A

Onbaşı
25 Ocak 2010
Tarihinde Katıldı
Takip Ettikleri
0 üye
361809 Gün Cezalı
356146 gün 13 s. 43 dk.
Gönderiler Hakkında
A
16 yıl
Bodrum manzarası: Deniz, kum, güneş, maganda
MUĞLA'nın Bodrum ilçesinde geçen
hafta ortasından itibaren hava
sıcaklıklarının artması üzerine
sahiller yerli ve yabancı turistlerle
doldu. Turistler bol bol güneşlenip
denize girerken, sezon açan ve
donla denize girenlerin yanısıra bazı
erkekler de günlük kıyafetlerle
yürüdükleri plajda genç ve güzel
turistleri bakışları ile taciz etti.
Hava sıcaklığının bugün 26, deniz
suyu sıcaklığının ise 20 dereceye
kadar ulaştığı Bodrum'da
Kumbahçe, Paşatarlası, Gümbet ve
Bitez sahilleri yerli ve yabancı
turistlerle doldu. Birçok turist sıcak
havanın etkisi ile sahillere akın edip
denize girip güneşlendi. Bazı
tatilcilerin de köpekleriyle denize
girerek eğlendiği görüldü. İngiliz,
Danimarkalı ve İsrailli turistler sere
serpe güneşlendi. Görüntüler
Bodrum'un Temmuz ve Ağustos
aylarını aratmadı.
Bodrum sahillerinde magandalar da
sezonu erken açtı. Bazı inşaat
işçileri turistlerin de bulunduğu
plajda donla denize girerken, bazı
kişiler ise sahilde elbise ve kösele
ayakkabı ile turistlerin yanına
kadar giderek bakışlarıyla tacizde
bulundu. Rahatsız olan bazı
turistlerin yerlerinden kalkarak
plajı terk ettiği görüldü.
A
16 yıl
\"Titanik\u0027ten sonra bana vahşice saldırdılar \"
'Titanik' filmi döneminde zor günler
geçiren DiCaprio, "20'li
yaşlardaydım . Özel hayatıma
vahşice saldırdılar. Aynısı Kate'e
(Winslet) de yapıldı!
Leonardo DiCaprio'yu ilk kez
beyazperdede gördüğümüz için,
onu bir film yıldızı olarak tanıdık. O,
gün geçtikçe kendisini daha çok
geliştiriyor ; çünkü film yıldızlarını
izliyor ve tabii kameramanları,
yönetmenleri, kostüm
tasarımcılarını da... Birlikte çalıştığı
insanları, dikkatli bir şekilde
inceliyor ve sürekli bir şeyler
öğrenmeye çalışıyor. DiCaprio, 35
yaşında Martin Scorsese'nin son
bombası 'Shutter Island'ın
başrolünde oynarken; yolculuğunda
önemli bir mesafe kat ettiğini dile
getiriyor. Ünlü aktör, sinemayla ilgili
Esquire dergisine konuştu.
James Cameron, müthiş bir
gözlemci. İnanılmaz bir gözü var.
Hem 'Titanik' hem de 'Avatar' gibi
filmleri yapabilecek çok az isim var.
Jim, tam olarak ne istediğini iyi bilir.
Kendisinden farklı hisseden birisi
olduğunda, ona meydan okumaktan
kaçınmaz. Sana, ne hissettiğini çok
net bir şekilde aktarabilir. Ama o,
John Ford tarzı bir yönetmen.
Filminin nasıl olması gerektiğini çok
iyi bilir.
SÜPER KAHRAMANDIM
'Titanik'ten sonraki dönemden
bahsetmem, biraz zor; çünkü
insanlar, benim, bir film yıldızı
olmaktan şımarıkça yakındığımı
zannediyor. Özel hayatıma, vahşi
bir şekilde saldırıldı. Emin olun,
kimse o durumla mücadele edemez.
20'li yaşların başındaydım ve neler
olduğunu anlayamadım bile. Kate
Winslet de benzer şeyler yaşadı.
Ancak asıl ilgiyi gören, bendim;
çünkü genç kızlar, filmi sinemada
defalarca izleyecek kadar
çıldırmıştı . Sarışındım ve süper
kahramanlara benziyordum. Bu
durumu değiştirmek için, elimden
geleni yapmaya ant içtim. Bu
imajdan kurtulurken, çok eğlendim.
Ama şunu da kabul etmeliyim,
'Titanik' olmasaydı, şu anki
kariyerim olmazdı.
Film işini Martin Scorsese kadar iyi
bilen bir kişi daha var: Steven
Spielberg. Marty ile 'Gangs of New
York'ta, Steven ile 'Catch Me If You
Can'de birlikte çalışma fırsatım oldu.
