Briç Kodları: İngiltere, Nottinghamlı Alton ve Jenie, briç oynadıkları zaman kullanmak üzere 205 gizli işaret geliştirmişlerdi. Burun karıştırmak, geğirmek, eklem çıtırdatmak, masadaki içkiyi devirmek bunlar arasındaydı . |
|
Suriye'de varsıl bir Şamlı ailenin çocuğu olarak doğdu. Şam Üniversitesi'nde hukuk okudu. Dışişlerinde çalışmaya başladı . İlk kitabı Esmerim Anlattı bana(1942) henüz on dokuz yaşındayken yayımlandı. Bu kitapla kazandığı şöhreti her geçen yıl arttı. Ülkesini birçok Avrupa ve Asya başkentinde diplomat olarak temsil eden Kabbani, yönetimle olan uyuşmazlığı nedeniyle görevinden istifa etti. Kendisi bazı kaynaklara göre Adonis'le birlikte yaşayan en büyük Arap şairi olarak görülür. Bir aşk şairi olarak tanınan Kabbani, 1967 Arap-İsrail savaşından sonra Arap şiirinde çağ açıcı bir rol oynamıştır. "Gerileme Kitabına Dipnotlar" şiiri Beyrut'ta Al-Adab dergisinin Ağustos 1967 sayısında yayımlanır yayımlanmaz bütün Arap dünyasında yasaklanmış ve Arap edebiyatının ilk samizdat örneği olarak gizlice elden ele dolaşmaya başlamıştır. Bu şiirin yayımlanışı aynı zamanda Al-Adab Al-Huzarani (Haziran Edebiyatı) akımını da doğurmuştur. Haziran Hareketi'nin kurucusu ve önde gelen şairi Kabbani, gerek 19550'lerdeki şiirde sadeleşme hareketinde, gerekse 1967'deki " Altı Gün Savaşı"nın ardından patlayarak çığ gibi artan politik şiirde Arap şiirinin yol göstericisi olmuştur. Şiir kitaplarından bazıları şunlardır: Nizar Kabbani'den Şiirler (1957), Yeşil Bir Lambadır Şiir (1964), Geçkin Bir Kadının Güncesi (1968), Aşk Kitabı (1970), Yüz Aşk Mektubu (1972) Yasak Şiirler (1972). GAZABA UĞRAMIŞ ŞİİRLER Şarkıcı nasıl söyler şarkısını, Dudakları dikilmişken efendim? Bir Arap şairi ölünce bugün Kim dua eder O'na? El öpmez benim şiirim Doğrusu sultanlara düşer Şiirimin ellerini öpmek! I Dostlarım Başkaldırmıyorsa,nedir ki şiir? Azgınları ve azışları devirmiyorsa,nedir ki şiir? Zamanda ve mekanda Sarsıntı yapmıyorsa , nedir ki şiir? Kisra Nuşirevan'ın başındaki tacı Yere çalmıyorsa, nedir ki şiir? II Bunun için çekiyorum isyan bayrağını Şu ana kadar gündüz nedir bilmeyen milyonlar adına. Nedir,dalla serçeyi ayıran Gülle sarı şebboyu ayıran nedir? Nedir memeyle narı ayıran Denizle zindanı ayıran nedir? Nedir mavi ayla karanfili ayıran Yiğitlik kelimesinin sırrını, Giyotinin sırrını ayıran? III Bunun için çekiyorum isyan bayrağını ! Kediler gibi boğazlanmaya götürülen milyonlar adına Göz kapakları çıkarılanlar adına Dişleri sökülenler adına Sülfirik asitte eriyenler adına ,kurtçuklar gibi Mahrum olanlar adına, Sesten,fikirden,dilden. Çekeceğim isyan bayrağını. IV Bunun için çekiyorum isyan bayrağını Küçük perdenin altında Öküz gibi oturan halklar adına Dostluğu büyük kaşıklarla içen halklar adına Develer gibi yük çeken halklar adına Gün doğusundan gün batısına Yük çeken deve gibi. Sudan ve arpadan başka hakkı yok Hasreti yok emirin karısının Emirin dişi köpeğinin Berberine ait olmaktan başka.. Yaşasın bir demet yonca Yaşasın tek ilah diye Allah'a yalvaran Halklar adına V Ey şiirin dostları! Ben ateş ağacıyım,hasretlerin kahiniyim ben Elli milyon aşığın resmi sözcüsüyüm Sevgi ve inleyiş ehlinin ellerinde uyur Kah yasemin ağaçlarına. Ey dostlarım! Bıçağın saltanatını hep reddeden Bir yarayım ben.. VI Ey mümtaz dostlarım! Dudaksızların dudağıyım ben Gözsüzlerin gözüyüm ben Okumazlara denizin kitabıyım ben Hapishane kaşalotlarına gözyaşıyla kazınan Yazılarım ben Bu çağ gibiyim ben,sevgilim! Çılgınlıklarla karşılarım çılgınlıkları Kırarım nesneleri çocukluk içre Kanımda devrim ve limon kokusu Hep bildiğiniz gibiyim ben Hoşlanırım kanun çiğnemekten Hep bildiğiniz gibiyim ben Şiirleyim... Yoksa var olmak istemem... VII Dostlarım! Hakiki şiir sizsiniz. Gülmenin de ehemmiyeti yok surat asmanın da Sultana öfkelenmenin de Siz benim sultanlarımsınız Sizden şeref,kuvvet,kudret istiyorum Tuz ve taş üstünde uyuyan şehirlerde Şiirlerim yasak. Şiirlerim yasak, Çünkü insana Sevginin ve medeniyetin kokusunu taşıyor Şiirlerim reddedildi, Çünkü her beyti muştu taşıyor Dostlarım! Sizi bekletmekteyim hala Kıvılcımı tutuşturmak için.. |