Hatta bu ikisi, peş peşeydi. 19.
yüzyıl haydutunu oynadıktan sonra
gidip, James Bond tarzı mekânlarda
elimde viskiyle takılmak, bana
büyük bir geçiş olarak gelir diye
düşünmüştüm. İki filmi de, aynı anda
pazarlamak durumunda kaldım ve
bana sürekli, iki yönetmen
arasındaki farklar soruldu. Benim
aklıma gelenler ise, sadece
benzerliklerdi.
DOĞALLIK ÇOK ÖNEMLİ
Harika bir oyuncu koçum vardı:
Larry Moss. Bana öğrettiği en
önemli şey, bir oyuncunun sözlerini
sarf ederken, bunu en doğal hâliyle
yapması gerektiğiydi. İlk başta
yapman gereken, sezgilerine
yaslanıp o rolü yaşamak. Bazen
küçük çocuklar geliyor ve bana
oyuncu olmak için ne yapmaları
gerektiğini soruyor. Ne mi yapmalı'
Sözlerin ağızdan çıkışını en doğal
hâliyle gerçekleştirmek için, çok
çalışmalı.
Bir oyuncunun, çok iyi bir kostüm
tasarımcısına ihtiyacı var; çünkü ne
kadar uğraşırsanız uğraşın,
karakterin kostümlerinin içine
girmedikçe, onun bedenine girmeniz
mümkün değil. Karakterin hissettiği
kıyafeti; dokusunu, ayakkabıyı, kol
saatini bile hissetmelisiniz.
'Revolutionary Road'daki
karakterim için kıyafetleri
denemeye gittiğimde, sigaramı
daha farklı tutmaya, vücudumu
daha farklı hissetmeye başladım.
Kıyafetler, bana yapmam gerekeni
anlatıyordu.
Yeni filmim 'Zindan Adası'ndan gurur
duyduğumu, söylemek zorundayım.
Ama filmi detaylarıyla
anlatmayacağım çünkü izlemek
isteyenlerin film zevkini kaçırmayı
istemiyorum. (Esquire)
SEVDİĞİ 5 FİLM
1. 'Ladri di Biciclette': Bir hırsız, bir
adamın; kimliğini, erkekliğini,
ailesinin beslenme olanağını ve
gururunu çalıyor.
2. 'Taxi Driver': Deliliği anlatan daha
iyi bir film yok.
3. '8.5': Anlatıcı yok. Alışılmış hikaye
anlatımı yok. Fellini'nin hayalleri ve
hatıraları biraraya geliyor ve
sinematografik bir şiir ortaya
çıkıyor.
4. '2001: A Space Odyssey': Bir
filmden çok, ruhsal bir deneyim.
Kubrick'in amacını ve kainatla
ilişkimizi anlayabilmemiz için,
kendimizi bu filmin içine sokmamız
gerekiyor.
5. 'East of Eden': Oyuncunun
gözündeki açlığı ve sahneyi
koyduğu öfke ile karmaşayı
hatırlıyorum. Beş kez izledim.
YAKIN ARKADAŞIM KATE İLE SEVİŞMEK
GARİPTİ!
'Revolutionary Road'u çekerken, bir
aile ortamında gibiydik. İşin garip
tarafı, sırada bir seks sahnesi
vardı. Rol arkadaşım, Kate
Winslet'dı. Kate, benim en yakın
arkadaşlarımdan biri. İkimizin de
birbirimize karşı müthiş bir güveni
var ve karşılıklı iyi niyetimizi hep
koruduk. Kate'i, eşi Sam Mendes'le
tanışmadan evvel de tanırdım.
Neyse, seks sahnesi çekiyoruz ama
karşımda , sevişeceğim kadının
kocası, yönetmen koltuğunda
oturuyor. Aslında kendimi, garip bir
şey yapıyormuşum gibi hissetmedim.
Tam sahneyi çekmeye başlayacağız,
Kate duraksadı. "Durun! Durun! Çok
saçma bir şey yapıyoruz!" diyerek
sahneyi kesti. Önce Sam'e, sonra
bana baktı. "Beyler, siz iyi misiniz'"
dedi. Biz de birbirimize baktık. Evet,
iyiydik. Kate, "İkinizin de iyi olması,
daha da saçmaymış" dedi.
MARTİN SİNEMA TARİHÇİSİDİR!
Martin Scorsese, bana ne
öğretmedi ki! Adam, sinema sanatını
şekillendirenlerden biri. Sinemayla
yaşıyor, sinemayla nefes alıyor.
İnsanların birbirlerine karşı
hissettiği duyguları, o, filmlere karşı
hissediyor. Onun DNA'sında, bu var.
Onun için, "sinema tarihinin en iyi
sinemacısı " demek yerine, "sinema
tarihçisi" diyebilirsiniz. Bilmediği film
yoktur. Örnek bir sahnenin nasıl
çekileceğini sorun, size sinema
tarihinden bir sürü benzer sahne
sıralar . Onunla film yaparken,
istediği duyguları vermek için
büyük çaba sarf ediyoruz. Çekimler
sırasında , sürekli olarak ne
istediğini anlatıyor. Eşine de
danışıyor, sahneler hakkında
yorumlar yaptırıyor. Seni,
karakterin kıyafeti içinde rahat
hissetmen için, mükemmel bir
şekilde motive ediyor. Çünkü çekim
başladığı anda sahneyle
ilgilendiğinden, seni karakterle baş
başa bırakıyor. Böylece, onu
şaşırtabiliyorsun.
A
16 yıl
Öğrencilerin Çılgın Bahar Tatili!
evet arkadaşlar ilginç bir gazete küpürü haberiyle daha sizlerleyim.
İspanya'nin Barcelona şehrinin
güneyidne bulunan Salou
kasabası , bahar tatili için
gelen İngiliz öğrencilerin
skandallarıyla çalkalandı
Pek çok turist tarafından tercih
edilen bir tatil kasabası olan
Salou'ya gelen yaklaşık 5000 kadar
körkütük sarhoş olup iç
çamaşırlarıyla sokaklarda koşturdu.
Kasabanın barlarında sabahlara
kadar eğlenen ve aşırı derecede
alkol alınca yarı çıplak kendilerini
sokaklara atan öğrenciler
kasabanın sakinlerini adeta çileden
çıkardı.
Kasabanın yerlileri, öğrencilerin
sabaha kadar çıkardığı gürültüden
ve müstehcen görüntülerden aşırı
derecede rahatsız olurken, bölge
polisini olaylarla karşı kayıtsız
kalmakla suçladı.
Öğrencilerden birinin polisten
kaçmaya çalışırken bacağını kırması,
olayların ne derecede kontrolden
çıktığına en güzel örneği oluşturdu.
A
16 yıl
Bana Öyle Bir Şey Söyle ki...
evet arkadaşlar öyle güzel kısa anlamlı hayat sevinci veren ders veren sözler paylaşalım ki hayat cidden yaşamaya değermğş diğeyim...
A
16 yıl
2012\u0027de Kıyamet kopacakmı?
2000 senesinde kıyamet kopacağı
söylentilerinin üzerinden on yıl
geçti. Bu cümleden de
anlayabileceğiniz gibi, dünya ve
bizler hala buradayız. Ancak bu
defada 2012 muhabbeti başladı.
Malını mülkün satıp dağlara
kaçanlar mı istersiniz, yoksa
topluca intihar edenler mi! Sanki
şimdi kendi eliyle ölmek, daha sonra
kıyamet sonucu ölmekten daha
iyiymiş gibi!
Bu kıyamet muhabbetleri devamlı
yapılan şeylerdir aslında. Bazıları
bundan güzel ekmek yerler, bazıları
ise sırf zevkine katılırlar. Her yüzyıl
içinde bu genel kıyamet
alarmlarından ortalama bir düzine
kadar verilir. Genellikle yüzyılın
başında ve sonunda, ayrıca Halley
kuyrukluyıldızının her geçişinde,
kıyametin kopuşunu beklemek
adettir.
İnsanların neden yok olmaya bu
kadar hevesli olduklarını anlamak
şüphesiz kolay değil. Belki evrende
ne kadar küçük bir yer
kapladığımızı bilmenin getirdiği
korku ya da kompleksler
sorumludur bundan. Ancak karanlık
çağlarda değiliz ve dünyanın
sonuyla ilgili az çok fikir yürütecek
bilimsel ve zihinsel olgunluğa eriştik.
İşte size tanıdık kıyamet
senaryolarının bilimsel karşılıkları...
Kıyamet alametleri...
Manyetik Kutup Değişimi
Dünyanın manyetik alanı kozmik
etkilere karşı ciddi bir kalkandır.
Ancak sanıldığı kadar zayıf değildir
ve olur olmaz ortadan kalkmaz.
Araştırmalar son değişimin 780.000
yıl önce olduğunu gösteriyor. Hayli
yavaş yürüyen bu süreç, bildiğimiz
kadarıyla dünya üzerindeki yaşamın
tamamen sona ermesine hiç sebep
olmadı . Yoksa oturmuş bu satırları
okuyor olamazdınız, değil mi'
Güneşteki Patlamalar
Güneş gerçekte devamlı yanan dev
bir füzyon reaktörüdür ve tüm
evrene büyük bir enerji saçar.Sırf
güneş lekelerindeki aktivitenin
biraz artması, dünyayı yakmaya
yetecek güçte değildir. İşin
doğrusu, bu aktiviteler 1946, 1968
ve 1990 yıllarında zaten zirve
yaptılar. 2012'de de benzer bir
süreç yaşanacak. Hatta 2034, 2056
ve 2078 yılında da yaşanması
bekleniyor. Bu periyodik artışların
en büyük yan etkisi, güç dağıtım
şebekelerine aşırı yük binmesi
olabiliyor.
Gezegen yerinden oynar mı'
Dünya'nın Taklaya Gelmesi
Bazılarına göre 2012 yılında
manyetik kutuplar yer
değiştirmeyecek , aksine dünya
fiziksel olarak takla atacak. Bu
arada da tüm dünya yıkılacak filan.