|
Tüm dünyanın kıramadığı iPhone OS 3.1.3 sürümü, Türkler tarafından etkisiz hale getirildi. İstanbul Kadıköy’de ikamet eden bir cep telefonu teknik servisi tarafından gerçekleştirilen bu işlem ile birlikte artık iPhone OS 3.1.3 işletim sistemli cihazınızda dilediğiniz operatörün SIM kartıyla sorunsuz bir şekilde çalışabiliyor.Tüm dünyada sansasyon yaratmayı başaran bu haber ile birlikte, Kadıköy’ün ElektroPower isimli teknik servisi de güzel bir reklam yapmış oldu. Bu işlemi firma 10 dakika içerisinde cihazın içerisini açarak, Lehim makinesi ile iPhone'un Eeprom'unu çıkartarak gerçekleştiriyor. Servis bu Eeprom yeniden programlanıp cihazın içine takılıyor ve gerekli yazılımlarla birlikte iPhone 3G çalışır hale getiriliyor |
|
Rapidshare'den korsan film ya da müzik indirenlere şok: Bakın dev site nasıl bir adım atıyor... Ücretli ve ücretsiz kullanım seçenekleri olan Rapidshare yasal dosya paylaşımı yapanlar için yararlı bir araç. Ancak bu aracı korsan dosya paylaşmakta kullanan büyük bir kullanıcı kitlesi de var. Hatta bu dev dosya paylaşım sitesinin trafiğinin çok büyük bir kısmının korsan paylaşımlar tarafından oluşturulduğu bilinen bir gerçek. Ve Rapidshare, şimdi korsanlar için büyük bir adım atmaya hazırlanıyor. Eğer bu adım beklendiği gibi olursa, kullanıcıları şaşırtacağına hiç şüphe yok. Peki ama nedir bu adım' Yasal içerik sahiplerinin uğradığı gelir kaybına karşı, korsan içerik indirmeye çalışanlar, ürünü ve içeriği yasal olarak satın alabilecekleri internet adreslerine yönlendirilecekler. Rapidshare'in çöküşü olur mu' Peki Rapidshare neden böyle bir karara imza atıyor' Rapidshare'in bu kararı almasında, karşılaştığı dev tazminat davalarının rol oynadığı konuşuluyor. Rapidshare sadece indirmeye çalışanları yönlendirmekle kalmayacak, korsan yükleyen kullanıcılar ise ban'lanacak. Sonrasında Rapidshare'in eskisi kadar Premium hesap satıp satamayacağı da merak ediliyor. Hatta dev sitenin bu durumda inanılmaz bir biçimde gerileyeceğini tahmin etmek de pek zor değil. Rapidshare için tek bir teselli var: Sitenin, yapılan yönlendirmelerden gelen satışlardan pay alması bekleniyor. Ancak alınacak payların ne getireceği, daha doğrusu kaybedilen gücü karşılayıp karşılamayacağı büyük bir soru işareti. Daha fazlası içinwww.chip.com.tr sitesini ziyaret edebilirsiniz. |
hafta ortasından itibaren hava
sıcaklıklarının artması üzerine
sahiller yerli ve yabancı turistlerle
doldu. Turistler bol bol güneşlenip
denize girerken, sezon açan ve
donla denize girenlerin yanısıra bazı
erkekler de günlük kıyafetlerle
yürüdükleri plajda genç ve güzel
turistleri bakışları ile taciz etti.
Hava sıcaklığının bugün 26, deniz
suyu sıcaklığının ise 20 dereceye
kadar ulaştığı Bodrum'da
Kumbahçe, Paşatarlası, Gümbet ve
Bitez sahilleri yerli ve yabancı
turistlerle doldu. Birçok turist sıcak
havanın etkisi ile sahillere akın edip
denize girip güneşlendi. Bazı
tatilcilerin de köpekleriyle denize
girerek eğlendiği görüldü. İngiliz,
Danimarkalı ve İsrailli turistler sere
serpe güneşlendi. Görüntüler
Bodrum'un Temmuz ve Ağustos
aylarını aratmadı.
Bodrum sahillerinde magandalar da
sezonu erken açtı. Bazı inşaat
işçileri turistlerin de bulunduğu
plajda donla denize girerken, bazı
kişiler ise sahilde elbise ve kösele
ayakkabı ile turistlerin yanına
kadar giderek bakışlarıyla tacizde
bulundu. Rahatsız olan bazı
turistlerin yerlerinden kalkarak
plajı terk ettiği görüldü.