İşin doğrusu, bir gezegeni bu
şekilde yerinden oynatmak için
yakınlardan bir karadelik geçmesi
ya da başka bir gezegenle
çarpışması gerekiyor. Kütleçekim
kanunları gök cisimlerinin kafalarına
göre hareketine izin vermiyor ne
de olsa! Bildiğimiz kadarıyla
yakınlarda bunu yapacak güçte bir
gök cismi yok.
İklim Değişikliği
Bazılarına göre 2012'de bizi
bekleyen tehlikenin kaynağı,
insanlığın endüstriyel çalışmalarının
sebep olacağı iklim değişikliği. Her
ne kadar bu gerçek bir endişe
kaynağı olsa da, etkileri uzun
sürede gözlenen bir olay. Yani bir
sabah kalkıp kendinizi okyanusun
ya da buzulların dibinde bulma
ihtimaliniz pek yok. İşin ilginç tarafı,
küresel ısınma sayesinde uzun
vadede daha ılıman, tarıma daha
elverişli bir gezegene bile sahip
olabiliriz!
Antik metinler ve şifreler ne diyor'
Antik Metinler ve Okkült
Tuhaftır , bilimin bu kadar ilerlediği
bir zamanda, insanlar gittikçe daha
da yoğun bir biçimde sihirden ve
benzeri antik inanışlardan medet
umuyorlar. Tabii burada birden
fazla unsur var. Çoğu insan
teknolojiyi takip edemediği için olup
biteni anlamakta zorluk çekiyor.
Bazıları ise iyi niyetliler ancak
herhangi bir arkeolojik bulguyu
doğru değerlendirecek bilgi ve
birikime sahip değiller. Tabii bir de
gözünü hırs bürümüş şarlatan
tayfası var ki, bunların para, güç
ve ün için yapmayacakları pek bir
şey yok. Buna dünyanın sonunu ilan
edip durmak ta dahil!
Kutsal Kitap Şifreleri
Kutsal kitaplarda gizlenmiş şifreler
arayıp durmak tek ülke ya da dinin
mensuplarına has bir hobi değil
maalesef. Bu iş için kullanılan ve
kökü hayli eskiye dayanan bazı
algoritmalar mevcut. İşin güzel
tarafı şu, bu algoritmaları
yeterince kalın herhangi bir kitaba
uygularsanız, kutsal olmasa bile
ortaya gayet gizemli sonuçlar
çıkıyor . Çıkmaması için hiçbir sebep
yok, ne de olsa sırf bu amaçla
geliştirilmiş matematik hesaplamalar
söz konusu!
Nostradamus bu işe ne diyor'
Nostradamus'ın Kehanetleri
Kıyamet haberciliğine soyunan
insanların çok sevdiği bir isim
vardır, ihtiyar Nostradamus!
Bu Fransız doktor aynı zamanda
okkült ile de uğraşmayı severdi ve
kendi zamanının ün yapmış, hatta
saray korumasına girmiş bir
kahiniydi. Dörtlükler halinde yazdığı
şifreli kehanetler çoğu insanın
ilgisini çekmiş, bu metinler
arasından pek çok kıyamet alameti
bulunmuştur.
İşin gerçeği, ihtiyarın kehanetlerini
gerçekten çözebilen kimse
çıkmamıştır . Daha da ilginci, onun
kehanetleri dünyanın 2012'de
yokolacağını öngörmez, aksine açık
tarihler vererek 3797 senesine
kadar uzanır!
Maya takvimi ve 2012
Maya Takvimi
Maya ve Aztek takvimleri arkeoloji
dünyasında çok uzun zamandır
biliniyor.
Ancak kıyamet haberi vermeyi
sevenler bu takvimleri nispeten
yakın zamanda keşfettiler. İşin aslı
şu, bu medeniyetler astronomi
konusunda hayli ileriydiler ve
takvimlerini de hayli karmaşık
hesaplara göre, çok uzun vadeli
olarak düzenlemişlerdi.
Maya takvimi 5,125 yıllık döngüler
halinde çalışır. Buna göre takvimin
beşinci döngüsü 2012 yılında
tamamlanıyor ve altıncı döngüye
giriliyor. Yani gerçekte Mayalar
asla dünyanın 2012'de havaya
uçacağını filan iddia etmediler!
Sadece yılbaşını bizim kadar sık
kutlamamışlar, hepsi bu!
A
16 yıl
R-apidshare Gönül Aldı!
Dün RapidShare'in korsan film ya
da müzik indirenleri, bu içerikleri
satın alabilecekleri yerlere
yönlendireceğinden bahsetmiştik.
Torrent'in kalesi olarak bilinen
TorrentFreak sitesinde yayınlanan
bu habere RapidShare
kullanıcılardan yoğun tepki geldi.
Dev dosya paylaşım servisi, bu
tepkiler üzerine bir açıklama
yapmak zorunda kaldı.
RapidShare'in resmi sitesinde yer
alan mesajda, kullanıcıların
bilgilerinin RapidShare tarafından
toplandığına dair uyarıların ve
kanuni mercilere başvurulmasını
tavsiye eden e-postaların kafa
karışıklığı yarattığı belirtildi.
RapidShare, mesajında kullanıcıların
ne indirdiklerine karışmayacağının,
bu durumda satın alma bağlantısı
gibi bir hamle olmayacağının altını
çizdi.
Buraya kadar her şey tamam,
ama...
Bu e-postaların sahte olduğunu
belirten RapidShare yekilileri
kullanıcı bilgisi topladıklarına dair
olan iddiaları reddetti. Bu mesajları
alan kullanıcıların premium
hesaplarının çalınmış olabileceğini
belirten yetkilier, bu e- postaların
amacının RapidShare ile olan irtibatı
kesmek olduğunu aktardı.
Ancak aynı mesajda önemli bir
detay da göze çarpıyor:
RapidShare içerik sahiplerinin
kendilerine yaptığı şikayetlerle
korsan içerikleri kaldırdıklarını,
kaldırmaya da devam edeceklerini
üzerine basa basa belirtiyor. Ayrıca
korsan içerik paylaşanların
hesaplarının da anında silineceği
söylendi. Yani korsan içeriğin
RapidShare sunucularında
barındırılması istenmiyor ve bunun
için çok çalışıldığının altı çiziliyor.
A
16 yıl
İlginç, Komik, Saçma Bilgiler
En Uzun Dil: Kamboçya,
Kaupoug Thum'da yaşayan
Diith Pang'ın dili, tam
çıkardığı zaman 29.843 cm
geliyordu. Konuşurken, dili
göğsüne düşüp de insanları
korkutmasın diye dişleri
birbirine kenetlenmiş halde
konuşurdu. Daha küçük bir
çoçukken, uzun diliyle sinek
avlayarak kurbağaları taklit
eden Pang'ı, durumu fark
eden annesi bundan
vazgeçirmişti .
En İyi Görme Yeteneği:
Basel, İsviçreli Cece Leclere,
tıp adamlarınca
"megavizyon" diye
adlandırılan çok üstün bir
görme yeteneğine sahipti.
Kumaşların,kalın astarlı
zarfların; perdelerin, hatta
bazen tuğla duvarların
arkasını bile görebiliyordu.
Ancak insanlar kendisini
hasta ediyordu,çünkü iç
organlarını görmek onu
tiksindiriyordu.
En Bakımsız Sakal: İran,
Nehbandan'da yaşayan
Ayetullah Salredi, 53 yıl önce
bırakmaya başladığı sakalına
hiç dokunmamıştı. Çevrede
yaşayan kuşlar sık sık, ya
Ayetullahın sakalı üzerinde
yıllardır biriken yiyecek
artıkları ya da içinde
yuvalanmış böcekleri
kapmak için tehlikeli dalışlar
yaparlardı..
En Ünlü İnsan Kobay:
Pakistan, Sehvan'da
yaşayanaWattila Thisdou, bir
yıl boyunca, vücudunu tıbbi
araştırmalara vermesi için
maaşa bağlanmıştı. Öteki
pek çok şeyin arasında,
kendisine deneme
aşamasında olan 22 ilaç
verilmiş, iki gün boyunca
gıdıklanmış,uykudan
mahrum edilmiş,
yerçekimsiz bir odaya
konulmuş , bir hafta boyunca
körili pirinçten başka yemek
verilmemiş,saunadayken
fırında pişen hindi gibi
devamlı üzerine yağ
dökülmüştü. Thisdou bütün
bunlara, sağlığı mükemmel
bir dirençle bir yıl
katlanmış,ancak devletin
gelirinden kestiği bir vergiyi
görünce hastalanmıştı.
En Sinir Bozucu Böcek:
Mozambik beyin böceği, çok
az rastlanan, ancak çok
cüretkar bir böcekti. Uyuyan
insanların kulağından içeri
tırmanır ve kafanın içine
girer girmez vızıldamaya
başlardı. Kurbanları
çoğunlukla, böcek çıkmadan
önce tam anlamıyla delirirdi.
En Titiz Kedi: Suriye Kralı
Zahelin'e ait bir Ankara
kedisi öylesine şımartırmıştı
ki, yalnızca evinden 150 mil
uzaklıktaki bir limanda
yakalanabilen taze somon
yiyordu. Balık temizlenmiş,
bir fiske limon suyu
serpilmiş ve işlemeli altın bir
çanakta servis edilmeliydi.
Bir gün bu özel çanak sırra
kadem bastı ve kedi yemek
yemeyi reddetti. Kral başka
bir işlemeli çanak buluncaya
kadar, kedi açlıktan öldü.
En Zalim Rehber Köpek:
İndiana, Günay Bend'de daha
önceleri körler için rehberlik
yapan köpek Brütüs,talihsiz
sahiplerine zalimce şakalar
yapardı. Körlerin duvarlara
çarpmasına, merdivenlerden
yuvarlanmalarına, üç
sahibinin de caddedeki
rögarlara düşmelerine yol
açmıştı. Mahkemeye
yansıyan bir olay sonucu,
suçlu bulunarak uyutuldu.
En Tesirli Optik İllüzyon:
İtalya'daki Eğik Pisa Kulesi
asırlık eski bir optik
aldatmacadır. Bilimadamları
son olarak Eğik Kulenin
aslinda hic de eğik
olmadığını keşfettiler.
Civarındaki bütün sokak ve
binalar meyilli bir arazide
inşa edildiği için kule eğik
gibi görünmekteymiş.
En Uzun Süre Yayında Kalan
DJ: Los Angelesli disk jokey
Bill Ratuer, çalıştığı
radyonun
sahibiyle,uyumadan üstüste
14 gün boyunca canlı
yayında kalabileceğine dair
iddiaya girmişti. Sürenin
bitimine 12 saat kala, aklını
kaçrıran Ratuer, kendini
yayın stüdyosuna
kilitleyerek, tekrar tekrar
Noel şarkılarını yanlış
devirde çalarken, çocukken
naıl kötü muamele gördüğü
ve dışlandığı hakkında
mikrofona bağrırarak
hikayeler anlatmaya başladı.
İstasyon sahibi, isteksizce,
Ratuer'in zırvalarına süre
sonuna kadar devam
etmesine izin verdi; çünkü,
dört milyondan fazla
dinleyici yayını dinliyor ve
Ratuer'in iddiayı
kazanmasını istiyordu.
En büyük Trafik Sıkışıklığı:
İspanyol takımının bir Dünya
Kupası zaferinden sonra
Madrid kentinde Trafik 24
saat boyunca kilitlendi. Polis
zaferden öylesine mutluydu
ki hepsi bir günlük izin
yapmıştı .
En Zorlu Sürücü Testi:
Arjantin, Buenos Aires'te
her yıl, içkili araba
kullanmaktan o kadar çok
insan tutuklanıyordu ki,
Motorlu Taşıtlar dairesi,
artık yalnızca içkili araba
kullanma testini başaran
kişilere ehliyet veriyordu.
Sürücülerden, iki adet 30
d.'lik birayı hızla içtikten
sonra çarpık bir çizgi
boyunca araba kullanmaları
isteniyordu.
En Uzun IIünya Savaşı
Direnişi: Sadaharu
Fukushima, Japonların
IIünya Savaşı sonunda teslim
olduklarını bilmek
istemiyordu. Guam Adası'nda
bir siperde, çevresi mayın
ve bombalarla kuşatılmış
olarak yaşamaktaydı.
ÜZerindeki Japon üniforması
lime lime olmasına karşın,
Fukushima hala her gün
bunu giyiyordu. 27 yıl önce
ölen komutanından emir
almadıkça siperden çıkmayı
reddediyordu!
En Uzun Banyo: Batı
Almanya, Wildbad'da
Oktoberfest kutlamaları
sırasında, Jurgen Gerber ılık
bira içinde altı günlük banyo
sefası yapmıştı. Gerber
zaten bira gibi kokmayı pek
umursamıyordu. Ancak
bütün vücudu öylesine kırış
kırış olmuştu ki, üç ay
boyunca en az 90 yaşında
bir insan gibi dolaştı.
En Uzman Şarap Tadıcısı:
İtalya, Napolili Giuseppe
Reggio dünyanın en bilgili
şarap tadıcısıydı. Bir şarabı
yalnızca koklayarak, onda
dokuz isabetle yılını,
ülkesini, bölgesini, şarap
bağını, kavını, üzümlerin sağ
veya sol elle mi toplandığını
söylerdi.
En Ahmak Kişi: Haiti, Port-
au-Prince'de yaşayan Jean
Phillipe Beauregard, yalnızca
Voodoo'ya değil ama, Noel
Baba ve iyilik Perisi'ne de
inanırdı . Genellikle evinin
önünde, kendisini alın teriyle
kazanılmış parasından
ayırmak için sıralarını
bekleyen, kapı kapı dolaşan
satıcılar, bağış toplayanlar
ve şarlatanlardan oluşan bir
kuyruk olurdu.
En Yükseğe Fırlatılan Top:
Teksas, Lubbocklu Waylon
HArkness, topu bir dikişte,
1500 metre yüksekte uçan
bir tarım ilaçlama uçağının
arka koltuğuna atmıştı.
Oyuncular topu bulamayınca,
bir rahip sahaya gelerek,
kalabalığa , bir dakikalık
sessiz bir dua yaptırdı ve
sonra oyun devam etti.
En Komplike Briç Kodları:
İngiltere, Nottinghamlı Alton
ve Jenie, briç oynadıkları
zaman kullanmak üzere 205
gizli işaret geliştirmişlerdi.
Burun karıştırmak,
geğirmek, eklem
çıtırdatmak, masadaki içkiyi
devirmek bunlar
arasındaydı .
A
16 yıl
NIZAR KABBANİ Hayatı ve Şiirleri
Suriye'de varsıl bir Şamlı ailenin
çocuğu olarak doğdu. Şam
Üniversitesi'nde hukuk okudu.
Dışişlerinde çalışmaya başladı . İlk
kitabı Esmerim Anlattı bana(1942)
henüz on dokuz yaşındayken
yayımlandı. Bu kitapla kazandığı
şöhreti her geçen yıl arttı.
Ülkesini birçok Avrupa ve Asya
başkentinde diplomat olarak
temsil eden Kabbani, yönetimle
olan uyuşmazlığı nedeniyle
görevinden istifa etti. Kendisi bazı
kaynaklara göre Adonis'le birlikte
yaşayan en büyük Arap şairi
olarak görülür. Bir aşk şairi
olarak tanınan Kabbani, 1967
Arap-İsrail savaşından sonra Arap
şiirinde çağ açıcı bir rol
oynamıştır. "Gerileme Kitabına
Dipnotlar" şiiri Beyrut'ta Al-Adab
dergisinin Ağustos 1967 sayısında
yayımlanır yayımlanmaz bütün
Arap dünyasında yasaklanmış ve
Arap edebiyatının ilk samizdat
örneği olarak gizlice elden ele
dolaşmaya başlamıştır. Bu şiirin
yayımlanışı aynı zamanda Al-Adab
Al-Huzarani (Haziran Edebiyatı)
akımını da doğurmuştur. Haziran
Hareketi'nin kurucusu ve önde
gelen şairi Kabbani, gerek
19550'lerdeki şiirde sadeleşme
hareketinde, gerekse 1967'deki
" Altı Gün Savaşı"nın ardından
patlayarak çığ gibi artan politik
şiirde Arap şiirinin yol göstericisi
olmuştur. Şiir kitaplarından
bazıları şunlardır: Nizar
Kabbani'den Şiirler (1957), Yeşil
Bir Lambadır Şiir (1964), Geçkin
Bir Kadının Güncesi (1968), Aşk
Kitabı (1970), Yüz Aşk Mektubu
(1972) Yasak Şiirler (1972).
GAZABA UĞRAMIŞ ŞİİRLER
Şarkıcı nasıl söyler şarkısını,
Dudakları dikilmişken efendim?
Bir Arap şairi ölünce bugün
Kim dua eder O'na?
El öpmez benim şiirim
Doğrusu sultanlara düşer
Şiirimin ellerini öpmek!
I
Dostlarım
Başkaldırmıyorsa,nedir ki şiir?
Azgınları ve azışları
devirmiyorsa,nedir ki şiir?
Zamanda ve mekanda
Sarsıntı yapmıyorsa , nedir ki şiir?
Kisra Nuşirevan'ın başındaki tacı
Yere çalmıyorsa, nedir ki şiir?
II
Bunun için çekiyorum isyan
bayrağını
Şu ana kadar gündüz nedir
bilmeyen milyonlar adına.
Nedir,dalla serçeyi ayıran
Gülle sarı şebboyu ayıran nedir?
Nedir memeyle narı ayıran
Denizle zindanı ayıran nedir?
Nedir mavi ayla karanfili ayıran
Yiğitlik kelimesinin sırrını,
Giyotinin sırrını ayıran?
III
Bunun için çekiyorum isyan
bayrağını !
Kediler gibi boğazlanmaya
götürülen milyonlar adına
Göz kapakları çıkarılanlar adına
Dişleri sökülenler adına
Sülfirik asitte eriyenler
adına ,kurtçuklar gibi
Mahrum olanlar adına,
Sesten,fikirden,dilden.
Çekeceğim isyan bayrağını.
IV
Bunun için çekiyorum isyan
bayrağını
Küçük perdenin altında
Öküz gibi oturan halklar adına
Dostluğu büyük kaşıklarla içen
halklar adına
Develer gibi yük çeken halklar
adına
Gün doğusundan gün batısına
Yük çeken deve gibi.
Sudan ve arpadan başka hakkı
yok
Hasreti yok emirin karısının
Emirin dişi köpeğinin
Berberine ait olmaktan başka..
Yaşasın bir demet yonca
Yaşasın tek ilah diye Allah'a
yalvaran
Halklar adına
V
Ey şiirin dostları!
Ben ateş ağacıyım,hasretlerin
kahiniyim ben
Elli milyon aşığın resmi
sözcüsüyüm
Sevgi ve inleyiş ehlinin ellerinde
uyur
Kah yasemin ağaçlarına.
Ey dostlarım!
Bıçağın saltanatını hep reddeden
Bir yarayım ben..
VI
Ey mümtaz dostlarım!
Dudaksızların dudağıyım ben
Gözsüzlerin gözüyüm ben
Okumazlara denizin kitabıyım
ben
Hapishane kaşalotlarına
gözyaşıyla kazınan
Yazılarım ben
Bu çağ gibiyim ben,sevgilim!
Çılgınlıklarla karşılarım çılgınlıkları
Kırarım nesneleri çocukluk içre
Kanımda devrim ve limon kokusu
Hep bildiğiniz gibiyim ben
Hoşlanırım kanun çiğnemekten
Hep bildiğiniz gibiyim ben
Şiirleyim...
Yoksa var olmak istemem...
VII
Dostlarım!
Hakiki şiir sizsiniz.
Gülmenin de ehemmiyeti yok
surat asmanın da
Sultana öfkelenmenin de
Siz benim sultanlarımsınız
Sizden şeref,kuvvet,kudret
istiyorum
Tuz ve taş üstünde uyuyan
şehirlerde
Şiirlerim yasak.
Şiirlerim yasak,
Çünkü insana
Sevginin ve medeniyetin
kokusunu taşıyor
Şiirlerim reddedildi,
Çünkü her beyti muştu taşıyor
Dostlarım!
Sizi bekletmekteyim hala
Kıvılcımı tutuşturmak için..
A
16 yıl
iPhone OS 3.1.3, Türkler Tarafından Kırıldı ! ( Jailbreak )
Tüm dünyanın kıramadığı iPhone
OS 3.1.3 sürümü, Türkler
tarafından etkisiz hale getirildi.
İstanbul Kadıköy’de ikamet
eden bir cep telefonu teknik
servisi tarafından
gerçekleştirilen bu işlem ile
birlikte artık iPhone OS 3.1.3
işletim sistemli cihazınızda
dilediğiniz operatörün SIM
kartıyla sorunsuz bir şekilde
çalışabiliyor.Tüm dünyada sansasyon
yaratmayı başaran bu haber ile
birlikte, Kadıköy’ün
ElektroPower isimli teknik
servisi de güzel bir reklam yapmış
oldu. Bu işlemi firma 10 dakika
içerisinde cihazın içerisini
açarak, Lehim makinesi ile
iPhone'un Eeprom'unu
çıkartarak gerçekleştiriyor.
Servis bu Eeprom yeniden
programlanıp cihazın içine
takılıyor ve gerekli yazılımlarla
birlikte iPhone 3G çalışır hale
getiriliyor
A
16 yıl
Rapidshare herkesi şok etti
Rapidshare'den korsan film
ya da müzik indirenlere şok:
Bakın dev site nasıl bir adım
atıyor...
Ücretli ve ücretsiz kullanım
seçenekleri olan Rapidshare yasal
dosya paylaşımı yapanlar için
yararlı bir araç. Ancak bu aracı
korsan dosya paylaşmakta
kullanan büyük bir kullanıcı kitlesi
de var. Hatta bu dev dosya
paylaşım sitesinin trafiğinin çok
büyük bir kısmının korsan
paylaşımlar tarafından
oluşturulduğu bilinen bir gerçek.
Ve Rapidshare, şimdi korsanlar için
büyük bir adım atmaya
hazırlanıyor. Eğer bu adım
beklendiği gibi olursa, kullanıcıları
şaşırtacağına hiç şüphe yok. Peki
ama nedir bu adım' Yasal içerik
sahiplerinin uğradığı gelir kaybına
karşı, korsan içerik indirmeye
çalışanlar, ürünü ve içeriği yasal
olarak satın alabilecekleri internet
adreslerine yönlendirilecekler.
Rapidshare'in çöküşü olur mu'
Peki Rapidshare neden böyle bir
karara imza atıyor' Rapidshare'in
bu kararı almasında, karşılaştığı
dev tazminat davalarının rol
oynadığı konuşuluyor. Rapidshare
sadece indirmeye çalışanları
yönlendirmekle kalmayacak, korsan
yükleyen kullanıcılar ise
ban'lanacak.
Sonrasında Rapidshare'in eskisi
kadar Premium hesap satıp
satamayacağı da merak ediliyor.
Hatta dev sitenin bu durumda
inanılmaz bir biçimde gerileyeceğini
tahmin etmek de pek zor değil.
Rapidshare için tek bir teselli var:
Sitenin, yapılan yönlendirmelerden
gelen satışlardan pay alması
bekleniyor. Ancak alınacak payların
ne getireceği, daha doğrusu
kaybedilen gücü karşılayıp
karşılamayacağı büyük bir soru
işareti.
Daha fazlası içinwww.chip.com.tr
sitesini ziyaret edebilirsiniz.
DH Mobil uygulaması ile devam edin. Mobil tarayıcınız ile mümkün olanların yanı sıra, birçok yeni ve faydalı özelliğe erişin. Gizle ve güncelleme çıkana kadar tekrar gösterme.